• 13851
    bazen abartılı olsa da objektif olmak her zaman iyidir. fener bugün her ne kadar hakemin faul konusunda ayrıcalık tanıması ile kazansa da, bir oyun planı içerisinde oynuyor. bunu futboldan anlayan herkes görecektir. iyi veya kötü demiyorum. oyun planı ve taktik disiplin var.
    peki biz burada anlatıldığı kadar kötü müyüz?
    kötüyüz valla. yönetimin adı var sadece. istifa etmeleri gerekiyor. hoca da 4-1-4-1 e takmış durumda. aynı oyuncularla farklı şeyler olsun diye bekliyor. tüm heyecanını kaybetmiş bence. sadece bahane üretiyor bugünlerde.
    sözün özü eleştirmeye devam.
  • 13853
    galatasaray futbol takımının şu sıralarda yaşadığı kötü süreci iyice aklımıza kazımak için dünyanın hangi liginde oynanırsa oynansın o maçın başlığında ilgili takımlar ile galatasaray'ın sürekli karşılaştırılıp, dalga konusu olmasından gına gelen güzide platform.

    tamam çok kötüyüz hatta en kötü futbol oynayanlardanız ama arkadaş alakasız bir ligin başlığına girip kim nasıl oynuyor bakalım, golleri görelim diyorum hop yine bizim takımın ne kadar boktan oynadığı yazılıyor. genç bir futbolcunun başlığı var mesela girip yenekleri nelerdir, hangi mevkinin adamı öğrenelim diyorum ama o da ne galatasaray'a neden gelsin? bizim gibi bir takımda ne işi varmış... yav anladık herkes fikir sahibi ve özgürlüğü var ama her 10 başlığın 10'un da bizim ne kadar kötü olduğumuz vurgulanınca ne değişiyor? boks maçı başlığı olsa orada bile bir şekilde takımın kötü özellikleri belirtilecek.

    bunların bir üst versiyonu da objektif olduğum için linç yiyorum diyenler. kızılan nokta objektif olmanız değil. aksine kendimizi kandırmamak adına sahada yapılamayan her şeyin belirtilmesi çok güzel, bilinçli bir taraftar olmanın gerektiği şeyler. ancak bunlar için bilumum başlıklar var zaten: galatasaray futbol takımı, xx xx 2020 galatasaray "x" maçı, futbolcu başlıkları vs. gibi bir sürü yer var. hadi sinirli ve üzgünüz diye bizim ligdeki maçların başlıklarında bizden iyi takım denmesi normal ama bu da bir yere kadar. maçlar dışındaki hemen her başlıkta galatasaray şöyle galatasaray böyle..

    galatasaray'ın ne derece kötü oynadığını asla unutturmak istemeyeen arkadaşlar... çok ulu bir göreviniz var ama herhangi bir şey hakkında bilgi almak isteyen kişilerin de burada yer aldığını lütfen unutmayalım. mozambik ligindeki bir maçın başlığında galatasaray'ın ne hale geldiğinin yazılması çok mantıklı değil gibi..
  • 13854
    haftanın istatistiklerine bakınca tuhafıma giden bir şey gördüm:

    şu entry en beğenilenler listesine girmiş (bkz: #3005854)
    şu entry de en ofsayt entryler listesine girmiş (bkz: #3005470)

    halbuki ikinci entryde hocamız fatih terim'e destek verilmiş iken ilkinde de eleştirilmiş ama oylama konusunda alışkın olduğumuzdan farklı bir senaryo gerçekleşmiş, sanki liste yerleri değişmiş gibi.

    anlatmaya çalıştığım şey, sözlükte farklı görüşleri paylaşan çok insan var, dönem dönem de herkesin fikri değişebiliyor bu örnekte de olduğu gibi.

    ama hiç değişmeyen bir şey var, o da içimizdeki dizginlenmeyen galatasaray sevdası.

    ciddi anlamda söylüyorum bu sözlükte yazmak için uzun süren çaylaklık dönemini beklemek, sürekli kurallara riayet etmek, öfkelense de nezaketini korumak falan kolay bir şey değil.
    bunca sabrı göstermek galatasaray'ı sevmeyen birisinin yapacağı şey olamaz asla.

    o yüzden ben bu sözlükte şahsi hakaret etmediği sürece kimseyle münakaşa yaşamıyorum çünkü biliyorum ki karşımdaki de benim gibi bu renklere gönül vermiş bir insan.
    hele moderatör arkadaşlara falan kızılmasına hepten üzülüyorum, yahu adamlar babasının hayrına bu işi yapıyor, hiçbir kâr amacı gütmemelerine rağmen mecburlar mı bizlerin kahrını çekmeye.

    sözlük, içerisindeki bu tüm farklı görüşteki yazarlarla çok daha güzel bence, kıymetini bilmemiz lazım.
    şahsen ben evlendiğim akşam dahil istisnasız her gün girip bakmışım, bakıyorum şuraya.
    öyle bir bağımlısı olmuşum, allah muhafaza yokluğunu tahayyül dahi edemiyorum.

    iyi ki varsın sözlük, emeği geçen tüm dostlara gönülden teşekkürler...
  • 13856
    bu aralar adını ''anti fatih terim sözlük'' olarak değiştirebilir. her girişimde alakalı alakasız hocaya sallamalar görüyorum. maç başlığında, hocanın başlığında, takımın başlığında eleştirileri anladık. eleştirilmesi de lazım zaten mevcut durumda fakat yakında paraguay 3. liginde oynanan maçtan sonra solda ''makasın açılması, fatih terim(17)'' gibi şeyler görürsek şaşırmayacağım.

    önceden şüphelenirdim fakat artık eminim. galatasaray'ın durumundan bağımsız fatih terim'i eleştirmek için sırada bekleyen çok fazla galatasaraylı var. fatih terim'in yaptıkları ortada olduğundan çok uzun süre meydan bulamıyor bu arkadaşlar kendilerine. bu aylarda çok fazla baş ağrıtıp, ilkbahara doğru ortadan kayboluyorlar genelde. sözlükte de var böyleleri. ne diyelim, allah onların yüzünü güldürmesin.

    https://galeri2.uludagsozluk.com/...tih-terim_493449.jpg
  • 13857
    az önce "kocaelispor - ankaragücü maçından sonra bile fatih terim eleştiriliyor" diye bir entry girdiğim, fakat niteliksiz bulunarak bu entrymin silindiği sözlük.

    buna karşı değilim, yönetici arkadaşlar bütün entrylerimi silse de ses çıkarmam. hepsi de sevdiğim abilerim, kardeşlerim, arkadaşlarım. iyi niyetlerinden de hiç şüphem yok.

    lakin, şu niteliksizlik konusunda takıntım var. on tane entry giren, onu da "fatih terim'le vedalaşılmalı", "emekli olma vakti geldi" tarzında olan yazar bile gördüm. takım iyi gittiğinde kaybolup, kötü gittiğinde kocaelispor - ankaragücü maçından sonra bile fatih terim'e giydiriyorlar. villareal çıktı, sivas'ı güle oynaya yendi, sivas azcık direnir gibi oldu diye "makas" üzerinden o maçtan sonra bile terim'e laf söylendi. aynı sivasspor gitti macabi tel aviv'e yenildi, makastan falan bahseden kalmadı, herkes sus pus. ki bana kalırsa "makasın açılması", başlığındaki entrylerin yarısından fazlası benim silinen entrymden daha niteliksiz.

    özetle, sözlük her müsabakadan sonra okunmaz hale geliyor. önceden sadece kaybedilen maçtan sonra böyleydi, fakat artık 0-0 biten lecce - cagliari maçından sonra bile ortalık yangın yerine dönüyor. sözlük deşarj yeri olarak kullanılıyor. yapacak ne var, ne düzeltir bilemiyorum.
  • 13858
    burada okuduklarimdan anladigim kadariyla yazarlarinin neredeyse hepsi yazili ve sosyal medyada galatasaray hakkinda teknik ve idari butun haberler arasinda neyin dogru neyin yanlis oldugunu bilen, kulupte gecmisten gunumuze yasanmis ve yasanmakta olan her turlu konuya birinci dereceden hakim insanlar.

    sozlukte bu tanima uymayan ben dahil toplam 7 yazar filan bulunuyor.

    edit: ornek de ekleyip biraz daha yazmak istedim konuyla ilgili.

    birisi yaziyor ki "x oyuncuyu fatih terim aldi" sonra bunun uzerine paragraflarca olumsuz elestiriyle devam ediyor.
    bir digeri "x oyuncuyu yonetim aldi" diye baslayarak yine paragraflarca olumsuz elestiriyle devam ediyor.

    "fatih terim'i yonetim gondermek istedi", devaminda bu cumleyi referans alan yine paragraflarca elestiri.
    "fatih terim istifa etmek istedi", yine ayni hikaye.

    uzar gider bu boyle. ve herkes de yazdiklarinda referans aldigi savini sanki o an orada ilgili kisilerle birlikte yasamiscasina inanarak yazip ustune kafa patlatiyor. ve yazilanlardan belli ki entry akarken bile stres seviyesi giderek artmis.

    arkadaslar haddim degil ama kendinizi bu kadar yok yere yormayin vallahi billahi yazik. zaten bir cogunuzun ulkemizde yasadigini varsayarsak stres seviyenizin halihazirda yuksek oldugu gercegi var. bir de siz kendi kendinize bunu amacsizca yukseltmeyin.

    doga kanunlari geregi bu sozlugun en az yuzden ellisinin yazdiklariyla galatasarayin gerceklerinin hic bir alakasi yok. hepiniz hakli olamazsiniz, uzgunum.
  • 13859
    oldukça anlaşılır, uzun ve detaylı anlatılmış olan, her yazarın üye olurken bu kuralları bildiğini taahhüt ettiği kurallar bütününe sahip sözlük.

    https://rerererarara.net/kullanim-kosullari

    bakın ne diyor:

    --- alıntı ---

    galatasaray sözlük'ü kullanıcı, üye veya yazar olarak kullanan kimseler sözlük kuralları'na uymakla yükümlüdür. kurallardan haberdar olmamak kuralların bağlayıcılığına engel teşkil etmez. herhangi bir hukukî uyuşmazlıkta söz konusu kurallar esas alınır.
    b) siteyi kullanan hangi sıfata sahip olursa olsun sözlük kurallarını kabul etmiş sayılır.

    --- alıntı ---

    yani 1. nesil, 2. nesil, 9. nesil, x. nesil de olsanız sözlüğe yazar olduysanız kuralları bildiğiniz kabul edilir. tabi ki buna entry kuralları da dahil. yani siz sözlük yazarlığınızın ilk günü girdiğiniz entryden de bugün girdiğiniz entryden de sorumlusunuz ve tüm entryleriniz kurallara uymak zorunda.

    ekşi sözlük deyince birçokları haklı olarak "ıyk, ööğğhh" tepkisi veriyor. neden olarak da yıllar içinde artan üye sayısı ve buna binaen kurallarda verilen taviz gösteriliyor.

    çelişki nerede, işte burada. galatasaray sözlük büyüdü, büyüyor. benim gibi sözlük formatı ile çok sonra tanışmış bir insan bile artık burada. peki ekşi sözlük gibi olmamak için ne yapmalı, herkesin söylediği sebebin önüne geçmek gerek. nedir o; tavizleri sınırlı tutmalı. peki ne oluyor, taviz verilmiyor diye gönüllü insanlara kızılıyor, hedef gösteriliyor.

    şimdi ben bugün kurallardan herhangi birine uymayan bir entry girsem moderasyon da neyse bir şey olmaz deyip taviz verse ne olur? ben o entryde yaptığım hatayı tekrarlarım. öyle bir zaman sonra da benim yaptığımın doğru olduğunu iddia eder, "eskiden silinmiyordu, pis moderasyon, tüü yazıklar olsun, gssözlük de ne bozdu yeav!" derim. insanoğlu böyledir.

    diyelim ki siz 2012 yılında kurallara uymayan bir entry girdiniz. o entry farkedilmedi veya farkedildi ve müsamaha gösterilerek silinmedi. iki sebepten olabilir; birincisi insan bu moderatörler gözden kaçabilir ve en önemlisi gönüllü yahu bu adamlar. ekmek kazandıkları bir işleri var, her detayı yakalamak zorundalar mı! ikincisi ise; yine insan yahu bu moderatörler, anlayış gösterebilir yani, hangi kurala ne kadar taviz verileceğini bilebilirler, demokles'in kılıcını taşımıyorlar ya!

    yıl oldu 2020... sözlük daha da büyüdü. yer yer sözlük gündeminde sözlüğün bozulduğu, eskisi gibi olmadığına dair entryler, başlıklar havada uçuşmaya başladı. ne yapmak gerek? bir toplumda düzeni sağlayan tek şeye başvurmak gerek, kurallar. velhasıl sizin 2020 de yazdığınız bir entryniz silindi. üzüldünüz, kızdınız, hırslandınız. aradınız taradınız birsürü örnek entry çıkardınız. "al bak silmemişsiniz işte, şu yazarınki duruyor, benim 2012 deki şu entrym duruyor. siz pissiniz, kakasınız, püüü size puanım 1!" demişsiniz.

    böyle bir durum yaşanmaması için ne yapmak gerek? sözlüğün ilk günü girilmiş olan entrynin bile kurallara tabi olduğunu hatırlamak gerek. her an silinebileceğini hatırlamak gerek.

    sevgili yazarlar, fi tarihinde yazmış olduğunuz entryniz dahi kurallara uygun olmak zorundadır. güzide sözlüğümüz diye başlayan entryleriniz ekşi sözlük gibi lağım çukuru sözlüğümüz diye başlamasın istiyorsanız; fi tarihindeki entrylerinizden dahi kendini sorumlu hisseden, vaktini ayırıp sözlüğün düzenini kaybetmemesi için çalışan insanların kıymetini biliniz. "rüyanda mı gördün!", "entry silmekle mi tatmin oluyorsun!" gibi ithamlar ne kadar üzücü, kırıcı.

    anlamadığım bir kural mı var? tekrar okuyorum kuralları, başlıklardaki entrylere bakıyorum örnek görmek için. yine de anlamazsam veya şüpheye düştüysem mesaj ile moderasyona soruyorum, kafalarını şişiriyorum. adamlar "kardeş sen bilmekle yükümlüsün, ben öğretmen miyim?" demiyor, uzun uzun mesajla anlatıyor. bu mesajlar esnasındaki cevaplarından da anlıyorum ki aslında bu adamlar elinden geldiğince sözlük düzenini bozmayan fakat herhangi bir kurala uymadığı için silinebilecek entrylere de yeri geliyor müsamaha gösterebiliyor. bunu da bence gayet iyi yapıyorlar, her kurala taviz yok mesela, sözlük düzeninin betonu olan kurallarda taviz yok. zaten sözlük kurallarına iyi kötü hakimseniz bu anlayışlı, yeri gelip okşayan yeri gelip haşlayan tavrı siz de farkedebilirsiniz.

    son söz olarak:
    evet burası bir deşarj merkezi, evet burası fikir paylaşım noktası, evet burası özgür bir ortam, evet burası arkadaşlıklara da imkan veren bir ortam ama unutmayınız sevgili yazarlar burası en önce bir sözlük. "sen tarih yaz, biz seni yazalım!" mottosunu uygulayan platform. bu sebeple ilk önceliği bu platformu ve bu mottoyu korumak olan ve buna göre hareket edenlere saygı duymak, onların işlerini kolaylaştırmak adına da kendi sorumluluklarımız hakkında oldukça bilgili olmak zorundayız.

    hiçbirimiz bir metin oktay değiliz ama onunla aynı takımı tutuyoruz, onu örnek gösteriyoruz. onun milyonları üzmemek için gösterdiği tavrı en azından şu sözlükte 3 5 satır entry yazarken gösterebilmemiz umuduyla!
  • 13860
    felaket tellalligi yapmak istemem ancak $öyle bir $ey var:

    https://rerererarara.net/...-gore-entry-dagilimi

    hagi*nin bir lafi var: ne zaman galatasaray iyi, ben de iyi. burdan yola çikarsak, ne zaman cimbom iyi, sözlük de iyi.

    halihazirda 150k entry girilmi$ bu yil. kasim ayi ortalamasi (geçen 12 yil baz alinarak) 14k ve aralik ayi ortalamasi 16k. sene sonu toplamda 180-190k entry'ye tekabul ediyor.

    15-16 sezonunda 180-190k civari entry girilmi$ ve o sezon 6. olmu$uz. bir sonraki sezon sözlükte yine bu civarda entry girilmi$ ve sezonu 4.lük ile tamamlami$iz.

    agzimi hayira, bi tarafima bayira açayim diyorum ama gidi$hat biraz da bu.

    not. evet iktisatçiyim. öte yandan yazar alimlari dikkate alinmami$tir.

    edit. araya 3 ay pandemi girdi, 90 gün mac olmadi diyenler var. haklilar.
  • 13861
    istisnaları saymazsak, bütün yazarlarının galatasaraylı olduğu sözlük. burada en sert şekilde eleştiren de var, aman ali rıza bey ağzımızın tadı bozulmasın diyen de. son dönemde özellikle avrupa'da başarısız olduğumuz aşikar. takımın başında da bir teknik direktör var. bu teknik direktör de sıradan bir teknik direktör değil üstelik. koskoca fatih terim. dolayısıyla beklentiler yüksek iken takımın ortalama bir başarı bile gösterememesi, taraftarın büyük bir kısmı için hayal kırıklığına dönüşmüş durumda. özellikle sözlük ile ilgili konuşacaksam söylebilirim ki yazarların bir kısmında ciddi bir eleştiri alerjisi var. sevdikleri insanların eleştirilmesine tahammül gösteremiyorlar. hatta bazen bu psikolojik durum öylesine ağır oluyor ki eleştirenleri düşman, sırtlan sürüsü, nankör, nokta nokta antisi olarak görebiliyorlar. ben şahsi olarak buna da saygı duyuyorum. bağ kurdukları insanlara olan sevgilerini anlayabiliyorum. fakat ortada bir gerçek var. o da takımımız adına işlerin toz pembe olmaması.

    eleştiri ve övgü abartılmadığı sürece oldukça yararlı etkiler doğuruyor. fakat abartıldığında da bir o kadar yıkıcı olabiliyor. öncelikle yeterli süre verilip de başarısız performans gösteren başkan, teknik direktör, futbolcu, kulüp malzemecisi hatta yazar eleştirilebilir. kendi adıma konuşacaksam sene başından beri performansları dolayısıyla mustafa cengiz yönetimini eleştiriyorum ve eleştirilerimin çoğu ofsayta düşüyor. eleştiriyorum çünkü son dönemlerinin başarısız olduğunu ve artık kulübe yararlı olamayacaklarını düşünüyorum. aynı şekilde 4. senesine ilerleyen bir fatih terim de hem oyun anlamında hem de avrupa arenasındaki performansı dolayısıyla eleştirilebilir. ben de son dönemde kendisini bir şeyleri değiştirmek için uğraşmaması dolayısıyla eleştirdim. bu çok normal, çok insani bir durum. bu saydığım isimlere ya da başkalarına olan eleştirilerin sadece çok küçük bir kısmı düşmanlık içeriyor. dolayısıyla burada eleştiriler üzerine, eleştirenleri hain ilan etmeyi doğru bulmuyorum. şöyle düşünelim bu güne kadar kaç kişi galatasaray'a emek veren insanları övdüğü için sempatizan ilan edildi, kaç kişi eleştirdiği için düşman ilan edildi?
    bana kalırsa bu makas bayağı açık. ben galatasaray'a emek veren(iyi ya da kötü) kimseyi, övdüğü için hiçbir sempatizana -abartmadığı sürece- ofsayt vermem, nokta nokta sempatizanları başlığı altına girip eleştirmem. sadece ben değil çoğu yazar bunu yapmıyor. fakat işler eleştiriye gelince farklılaşıyor(beğenmemeye bağlı tenkitlerden bahsediyorum). böyle bir durumda yazarlar ciddi anlamda ofsaytlanabiliyor, galatasaray sözlük başlığına girilip eleştiri dolayısıyla çok bilmiş oldukları yazılabiliyor, hain ilan edilebiliyorlar. oysa hem övgü hem eleştiri gerçek ve hayatımızın bir parçası. hayat her zaman toz pembe değil. kimse de eleştirilemez değil.

    sözlük üzerinden en büyük beklentim düşüncelere saygılı olmasıdır. eleştiri bir haktır, herkes eleştirilebilir. hatta kıyaslanabilir. bizim olan eleştirilirken rakibinki övülebilir. bunların normal olduğunu farkettiğimiz zaman seviye atlayacağız diye düşünüyorum. çünkü iyiye iyi, kötüye kötü diyememek ciddi sıkıntılar yaratır. sadece kendimizi kandırırız. galatasaray sözlük seviye olarak diğer sözlüklerden argo, hakaret, küfür içermemesi sebebiyle üstün ama eleştiri bağlamında burada da ciddi bir sorun olduğu aşikar.
  • 13862
    son günlerde sıkça okuduğum üzere, genç futbolculara galatasaray'a gelmeyin avrupa'ya gidin tavsiyesi veren yazarlar eleştiriliyor. bünyesinde genç futbolculara "kariyeri için avrupa'ya gitsin" deniyorsa bu esasında bir galatasaray eleştirisidir. 10 kişi kaldığın maçta seri ve taylan yedek kulübesindeyken selçuk inan'ı oyuna alan teknik direktöre gösterilen tepkidir. hak edenin veya potansiyeli olanın oynamadığını, kıdemi olanın oynadığını bilmenin yarattığı duygusal hezeyandır. sistemdeki çarpıklığı dile getirmenin serzeniş içeren bir yoludur.

    yani yazar diyor ki, keşke biz de genç futbolcularımıza güvensek, 35 yaşında yürümeye mecali kalmayan adamla kaybedeceğimize, tecrübesizliğinden hata yapan genç futbolcuyla kaybetsek de geleceğimizi kurtarsak...

    öte yandan her galatasaraylının kendi değer yargısı vardır. sözlük kurallarına uymak kaydıyla istediğini yazar. buna tahammül etmekten başka çare malesef yok.

    (bkz: ad hominem yasağı)
    (bkz: sözlük adabına aykırı entry)
    (bkz: #2985477)
  • 13863
    demek ki neymiş her düşündüğümüz tek dogru değilmiş. etebo oynamazken boşuna oynamıyormuş, arda oynatılınca maç bası için oynatılmıyormuş. her iyi performans göstermeyen sabatojacı değilmiş, turnusol kağıdı hep sandiğımız renge boyanmıyormuş. okan buruk başlığından, keciörem-esenler erokspor maçı başlığına kadar her başlıkta hocaya laf çarpmaya gerek yokmuş. üzerine yangınlar yapılan oğulcanlar, sekidikalar anca fifa kariyer modunda anında fayda veriyormuş.

    eksik kadroyla 1 puan gerideyiz. 2 haftadır her başlıkta hocaya sallanıyor ismi galatasaray olan sözlükte. pandemiden beri günde saatlerimi harcadığım buraya 2 haftadır yazasım gelmiyordu. lütfen artık adam asmacayı bırakalım ve destek olalım. yönetime neler neler dedim transfer dönemi bitti hoca kaldı, ağzımı acmıyorum. çünkü verim sağlamaz. sözlükteki her bir yazarım toplam futbol bilgisinin 2 katı kadar unuttuğu olan adama her başlıkta laf çarpmayalım ki mayısta sevinmeye yüzümüz olsun..
    .
  • 13864
    bu eleştiriyi bir galibiyetten sonra yazmak en doğru zaman olacak diye düşünmekteyim.

    sözlükte açılan her maç başlığında, nispeten güçsüz bir takımın attığı her golde, avrupada zayıf takımların kazandığı her maç, yada iyi oynadığı her maç sonrası aleni şekilde " makas, makas açık değilmiş, makas bi bize açık vb." tarzı abuk sabuk entry görmekten artık bıktım. gördüğüm an ofsaytlıyorum ama yetmiyor , artık yeter arkadaşlar allah aşkına yeter. neyi sindiremiyorsunuz neyi kabul edemiyorsunuz bilmiyorum ama makas özellikle bizim ülkemizde baya açıldı, bunu söyleyen fatih terim olunca ekstra bir muhalefet ve her yerde laf sokma çabası içine giriliyor ama dayanamıyorum artık. allah aşkına açıp bir baktınız mı dolar, euro kuru hangi seviyede? kaç senede ffp cezası nedeniyle transfer yapamayan bir takımız bunuda mı unuttunuz ? her şey ekonomik mi? hayır , ama kuramadığımız kadrolar nedeniyle kimlerle futbol oynamaya çalıştığımızı da unuttunuz sanırım ? taylanın esas mevkisi neresi? yada babelin? yada ömer bayramın ?

    bitti mi? burası gs sözlük ama açın bakın bir başlıklara son 2 haftadır her yerde fenerbahçe güzellemesi, kendi oyuncularımız ve hocamızın yerlere vurulurcasına anlamsız eleştirileri, her yerde laf sokma çabaları ? ne oluyoruz yahu! vallahi adminlerimizin dikkatini ve iyi niyetini bilmesem antu tarafından saldırıya uğruyoruz sanacağım. son 2 haftadır özellikle okumaya bile dayanamıyorum bazen; çok sevmeme rağmen.

    futbolu hepimiz biliyoruz ama takımın başındaki kulüp efsanesinden de çok iyi bilmeyelim bazı şeyleri, mesela oğulcanı, keremi, sekidikayı ilk 11 e isteyen ve bunlar olunca hızlı oynayacağımızı düşünen çok kişi var , alt yapı fetişizmine kapılanları saymıyorum bile, herkesin futbol konusunda görüşüne katılabilirim ama bazen de tek bir doğru vardır yani, antreman izlemeyen, taktik hakkında fikri olmayan , oyuncuların formu, yapabileceklerini hiç düşünmeden sadece "hızlı" diye koyunca sorun çözülmez. bu çokta tartişmaya açık değil ama buradan eleştir allah eleştir.

    burası gs sözlük kendinize gelin buradan mayısa kadar ! yolun sonu şampiyonluk olsun. göreyim benim renktaşlarımı!
  • 13867
    4 yıl aradan sonra döndüğüm güzel sözlük. 4 senede okulumu bitirdim, istanbul'a atanıp öğretmen oldum, ailemle şehir değiştirdik bursa'dan izmir'e geldik, babam kanser oldu, ben ve kız arkadaşım korona kaptık vs.

    sözlük ne yazık ki eskisi kadar aktif değil. istatistiklere bakınca bu yılın sözlük kurulduğundan beri en az entry girilen yıl olduğunu görüyoruz. umarım moderasyon bu konu için bir şeyler yapar ve eskisi gibi şen şakrak, müzikler paylaştığımız, her gün haxball odaları kurduğumuz eğlendiğimiz güzel sözlüğümüze kavuşuruz. ben elimden geleni yapacağım. osm ligi kurdum hem yazar arkadaşlarla aramızda bağlar güçlensin hem sözlüğe girip eğlenecek bir iki entry okuyabilelim diye. haxball odasını da belki canlandırırız tekrar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın