• 12526
    genel kanı'nın aksine giriler girdiğinizde ''kin kusuyor, milleti yaftalıyor, nefret suçu işliyorlar'' vs gibisinden etiketlenerek hedef haline getirilen sözlük. sözlüktefutbol gurusubir grup var onlar ne derse doğru; aksini belirtenler vatan haini statüsüne giriyor ışık hızıyla. misal belhanda iyi futbolcu diyorlar aksini belirten en küçük giri dahi girseniz, veya sövülen sinan gümüş'ü eskaza överseniz ofsayt manyağı yapılıyor yıldırılıyorsunuz. sözlük moderasyonu da maalesef bu futbol gurusu grubun etkisinde kalıyor. oysa hakarete ve gerçekten nefret suçuna varan giri ve yazarlar cezalandırılmalı. doğru olan budur.
  • 12527
    muhtelif sıkıntıları olan sözlüğümüz.

    fikir özgürlüğü yalnızca zahiren var. bir fikri müdafaa etmediğin zaman ve bir de aksine görüş belirtirsen organize bir şekilde saldırı gerçekleştiriliyor ilgili şahsa, organize dememin sebebi görünüşünden ötürü.

    sözlüğün belli kurallarına göre fikrinizi beyan etmez iseniz uçurulmaya kadar varan durumlarla karşı karşıya kalıyorsunuz.

    yazarlar arasında da zan altında bırakmak istemesem de ayrım yapıldığı aşikâr zannımca. ha yine de seviyorum burayı her türlü olumsuz yönlerine karşın.
  • 12534
    interaktif sözlükler içerisinde zaten aylık hit anlamında ilk 10'da yer alan bir yer fakat süleyman rodop'un yaptığı şovdan sonra biraz daha fazla tanınmaya başlanmış, haberi olmayanların haberi olan bir yer haline gelmiştir. eskiden de burayı bazı gazeteciler takip ediyordu bundan sonra da takip edecekler, ediyorlar da. hatırlarsanız quakerboy burada ne yazsa akşamında ya da ertesi gün basın direkt bununla ilgili bir şeyler yazıyor, bazı gazeteciler özel haber diye tweet geçiyordu.

    demeye getirdiğim nokta ise biraz da gazetecilerin malzeme aradığı yer diyebiliriz. sen bugün bir oyuncuya takarsan, bakın eleştirmek demiyorum direkt bir oyuncuya takıp onun her hareketinden gömmeye yer ararsan bu gazeteciler gelip bunu malzeme olarak kullanıp bu taraftar profilini gayet rahat gaza getirebilir ve manipüle ederek yönlendirebilir. işte böyle bir yer bu sözlük. ilgi çekici ve takipçisi fazla.
  • 12536
    biliyorum sürekli yeni bir şeyler öneriyorum ama kuralları hakkında ciddi açıklar var. bu platformda galatasaray'a zarar veren içerikler görmekten rahatsız oluyorum. yönetimin kısıtlama getirmek dışında yapabileceği bir şey yok.

    önerim şu; takıma yeni katılan bir futbolcu hakkında eleştiri/övgü içeren entryler hakkında bir düzenleme yapılmalı ilk 3-4 haftada maç performansına yönelik yorum içeren entry girmek yasaklanmalı. x maçında gol attı, pas yüzdesi şu, 74. dakikada sarı kart gördü gibi bilgi içeren entry'lerde bir sorun yok. ''ilk maçında berbat bir performans gösterdi, resmen çöp bu adam'' tarzında entry'lerde büyük bir sorun var. bazen bunu ben de yapıyorum. dışardan yapan birini okuyunca anlıyorsunuz bu tarz yorumların yapıcı olmadığını.

    takımla 2 haftadır maçlara çıkan 10 milyon euro'luk büyük bir yatırım hakkında ''çöp'' yazmak, basının ekmeğine yağ sürmek galatasaraylılığa yakışmıyor. bize yakışan belli bir süre sabrımızı koruyup futbolcuya destek olmak. sonrasında kademe kademe eleştirebiliriz.
  • 12539
    son zamanlardaki yazar profili;

    07.00-08.00 uyanma, kahvaltı
    08.00-09.00 işe gidiş, çay
    09.00-10.00 twitter'a girip gaza geliş
    10.00-11.00 sözlükte mbaye diagne'yi kötüleme
    11.00-12.00 galatasaray'ın kadrosunu çıkarıp --- kullanmak suretiyle sözlükte diagnesiz 11 belirleme faaliyetleri
    12-00-13.00 öğle yemeği, yemekte iş arkadaşlarıyla futbol konuşmak, diagne'yi gömüp galatasaray'ı kurtarma projeleri hakkında konuşmak
    13.00-14.00 öğle arasında konuşulan, galatasaray hakkında eleştirel konuları sözlüğe taşıma, diagne'yi gömme
    14.00-15.00 yemeğin üstüne çay/sigara ayak üstü diagne'ye küfür
    15.00-16.00 diagne'ye nasıl 10 milyon euro verdik diye düşüncelere dalma
    16.00-17.00 onyekuru ve diagnenin yerine emre akbaba ve mitroglu'nun dahil olduğu 11 kurma çalışması
    17.00-18.00 eve dönüş
    18.00-19.00 yemek
    19.00-20.00 twitter akşam gündemi takip, gaza geliş
    20.00-21.00 sözlüğe girip diagne hakkında entry
    21.00-22.00 günün maçını konuşurken takımın forvetiyle diagne'yi kıyaslamak
    22.00-23.00 evdeki diğer insanlar çay kahve içip dizi izlerken sözlükte diagne hakkında yazılan diğer kötü entryleri okumak
    23.00.24.00 yatağa giriş uyuma
    24.00-01.00 uyuyamayıp diagne'yi gömme, rahatlama, uyuma.
  • 12540
    (bkz: #2629404)
    (bkz: yazarların ofsayt verme kriterleri)

    '' attığımız golün kıymetini bileceğiz.''

    öncelikle; yukarıda fatih hocamızın 24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçının ardından söylediği bu söz ile başlamak istiyorum. galatasaray sözlükteki yazarların neye göre değerlendirme yaptıklarını anlamıyorum. malum en üstte daha önce girdiğim ve fatih hocayı eleştirdiğim entry, neye göre en hızlı bir şekilde ofsaytların arasına girdi yine anlamadım. fatih hoca kendi ağzınla ilk yarıdan 3 gol bulmamız lazımdı dedi, bu maç özelinde. attığımız gol öyle bir gol ki; bilincinin yerine gelmesini beklediği, yoğun bakım ünitesindeki bir hastanın fişini çekmek üzereyken ve tam ailesine yıkıcı haberi vermeye hazırlanırken; hastanın birdenbire parmağını, kirpiğini vs. oynatarak yeniden hayata dönmesi gibi bir goldü. ancak bu şekilde tarif edebilirim bu golü. fatih hocam da sarf ettiği sözlerle golün sadece bu maç için değil, sezon için ne kadar kıymetli olduğunu hepimizin bildiği gibi anlatmaya çalıştı. ve kıymetini bileceğiz dedi. yani ben de, futbolcularda, yöneticilerde vs. hepimiz hatamızın farkındayız demek istedi hoca.

    benim ofsayt verilen enrty de yazdıklarım; aylarca oynamayan emre akbaba'yı fizik artısının öne çıkacağı maçta, böyle bir zeminde ve haftalardır takımın hücumlarını defalarca yoktan yere bitiren henry onyekuru'yu neden ilk 11 başlattığı için eleştirdim sadece. ve yine haftalardır bazı maçlar hariç, süregelen zorlama maçların ardından yine aynı hatalara devam etmesini eleştirdim. ve hocayı formsuz buldum. yazdıklarım sadece bunlar. sözlükte daha önce de yazdım yine yazıyorum; onyekuru bu ligin en tehlikeli 2 kanat oyuncusundan birisi bence. ama bu beyinsiz, bencil vurdumduymaz olduğu ve atakları piç ettiği gerçeğini değiştirmiyor. ve aynı maç içinde en önemli dakikalarda ayağına gelen 4 net atağın 3'ünü hatalı pas tercihi yüzünden, 1'ini de kalecinin üzerine vurarak hiç etti, oyundan çıkarken de taraftarlar tarafından ıslıklandı. emre akbaba'daki yanlışı fatih hocada hemen anladı ve ikinci yarının başında selçuk inan ile değiştirerek, hem oyunu tuttu hem de oyunu rakip sahaya rahatça yıkmamızı sağladı. ya bu maç dönmese, son saniye golü gelmese ne olurdu acaba hiç düşündünüz mü? yani mesele şampiyon olmak değil ki, her sene olacaksın diye de bir şey yok. ama bu maçtaki puan kaybının sonuçları, psikolojik olarak yarattığı tahribatlar, ufaktan başlayan çatlaklık, sonunda neler neler yaratacaktı kim bilir. çok şükür öyle bir kazandık ki 3 5 fark ile kazanmaya tercih ederim kesinlikle. futbolu diğer sporlardan ayıran, tutkulu taraftarlar ortaya çıkaran taraflarından birisi de; hayattaki gibi senden güçsüzü hiçbir zaman küçümsemeden, her maça aynı ciddiyette çıkmayı gerektirmesidir. yoksa işte böyle ecel terleri dökersin, ömründen de ömür gider. fatih hocamın zaten bu durumda hatasının farkında olduğundan eminim. zaten öyle bir olgunlukta bir insan bence.

    tüpçü ile olan durumdan sonra eskisi gibi sahiplenemiyorum fatih hocayı. ama galatasaray'ı bir taraftar gibi sevdiğine eminim. ve yine galatasaray'ımı herhangi bir teknik direktörden daha çok sahiplendiğinden sonuna kadar eminim. geçen sene, tudor sevdalılarına karşı yine bu sözlükte geldiği gün; bizi şampiyon yaparsa fatih hoca yapar demişliğim de, aldığımız her derbi galibiyetinden sonra defalarca kendi üzerinden sevinmişliğim de vardır. ama yine de en kutsallarım; annem ile babamı bile yeri geldiğinde sertçe eleştiren ben, elbetteki canım galatasaray'ım için gerekirse fatih hocayı da haksız bulduğum yerde eleştiririm. ben de biliyorum başakşehir'in alenen kollandığını, ben de biliyorum galatasaray'ın yıpratıldığını ve fatih hoca'nın ne kadar zor dönemden geçtiğini. yönetimin istediği mevkilere futbolcuları aylarca almadığını ve elindeki oyuncuları kaybedip bir şekilde yap - boz yapmak zorunda kaldığını herkes gibi biliyorum. ama yeri geldiğinde gerçekleri görmezsen, şu an düşünmezsen, ileride nerede hata yaptım diye düşünmek zorunda kalırsın. işte bunu dememek için bazı zamanlarda iğneyi kendimize batırmamız lazım. zaten hep çuvaldızı haklı olarak yeri geldikçe başkalarına batırıyoruz.
  • 12541
    http://prntscr.com/mq6h3s

    moderasyon bu entrymi kayıp zamanlı entry diye silmiş. aylardır yazmıyordum sözlüğe fakat girince karşıma bunun çıkması beni sinirlendirdi. 5-0 lık chelsea maçı ya da 6-1 lik real maçını bilmeyen galatasaray taraftarı mı olur ? ya da hamburg'tan 3 gol yediğimiz 3-2 biten galatasaray maçı deyince insanların aklına akhisar'ın türkiye kupasını alması mı geliyor?

    bence biraz abartıyorlar bazı konuları.
  • 12542
    daha kurumsal, daha özgün içeriklerin paylaşıldığı bir mecra haline gelebilmesinin önündeki en büyük engelin moderasyonu olduğunu düşündüğüm güzide sitemiz. bu moderasyonun öncelikle yapması gereken her fikire bu mecrada saygı duyacak. kendi aklına yatmayan fikirleri “kayıp zaman”, “niteliksiz entry” vb. bahanelerle uçurmak için can atmayacak.
    ne kadar ekşi sözlüğü eleştirsek de; en az ekşi sözlük yönetimi kadar fikir özgürlüğü bu siteye şart.
  • 12545
    sultan ıı. mahmut'a atfedilen bir hikâye vardır... birileri sultana keçiboynuzunun faydalarından bahseder. sultan da kendisine derhâl keçiboynuzu bulunmasını emreder. bulunur, getirilir. sultan tadar; ama beğenmez pek. ''bir lokmacık bal için bir çeki odun çiğneyemem'' der.

    buraya henüz yeni katılmış sayılsam da, işte sözlüğün hâli bu. arada güzel birkaç enrty'e denk gelmek için, aklı başında birkaç yazarla iki kelâm etmek için bir çeki odun çiğnemek durumunda kaldığımı hissediyorum çoğu zaman. bu genellemem için özür dilerim sözlük ahâlisinin bu genellemeyi hak etmeyen kısmından; ama hissiyatım gerçekten de böyle. daha yumuşak nasıl ifâde edebilirim bunu, cidden bilmiyorum.

    ya arkadaş, bana biri şu durumu izah etsin... bu nasıl bir ülke, bu nasıl toplum, bunlar nasıl insanlar; gerçekten kafayı yiyeceğim artık... fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığını açan benim. başlığın altında yer alan ilk entry de bana ait hâliyle. az önce baktım, en ofsayt entry'lerim arasına girmiş. vicdanlara sesleniyorum; o entry'de yazdıklarımı cidden okuyup da okuduktan sonra ofsayt veren bir allah kulu var mı?

    pret rumuzlu bir yazar arkadaşımız, abdullah avcı başlığına (bkz: #2632696) şeklinde bir entry girmiş; abdullah avcı - erol bulut ilişkisinden hareketle ''fatih terim ve şenol güneş'in teknik direktör yetiştirememelerini'' eleştirmiş. ben önce aynı başlık altında bir şeyler karaladım bu entry'e cevap olarak; fakat ilgili entry'm, ''başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor'' gerekçesiyle silindi. ben de silinen entry'mde ufak düzeltmeler yapıp, bunu fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığı hâline dönüştürdüm hafif iğneleyici bir üslupla. o başlık, adı geçen arkadaşın biraz önce bahsettiğim entry'sine ''yalnızca saha içini referans alan'' bir eleştiri getirmek üzere açıldı şahsım tarafından. bunu, başlığın hemen altında yer alan (bkz: #2632750) şeklindeki entry'mi okuyan bir insan evlâdı çok rahat anlar zâten! ''yalnızca saha içini referans alan'' diye özellikle belirtiyorum; çünkü amacım o arkadaşı hedef göstermek falan değildi. öyle olsaydı, şu an başlığın altında yer bulan entry'lerin çoğunda yapıldığı gibi ''hocanın böyle bir görevi mi var mk'' şeklinde bir şeyler yazıp geçerdim. arkadaş bir görüş koymuş ortaya, ben de o görüşün bence doğru çıkarımlara dayanmadığını ''saha içi unsurlara dayanarak'' ifâde ettim. kendisi başlığı gördü mü, benim entry'mi okudu mu, bilmiyorum; ama görüp okuduysa kendisine teşekkür etmek istiyorum, entry'mde kendisinin entry'sini bkz vererek eleştirmem sebebiyle mesaj falan gönderip polemik yaratmaya yeltenmediği, medeni eleştirimi medeni bir şekilde karşıladığı için.

    neyse... şimdi bakıyorum ki benim söz konusu entry'm ofsaytlar arasında, fatih hoca'ya o eleştiriyi getiren arkadaşın entry'si ise ofsayt falan değil. yanlış anlaşılmasın; arkadaşın entry'sinin ofsaytlanmasını falan istemem, hatta ben bunları yazdıktan sonra böyle bir şey olursa üzüntü de duyarım bundan. ben yalnızca meramımı anlatabilmek için, bu garâbeti gözler önüne serebilmek için söylüyorum bunları. maksadım yalnızca derdimi anlatabilmek, nasıl bir saçmalığın içinde bulunduğumuzu ''bu entry'i okuma zahmetinde bulunan'' arkadaşlara göstermek. yazar arkadaşı hedef göstermek falan gibi bir niyetim asla yok. kaldı ki; ortada arkadaşın hedef olacağı bir şey falan da yok. bir görüşünü paylaşmış; hepsi bu. bundan dolayı da ortamı tâbiri câizse twitter seviyesine çekmenin âlemi yok.

    işi özü şu... tahmin ediyorum ki; başlığı görüp de sinirlenen, entry'i de uzun bulduğu için okumayan, okumadığı şeylerin kendisine vahiyle ulaşıyor ya da mâlûm oluyor olmasının özgüveniyle ''ne okuycam mk; ne yazmış olabilir ki'' diyen bir kısım ''terimist'' zevat, içeriğinden bihaber olduğu bir entry'e sırf başlıktan dolayı çat çat bastı ofsaytı.

    ne diyeyim; tebrik ediyorum keçiboynuzunun odun kısmı olmakta ısrar eden bu arkadaşları.

    not 1: işbu entry'min silinmesi hâlinde, derhâl sözlükten ayrılacağım. ''çok mu sikimizde lan'' falan diyenler olacaktır; haklıdırlar da. lâkin, seviyenin somut örnekte gördüğümüz hâlde olduğu bir yerde kalmak benim de çok sikimde değil bu dakikadan sonra açıkçası.

    not 2: işbu entry'min sözlük kurallarına aykırı bulunması hâlinde, yaptırımın sözlükten atılmam şeklinde uygulanmasını talep ederim.
  • 12550
    bazı entry ve özel mesajları okurken başkasının yerine nasıl utanılır onu tecrübe ettiğim sözlük.

    fatih terim eleştirisi yapan kesim lütfen alınmasın kesinlikle iğnelemek adına demiyorum fakat bu kesimin içerisinde mantıklı bir eleştiri varsa diğer beş tanesi ya futbolu takip etmeye yeni başlamış 8 yaşındaki bir çocuğun seviyesinde yapılacak eleştiriler ya da kahvehane'de maç izleyen dayının yapacağı türden eleştiriler. burası böyle olmamalı.

    kimse takımdan memnun değil ve ben dahil ancak başarılarını saymaya üşendiğim profesyonel bir teknik direktör'ün at topu şuna, at topu buna diyerek takım oynatmaya çalıştığını iddia ediyorsunuz, yani tam olarak anlayamadım aslında ciddi değilseniz, bir ironi falan yaptıysanız kusura bakmayın ama değilse durum gerçekten vahim. planlar kötü olabilir veya iyi olup maç özelinde tutmayabilir ama at şuna, at buna diye yılmaz vural bile taktik vermez. veya geçen günlerde selçuk inan'ın güçsüzlük nedeniyle kornerleri ön direğe kullandığını iddia edenler vardı. bu maç emre akbaba ve belhanda kullandıkları çoğu korneri ön direğe kullandılar mesela onların da mı gücü yoktu, ya herşeyi geçtim 15 senedir düzenli futbol oynayan birinin topu arka direğe yetiştirememesini nasıl düşünebiliyorsunuz ya?

    en çok dikkatimi çeken konu ise kaybedilen maçlardan sonra bir anda çıkan garip garip nickler. ya sözlüğü karıştırmaya çalışıyorlar ya da sinirlerini boşaltmaya. ikisi de kabul edilemez tavırlar. bu konuyu yazmayacaktım ama aynı durumu farketmiş çok kişi olduğunu görünce fikrimi değiştirdim. zaten moderasyonun da bu konunun farkında olduğunu ve en kısa sürede bir şeyler yapılacağını düşünüyorum.

    son olarak özelden düzgün üslup kullanmayan kimseye cevap vermeyeceğimi belirtmek istiyorum, düzgün konuşmayacak insanlar yazmasın. entrylerime sinir olanlar görmek istemeyenler okumasın veya engellesin bunları yapamıyorsa da sözlüğe girmeyi bıraksın başka bir çözüm sunamam kendilerine.
App Store'dan indirin Google Play'den alın