• 9501
    a spor'da ki şu programda http://i.hizliresim.com/ZQaE2o.png zamanında ali güneş'i forvet oynatarak sürpriz yaptığını ve beşiktaş maçında da sürpriz bir karar alarak 11'de ilginç değişiklikler yapabileceğinden bahsedilirken. ali güneş nerede nasıl forvet oynadı denildi ve küçük bir internet araştırmasıyla 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçıbaşlığını buldular ve nasıl bir kadro çıkardığından bahsedildi. çok sevindim "galatasaray sözlükte yazılmış" denilmesi gayet güzel. reklamımız da oldu hem. :)
  • 9502
    euro 2016 elemeleri oynanırken genelinin türkiye milli futbol takımına antipatisi olan oluşum, hatta fatih terim özelinde milli takımı savunmuş gs tv çalışanı tuna bayık'a sert eleştiriler olmuştu. türkiye'yi destekler gibi başlayıp rakibine dönen ters köşe esprili yazıları da çok hatırlıyorum. türkiye euro 2016'ya katıldıktan sonra ise genel tutum birden aksine döndü. bu kadar kısa bir sürede bu kadar keskin bir dönüş beni şaşırttı açıkçası. tek tek isimlere bakmadım ama genele baktığımızda oldukça şaşırtıcı bir tablo var ortada...
  • 9507
    zamanında içinden alacağımı söküp aldığım oluşum.

    öyle güzel insanlar çıkarmışım ki içinden, gerisi için söyleyebileceğim tek şey; dünya sikime minare götüme.

    daha kendi arasında anlaşamayan, birbirine laf sokma yarışında bir güruh var ne yazık. hep böyle oldu ve başarısızlık devam ettikçe daha büyüyecek. güzel bir söz var bununla ilgili.

    şöyle ki: "sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında… birini ya da bir şeyi, seversiniz ya da çok seversiniz. ama iş sevememeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde. ister sinir olursunuz, ister gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz hatta sık sık nefret bile edersiniz. ne yazık, ne yazık insan sevmeme çeşitlerine ayırıyor mesaisinin çoğunu. oysa sevin dedi tanrı. adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına; ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun? oysa sevin dedi tanrı, önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de."

    siz sevmeye harcayın mesainizi aynı renklere gönül vermişler olarak. inanın hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz. ben çok güzel yürekler kazandım.
  • 9508
    burası kavga yeri değildir. bizim buradaki görevimiz galatasaray'a destektir. ancak bazı yazarlar adeta destekten çok galatasaray'a zarar verme çabasında. sınırı aşmadan eleştirmeliyiz. şunu unutmayalım ki galatasaraya yön veren en iyi sosyal medya platformlarından biriyiz. böyle olmaya da devam etmeliyiz. biz doğru tespitler yaptıkça galatasaray'a katkı sağlamaya her zaman devam edeceğiz. kötü günde de yanındayız. kişiler geçicidir as olan galatasaray'dır.
  • 9509
    varolduğu günden beri yazmayı çok sevmediğimden okur olarak takip ettiğim, yaklaşık 6 ay önce dayanamayıp yazmaya başladığım platform. okurken benim düşüncelerime yakın arkadaşların yazdıklarını ilgiyle takip eder, katılmadığım yazarlara da saygı duyardım. kahvehane ağzıyla yorum yapılan forumlardan sonra ilaç gibi gelmişti. şimdi bakıyorum bir yazar çıkıyor eski teknik direktörünün arkasından ana-avrat küfrediyor, aynı görüşte olmasam bile saygı duyduğum insanlar "az bile söylemiş" diyor. sözlüğün son seviyesi maalesef budur! 3.nesil olmama rağmen yeni yazmaya başlamıştım bu sözlükte ama son hali karşısında ne yazmaya hevesim kaldı ne de yazmanın gereği. umarım bir gün yeniden seviyeli bir ortama kavuşur burası.
  • 9510
    uzunca bir süredir sözlüğün seviyesinden dolayı duyduğum rahatsızlıktan bahsediyordum. en son üzülerek sözlüğün antuseviyesine kadar düştüğünü gözlemlemiştim. fakat şimdi bakıyorum ki antubizim yanımızda nobel resepsiyonu gibi kalıyor. bunun sebebi başarısızlık değildir kesinlikle. ben bu sözlüğün 2010-2011 sezonundaki halini de çok iyi hatırlıyorum. o zaman bile böyle seviyesizlik yoktu. bu durumun tek sebebi var, o da yazarların kalitesizleşmesi. yazar kalitesinde global bir gerileme söz konusu. eski, kaliteli yazarlar artık çok fazla yazmıyorlar. yazsalar da diğer kalitesiz güruhun yazdıkları arasında kayboluyor yazdıkları. şimdi sol frame'e bakıyorum saat itibariyle hamza hamzaoğlu başlığına 31 entry girilmiş. bu gece eski hocaya 30+ entry girilecek gece değildir. üstelik yazılanların çoğu da aynı, basmakalıp ve tek cümlelik ifadeler(yerli sevici, evlat, denge vs.); bir çoğu hakarete varan zırvalar. birkaç tane olsa hiç itirazım olmaz ama bu tip saçmalıklar bütün başlığı domine edince sözlükte okunacak yazı kalmıyor. kalanlar da dediğim gibi görülmüyor. hamza hamzaoğlu başlığını örnek olarak verdim eminim ben bu yazıya başladığımda 56 entry girilmiş mustafa denizli başlığında da pek kayda değer bir şey bulamayacağız. bakın arkadaşlar burası gerçekten çok sevdiğimiz, pamuklara sarmamız gereken bir platform(du). burayı öfke kusmak için kullanamazsınız. bunun için daha farklı sanal platformlar var oralara gidin. ya da girin twitter'a bir tarafınızı yiyorsa buradan hakaret ettiğiniz adamları etiketleyerek edin küfürlerinizi. hem gideceği yere de gittiğine de emin olursunuz. yeter ki burayı temiz bırakın. lütfen.
  • 9511
    elit arkadaşlar gelmiş yol gösteriyor yazar arkadaşlara.

    beğenmemişler yazılanları ellerinde viski şöminenin karşısında.

    bakın hamza başlığına yüzlerce entry var uzun uzun. hepsinde yaptığı yanlışlar madde madde yazılmış, ne olması gerektiği anlatılmış. sonuç ne olmuş herkes haklı çıkmış takımın anası .ikilmiş oynanan şey futboldan çok öte olmuş.

    şimdi ne yapsın bu adamlar. uzun uzun yazmaya devam mı etsinler. geçeceksin o işleri. bu gece kısa yazılır. çok beğenmezsen basarsın eksini geçersin ya da okumazsın olur biter. bu akşam herkes öfkeli herkes gergin. bunu göremiyorsan belki de fularını çıkarıp kasketi takmanın vakti gelmiştir.
  • 9512
    ikinci nesil bir yazar ve sözlüğü ilk zamanlarından beri takip eden iyi bir okur olarak sözlüğümüzün çok fazla ergen dolduğunu düşünüyorum. yaş sınırı yapılsın demiyorum tabi tek sorun yaş da değil ama en azından sesi titreyen arkadaşlar bi çeksin kendilerini şu ortamdan. az geri planda dursunlar.

    sol frameden sırayla başlıklara tıklıyorum, bakıyorum iyi veya kötü en uç yorumlar hep bu ergen arkadaşlardan. nedir bu kendini kanıtlama isteği? az bi geri planda durun bi konuda da fikriniz olmasın yahu.

    he şimdi yaşımızı nerden biliyor acaba böyle ahkam kesiyor diye sorabilirsiniz. hafızam iyidir. bazen o çok komikli, çok sıradışı anılarınızı anlatıyorsunuz ya kullandığınız geçmiş kipinden bile yaşınız bal gibi ortaya çıkıyor. ama dediğim gibi tek sorun yaş da değil. kendini ispat etme isteği ve taraf olduğu her konuda bildiği her şeyi tekrar tekrar yazıp kendini haklı çıkarma gayreti içinde olan yaşını başını almış, toplumda saygı gören meslekler edinmiş yazarlar da var. ama onlar ikinci sırada öncelik ergenler *

    az geriye alalım sizi. lütfen. benim için. benim gibi düşünenler için. *
  • 9513
    içinde galatasaray'a bağlılıktan ziyade daha çok kişilere bağlı kalan yazarlar barındırır. aslında hiç kimseye bağlı kalmadığını tek dertlerinin galatasaray olduğunu söyleseler de yazılanlara bakıldığında aslında hiçte öyle olmadığını çok açık bir şekilde anlarsınız. birisini suçlarken ya da eleştirirken mesele galatasaray değil mesele galatasaray'a mal olmuş bir isim ya da bir kaç isime olan hayranlıktan dolayıdır. çünkü hayranlık beslediği sevdiği biraz daha ileri giderek taptığı adam eleştirdiği adamın tam zıttı görüştedir. tabiri caizse hasmıdır o yüzden hasım olarak görülen kişi ölümüne eleştirilir, ölümüne düşman ilan edilir. galatasaray ölmüş galatasaray bitmiş çokta umurlarında değildir aslında.

    (bkz: aysalcılar vs terimciler)

    bu sözlükte çoğu insan mevcut iktidara muhaliftir, tek adamlıktan yakınır ve insanların körü körüne bağlılığını sürekli eleştirir. amma velakin kendilerini bu kategoriye hiç katmazlar çok garip. kendinizi kandırmayın hiç siz de öylesiniz. burada ben haklı çıkacağım o haklı çıkacak davasına ortak noktamız olan galatasaray sürekli gözardı edildi.

    burada çok kaliteli yazı yazan insanlar gerçekten var. tez anti- tez mantığında bir sürü yazı gördüm, okudum bugüne kadar. her meslekten her tipten insanlar var. ama bu platformdaki çoğu görüşün kaçta kaçı 25 milyon galatasaray taraftarında var? ya da kaçta kaçı buradakiler gibi derinlemesine ince düşünüyor? tartışılır. o yüzden fazla kasmayın birbirinizi kırmayın, komik duruma düşmeyin. yazın geçin abicim çok takılmayın illa bir şeyleri ispatlamak zorunda değilsiniz. biraz yapıcı olmaya çalışın. her fikre katı bir şekilde tepki göstermeyin herkesin doğru bildiği kendine baktınız olmuyor akışına bırakın. sürekli kedi köpek gibi tartışmanın da bir anlamı yok.
  • 9517
    7.nesil çaylak olarak onay beklediğim ve 20 entry'i doldurduğum büyük galatasarayımızın sosyal ortam üzerinde ki bilgi kaynağı. bazen geyik muhabbetleri dönüyor ama maç sonrası yorumlar, öne çıkan bir olay, futbolcu, teknik direktörün konuşulması ve en önemlisi transfer sezonlarında verilen bilgilerle okumaktan (umarım kısa sürede de yazmaktan) büyük keyif aldığım sözlüğümüz.
  • 9518
    birbirinden gerçek anlamda 'nefret eden' insanları barındıran sözlük. benim kimseyle herhangi bir sorunum yok.

    http://gss.gs/1870637

    böyle bir entry'i giriyorum. çat en ofsayt entry haline geliyor. niçin insanlar karşısındaki insanın fikirlerine saygı göstermez. sözlük içerisinde başka takımı tutan bir yazar var mı yok mu bilmiyorum ama formatı gereği bu sözlük galatasaray için yanıp tutuşanların buluştuğu bir yer. biri x'i savunduğu için ona karşı bu kadar antipati hissedilmemeli. fikrine katılmadığım bir sürü insan var bu sözlükte ama birisini düşünceleri sebebiyle linç etmek yanlış bence.

    bunu x yazar için değil genel hepimiz için söylüyorum.
  • 9519
    burada her şey tartışılmalı, konuşulmalı da bu kadar zıt görüşte insanın birbirinden nefret ederek burada barınması çok zor. yakında geçmiş zamanlarda olduğu gibi birçok kaliteli yazarın gideceğini tahmin ediyorum. son haftalardaki durum aşağıdaki gibidir.

    ryan donk bizde iş yapar, fena oyuncu değil. ucuz da.
    ne donk'u ya yeter aq bıktırdınız be! bizim böyle oyunculara verecek paramız olmamalı!
    ulan senin takımında donk'tan daha iyi oyuncu mu var?
    donk yerine rode'a yönelmeliyiz.
    rode kim ya?
    rode'a gerek yok. donk'la beraber eren de alınmalı.
    eren - umut takası olabilir mi acaba?
    umut'u nereye gönderiyosunuz takımda forvet mi var?
    eren umut'u top diye oynar.
    hayır umut eren'i top diye oynar.
    huntelaar ikisini de top diye oynar. çare hollandalı.
    yeter beyler ya. bize genç topçu lazım. muhammet demir muazzam olur.
    ulan bitmedi şu anadolu sevdanız be? diliniz yanmadı mı dany'den amrabat'tan?
    dany semih'i ikiye katlar.
    ulan keşke dany gitmeseydi be, eboue de geri dönse :(
    ya ne dany'si, ne eboue'si bilader iyi misiniz siz?
    eboue gelse yine bizi delirtir.
    takımında sabri olanlar eboue'yi istemiyor. allah çarpar lan sizi!
    vsr...
  • 9520
    hayır ne bekleniyor bu ortamda anlamıyorum.

    sözlüğe kayıt olurken kullanıcının hoşgörü seviyesi, empati yeteneği, saygı vs. gibi konularda bir anket yapılıp sonucuna göre üyeliğine karar veriliyordu da ben mi sistemin defosundan yararlanıp bu adımları es geçip üye oldum, durum öyleyse bilelim.

    her yeni kurulan oluşumu bir bebeğin doğumuna benzetebilirsiniz. her bebek masum, günahsız doğar; tıpkı bu sözlük gibi. sonra o bebek gerek ailesi, gerek çevresi, gerek hayata bakış açısıyla bir karakter geliştirir, iyisiyle kötüsüyle bir birey olur, öldüğü ana kadar da bu devam eder. bu sözlük de kuruldu, akabinde bünyesine aldığı yazarlar vasıtasıyla bir kimlik geliştirdi, o yazarlar etkileşimde bulundu, birbirlerinin hayata olan bakışını etkiledi, yazdığı yazıda kullandığı üslubu etkiledi, bu da sözlüğe etkide bulundu haliyle. bazı yazarlar gitti ama kah yazdıklarıyla kah olumlu-olumsuz diğer yazarla üzerinde bıraktıkları etkiyle aslında gitmedi. yeni yazarlar katıldı, süreç devam etti. ayrıca ülkenin içinde bulunduğu ortam olsun, yazarların özel hayatlarında yaşamış oldukları anlık veya daimi iniş-çıkışlar olsun, bunun gibi dış faktörler de sözlüğün yapısını etkiledi.

    yani ne diyorsun birader diyecekler için özet geçeyim, zamanla evrime uğramayan, kendini bozmayan tek bir oluşum yoktur dünyada, geçmişte böyleydi, şimdi böyle, gelecekte de böyle olacak. öyle olmasaydı herhangi bir şey kalıcı olabilirdi ki geçici olmayan tek bir şey yoktur.

    o yüzden bu ortamda ne yazık ki küfür de olur, nefret de olur, herşey de olur. olmamasını istiyorsanız düşünme kapasitesi olmayan, dış faktörlere kapalı, klonlarla dolu, tek tip yazarlardan oluşan bir yer bulmanız gerekir.
  • 9521
    işler kötü giderken sıkıcı bir kısır döngüye giriyor. algoritmasını çiziyorum şimdi, atladığım yer varsa mesaj atın.

    [biçim]

    kötü sonuç → takım ve maçın başlığında isyan → yarıştığımız takımların maçlarında rakipleri övme → rakipleri başlıklarında övme → rakiplerin iyi oynayan futbolcularını övme → rakiplerin iyi futbolcularını takıma
    kazandıranları övme
    → yönetim başlığında isyan → teknik direktörün başlığında isyan → kötü oynayan futbolcuların başlığında isyan → oynamayan futbolcuların başlığında isyan → suçu olmayan futbolcuların başlığında isyan ↓
    bir sonraki maçı bekleme ← kabulleniş ← eski yönetimlere dilenme ← eskiden iyi oynamış futbolcularımıza dilenme
    [/biçim]

    *

    isyan: dümdüz, okuyana hiçbir bakış açısı katmayan entry, vakit kaybı
    dilenme: dümdüz, okuyana hiçbir bakış açısı katmayan entry, vakit kaybı
  • 9522
    işler kötü giderken ne yapmam gerektiğini tam anlayamadığım sözlüğümüz. isyan etmeyip napayım? sabri'nin başlığına sayfalarca yazı mı yazayım? umut'un nasıl yararsız oldugunu mu anlatayım? anlattık be kardeşim defalarca anlattık dilimizde tüy bitti artık. burda yazdığımız şeylerin %90'ı kimsenin bir işine yaramıyor. geliyoruz anlık veya daha uzun dönemki fikirlerimizi yazıyoruz. milyonlara hitap ettiğimi düşünmüyorum açıkçası. cidden çok iyi yazılar da oluyor. 10 verip geçiyorum. günlerce sabah uyanıp vay be ne yazmış herif demiyorum. galatasaray'ı dedelerin, örümcek kafalı yönetici ve teknik direktörlerin, yeteneksiz-ukala-yeniçeri futbolcuların elinden kurtaran hep taraftarın isyanı olmuştur/olacaktır. isyan edin çocuklar isyan iyidir. eskiden doğru yapılmış veya şu an ezeli rakiplerinizin yaptığı doğru işleri övmekten çekinmeyin. insanları yukarı çeken rakipleridir. kendini zorlayacak rakibi olmayan yerlilerin halini görüyorsunuz. bizim millet rezilliği yüzüne vurulmadan kabullenmez rezil olduğunu. kafasına vura vura anlatana kadar devam.
  • 9524
    insanlar bi'şeyler anlatmak için küfür kullanmasa keşke ama ne yazık ki her zaman olduğu gibi kolay yolu tercih ediyoruz. yazarken, günlük hayatta konuştuğumuz dilden farklı bir dil kullanmıyoruz elbette ama o konuşmalar bir kaç veya toplu olarak yapılan sohbetlerde, aile veya arkadaş grubu arasındaki kişiler ile sınırlı kalıyor. ve haliyle söz uçuyor.

    aynı düşünceler, sözlük veya benzeri diğer sosyal platformlarda yazılınca durum tamamen değişiyor. her ne kadar söyledikleriniz aynı olsa da ortam farklılığı nedeni ile tamamen somut hale dönüşüyor. ulaştığı ve zaman içerisinde ulaşacağı kişi sayısı artıyor ve o zaman kullanılan üslüp önemli hale geliyor.

    bence asıl önemlisi, bi'şeyleri anlatmaya, açıklamaya veya yorumlamaya çalışırken bunu küfür kullanmadan yapabilmek. o nedenle bazı kelimelerin daha özenle seçilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. ha, öyle bir an olur, artık kaçınılmaz olmuştur ve ettiğin ağır söz yerine öyle bir oturur ki, ona bi'şey diyemezsin. zaten bu da ayrı bi'maharettir ama her iki kelimeden biri küfür olunca da cidden çekilmiyor.

    demem o ki, sosyal bir ortamdayız, bazı kurallar da var ama sadece kuralla, yasakla olabilecek şeyler değil bunlar. yazarken gösterilen özen kişinin yazdığına asıl değeri katar. zaten "doğal olarak" göstermemiz gereken bu özeni gösterebilirsek sorunların büyük kısmı da kendiliğinden çözülür.

    hasılı; sözlükte rahatsızlık veren ne varsa sorumlusu yine bizleriz.

    not : burada küfür veya hakaretten kasıt, herhangi bir kişi veya kuruluşu hedef alan sözler değil. zaten kimse o şekilde küfür veya hakaret edemez. gelgelelim; içinde gerek kişinin sadece kendisini bağlayan veya top, direk, zemin gibi nesnelere yönelik hakaret içeren bir entry'i de moderasyon istediği gibi silemez. varın gerisini siz düşünün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın