61
galatasaray sözlük için pek de telaşlanmayanlardır. lafım hepsine. yakında daha da beter doğacak olan kutuplaşmanın da baş mümessibi olacaklardır. ilk başlarda sözlükte bu kutuplaşmanın, gruplaşmanın, çekişmenin % 20 kadarı olurken kelle alanlar bugün kat be kat fazlasına maruz kalan sözlükte boks hakemi gibi ayırıp tekrar iki tarafın birbirine girmesini bekliyorlar. yaptıkları umursamamazlıktan ziyade bir tiraj beklentisi gibi kalıyor. ben bu sessizliklerini buna yoruyorum. fitneden ve husumetten zevk alır bir tavırları var. herkes ben işime bakarım mantığını güdüyor.
bugün biri küfür veya aşşağılayıcı bir entry girdiğinde bunu eleştirirseniz ''fikrini söylüyor'' derler fakat daha sözlük ilk kurulduğunda ve bundan 1 sene öncesinde fikrini söyleyen nicelerini şutlamalarının sebebini sorsanız sesleri çıkmaz.
taraflı bakmaktan ziyade bazı yapı taşlarını oynatmaktan da korkuyorlar. alışılagelmişin dışında hareket etmekten de kaçıyorlar. bunları uygulayacakları kişileri en iyi kendileri bilirken, aslolanın format olmadığının farkındayken ve anayasaya ''sözlüğün huzurunu bozmak'' gibi bir madde koymuşken kendileri ile çelişiyorlar.
burası sözlük. illa ki farklı kutuplar olacak. rijkaard'ı sevmeyen olacak, futbolcuyu sevmeyen olacak ama sen belli düsturlar çizdiysen onları ezip geçenleri suskunlukla karşılıyorsan vardır bu işte bir bit yeniği. ceza alan bedevixile cezalandırmayan her dalda nice kupalar ın davranışlarının birebir aynı olması bile bize değişen kabuğun karşısında bir açıklamadan aciz kalınmasını gösterir nitelikte.
bu durumu; daha çok yazar alındığı için farklı fikirlerin çoğalması olarak açıklamak ve buna göre önlem almak varken sessiz kalmak, çelişkiler sorulduğu zaman cevapsız kalmalarına sebep oluyor.
halbuki anayasayı değiştirerek toparlayabilirler durumu. ya da bir manifesto yazarak. genel zirve yaparak. moderasyonun kendi arasında toplantı yapmadığını, muhbirlere yeni görevler ya da görevlerini yerine getirmemelerinin karşılığını vermemelerini nasıl açıklayabilirler merak ediyorum. bunun adı sorumsuzluk mudur yoksa yaptıkları piramitin en üst tepesine yetişemeyecek durumdalar mı?
yakında sözlüğün belli başlı yazarları kopmaya başlayınca, ortalık kirli entryler ile dolunca, amiyane tabirler, argolar çoğalınca bu onların gözüne de normal gelecek. tek umursanan şey sözlüğün forum olmaması olmuş fakat forum tarzı entrylere 'dir - 'dır getirilip bitirilince tamam mı sayılıyor? anketler çoğalınca, galatasaray'dan çok fenerbahçe konuşulunca, bir gün içerisinde 5 sayfa başlığın 2 sayfasını fenerbahçe alınca sorun olmuyor mu?
galatasaray'ın içinde konuşulacak o kadar konu varken, ilgi alanı sınırlamasının en gereksiz noktaları daha çok gündemde iken sorun olmuyor mu? sonra popülist tavırlarla tiraj beklentisi içindesiniz deyince de hangi popülizm dersiniz. arif erdem ile aziz yıldırım arasındaki entry farkını çıkıp da anlatacak bir mantıklı sözlük yönetim üyesi var mı? ama popülizm ile alakalı bir kelime etmeyin açıklarken yoksa tiraj beklentisi yaftasını yüzünüze yersiniz.
gelişmeleri telaşla takip ediyorum. bu gidişle bu sözlükten kopan çok olacak.
bugün biri küfür veya aşşağılayıcı bir entry girdiğinde bunu eleştirirseniz ''fikrini söylüyor'' derler fakat daha sözlük ilk kurulduğunda ve bundan 1 sene öncesinde fikrini söyleyen nicelerini şutlamalarının sebebini sorsanız sesleri çıkmaz.
taraflı bakmaktan ziyade bazı yapı taşlarını oynatmaktan da korkuyorlar. alışılagelmişin dışında hareket etmekten de kaçıyorlar. bunları uygulayacakları kişileri en iyi kendileri bilirken, aslolanın format olmadığının farkındayken ve anayasaya ''sözlüğün huzurunu bozmak'' gibi bir madde koymuşken kendileri ile çelişiyorlar.
burası sözlük. illa ki farklı kutuplar olacak. rijkaard'ı sevmeyen olacak, futbolcuyu sevmeyen olacak ama sen belli düsturlar çizdiysen onları ezip geçenleri suskunlukla karşılıyorsan vardır bu işte bir bit yeniği. ceza alan bedevixile cezalandırmayan her dalda nice kupalar ın davranışlarının birebir aynı olması bile bize değişen kabuğun karşısında bir açıklamadan aciz kalınmasını gösterir nitelikte.
bu durumu; daha çok yazar alındığı için farklı fikirlerin çoğalması olarak açıklamak ve buna göre önlem almak varken sessiz kalmak, çelişkiler sorulduğu zaman cevapsız kalmalarına sebep oluyor.
halbuki anayasayı değiştirerek toparlayabilirler durumu. ya da bir manifesto yazarak. genel zirve yaparak. moderasyonun kendi arasında toplantı yapmadığını, muhbirlere yeni görevler ya da görevlerini yerine getirmemelerinin karşılığını vermemelerini nasıl açıklayabilirler merak ediyorum. bunun adı sorumsuzluk mudur yoksa yaptıkları piramitin en üst tepesine yetişemeyecek durumdalar mı?
yakında sözlüğün belli başlı yazarları kopmaya başlayınca, ortalık kirli entryler ile dolunca, amiyane tabirler, argolar çoğalınca bu onların gözüne de normal gelecek. tek umursanan şey sözlüğün forum olmaması olmuş fakat forum tarzı entrylere 'dir - 'dır getirilip bitirilince tamam mı sayılıyor? anketler çoğalınca, galatasaray'dan çok fenerbahçe konuşulunca, bir gün içerisinde 5 sayfa başlığın 2 sayfasını fenerbahçe alınca sorun olmuyor mu?
galatasaray'ın içinde konuşulacak o kadar konu varken, ilgi alanı sınırlamasının en gereksiz noktaları daha çok gündemde iken sorun olmuyor mu? sonra popülist tavırlarla tiraj beklentisi içindesiniz deyince de hangi popülizm dersiniz. arif erdem ile aziz yıldırım arasındaki entry farkını çıkıp da anlatacak bir mantıklı sözlük yönetim üyesi var mı? ama popülizm ile alakalı bir kelime etmeyin açıklarken yoksa tiraj beklentisi yaftasını yüzünüze yersiniz.
gelişmeleri telaşla takip ediyorum. bu gidişle bu sözlükten kopan çok olacak.