(bkz:
kurak günler)
film bir kasabada, kasaba halkının dışa kapalılığı ve kapalı kapılar ardında yaşadıkları yozlaşmaları çok güzel bir gerilim ile anlatıyor bizlere.
yönetmen emin alper'in söylediği çok güzel bir şey var filmdeki karakterler ile ilgili;
"kasaba halkının "ahlak" kelimesinin içini ne kadar boşalttığı ve kapalı kapılar ardında her türlü ahlaksızlığı politika ve adamcılık kisvesi altında örttüğü bir gerçek. lakin bu filmde o taraf ne kadar net ise, özdeşlik kuracağımız iyinin yanındaki karakter de o kadar flu. kimse dümdüz iyi bir insan olamaz. sürekli bir kahraman çıkarmak istediğimiz noktada yanılıyoruz. bizim asıl mücadelemiz dümdüz iyi olan insan aramak olmamalıdır. herkes hata yapar, herkes yanlış yapar. önemli olan neyin karşısında durduğun, özeleştiri kabiliyetin ve yanlışa meyilini kabul etme erdemini göstermiş olmandır."
bu bence muhteşem bir özet. karşı taraf zaten bir türkiye özeti. yeniye,yabancıya ve kirli düzenlerinin içine çomak sokup adalet mekanizmasını işletmeye çalışan her objeyi yok etmek isterler. isterler ki sadece onlar yesin, içsin, her türlü kötülüğü yapsın, baskı kursun, yozlaştırsın ve hiç zarar görmesin.
biz o obruğa düştük... o obruk sizin eseriniz. biz o obrukta olmanın ne demek olduğunu iyi biliriz.
ama siz...
hiç bilemediniz, çok yakında kendi yarattığınız o obruk hepinizi yutacak.