• 51
    günümüzde 2 şeyle ölçülebilir:

    1) gelenek
    2) ekonomik güç

    1. ölçümde dünyada dahi galatasaray'ın yanına yaklasabilecek çok az kulüp vardır. çünkü 100 yıllık bir kulüpten değil 500 yıllık bir gelenekten alır gücünü. fakat para etmiyor tabi. amatörlerde yitip giden nice asırlık çınarlar gördük.

    2. ölçümde ise ne yazık ki 5 büyük ligin küme düşme adayı takımlarıyla bile yarışamaz durumdayız.

    üstelik onlar kötü ekonomilerine rağmen iyi işleyen bir alt yapı-scout ekibi ile götürebilirken biz 10 senede 1 ozan çıkardığımız, marcao-garry-henry bulduğumuz için seviniyoruz.

    bu konuların mutlaka üstüne gitmek gerek.

    fakat oynanan oyunla ölçülebileceğini düşünmüyorum.

    örneğin 19-20 için, ilk yarıda oynadığımızı mı baz alacağız yoksa 2. yarı 8'de 8 yapanı mı?

    veya 2010-11 galatasaray'ı mı, yoksa 3 ay sonraki 11-12 galatasaray'ı mı?

    oyun çok değişken, kısa sürede bu kadar oynayan bir değişkenle olcemeyiz.

    henry, lemina, seri bunlar bizim seviyemiz oyuncular ancak buradaki nokta adamları epl, serie a, la liga yapmadan bulup alabilmek.

    dembele'yi bulduk almadık, haland'ı bulduk alamadık.

    ama marcao, luyindama veya epl yapmış olsada henüz piyasa yapmamış henry doğru işler.

    ozan'ı çıkarmak, hemen arkasından emin'e şans vermek doğru işler.

    bu yollarda daha çok mesafe katettmek gerek.

    koca bayern münih bile "biz 100 milyonluk oyuncu almayız, 100 milyonluk oyuncu yaratırız" diyor.
  • 52
    5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçını sadece futbol ve bireysel performanslar için izledim.

    bu maça dair gözlemim, şu maçta oynayan oyuncularımızdan tabii ki ne oynayacağımıza göre değişir ama kalite olarak bence galatasaray ilk onbirine direkt yazılabilecek sadece 3 oyuncu vardı.

    - marcao

    - seri

    - emre akbaba

    okan, mariano, donk, saracchi, ömer, belhanda, feghouli, jesse, taylan, şener, emin, linnes hiçbiri galatasaray'da ilk onbir oynamamalı.

    donk, mariano, belhanda ve feghouli iyi halleriyle ilk onbir oynarlar ama bir maç iyi olsalar bir maç yoklar veya şu an yetersizler...
  • 53
    gönlümüzdeki galatasaray seviyesi ise gerçekteki galatasaray seviyesi arasındaki farkı anlayarak açıklamamız gereken seviyedir.
    gönül isterdi ki takımımız hem idari hem de teknik açıdan, seneler içerisinde bir sisteme sahip olarak iyi yönetilsin ama maalesef son 20 senedir, dönem dönem sıçrayışlar olsa da geriye gittik hep. burada taraftar olarak realiteden uzak ve fazlası ile hayalci bir tutum takınır olduk.
    mevcut şartlar altında nedir galatasaray seviyesi, nelere göre belirlenir, kıstasları nelerdir ?
    şapkamızı dürüstçe önümüze koymalıyız; biz, avrupa futbolu açısından 3.sınıf bir futbol ülkesiyiz. her şeyden önce, ülke olarak bir sistemimiz yok ve ülkenin geri kalanında olduğu gibi kötü, daimi olarak iyiyi de bozdu ve bozuyor. öyleyse avrupa ile kıyaslandığımızda seviyemiz kötü; son 10 senede avrupa’da aldığımız neticelere bakarsak durum hiç iç açıcı değil, son 2 sene ise rezalet. evet galatasaray olarak biz avrupa fatihi olmayı, sadece türkiye sınırları içerisinde değil uluslararası müsabakalarda da başarılı olmayı ilke edinmiştik ama gidişatımız, hayallerimizle hiç uyumlu değil. eğer realiteyi hayallere yaklaştıramıyorsak doğru hayaller kurmalıyız.
    öncelikle türkiye’deki futbol takımı şubelerinin bağlı oldukları spor klüpleri dernek statüsü ile yönetiliyor ki bu da modern zamanlara uygun olmayan, profesyonellikten uzak, klüpleri adeta iç ranta açık soyulacak çaresizlikte bırakan bir yapıya neden oluyor. düzenli başkanlık seçimleri maalesef klüplerin sisteminin oturmamasına, yönetimsel anlamda profesyonel olmayan insanların kritik kararlar almalarına olanak sağlıyor. örneğin bir yönetimin aldığı kredi kararının 5 sene sonraki yönetim tarafından sorgulanması mümkün olmuyor çünkü gerçek anlamda kimse hesap vermiyor.
    olayın saha içi kısmına gelirsek eğer, ülkemizde her konuda olduğu gibi futbolda da gündelik başarı, sistem sahibi olmaktan ve sisteme yatırım yapmaktan önemli tutuluyor. başarı bugün gelsin, yarını ise yarın düşünürüz zihniyeti devam ediyor. sistemlerin kişilerden önemli olmadığı tüm organizasyonlarda olduğu gibi takımlarda da kişiler kurtarıcı-kanaat önderi-suçun temeli-günah keçisi oluyor çünkü sistemsizlik ilgiyi daima insanlara yöneltiyor. ülkemizdeki insanların çok büyük bir kısmının duygusal, bilgisiz ya da yarı bilgili ve tek taraflı teslimiyetçi bir taraftarlığı olduğu için, bir mevkide olan herkes taraftarı çok iyi manipüle edebiliyor.
    gelelim ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri olan geçmişte yaşama sendromuna. ülkemizdeki insanlar, alt yapılarını bilmedikleri geçmişe karşı büyük bir aidiyet hissediyorlar çünkü bugünü mutlu geçmeyen insanlar daima geçmişe sarılıp, geçmişten bir şeylere tutunmak istiyorlar. bugün neden geçmişten daha başarısız olunduğuna dair gelen sorulara ise her zaman dış faktörleri belirterek sorumluluğu üstlenmiyorlar.
    tüm bunları belirtme nedenim ise “ galatasaray seviyesi “ kavramının gerçek ve mevcut durumunu iyi anlamak ve geleceğe yönelik doğru bir hareket noktası oluşturmak. kendisine galatasaraylıyım diyen herhangi birinin, herhangi bir spor dalında galatasaray’ın birinci olmasını istemeyeceğine dair şüphe duymadan şunu sormak istiyorum:
    gerçekten, yarıştığımız her alanda birinci olabilecek yeterliliğimiz var mı ?
    maalesef herhangi bir yeterliliğimizin iyi olduğunu düşünmüyorum. bu gidişatın da daimi şekilde bizi çukura çektiğini görmemek için de ciddi derecede kör olmak gerektiği kanısındayım.
    milyar türk lirası borcu olan bir klübün bir an önce profesyonel şekilde yönetilmesi gerekiyor; profesyonel yönetim ise oluşturulması için öncelikle zaman harcanmalı ve verimli meyveleri için en az 3-4 sene beklenilmesi gereken bir olgu. ülkemizde ise başarı için 3-4 sene beklemek hele de futbolda bunu beklemek imkansız. dolayısı ile bugün başarılı olmak istememiz, maalesef geleceğimizden çalıyor ve her zaman övündüğümüz “ galatasaray seviyesi “ gittikçe düşüyor.
    içinde bulunduğumuz durumda gelecek sezon için takımın hem kadro yaş ortalamasının ciddi derecede düşürülmesi, hem kadro maliyetinin azaltılması, hem başarıya aç genç ve sisteme tabii olabilecek oyuncuların takımımıza kazandırılması gerekiyor ama biz hala arda ile uğraşıyor, arda üzerinden aslında geçmiş zihniyetle savaşıyoruz. dünya transfer piyasasında sürekli olarak genç futbolcular cüzii bedellere transfer oluyor ve biz 2-3 sene sonra, zamanında bu adamı almadık diye hayıflanıyoruz çünkü sistemimiz yok.
    yönetim rantı-adamcılık-evlatçılık-menajer komisyonu eksenlerinde yaptığımız hareketler bizi iyice batırıyor maalesef ve bu gidişle de seviyemiz gittikçe dip noktaya ulaşacak.
    unutmamalıyız; bir zincirin en zayıf yeri, en zayıf halkasıdır.
  • 57
    çok az da olsa vakit varken ve elimizde fatih terim gibi şapkadan tavşan çıkarabilecek ender hocalardan biri de dururken acilen bırakıp doğru hamlelere yönelip diagne, falcao, belhanda, feghouli gibi boş transferler yerine luyindama, marcao, garry rodrigues gibi hamleler yapmamız gereken söylem. arada ffp durumumuzdan ötürü melo, seri, onyekuru, lemina gibi kiralık hamleler de hoş görülebilir şu sartlarda.

    arda turan konusunda ise herhangi bir maliyetle kesinlikle gelmesine karşıyım ancak sembolik bir rakama ikinci bir şans verilmesinden yanayım. bu son şansı arda'nın boşa harcamayacağına inananlardanım. istemeyene ve farklı düşünene de saygı duyarım, fakat isteyenlere de saygı duyulmasını bekliyorum... galatasaray için en hayırlısı ne ise o olsun...
  • 58
    benim için borussia dortmund ya da ajax seviyesidir, 32 yaş üzeri max 3 futbolcunun olduğu (onların da bir yandan pro lisans kurslarına devam ettiği), max 24 yaşındaki gençlerin ligin tozunu attırdığı, her sene avrupaya 10m€+ en az bir oyuncu sattığımız seviyedir.
    ben artık yenileceksem de ilerde yunus akgün, ali yavuz kol, recep gül üçlüsüyle yenilmek istiyorum arkadaşım.
    bizim gibi her sene iyi kötü cl ya da uefa yapan ve bu oyuncuları vitrine çıkarabilecek bir takım, tüm türkiyeyi adam akıllı tarasa her sene en az 10 potansiyelli adam bulur, zor değil. evlat kategorisinden harcanacak 1 milyon €yu ayırsak makası bir daha kapanmayacak şekilde açabiliriz.
    hayallerde yaşıyorum evet.
    yok mu 30m€'su olan bir babayiğit bir leipzig çıkaralım şu ülkeden?
  • 60
    tartışmaya o kadar da açık olmayan, cevabı çok net olan bir soru.

    2019-2020 yılı itibarıyla şampiyonlar ligi 4. torbası.

    dolayısıyla ilk hedefimiz şampiyonlar ligi 3. torbası. bunun için bir taraftan 2019-20 yılı sonunda avrupa kupalarına kalıp 2020-2021 avrupa kupalarında maximum puan toplamalı; diğer taraftan da 2020-21 sezonunda türkiye süper liginde de şampiyon olmalıyız.

    tabi bir de kendimizi dev aynasında görmeyi bırakmalıyız.
  • 62
    hangi seviyeden bahsettiğimizi anlamadığım seviyedir. bu bin yılın ilk yılında dünyanın en iyi takımıydı. bu bin yılın 20. yılında ise ülke ekonomi ve sosyo politik durumuyla oldukça gerilemiş halde. seneye daha da kötüye gideceğini ön görmek için kahin olmaya gerek yok. bu maaş yükü şampiyonlar ligi getirileri olmadan takımımızı batağa götürür.
    seviyemizi yükseltmenin yolu, bin yılın başındaki galatasaray’da gizli: süper gençler yanına süper yetenekli yabancılar. bunu bulmak ve kurmak da bir zahmet bu işten yüzbinler kazananların sorumluluğu olsun. arda, caner vs gibi isimlerle vakit kaybedersek daha çok düşer seviyemiz.
  • 63
    ligi besinci mi altinci mi bitirecegini gormek icin iki ortalama anadolu takiminin macina bakmasi gereken seviyedir. *

    2020 yaz transferlerinde bunu aklimizda tutmamiz lazim. galatasaray seviyesi uefa kulupler siralamasinda 60. siranin biraz altinda bir seviyedir, avrupa ligine gidiyor muyuz gitmiyor muyuz diye kural kitabi karistirip hesap yaptiran seviyedir. eger 2020-2021 sezonunda avrupa kupalarina gidip puan toplayamazsa, 2015-2016 sezonu puanlarinin da silinmesiyle 2021’de 14.5 puanla iyice avrupanin en dibine inmesi muhtemel seviyedir.
  • 68
    artık hayalleri değil hedefleri kovalamanın zamanı geldi. galatasaray seviyesi, 2020 yılı ekim ayı itibariyle şu şekildedir;

    - ülke olarak sıralamada 12.sıradayız, 13. olmama ümidi içerisindeyiz. bu duruma düşmemizin bir sebebi var.

    - ilk 5 ülke ile zaten uçurum var.

    - avrupadaki tüm takımlar içerisinde en güçlü oyunu olan ilk 50 takım içerisinde değiliz, hem de çok uzun zamandır değiliz.

    bunların doğruluğunu kabul edip, sonrası için, avrupanın en iyi 20 takımından biri olabilmek için planlamaları yapmanın zamanı geldi.

    günlük mutluluk getirecek transferleri bırakıp, bir şekilde önümüze düzgün bir planla gelen yönetim ve teknik heyet görmek istiyorum.
  • 72
    bir futbolcu transferi söz konusu olduğunda genelde dillendirilen ve içi maalesef fazlasıyla boş olan kavram.
    kabul edip çözüm bulmalıyız ki o eski gerçek seviye artık çok uzaklarda. zira öncelikle bunu kabul etmeyerek çözüm yollarını baştan tıkıyoruz. artık herhangi bir avrupa takımına karşı favori değiliz. şöyle bir düşünüyorum avrupanın hangi ülkesinin bir temsilcisi çıksa favoriyiz diyebiliriz ki. avusturya? polonya? çek cumhuriyeti? ki bu ülkelerin temsilcileri komik paralar ile kuruluyor. artık bzim de durumu kabullenip ona göre transferler ona göre planlamalar yapmamız lazım. kabul etmeyip anormal paralar saçarak transferler yaparak girdiğimiz bataklıkta batışı hızlandıracak şekilde sadece çırpınıyoruz.
  • 74
    günümüz itibarıyla anadolu takımı seviyesidir. hiçbir farkımız kalmadı. yemin ederim ki çoğu maçta arada bir fark göremiyorum. hani bilmeyen yabancı birisi maçlarımızı izlese kim büyük takım, kim değil bilemez. maç içerisinde rakip takımı istisnalar hariç hiç domine edemiyoruz. üzücü ama gerçek. başımızda fatih terim varken bu kadar aciz bir duruma düşeceğimizi tahmin edemezdim, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum ne yazık ki. ben yeniden avrupa'ya kök söktüreceğimizi, savaşan ve özellikle ligde yenilse bile rakip takımı domine eden bir galatasaray bekliyordum. fatih terim geleli 4 sene oldu. bunları hemen yapmasını beklemiyordum ancak geldiğimiz noktada bir şeylerin değişmiş olması gerekiyordu. umarım özlenen galatasaray geri gelir ve gerçekten bildiğimiz o galatasaray seviyesine döneriz. anadolu takımlarıyla başa baş oynayan değil, real'den 6 da yese bir sonraki maçta canını yakabilecek, arsenal'in elinden kupa alabilecek, karşımıza kim çıkarsa çıksın güven veren ve sonuna kadar mücadele eden galatasaray. bu galatasaray gerçekten utanç verici. takımın her bir parçası galatasaray'da olduğunu hatırlamalı. transfer olunca, ne kadar büyük bir takıma transfer olduğumun farkındayım demekle olmuyor o işler. icraat lazım.
  • 75
    bazı galatasaraylı arkadaşlar artık kulübümüzü city, real, psg falan sanıyor sanırım. yok arkadaşlar o eski gs. öldü. yeniden ne zaman doğar biz görür müyüz bilmiyorum. eldeki seviye bu işte kısaca sıradan. her topçuya galatasaray seviyesinde değil yakıştırması yapılıyor. hoca makasın açılmasından bahsederken bunu da dile getiriyor aslında. anlayana...
App Store'dan indirin Google Play'den alın