yazarlarla beraber harbi kardeşlik modelini benimsemiş moderasyondur. herhangi bir sözlük organizasyonunda -deplasman maçı olur, amatör şube maçı olur, halı saha maçı olur, basketbol turnuvası olur, yani kıçınızı kaldırıp iştirak edebileceğiniz her türlü organizasyonda- bizzat tecrübeyle sabit edilebilir bu. aralarında kankicilikle yaftalanamayacak kadar harbi insanları barındırır. yazarlarla yakın ilişkiler kurarlarsa kankicilikle, yazarlar onlar hakkında iyi şeyler yazarlarsa yalakalıkla, sözlüğe yukardan bakarsa aristokrat olmakla, sözlükteki olaylara müdahele ederse faşistlikle, müdahele etmezse acizlikle suçlanır. kısacası amacı üzüm yemek değil de, bağcıyı dövmek isteyenler için her zaman açık hedeftir moderasyon. yeri gelir kankicilikle suçlanan bu moderasyonu kardeşlerin en kardeşi bile çekinmeden de eleştirebilir: (bkz:
galatasaray sozluk moderasyonu/#392349) çünkü dili, sanrılardaki gibi kankicilik değil, harbiciliktir.
bu moderasyon belki sözlüğü çok iyi yönetemiyor olabilir, ki bu çok normal, çünkü bu ekipte daha önce hiç kimse bir yerde bu tarz önemli bir sorumluluğu üstüne almamıştır. en azından kendi adıma çok iyi bir yönetici olduğumu söyleyemem, ağır aksak birikimle ve yazarların hoşgörüsüyle öğreniyorum... bu ekip profesyonel bir şekilde kurulmamış, tamamen sözlük içinden seçilmiştir. seçilen kimselerin de hemen hemen hepsine sözlüğün büyük bir kısmı onay vermiştir. ve bu ekip bu ortamın galatasaray kardeşliği için kurulduğunu çok iyi bildiğinden, yönetim bazında yapabileceği her yanlış, kusur, hata vs. için sadece galatasaraylı kardeşlerinin hoşgörüsüne sığınmıştır. ister ajitasyon densin isterse başka bir şey, benim için tek gerçek bu. moderasyon seçimine derinlemesine değinmeyeceğim, fakat moderatör seçerken, "acaba haksızlık ettiğimiz kişiler var mı?" diye çok düşünüyoruz. sözlüğe emeği geçen, sözlük tarafından sevilen ve bu işi gerçekten -en az bizim kadar- layikiyla yapabilecek birçok isim var. ama halihazırda bir isim seçmek zorunda kalıyorsunuz.
ben, kendim dahil bu moderasyonun çok iyi bir moderasyon olduğuna kefil olamam belki ama, kesinlikle ve kesinlikle iyi niyetle günlerinden, gecelerinden hatta psikolojilerinden çalarak sözlüğe emek verdiklerine kefil olabilirim. kötü niyetli olmadıklarına, keyfi davranmadıklarına kefil olabilirim. ve filvaki yönetim bazında bir hata ya da kusurları varsa, bu onların hatası değil, sözlük sınırlarını ve kurallarını tam anlamıyla belirleyememiş bizim hatamızdır.
sonuçta ne bir ülke yönetiyoruz ne de büyük bir kurum. dediğim gibi bu konuda eğitimli de değiliz, profesyonel de. tamamen iyi niyetle bir şeyler yapmaya ve burada yer alan yüzlerce farklı kişiye, binlerce farklı fikire aynı anda yaranmaya ve belirli bir dengeyi sağlamaya çalışıyoruz. adelatsizliğin ne olduğunu çok iyi bildiğini iddia edenler, bu tarz ortamlarda adaletin ne denli zor sağlanacağını da iyi bilmelidirler. ve bu iş -onca işinin arasında- her gün onlarca sorunla uğraşan moderasyon için bu kadar kolay değildir. kendimden örnekle, bir gün yaptığım işlemin ertesi günü tutmadığı bile olmuştur. bu kasti bir şey değildir...
ne yazık ki türk toplumunda başgösteren hoşgörüsüzlük sözlüğe de sirayet etmiştir. bir çok yazar burasının salt galatasaraylılara ait olduğundan sanki bihabermiş gibi, diğer yazara oldukça kaba ve hoşgörüsüz yaklaşabilmektedir. haliyle bu hoşgörüsüzlükten ve baya çekişmelerden moderasyon da kendine düşen payı fazlasıyla alamaktadır.
bugüne kadar moderasyon muhtelif sebeplerle eleştirilmiştir. ve ne yazık ki bu eleştirilerin bir çoğu mesnetsizdir. buna rağmen hemen hemen bu tarz eleştirilerin bir çoğuna sessiz kaldık, yine de yazarlarımızı kırmak istemedik. ama, sadece eleştirmek için değil de, bir sorunu, çaprıklığı dile getiren ve gerçektenten bunun düzelmesi için yazılan tüm eleştirileri de dikkate aldık ve hepsinde de yazara dönüş yaptık... ben bu sözlükte kendi yazdığı entry'i kendi sildikten sonra, "moderasyon entry'mi sildi sözlüğü bırakıyorum" diye sözlüğü ayağa kaldıran yazarlarla da karşılaştım. nick filan hatırlamıyorum zaten hatırlasam da vermem, fakat olayın vehameti açısından güzel bir örnek sanırım. tüm tespitleriyle olay apaçık ortadayen yine de olayı ifşa etmedik.
son olarak yine şahsım adıma samimiyetle şunu ifade edebilirim ki, gerçekten moderasyonla yaşadığı sorun yüzünden sözlüğü bırakanları görünce ister-istemez çok üzülüyorum. bu tür olaylarda illa bir tarafın hatalı olmasına gerek yok, elbette bir taraf da hatalı olabilir, lakin diyolog yoluyla bir çok sorun aşılabilir. özellikle yazarlar nedense entry'leri silindikten sonra gereksiz bir kibirle silen moderatörle konuşma gereği bile duymuyorlar. oysa sildiğim bir entry'den sonra, entry'si silinen yazarın attığı mesajtan sonra, pardon o açıdan düşünmemiştim bu sebeple ilgi alanımıza sokmamıştım, hemen canlandırıyorum entry'i deyip entry canlandırdığım da olmuşutur.
işin özünde moderatörler de sizin-benim gibi insanlardır. hatta uğraştıklar görev sebebiyle bazen istemeyerek de olsa, size dönüşlerinden asabi bir hava sezebilirsiniz. bu belki hoş karşılanacak bir şey olmasa da, en azından anlayışla karşılanabilir.
bitirmeden, bize nasıl olursa olsun yaklaşan herkese yine de arkadaşlığımız, kardeşliğimiz sonuna kadar açıktır. özellikle vıcık vıcık ilişkilerimizi samimi bulmayanları en yakın zirveye tüm samimiyetimle moderasyon adına davet ediyorum. çünkü, sadece bir zirvenin neleri değiştirdiğini çıplak gözle gördükten sonra, sözlük hakkında da, yazarlar hakkında da fikirleriniz bir anda çok ciddi bir biçimde değişecektir. başta da belirttiğim gibi tecrübelerle sabittir.
not: 2 gündür uyumuyorum, çok hızlı yazdım, bu haseble bolca yazım hatası, anlatım bozukluğu vs. içerebilir bu entry. silerseniz sözlüğü bırakırım!!