• 52
    bir hikaye anlatırlar;

    milattan sonra yaşanan göçlerde ve kavimler göçünde, kalabalık ve ilk yerleşen gruplar söz sahibi olurmuş. tarım ve hayvancılık onların tekelinde ve onların adaletinde paylaşılırmış. rahatsız olan veya adaletsizlik olduğunu düşünen ya savaşır ya da başka bir yere göç edermiş, huzura erene dek.
    ilk yerleşenin hegamonyasından rahatsızlık duyan kavimler aralarından temsilciler seçerek hediyeleri ile birlikte yöneten beyliklere temsilcilerini gönderir ve hak talep ederlermiş. ilkel zamanlarda her şeyin bir başı olması gerektiğine inanırmış insanoğlu. dinler tam olarak yerli yerine oturmadığı için, inançlar faklı olduğu için önderliğin insanların üzerine yıkılması gerektiğinde hemfikirmiş kalabalıklar. ve iyi ile kötünün sonuçları kendilerine fatura edilirmiş. demokrasi ve meclisleşmenin en ilkel hali yani. bir temsilci gönder iyi de kötü de onun üstüne kalsın hem de o istemediği halde.

    eğer ki; galatasaray sözlük tribün grubu gibi bir hareket kurulacak olursa iş hiç alakaları olmadığı halde sorumluluk site kurucularına kalacaktır. muhatap alınacak kişiler onlar olacaktır. kimse 'gerizekalı' diyen adamı muhatap almaz. zaten kimse de bunu söyledikten sonra ortaya çıkıp 'evet ben hepinize gerizekalı dedim' demez.

    bunun farkında olan adminler ya da moderasyon ya da yönetim katı, adı her ne ise işte; bu tribün grubunu sahiplenmez ve desteklemez ise fikrimce mantıklı bir iş yapmış olurlar. tribün grupları başlarında kişiler olmadan tribünde barınamazlar. bir tek kişinin bir defaya mahsus yapacağı münferit yanlış site sahiplerine, yani belki de istemedikleri halde temsilci olmak zorunda bırakılanlara kalır.

    fikrimce kimsenin böyle bir sorumluluğu bu kişilerin üstüne atmaya hakkı yoktur. sözlük tribün grubu hakkındaki fikrim tamamen değişti. bir toplantı yapılmadan, sözlüğün amacı tam olarak kavranmadan, realiteye geçilip-geçilmeme fikri oylanmadan bunu yapmak zarar verir.

    ne istediğimizi iyi bilmek gerekir. galatasaray sözlük tribün grubu gibi bir fikir ile kimseyi ateşe atmamak gerek. bunun adı geri vites değil, sözlük kuruluş amacına paralel hareket etmektir. önce içinde bulunduğumuz oluşumun amacını kavrar isek, bayrağı altında hareket edeceğimiz oluşuma ters düşmemeliyiz.
    her şeyin başı da bu değil mi? nice gruplar ne amaçla kuruldu şimdi neredeler...

    galatasaray sözlük moderasyonu ya da adminler galatasaray sözlük tribün grubu hakkında bir şey yazmadan bu işin hiçbir ciddiyeti olmayacaktır kanımca. olmamalıdır da...
  • 53
    yazarların işine nasıl geliyorsa sözlüğü öyle yönetmesi istenen moderasyondur. he canım senin istediğin başlığı kapatacaklar, senin istemediğin olaylar konuşulmayacak, sen rahatsız oluyorsun diye yapılan yorumlar sınırlanacak. arda gitsin kaptanlığı da bıraksın demek ile arda kalsın 100 sene boyunca kaptan olsun demek arasında bir fark yoktur, ve bunların ikisi de yanlıştır. ama bunların yazılmasını moderasyonun engellemesi şebeklikten bile öte bir durum olur. insanlar format dışına çıkmadan saçmalayacak, saçmalayan de istediği ve beklediği ayarı yiyecek, tekrar laf yemek isterse tekrar saçmalayacak, tekrar laf yiyecek. sözlük konsepti bunu gerektirir. moderasyonun "sen bunu formata aykırı olmamasına rağmen yazamazsın" veya "sakin yazmak zorundasın" demesi, faşistlik değil salaklık olur. moderasyona ne lan benim sakin veya sinirli yazmamdan. format dışı yazıyor ve saçmalıyorsan entry silinir, format içi yazıyor ve saçmalıyorsan biri çıkar söylediklerini format dahilinde sana yedirir. aslında bunu çözmenin daha kolay bir yolu var, ben butonunun solunda bir "çıkış" butonu var, he işte sözlüğün bu durumunu görmek istemeyenler arada kullansın onu. hesabı kapat bölümü çalışsa onu önerir, ilk de ben kullanırdım.

    ekstra tanım: kriz yönetiminde başarılı olan, aslında kriz dışı genel yönetimi beceremeyen moderasyondur. sen salak saçma adamları yazar yap, sonra sözlük elden gidiyor, e gidiyor tabi achille emana koyayım.
  • 55
    kendileri bu sitenin kurucularidir. onlardan bir istirhamim olacak bu sebepten dolayi;

    galatasaraysozluk gibi bir site kurabilmisler gordugumuz uzere. hazir elleri degmisken, bir de antifenerbahcesozluk isimli site kurmalarini rica ediyorum. zira ben, sol frame`de galatasaray ile ilgili basliktan cok fenerbahce ile ilgili baslik gormekten cok sikildim. madem bazi yazarlarin tek misyonu, anti fenerbahce propagandasi yapmak, kendi sozlukleri olsun, orda yazsinlar. burasi da her daim sari kirmizi kalsin.

    neydi sloganimiz ?

    sen galatasaraylisin, farkinda misin ?
  • 57
    (bkz: kardeşim özelden hallet derdini) demesi gerekendir. moderasyon tabi ki taraftır, hatta galatasaray'dan taraftır. galatasaray'ın şampiyonlar ligi şansı varsa ve bu sonuna kadar kovalanacaksa moderasyon da tabi ki bu şansı kovalayanların tarafındadır. yatalım diyenlerin değil.

    anti- fener timinin değil galatasaray taraftarının sözlüğünün moderasyonudur.
  • 58
    görev aşkıyla yanıp tutuşan su sıralar bana takılmış güzide topluluktur. yüz milyon kere isim altına yazılmaması gerekenlerin söylenmiş olmasına ragmen 30 nisan 2010 saat 17.56 itibariyle haldunustunelinsactokasi baslıgı altında yazılan entirilerden kaç tanesinin nitelikli ya da sözlüğü çöplüğe çevirmekten başka işe yarayan yazılar olduğunu savunabilirler merak ediyorum. kafalarına göre o an canları ne isterse onu yapıyorlar sanırım. çok başarılılar eylemlerinin devamını bekliyorum.
  • 61
    galatasaray sözlük için pek de telaşlanmayanlardır. lafım hepsine. yakında daha da beter doğacak olan kutuplaşmanın da baş mümessibi olacaklardır. ilk başlarda sözlükte bu kutuplaşmanın, gruplaşmanın, çekişmenin % 20 kadarı olurken kelle alanlar bugün kat be kat fazlasına maruz kalan sözlükte boks hakemi gibi ayırıp tekrar iki tarafın birbirine girmesini bekliyorlar. yaptıkları umursamamazlıktan ziyade bir tiraj beklentisi gibi kalıyor. ben bu sessizliklerini buna yoruyorum. fitneden ve husumetten zevk alır bir tavırları var. herkes ben işime bakarım mantığını güdüyor.

    bugün biri küfür veya aşşağılayıcı bir entry girdiğinde bunu eleştirirseniz ''fikrini söylüyor'' derler fakat daha sözlük ilk kurulduğunda ve bundan 1 sene öncesinde fikrini söyleyen nicelerini şutlamalarının sebebini sorsanız sesleri çıkmaz.

    taraflı bakmaktan ziyade bazı yapı taşlarını oynatmaktan da korkuyorlar. alışılagelmişin dışında hareket etmekten de kaçıyorlar. bunları uygulayacakları kişileri en iyi kendileri bilirken, aslolanın format olmadığının farkındayken ve anayasaya ''sözlüğün huzurunu bozmak'' gibi bir madde koymuşken kendileri ile çelişiyorlar.

    burası sözlük. illa ki farklı kutuplar olacak. rijkaard'ı sevmeyen olacak, futbolcuyu sevmeyen olacak ama sen belli düsturlar çizdiysen onları ezip geçenleri suskunlukla karşılıyorsan vardır bu işte bir bit yeniği. ceza alan bedevixile cezalandırmayan her dalda nice kupalar ın davranışlarının birebir aynı olması bile bize değişen kabuğun karşısında bir açıklamadan aciz kalınmasını gösterir nitelikte.

    bu durumu; daha çok yazar alındığı için farklı fikirlerin çoğalması olarak açıklamak ve buna göre önlem almak varken sessiz kalmak, çelişkiler sorulduğu zaman cevapsız kalmalarına sebep oluyor.

    halbuki anayasayı değiştirerek toparlayabilirler durumu. ya da bir manifesto yazarak. genel zirve yaparak. moderasyonun kendi arasında toplantı yapmadığını, muhbirlere yeni görevler ya da görevlerini yerine getirmemelerinin karşılığını vermemelerini nasıl açıklayabilirler merak ediyorum. bunun adı sorumsuzluk mudur yoksa yaptıkları piramitin en üst tepesine yetişemeyecek durumdalar mı?

    yakında sözlüğün belli başlı yazarları kopmaya başlayınca, ortalık kirli entryler ile dolunca, amiyane tabirler, argolar çoğalınca bu onların gözüne de normal gelecek. tek umursanan şey sözlüğün forum olmaması olmuş fakat forum tarzı entrylere 'dir - 'dır getirilip bitirilince tamam mı sayılıyor? anketler çoğalınca, galatasaray'dan çok fenerbahçe konuşulunca, bir gün içerisinde 5 sayfa başlığın 2 sayfasını fenerbahçe alınca sorun olmuyor mu?

    galatasaray'ın içinde konuşulacak o kadar konu varken, ilgi alanı sınırlamasının en gereksiz noktaları daha çok gündemde iken sorun olmuyor mu? sonra popülist tavırlarla tiraj beklentisi içindesiniz deyince de hangi popülizm dersiniz. arif erdem ile aziz yıldırım arasındaki entry farkını çıkıp da anlatacak bir mantıklı sözlük yönetim üyesi var mı? ama popülizm ile alakalı bir kelime etmeyin açıklarken yoksa tiraj beklentisi yaftasını yüzünüze yersiniz.

    gelişmeleri telaşla takip ediyorum. bu gidişle bu sözlükten kopan çok olacak.
  • 62
    şapkalarını önlerine koyup, galatasaray sözlük'ün geldiği noktayı ve ilerleyişinin nasıl olacağını düşünmesi gereken sözlük yöneticileridir.

    son zamanlarda herkes birbirinden şikayetçi. anlaşamadıkları bir konu için birbirlerine hakaret edenler de var, sarı kırmızı formamızı giyenlere olmadık laflar edenler de. neyi paylaşamadığımızı anlamak güç.

    birbirimizin fikirlerine saygı göstermek yerine birbirimize fikir empoze etmeye çalışıyoruz ve bana göre moderasyon da bu durumu düzeltmek için hiçbir müdahalede bulunmuyor.

    birinin yazdığı şeyi beğenmeyen, hemen nick altından ayar vermeye kalkarsa, sol frame nick altı yazılarla ve ayar verme sevdalıları ile dolarsa, bu platform sözlük olmaktan çıkıp dingonun ahırı haline dönecektir. anlayamadığım şey; neden insanlar yazılarını beğenmediği ve tartışmak istediği bir mevzuyu özel mesaj ile çözmek yerine nick altına yazı döşenerek bu eylemi gerçekleştirir.

    bir çok yazarda popüler olma kaygısı olduğunu ve bunu gerçekleştirmek için de türlü yollara başvurduğu bir gerçek. hatta bunun için herkesin beyaz dediğine bu kişiler siyah diyebilmekteler ve tabi ki bunu da fikir özgürlüğüne bağlamaktalar. tamam kabul edelim, fikirler özgür ve sizlerle ortak bir noktada buluşmak mümkün değil fakat o özgür (!) fikirlerinizi beyan ederken karşınızdaki insanlara hakaret etme cüretini nereden buluyorsunuz ?

    bir de kendi takımının futbolcusuna, teknik adamına ya da yöneticisine mesnetsiz laflar eden hatta küfür edenler var. merak ediyorum acaba kaçınız bu ettiğiniz lafları o insanların karşısına geçip de söyleyebilirsiniz. frank rijkaard'ın karşısına geçip "sen de çok lalesin beaaa" diyebilecek sadece bir tane babayiğit varsa şayet burada önünde saygıyla eğilmek istiyorum.

    maalesef tüm bu unsurlar bir çok yazarı galatasaray sözlük'ten uzaklaştırmaktadır. çare yazarları troll ilan edip sözlükten atmakta değildir kanımca. çare; ipe sapa gelmez yazılar yazanlara prim vermemekte, onların istediği negatif popülerliği onlara kazandırmamaktadır. sözlüğün bir otokontrol mekanizması geliştirmesi gerekmektedir. bu mekanizmayı harekete geçirmek de galatasaray sözlük moderasyonuna düşmektedir.

    artık bir şekilde kalıbına uydurulup içinde hakaret barındıran yazılar okumaktan sıkılmadınız mı? ben çok sıkıldım.
  • 63
    kendilerinden naçizane ricam ilgi alanımız dışında sebebiyle entry silme meselesini açıklığa kavuşturmaları. niteliksiz entry konusunda bir ayar tutturmak zor olduğu için artık konuyla ilgili bir şikayetim yok, sözlük anayasasında bu konuyla ilgili kesin bir madde yok, tamamen öznel bir durum olup nitelikli olup olmadığına karar verilmekte. lakin ilgi alanımız dışında konusu ciddi anlamda can sıkıntısı yaratmakta.
    örnekleme üzerinden gideceğim ve baştan belirteyim örnek olarak vereceğim entry sahiplerinin anlayışına sığınıyorum, umarım demek istediğimi anlayacaklardır ve mazur göreceklerdir.

    başlık;

    inci sozluk

    194.an itibariyle hacklenmişlerdir. hackleyen tokmakci blogspot diye bir site.

    195.an itibariyle yine hacklenmiştir. tokmakçı cidden tokmaklıyor.

    196.tokmakci.sozlukspot.com tarafından hacklenen sözlük. tokmakçının yaptığı eylemler inci sözlük ahalisi tarafından gayet olgunca karşılanmış* ve onların mizahi yönlerini göstermelerine tekrar vesile olmuştur.

    197."mazhar fuat özkan kaçıncı sırada çıkacak lan" adlı topiciyle baya bayaa yarmıştır.

    başlık;

    tokmak sozluk

    2.hacklediği inci sözlük 10 dk sonra açılmıştır.
    büyük ihtimalle hackleyen de inci'cidir.

    3.tekrar inci sözlük'ü hacklediler. böyle devam edecek sanırım.

    4.bugün inciyi bi kaldırıp bi yatıran sözlüktür. tam düzeliyor, o siyah üzerine pembe yazılar tekrar çıkıyor.

    şimdi; ekşisözlük, incisözlük vb klon sözlük versiyonlarında galatasaray-galatasaray sözlük gibi bizi ilgilendiren konularda birşey yazılmışsa; okumamız, bilmemiz konuşmamızı gerekebilecek konuların galatasaray sözlük'e yazılmasını anlarım ancak yukarıda örneklediğim gibi tamamen ilgi alanımız dışında * olan bilmem ne sözlük bilmem kimi hacklemiş, yok düzelmiş, yok falanca sözlük filancaya ayar vermiş vs vs uzar bu... ilgi alanımız dışında diyerek ihbar ettiğim halde hatalı ihbar şeklinde moderatörler tarafından canlandırılıyorsa kendilerinden ricam (tüm samimiyetime inansınlar) lütfen olaylar kısmında yada msg yoluyla konu hakkında bir bilgi versinler ki ben de bu zamana kadar ilgi alanımız içinde-dışında olan konuları iyice öğreneyim. ben galatasaray sözlük'ü bugüne kadar hangi amaçla açtıysam bundan sonra da o amaçla açmak okumak yazmak istiyorum, eğer çok merak etseydim-edersem açar ekşi-inci sözlük vb.lerini açarım. bana dersin ki ekşi-inci sözlük'te bizim sözlüğü hackleyeceklermiş, verilen linklere tıklamayın, bunu kısmen anlarım ama yapmayın çocuklar yapma volkan .

    not 1: entry ironi içermemektedir, cidden şu ilgi alanı konusunu yukarıda yazdıklarım çerçevesinde öğretin.
    not 2: yukarıda da belirttim tekrar söylüyorum, örnek olarak yazdığım entryler sıkıntı yaşadığım konuyu açıklayan entrylerdir, yazarlarına karşı olan kişisel bir durum sözkonusu değildir, umarım anlayışla karşılanır.
  • 64
    ısrarla bülend özveren başlığımı silen moderasyonumuzdur. neymiş efendim konumuzla ilgisi yokmuş. adam canlı yayında eurovision sonrası tüm türkiye'ye almanların eurovision birinciliğine tıpkı fenerbahçelilerin şampiyonluklarına inanamamaları gibi inanamıyorlar demiş ben bunu entryleştirmişim bu durum ısrarla konumuzla ilgisi olmadığı gerekçesiyle silinmiştir.

    bülend özveren'in galatasaray liseli olması ve canlı yayında söylediği bu sözün haber niteliği bile varken konumuzla ilgisiz bulunmuştur. o zaman haftalardır fenerbahçe'nin skandal şampiyonluk sevincinin de konumuzla bir alakası yoktu. binlerce entry'de silinmeliydi.

    batak, asker tavlası ve kız tavlası diye açılmış başlıkları silmemiş olan moderasyon bülend özveren başlığını ısrarla silmektedir. anlayabilmiş değilim.

    yanlış üstüne yanlış. *

    edit:sıkıntı giderilmiş ilgisiz başlıklar silinmiş nkfvas uyardı sağolsun. olan benim bülend özveren başlığıma oldu ama artık ona da birşey yazmak istemiyorum. eurovısıon sonrası fenerbahçe'ye vermiş olduğu ayar bana yetti. gerisi mühim değil.
  • 67
    konumuz hakkında bir karar vermesi gerekendir. şimdi alttaki entryler inci sözlük başlığı altında. bende aynı gün şu an silinmiş bulunan şöyle bir entry yazmıştım:
    ''ekşi sözlüğü çok ilginç bir yöntemle hackleyen sözlük. valla öğrenmeye çalışmaktayım nasıl yapmışlar. ekşi'nin bir bugundan bahsediyorlar, linke basınca başlık açıyorlarmış.''

    evet bu entry konumuz değil. ama şu an inci başlığı altındaki bu entrylerde değil bence. *

    # toplu saldırı olmamıştır. ekşi'de ki bir bug'dan faydalanarak kişiler farkında olmadan o başlıkları açmıştır. şöyle ki, hacklenen bir kişi o da ben olayım sol frame'e başlık açtım. benim bu başlığı gördükçe tıklayan herkes farkında olmadan başlık açmaya devam etti ve böylece üredi... yoksa 2 yıl sıra bekledikten sonra 2sn lik zevk için hiç kimse kasmaz...

    # ekşi sözlüğün cookie'lerini hacklemişler ve 490 civarında yazar hesabının şifresini ele geçirmiş üstüne birde bu hesapları exploit etmişlerdir yani yayımlamışlardır şuan isteyen girip ekşi'yi şey edebiliyor.

    # bir çeşit bug ile saldırı düzenleyenlerdir. yani sadece bir hesap ele geçirerek belki de geçiremeden oluşturdukları posta her kim tıklıyor ise onun hesabından yeni bir başlık açıma entrisi çıkmaktadır. yani kendi kendini geliştiriyor. burdan uyarımdır; olur da öyle bişi olursa linklere tıklamak yok...
  • 69
    zaman zaman sildikleri entrylerime hak versemde bazen cidden şaşırıyorum.silinen mesajın canlandırılması için düzeltiyorum ,formata uygun hale getiriyorum bu seferde "ilgi alanımızın dışında " bahanesiyle siliniyor. peki sorarım size bu başlıklar nasıl bizim ilgi alanımıza giriyor ? ;

    (bkz: basliklari alt alta okumak)

    (bkz: yaran yanlis okumalar)

    (bkz: portekizce)**

    vs...
  • 70
    "ilgi alanımız dışında" ve "niteliksiz entry" seçenekleri yerine "bu entryini beğenmedim" diye bir seçenekle entry silmeyi eklemesi gereken moderasyondur. ilgi alanımız dışında diyerek sportif bir nükte taşıyan entrym, sözlükte ilgi alanımız dışında bir tartışma başlatabilir diye siliniyor. o kadar ileri görüşlü ki bu moderasyon, öyle bir tartışmanın çıkacağını ve o tartışmanın sportif olmayacağını biliyor. madem sporla alakalı olmayacak bi tartışma başlatacak benim sporla alakalı olan entrym, o zaman o sporla alakalı olmayan entryleri silersin. böyle saçma iş mi olur?? ha bide neden sildiniz deyince de suçu üstünden atmak için muhbir ihbar etmiş deyip, "entryniz ilgi alanımızın dışında" diyemiyor. aferin devam!!

    (bkz: soğutmayın lan sözlükten)

    not: bahanen kabahatini geçiyorsa bi dur diyen bulunur.
    istek: hagi veya gs şu hesabı kapat ı aktif etse artık.
    niteliksiz entrye karşı tanım: çok ileri görüşlü şahıslardan oluşmuş, sistemini iyi kurmuş yönetimdir.
  • 71
    bir gün bir durakta sarışın orta boylu bir kız bekliyordu. çağlayan'dan mecidiyeköy'e gidecekti. orta boylu bir çocuk arkadan yaklaştı ve sarıldı. gözleri doldu ikisinin de. aynı sırada okumuş, aynı mahallede büyümüşlerdi. birinin adı lamore del calcio, diğerinin adı da hagi idi. uzun uzun konuştular, sonra hagi müsaade isteyip gitti kızın yanından. telefon numarasını bırakmıştı çok güzel işler yapacaklardı beraber.

    duraktan indiğinde telefonu çalıyordu hagi'nin. arayan izmir'de yıllar önce bir göztepe maçında kendisinin canını kurtaran nkfvas idi. hasret giderdiler. sonra hagi ona bahsetti sözlük kuracaktı ve ekibini topluyordu. derken telefonu kapatıp üst aramasından geçti, profilo alışveriş merkezinde özsüt'te beklemeye başladı. hala oğlu thisisthebesttillwedobetter abisi gs ile uzaktan yaklaşıyordu. gördü onları gülümsedi. oturdular ve konuşmaya başladılar. ekip hazırdı. gs; ''in 99 ile belgarath'ı ayarladım zaten yazlıktan arkadaşlarım'' dedi. thisisthebesttillwedobetter da; ''ben de psychonaut ile konuştum o da katılıyor'' dedi.

    hagi'nin gözleri parladı, capuccino getirmişti garson önce ona döndü, servisi bitirmesini bekledi ve elindeki kalemi yavaşça masaya bırakarak, parıldayan gözleri ile şunları söyledi;

    ''abi bizim uyuz kuzen var ya bir tane onu da troll yaparız 10 entry'den 8'inde bize sallar''

    herkes arada muhalif seslerin de olması gerektiği konusunda hemfikir olur ve masadan kalkılır. işte bu moderasyon böyle kurulmuştur.

    edit: hagi'nin yıllar önce takım arkadaşı olan bir eleman da organizatör yazar da arada girip savunuyor onları.
  • 72
    birlikte çalışan, ama birbirleri ile sözlükten önce hiç tanışmamış insanları içerir.

    lakin bu iş ekip işidir, bu insanların hepsi de gönüllüdür. şöyle bir düşünelim; benim bildiğim iki tanesi sürekli bilgisayar başında, birinin vakti yoksa diğeri ilgilenmeye çalışır sözlükle. bir tanesi gezici bir işte çalışır. birinin sözlüğe gündüz, diğerinin gece girmesi daha kolaydır.

    asıl konu ise sözlük açıldığında hiçbiri birbirlerini tanımadıkları gibi, adminleri de tanımamaktadır ve bu gerçekten çok önemli bir şeydir.

    hagi'nin ciddi anlamda kankasına moderatörlük vermediğini bilen birisi olarak takdir ediyorum kurduğu moderasyon ekibini.

    bu ekipte birinci nesil var, ikinci nesil var, yaşlar da birbirinden farklı. kadın da var erkek de. muhbirler arasında da tüm nesillerden arkadaşlarımız var. bir bakıyorum da homojen olarak temsil eden bir ekip bu sözlüğü ve ellerinin altındaki "sil, düzenle" tuşları hariç bildiğin yazar hepsi.

    ilhamı da kalıplaşmış modellerden değil, sözlüğün dinamiklerinden; galatasaray'ın renklerinden alırlar.
  • 74
    yazarlarla beraber harbi kardeşlik modelini benimsemiş moderasyondur. herhangi bir sözlük organizasyonunda -deplasman maçı olur, amatör şube maçı olur, halı saha maçı olur, basketbol turnuvası olur, yani kıçınızı kaldırıp iştirak edebileceğiniz her türlü organizasyonda- bizzat tecrübeyle sabit edilebilir bu. aralarında kankicilikle yaftalanamayacak kadar harbi insanları barındırır. yazarlarla yakın ilişkiler kurarlarsa kankicilikle, yazarlar onlar hakkında iyi şeyler yazarlarsa yalakalıkla, sözlüğe yukardan bakarsa aristokrat olmakla, sözlükteki olaylara müdahele ederse faşistlikle, müdahele etmezse acizlikle suçlanır. kısacası amacı üzüm yemek değil de, bağcıyı dövmek isteyenler için her zaman açık hedeftir moderasyon. yeri gelir kankicilikle suçlanan bu moderasyonu kardeşlerin en kardeşi bile çekinmeden de eleştirebilir: (bkz: galatasaray sozluk moderasyonu/#392349) çünkü dili, sanrılardaki gibi kankicilik değil, harbiciliktir.

    bu moderasyon belki sözlüğü çok iyi yönetemiyor olabilir, ki bu çok normal, çünkü bu ekipte daha önce hiç kimse bir yerde bu tarz önemli bir sorumluluğu üstüne almamıştır. en azından kendi adıma çok iyi bir yönetici olduğumu söyleyemem, ağır aksak birikimle ve yazarların hoşgörüsüyle öğreniyorum... bu ekip profesyonel bir şekilde kurulmamış, tamamen sözlük içinden seçilmiştir. seçilen kimselerin de hemen hemen hepsine sözlüğün büyük bir kısmı onay vermiştir. ve bu ekip bu ortamın galatasaray kardeşliği için kurulduğunu çok iyi bildiğinden, yönetim bazında yapabileceği her yanlış, kusur, hata vs. için sadece galatasaraylı kardeşlerinin hoşgörüsüne sığınmıştır. ister ajitasyon densin isterse başka bir şey, benim için tek gerçek bu. moderasyon seçimine derinlemesine değinmeyeceğim, fakat moderatör seçerken, "acaba haksızlık ettiğimiz kişiler var mı?" diye çok düşünüyoruz. sözlüğe emeği geçen, sözlük tarafından sevilen ve bu işi gerçekten -en az bizim kadar- layikiyla yapabilecek birçok isim var. ama halihazırda bir isim seçmek zorunda kalıyorsunuz.

    ben, kendim dahil bu moderasyonun çok iyi bir moderasyon olduğuna kefil olamam belki ama, kesinlikle ve kesinlikle iyi niyetle günlerinden, gecelerinden hatta psikolojilerinden çalarak sözlüğe emek verdiklerine kefil olabilirim. kötü niyetli olmadıklarına, keyfi davranmadıklarına kefil olabilirim. ve filvaki yönetim bazında bir hata ya da kusurları varsa, bu onların hatası değil, sözlük sınırlarını ve kurallarını tam anlamıyla belirleyememiş bizim hatamızdır.

    sonuçta ne bir ülke yönetiyoruz ne de büyük bir kurum. dediğim gibi bu konuda eğitimli de değiliz, profesyonel de. tamamen iyi niyetle bir şeyler yapmaya ve burada yer alan yüzlerce farklı kişiye, binlerce farklı fikire aynı anda yaranmaya ve belirli bir dengeyi sağlamaya çalışıyoruz. adelatsizliğin ne olduğunu çok iyi bildiğini iddia edenler, bu tarz ortamlarda adaletin ne denli zor sağlanacağını da iyi bilmelidirler. ve bu iş -onca işinin arasında- her gün onlarca sorunla uğraşan moderasyon için bu kadar kolay değildir. kendimden örnekle, bir gün yaptığım işlemin ertesi günü tutmadığı bile olmuştur. bu kasti bir şey değildir...

    ne yazık ki türk toplumunda başgösteren hoşgörüsüzlük sözlüğe de sirayet etmiştir. bir çok yazar burasının salt galatasaraylılara ait olduğundan sanki bihabermiş gibi, diğer yazara oldukça kaba ve hoşgörüsüz yaklaşabilmektedir. haliyle bu hoşgörüsüzlükten ve baya çekişmelerden moderasyon da kendine düşen payı fazlasıyla alamaktadır.

    bugüne kadar moderasyon muhtelif sebeplerle eleştirilmiştir. ve ne yazık ki bu eleştirilerin bir çoğu mesnetsizdir. buna rağmen hemen hemen bu tarz eleştirilerin bir çoğuna sessiz kaldık, yine de yazarlarımızı kırmak istemedik. ama, sadece eleştirmek için değil de, bir sorunu, çaprıklığı dile getiren ve gerçektenten bunun düzelmesi için yazılan tüm eleştirileri de dikkate aldık ve hepsinde de yazara dönüş yaptık... ben bu sözlükte kendi yazdığı entry'i kendi sildikten sonra, "moderasyon entry'mi sildi sözlüğü bırakıyorum" diye sözlüğü ayağa kaldıran yazarlarla da karşılaştım. nick filan hatırlamıyorum zaten hatırlasam da vermem, fakat olayın vehameti açısından güzel bir örnek sanırım. tüm tespitleriyle olay apaçık ortadayen yine de olayı ifşa etmedik.

    son olarak yine şahsım adıma samimiyetle şunu ifade edebilirim ki, gerçekten moderasyonla yaşadığı sorun yüzünden sözlüğü bırakanları görünce ister-istemez çok üzülüyorum. bu tür olaylarda illa bir tarafın hatalı olmasına gerek yok, elbette bir taraf da hatalı olabilir, lakin diyolog yoluyla bir çok sorun aşılabilir. özellikle yazarlar nedense entry'leri silindikten sonra gereksiz bir kibirle silen moderatörle konuşma gereği bile duymuyorlar. oysa sildiğim bir entry'den sonra, entry'si silinen yazarın attığı mesajtan sonra, pardon o açıdan düşünmemiştim bu sebeple ilgi alanımıza sokmamıştım, hemen canlandırıyorum entry'i deyip entry canlandırdığım da olmuşutur.

    işin özünde moderatörler de sizin-benim gibi insanlardır. hatta uğraştıklar görev sebebiyle bazen istemeyerek de olsa, size dönüşlerinden asabi bir hava sezebilirsiniz. bu belki hoş karşılanacak bir şey olmasa da, en azından anlayışla karşılanabilir.

    bitirmeden, bize nasıl olursa olsun yaklaşan herkese yine de arkadaşlığımız, kardeşliğimiz sonuna kadar açıktır. özellikle vıcık vıcık ilişkilerimizi samimi bulmayanları en yakın zirveye tüm samimiyetimle moderasyon adına davet ediyorum. çünkü, sadece bir zirvenin neleri değiştirdiğini çıplak gözle gördükten sonra, sözlük hakkında da, yazarlar hakkında da fikirleriniz bir anda çok ciddi bir biçimde değişecektir. başta da belirttiğim gibi tecrübelerle sabittir.

    not: 2 gündür uyumuyorum, çok hızlı yazdım, bu haseble bolca yazım hatası, anlatım bozukluğu vs. içerebilir bu entry. silerseniz sözlüğü bırakırım!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın