301
zor geçiyor şu zamanlar be sözlük. aslında ağlamıyorum, gelip gelip gidiyor durmadan. hayatımda tanıdığım en renkli insan, en bilge kadın babaannem yaşam savaşı veriyor 89 yaşında.
safra kesesinde adını sanını bilmediğim bir rahatsızlığı vardı. kendimi bildim bileli vardı ama bir şekilde idare ediyordu işte. son 10-15 gündür durumu alışık olmadığımız şekilde kötüleşmişti ama. getirdik hastaneye. akciğerleri, karnı su topluyor, karaciğerinde 8 cmlik bir kitle var; biyopsisi yapılmadı ama beyin cerrahı olan abimin dediğine göre %99 kötü huylu, vücudunun bütün kasları erim erim erimiş. bunlar yetmezmiş gibi yıllar öncesinden platin takılı olan sol kalçası çıktı. en çok da bu zorluyor bizi. kadını çeviremiyoruz bile, sırtı ne oldu kimbilir. çektiği acıyla refakatte olan ben uyanıyorum o derece. yazık be bu kadına şu yaşında.
oysa biz yine şanslıyız. abim sayesinde kendi kliniğinin bitişiğinde izole bir oda bulduk, normalde yoğun bakıma refakatçi alınmaz, biz girebiliyoruz, bu sayede kadına da biraz moral oluyor.
geçen gece bir amca gördüm göğüs cerrahinin önünde bekledi bütün gece. gece üç sularında tuvalete çıktığımda yangın merdivenlerinde ağladığını duydum amcamın. o an işte ben de kötü oldum. kendime bile lanet ettim en azından yakınımın yanında olabilme şansına sahip olduğum için. trajediler hiç iyi gelmiyor bu ruha.
iki günde bir hastanede kalıyorum, oradan çıkıp işe gidiyorum sabah. hadi buna da eyvallah da bir de gönül meselesi var. seviyorum bir kızı, güneş diyorum ona. çünkü güneş gibi gelmişti ömrüme. sorunlar yaşadık, hatalar yaptım ama delikanlı kadınmış, her özür dileyişimde kabul etti özrümü. şimdi yeni bir şeyler deniyoruz, oluyor mu bilmiyorum. kaç defa bir ilişkinin içinde olmak istemediğini söyledi ama ben çok fena tutuldum. beni bilip kaldığına göre diye umut yeşertmeye uğraşıyorum her gün. bugün mesela görüştük, 11 dakika sürdü bazı zorunluluklardan dolayı oysa o 11 dakika bile benim için o kadar değerli ki. bir de şu var. kız başka şehirde okuyor, pandemiden dolayı burada. okullar açılacak da gidecek diye o kadar korkuyorum. insanlar aşılara seviniyor benim ödüm patlıyor, evet bencilim ama sevdiğim için.
işte şimdi bir de onu düşünüyorum bunca derdin arasında, hastanede yarın işe biraz olsun dinç gidebilmek adına gizli gizli ayyaş gibi kahveyle karışık alkol alırken. uyuyabilecek miyim? kimbilir.
sözün özü sözlük biraz olsun dualarınıza ihtiyacım var. biraz şifa biraz aşk için...
safra kesesinde adını sanını bilmediğim bir rahatsızlığı vardı. kendimi bildim bileli vardı ama bir şekilde idare ediyordu işte. son 10-15 gündür durumu alışık olmadığımız şekilde kötüleşmişti ama. getirdik hastaneye. akciğerleri, karnı su topluyor, karaciğerinde 8 cmlik bir kitle var; biyopsisi yapılmadı ama beyin cerrahı olan abimin dediğine göre %99 kötü huylu, vücudunun bütün kasları erim erim erimiş. bunlar yetmezmiş gibi yıllar öncesinden platin takılı olan sol kalçası çıktı. en çok da bu zorluyor bizi. kadını çeviremiyoruz bile, sırtı ne oldu kimbilir. çektiği acıyla refakatte olan ben uyanıyorum o derece. yazık be bu kadına şu yaşında.
oysa biz yine şanslıyız. abim sayesinde kendi kliniğinin bitişiğinde izole bir oda bulduk, normalde yoğun bakıma refakatçi alınmaz, biz girebiliyoruz, bu sayede kadına da biraz moral oluyor.
geçen gece bir amca gördüm göğüs cerrahinin önünde bekledi bütün gece. gece üç sularında tuvalete çıktığımda yangın merdivenlerinde ağladığını duydum amcamın. o an işte ben de kötü oldum. kendime bile lanet ettim en azından yakınımın yanında olabilme şansına sahip olduğum için. trajediler hiç iyi gelmiyor bu ruha.
iki günde bir hastanede kalıyorum, oradan çıkıp işe gidiyorum sabah. hadi buna da eyvallah da bir de gönül meselesi var. seviyorum bir kızı, güneş diyorum ona. çünkü güneş gibi gelmişti ömrüme. sorunlar yaşadık, hatalar yaptım ama delikanlı kadınmış, her özür dileyişimde kabul etti özrümü. şimdi yeni bir şeyler deniyoruz, oluyor mu bilmiyorum. kaç defa bir ilişkinin içinde olmak istemediğini söyledi ama ben çok fena tutuldum. beni bilip kaldığına göre diye umut yeşertmeye uğraşıyorum her gün. bugün mesela görüştük, 11 dakika sürdü bazı zorunluluklardan dolayı oysa o 11 dakika bile benim için o kadar değerli ki. bir de şu var. kız başka şehirde okuyor, pandemiden dolayı burada. okullar açılacak da gidecek diye o kadar korkuyorum. insanlar aşılara seviniyor benim ödüm patlıyor, evet bencilim ama sevdiğim için.
işte şimdi bir de onu düşünüyorum bunca derdin arasında, hastanede yarın işe biraz olsun dinç gidebilmek adına gizli gizli ayyaş gibi kahveyle karışık alkol alırken. uyuyabilecek miyim? kimbilir.
sözün özü sözlük biraz olsun dualarınıza ihtiyacım var. biraz şifa biraz aşk için...