• 5003
    nesilcilik olayını sevmem yapandan dahazetmem ama şu son yazar alımlarıyla sözlük iyice antu forum'a doğru ciddi adımlarla ilerlemekte.

    ara sıra ben bile çok saçma içi boş entryler girdiğimi düşünerek sözlükte yazmayı haketmediğime kanaat getiriyorum.1. nesil yazarların efsane entrylerine bakıyorum bir de benimkilere gerçekten bomboş entryler girdiğimi düşünüyorum çoğu zaman. sözlüğe zarar vermemek adına sadece okur olarak kalsam daha iyi mi ederim acaba diye düşünmüyor değilim.

    son günlerde sözlüğümüze yeni katılan yazarların yazdıklarına bakıyorum. x derhal alınmalı, y derhal kadroya katılmalı, burak yılmaz'ı mutlaka almalıyız kaçırırsak böyle yönetimin ..., santos'ta oynayan 17 yaşındaki alvaro bone mendez vialpando rogerio niye transfer edilmiyor ? herkes kapılmış bir football manager akımına gerçek dünyayı da fm'den ibaret sanıyor.

    hele quaresma'nın şu kulüple anılması felaket ötesi bir şey. adam belki de türkiye'nin en köklü kulübü olan beşiktaş'ın sonunu getirmiş, yok olmaya yüz tutturmuş. bizim sözlüğümüzde quaresma için: '' vay efendim neden alınmıyor, yönetim niye bu kadar beceriksiz. '' atıp tutuluyor.

    ünal aysal konusunda ise transferleri gününde gerçekleştiremedi diye bir ana bacı kayılmadığı kaldı. arkadaş bir durun kaçmıyor kimse transfer sezonu başlayalı daha bir ay anca olmuş. hem önümüzde arsenal örneği var. 2011-2012 sezonu başlangıcında ağustos ayında gelen geçen farklı bir şekilde tokatlıyordu arsenal'i baktılar olmayacak eylül ayında direk ilk onbirde oynayacak iki oyuncu transfer edildi.

    bazı konularda hak veriyorum kendilerine sürekli sabricilik yapmalara ve sabri sarıoğlu'na toz kondurmama olayında da tabuları yıkmaları güzel bir şey fakat; ergenler gibi transfer de transfer diye ağlamak, her şeyi fm'de olduğu gibi sanıp yönetim hakkında atıp tutmak bu sözlüğe yakışan şeyler değil.
  • 5005
    her şeyi iyi güzel hoş da içinde sanıyorum bir kısım topluluk var ki delicesine sabri sarıoğlu'nu severken, aynı şiddette de hakan şükür'den nefret ediyor. bu bana hiç mantıklı gelmiyor açıkcası, sabri kiiim hakan kiim. sabri bu zamana kadar bu takıma ne verebilmiş hakan şükür neler vermiş. kendilerini biraz düşünmeye davet ediyorum, hepimiz çok iyi galatasaraylılarız ama birazcık olsun mantık. ama biliyorum ki mantık devreye girmeyecek yine basıcaklar eksiyi.
  • 5007
    koyun sürüleri olur. en öndeki ne yaparsa arkadakiler de takip eder; uçurumdan atlarsa atlarlar, dama girerse girerler. öyle bir güruh var; birileri melo transferindeki belirsizlikle ilgili yönetimi eleştirdi, kalanı domino taşı gibi anasını satayım, yönetime doğru "ay bana bir şeyler oluyor!" diyerek devrilen devrilene. alınırsa "olması gereken" diyecekler, alınmazsa "biz zamanında alınmazsa böyle böyle olur demiştik yææ!". tekten eleminasyon basket maçına çifte şans amk... az bi' durun, düşünün, motorunuz soğusun...

    teyp kaset kapaklarıyla dominoyu sadece ben mi yaptım diye soruyorum bazen kendi kendime.
  • 5008
    beşinci , onuncu nesil farketmez ; içerde çok ciddi yüzdede yönetim resmi açıklama yapmadığında , duyumculardan haber gelmediğinde ya da tv'de transfer haberi görmediğinde yönetimi hiçbir şey yapmayıp böyle odasında çay kahve içiyor zanneden bir topluluk barındıran sözlük . sabırsızlık artık sinir bozucu seviyeye gelmeye başladı . şu transfer dönemi bitse de kurtulsak . anasını sattığımın memleketinde herkes iyi yönetici , herkes süper menejer çünkü .
  • 5009
    sözlükler hakkında çok bilgim yoktu galatasaray sözlüğe üye olurken. gerçi hala yeteri kadar bilgim olduğuna inanmıyorum. ekşi sözlükte belli şeyler aramak dışında veya can sıkıntısında açıp bir şeyler okumak dışında hiç ilgim olmadı sözlüklere. internette rastgele denk geldim sözlüğe ve önce okumaya başladım. ki yazmaktan daha çok severim okumayı. sırf galatasaray ağırlıklı olması ayrıca ilgi çekiciydi. sonra yazar alımının açıldığını gördüm ve üye oldum, entryler girmeye başladım ve çok beklemeden üyeliğim onaylandı. üyeliğiniz onaylanınca ve resmen yazar olunca, insan her yere bir şey yazmak istiyor. daha önce 100 defa yazılmış şeyi bir de kendin yazmak istiyorsun. örnek olsun diye yazıyorum; arda gitsin, gelsin, seviyorum, sevmiyorum böyle yüzlerce entry giriliyor. ama görüşünü nedenleri ile yazan çok az kişi var.

    ben sözlükleri biraz daha ansiklopedi gibi düşünüyorum sanırım. ben mesela bilgi entryleri girmeyi daha çok seviyorum. ya da yaşanmış öyküler okumayı, tanımadığım bir oyuncu hakkındaki özgün yorumları, daha önce duymadığım bir takımın bir başarısını okumayı vs. şeklindeki entryleri okumayı daha çok seviyorum. bunu herkes sevecek veya bunu herkes yazsın diye demiyorum ama madem bu sözlüğe üye olduk biraz katkımız olsun. 1000. defa sabri ile ilgili "esprili" entry girmek bize bir şey kazandırmıyor.

    her ortamda yeni birileri geldiğinde, genelde ilgi çekmek adına sivrilmek isterler, eskilerde kendi üzerlerindeki ilginin başka yere kaymasından rahatsız olurlar. sözlükte şu aralar genel olarak o sıkıntıyı çekiyor. kısa sürede yeniden rayına oturacaktır sözlük. belli bir sure sonar zaten aradaki çürük yumurtalar temizlenecek ve yoluna daha sağlam devam edecektir. herkesin biraz daha sakin ve sabırlı olması lazım. neticede hepimizi buraya getiren tek bir neden var. hiçbirimiz birbirimizden üstün galatasaraylı değiliz. siz galatasaray maçı izlediğinizde elleriniz buz kesiyor, kalbiniz daha hızlı atıyorsa kimseye galatasaraylılığınızı kanıtlamak zorunda değilsiniz. ben çok fanatik bir taraftar sayılmam, bu ortamda benden çok daha iyi galatasaraylılar var ama bu benim galatasaray sevgimi sorgulatamaz kimseye. herkes benzer duyguları aynı yoğunlukta yaşayamaz. yaşamın içinde herhangi bir anda gözüme sarı-kırmızı bir şey çarptığında yüzüme bir gülümseme, gözüme bir parıldama geliyorsa bu benim için yeterlidir.

    yeni katılan arkadaşlardan bir ricam var, nolur mümkün mertebe noktalama işaretinden sonra boşluk bırakın. emin olun alışınca hiç zor bir şey değil. belli bir sure sonar zaten boşluğu koymadığınızda rahatsız oluyorsunuz. son olarak başta galatasaray olmak üzere hayata biraz daha olumlu bakın. her şeyin olumsuz tarafını görmek her zaman fayda sağlamıyor. hepiniz hoşgelmişsiniz.
  • 5011
    çok enteresan bir hal almaya başladı sözlük. eleştiriye karşı muazzam bir tahammülsüzlük ortaya çıktı. yazarlara değil, galatasaray ve galatasaray ile ilgili olan kişi veya kişilere karşı herhangi bir eleştiri inanılmaz bir tepki alıyor.

    böyle yapılarak, galatasaray'a destek değil köstek olunuyor.

    şimdi, sen ne konuşuyorsun değişik, diyebilirsiniz. örneklerle açıklayayım.

    sezon başı. fatih terim, eboue'yi ısrarla orta sahada kullanmaya çalışıyor. çünkü sabri'den bir şekilde vazgeçmemeye ona takımda bir yer bulmaya çalışıyor. burda dil döküyoruz, olmaz hocam yapma böyle diye. sabri'den sağ bek, eboue'den de sağ iç olmaz diyoruz. fatih terim düşmanı ilan ediliyoruz. neden? çünkü fatih terim eleştirilemez. günah. mazallah eleştirirsen aforoz edilirsin. peki sonra ne oldu? fatih terim, eboue'yi sağ beke çekti. sabri'yi ise takımdan kesti. her şey yoluna girdi.

    baros sorunu var mesela. baros'u hepimiz seviyoruz ama kötü olduğunu, performansının çok düştüğünü, iyiden iyiye gücünü kaybettiğini söylediğimizde biz kötü oluyoruz. halbuki kötü bir şey demiyoruz. gözle görülen şeyleri anlatıyoruz. ama yok, o da dokunulmazlardan. onu da eleştirirsek ya da sorgularsak biz kötüyüz, biz kakayız.

    sezon bitti, transfer dönemi başladı. ünal aysal biz ondan herhangi bir söz istemediğimiz, bir talebimiz olmadığı halde ısrarla 2-3 defa söz verdi. sözlerinin hiçbirini dediği tarihte tutmadı. neler oluyor keşke açıklasa, dedik. transfer meraklısı taraftar ilan edildik. galatasaraylılığımız sorgulanır oldu. halbuki sadece ve sadece söz vermeyi bildiği gibi bunlar olmadığında şu şu şu sebeplerde olmadı diye bize açıklasın istedik. ne kötü bir şey dedik ne de büyük bir şey talep ettik. suçlu biz olduk.

    iyiden iyiye fenerli kafasına dönüş var burda. nedir o? fenerli kafası nedir? fenerli kafası sorgulamaz. padişahları aziz yıldırım ya da herhangi bir yöneticileri ne derse odur. doğru odur. şike de yapsalar doğru odur. bi kendinize gelin amına koyim ya. ortada yanlış bir şey varsa sorgulamak lazım. sorgulamak, yapıcı eleştirmek kötü bir şey değil. tam tersine, herkes insan. herkes hata yapabilir. insanları hatalarından döndürebilir bu sorgulamalar.

    abi neden sorgulamayayım ya? galatasaray ile ilgili her şeyi sorgularım. hele şahısları baya bi sorgularım. ulan ben anamı, babamı sorguluyorum. x kişisini mi sorgulamayacağım? annemi, babamı sorguluyorum, bu onları sevmediğim anlamına mı geliyor? az, elma ile armudu ayırmayı bilin. gidişiniz gidiş değil amk.
  • 5012
    su siralar transfersizlikten manyaklasmis kivama ulasmis bir guruhu bunyesinde barindirandir. benden tavsiye psikolojisi bozulma durumuna gelen bu arkadaslarin 10 gunlugune calisiyorsa medyadan uzak bir tatil cennetine ya da ogrenciyse evde kitap okumasina falan ihtiyaci var. hayatinizi transfer falan bekleyip uzerine harcayip de gereksiz yorumlar yapmayin cocuklar, gidin hayatinizi yasayin. sezon acilisinda kim varsa takimda yine onu destekleyeceksin sen. seni sevmeyen olsun diyeceksin.
  • 5013
    son birkaç gündür, benim de dahil olduğum 5. nesil yazar grubuyla ilgili çeşitli sebeplerle dert yanılıyor önceki jenerasyonlar tarafından.. ne var ki, yine bu sürede tüm transfer spekülasyonlarının döndüğü başlıklarda yazarlar arası birbirine sallamalar, kendinden önce yazılanlara cevaben kahvehane ağzıyla yazılmış bir veya birkaç cümlelik entry'ler, alabildiğine duyum kirliliği, ince bir zekanın ürünü olduğu her halinden belli olan fotoşop caps'leri, sonu ya futbolcuların karaktersizliğine ya da yönetimin hesap kitap işlerinden zerre anlamadığına çıkan dahiyane analizler almış başını gidiyor.. ve gece yarısına doğru bir de bakmışsınız ki, onlarca entry girilmiş olan bu başlıkların çoğu yukarıda bahsettiğim tipte üstün niteliklere haiz entry'lerden oluşuyor aslında.. yeni nesil olmanın verdiği yabancılıkla 'kimmiş ki bunları yazanlar acep' diye baktığınızda ise çoğunluğunun bu kıdemli yazar arkadaşlarımızdan oluştuğunu görüyorsunuz.. jargon zaten çok zengin ve orijinal; çocuğunu kesenler ve kibar feyzo'nun amele seçme sahnesine selam duran çeşitli bkz kombinasyonları.. estağrufullah, önceki nesillere öğüt vermek gibi olmasın, dikkatimi celbetti yalnızca..

    iyi niyetli tanım: transfer beklentilerinin getirdiği sabırsızlık ve tahliye edilmiş şikecilerin tekrardan palazlanmaya başlamasının kaygısı ve de sıcak havaların etkisiyle bu aralar hafiften dili dimağı şaşmış sözlük..

    sonradan aklıma geldi; ayağı kırılan topçumuza geçmiş olsun demeden direk kükreyen aslanlar da var tabi arada..

    son bir edit daha: robinho bitmiş diye, huntelaar resmi sitede görünüvermiş diye gaz verirsen adama kim olsa şiraze kayar tabi ister istemez, hak vermiyor değilim.. sonumuz hayrolsun..
  • 5021
    ekşi sözlükten üye açılımlarının olduğunu öğrenince , hemen sözlüğe girip üye olmak için bilgileri doldurdum. kullanıcı ismi düşünmeye pek fırsat olmadı. karaladık bir şeyler. düşündüklerini yazıya dökmek o kadar kolayda değil. üniversiteden sonra birşeyler yazıp karalamayınca körelmeye başlıyor insan. gramer kurallarınını kullanımda zorlanıyorsun. eğer yazar olabilirsek artık birde sözlük için türk dilbisi ve gramerini gözden geçireceğiz.
  • 5023
    son bir kaç haftadır tuhaf bir hale büründü. eskiden sol framede bir futbolcunun ismini gördük mü ya kap'a bildirildi, ya transfer edildi ya da rakip takım aldı zannederdik. şimdi dedikodu üzerinden saçma sapan entryler giriliyor günde. hergün fix, hamit altıntop (56), burak yılmaz (60) yazılarını görmekten sıkıldım sol framede. konuşacak konu mu bulamıyorsunuz?

    eski futbolculardan bahsedin, başka spor dallarından söz edin. tribünlerden söz edin, galatasaray yönetiminin size göre uygulaması gereken politikadan söz edin. spor yazarlarından söz edin vs. ama sözlüğü ne olur entry çöplüğüne çevirmeyin rica ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın