• 33
    güncel seviye ;
    şampiyonlar ligininin açık ara en kötü takımı.
    türkiye liginin fiyat performans olarak en kötü takımı.
    benim asıl üzüldüğüm sadece adı var diye izlemeden getirilen oyuncular. en basitinden biz seri’yi,nzonzi’yi izlememiştik bonservisleri üzerinden goygoy yapıyorduk,seviniyorduk ama bu işin başındakilerde aynısını yapmış. oyuncuları çok değil 2-3 maç izlesen ne oldukları,nasıl oynadıkları az çok belli oluyor, kötü oyuncular diye demiyorum ama bizim oynadığımız,oynayacağımız oyuna uymuyorsa neden alıyoruz ki ? bunlar genç potansiyelli oyuncular olsa anlarım ama hepsinin ne oynadığı belli yıllardır böyle oynuyorlar nasıl böyle amatörlük yapılır inanılır gibi değil.
  • 34
    son 3 seneye baktığımızda imaj ve marka değerimizin ciddi yaralar aldığını düşünüyorum. çok değerli fatih hocamın sürekli değindiği bütçe farkları argümanına katılmıyorum. hocam bizim bütçemizde en az 10 takım var bu ligde. ve hepsi bizden iyiler, belli bir futbol anlayışları var, biz en kötüsü en başarısızı oluyoruz. avrupa fatihi galatasaray diye dalga geçiliyor doğal olarak. bu sorunu çözecek olan bizi bu duruma getieen fatih hocadır. benim bizi alıştırdığı galatasaray seviyesine tekrar çıkaracağına olan inancım tam.
  • 35
    son 6 seneye göz atalım;

    * 2014-2015: prandelli(5 maç) & hamza hamzaoğlu(1 maç) dönemi: arsenal-dortmund-anderlecht li cl grubundan 6 maçta alınan 1 puan ve -15 averaj ile şampiyonlar ligi tarihimizin en kötü performansı

    * 2015-2016: hamza hamzaoğlu(4 maç) & mustafa denizli(4 maç) dönemi: atletico madrid-benfica-astana lı cl grubundan 6 maçta alınan 5 puan ve -4 averaj ile 3. olup uefa'ya gidiyoruz ve lazio'ya son 32 turunda 1b 1m ile eleniyoruz.

    * 2016-2017: ffp cezası ile avrupa'dan men edildiğimiz sezon

    * 2017-2018: igor tudor (2 maç) & fatih terim dönemi: avrupa ligi 2. ön eleme turu östersunds'a 1b 1m ile eleniyoruz.

    * 2018-2019: fatih terim (8 maç): schalke- porto - l.moskova lı gruptan alınan 4 puan ve -3 averaj ile uefa'ya gidiyoruz ve benfica'ya son 32 turunda 1b 1m ile eleniyoruz.

    * 2019-2020: fatih terim (6 maç): real madrid - psg - brugge li gruptan alınan 2 puan ve -13 averaj ile şampiyonlar ligi tarihimizin en kötü 2. performansı. kayda geçen tek şey 1 gol atmış olmamız!!!

    hani bundan sonra transferlerde "galatasaray seviyesinde değil" yazarken 2 kere düşünün diye böyle ayrıntılı yazdım. gözünüze gözünüze sokmak için yazdım. galatasaray seviyesi bu işte, avrupa'da olduğumuz yer bu. önemsememiş gibi göründüğümüz uefa'da bile tur geçemedik son 6 senede. cl'ye katıldığımız her sezonu eksi(-) averajda bitirdik. (en son çıktığımız mancini'li sezonda da eksi averaj ile gruptan çıkmıştık). deplasmanda attığımız son gol 5 sene evvel yasin öztekin'e ait. taraftarın ballandırdığı gs seviyesi bu işte, avrupa kulüpler sıralamasında 64. sıraya kadar gerilediğimiz bir seviye. ama transferde öyle miyiz hiç en iyi çöp hangisi ise o gelmeli çünkü bize muassır medeniyetler seviyesine onlar çıkaracak! avrupa'da sürekli olarak tur geçen, cl'de itibar sahibi portekiz, belçika, hollanda takımları geri zekalı çünkü onlar nasıl olur da girişmez böyle işlere. alsanıza abi diego costa'yı, luis fabiano'yu falan niye gelişim çağında olan 18-19 yaşında çocukları oynatıyorsunuz?? ayıp değil mi oluummmmmm.
  • 37
    19/20 sezonunda futbolcu kalitesi bazında değil, teknik kadro performansı bazında tartışılması gerekendir.

    şampiyon olduğumuz 17/18 sezonunda önce gomis'in abartı performansı, sonra da kapanışa doğru rodrigues'in bir daha sergileyemeyeceği fantastik sol açık performansı sayesinde ama ortaya organizasyon namına hiç bir şey koymadan şampiyon olduk.

    18/19 sezonunda ciddi bir rakibimiz yoktu. başakşehir bir siyasi proje takımıydı. iptal edilen ibb seçimlerinden sonra başakşehir'e uygulanan hakem yardımları da sona erince zaten yarıştan elendiler. bu sezonda da onyekuru ve feghouli müthiş bireysel performanslar sergilediler. takımı ayakta tutan bu bireysel performanslardı. ama takım olmak adına, hücum seti, defans organizasyon falan göremedik sahada. bir devrede 20 gol atan diagne'ye pozisyon hazırlayamadık.

    tabi ki bu iki sezonun da bir diğer kahramanı yine bireysel performansı ile muslera idi. düşünün, bu iki sezonda hangi forvetimiz takım tarafından organize edilen çalışılmış bir atak sonucu gol attı? hep mi futbolcular suçlu?

    bu sezon ise durum farklı. taktik anlayışı yüksek, bireysel skor üretme manasında ise o kadar verimli olmayan futbolcularımız var. bana göre aslında diğer sezonlara nazaran oldukça kaliteli bir kadro profili oluştu. yani takım olsak, en azından olmayı denesek çok güzel şeyler yapacaz. eldeki kadro tam da teknik adamın meziyetlerini ortaya çıkaracak bir kadro.

    koca bir ilk yarı luyindama, marcao, donk, nzonzi gibi oyuncuların bazen hepsinin sahada yer almasına rağmen bir tane bile duran top golümüz yok. bu takım ne çalışıyor bilmiyorum. kondisyon olarak yerlerdeyiz. taktik olarak yerlerdeyiz. kötü takımların lige tutunma silahı duran toplardır. onlardan da sadece gol yiyoruz.

    burda kalkıp fransa milli takımı oyuncusuyken galatasaray'a gelmiş nzonzi'yi gömmeye, epl'de göze batan bir performans sergileyip hollanda milli takımında oynayan babel'e ruhsuz demeye, 11 aralık 2019 paris saint germain galatasaray maçı'nda sahada ezilen lemina'yı eleştirmeye falan gerek yok. hep yazıyorum bizim oyuncularımız sahada yalnızları oynuyor. fatih terim iki sezonda da bireysel işlerle şampiyon olmaya çok alıştı. kalitesi bu kadar yüksek bir futbolcu gurubunun tamamı formsuzsa suçlu belki de teknik adamdır? nitekim ara transfer dönemi için adı çıkan isimler de shaqiri ve onyekuru. tam bireysel performans adamları.

    oyuncuların geçmişlerine yatırımı eleştirip geleceklerine yatırım isteyen fatih terim kendi teknik adamlığının da geçmişinden bu kadar faydalanmamalı, biraz geleceğine odaklanmalı. bu futbol işte en fazla ligde başarı getiriyor. o da bitik takımlara karşı. azıcık organize bir avrupa takımı çıkınca karşımıza adamlar bizi duvardan duvara vuruyor.

    iddia ediyorum falcao sakatlanmasaydı ligin ilk yarısında gireceği pozisyon sayısı şu ankinden pek de fazla olmazdı. çünkü ne ofansta, ne defansta, ne duran toplarda bu takım bir şey ü-re-te-mi-yor. koşamıyor bile. artık kadro seçimindeki adaletsizliği geçtim. ama organize bir ümraniyespor bile karşımızdaysa rakip kaleye gidemiyoruz. çünkü sahada kusura bakmayın ama barcelona'yı izlediyseniz görmüşsünüzdür, messi'nin bile yardıma ihtiyacı var. tüm takım adama yardımcı oluyor.

    dün baskı yaptığımız bir kaç an vardı. psg'yi izledim. en uçtan neymar depar atıp defanstan top çıkardı. bir defansında icardi sağ beke koştu, sol bekten adama diagonal pas attılar, korner direğinin bir kaç metre ötesinde topla buluştu ve takımını hücuma çıkardı.

    bu işleri yapacak oyuncularımız var. lemina, ömer, belhanda, feghouli... aslında genel olarak mücadeleci bir kadro olduğumuzu düşünüyorum. bu adamlar bu işleri yapmaktan çekinecek yapıda futbolcular değiller. mesele bana göre malesef teknik kadroda.

    kontra yapacak hızlı oyuncuya sahip değilmişiz. milli takımı inceledin mi hiç? cengiz, abdulkadir falan hep sakattı. burak'la, cenk'le oynadık. kim vardı kontraya çıkacak. ama sağlam bir taktik anlayış, birbirine yardım eden bir takım... netice ortada. şenol güneş korkaklık etmese rahatlıkla grubu lider tamamlayacaktık.

    hep diyorum hoca çağın gerisinde kaldı. çağı geçtim kendisinin de gerisinde kaldı. ya toparlanacak, ya da bu diyardan gidecek.
  • 38
    en az galatasaray ruhu , winner ve avrupa fatihi ünvanlarıyla kapışabilecek bir realite. bolca ruh çağırdığımız; rijkaard'la başlayıp hagi'yle bitirdiğimiz o malum 2010-2011 sezonunda 8. (yazıyla sekizinci) olduk; akabinde 4. yıldız sonrası winner çağında hamzaoğlu-taffarel-denizli ile bocalayıp 6. olduk. en son mr. dünyadan büyük hayallerim var * merkezli avrupa fatihi ünvanıyla da avrupanın averaj takımı oluyoruz. bu tezatlıklarla dolu sürreal çalışma sonrası anlaşılabilecek/çıkarılabilecek ders varsa o da futbolda vefa veya kredi adı altında romantizme ve düne yer olmadığı.
  • 40
    yine patlat vermiş kalip.

    115. yılında olan kulübümüzün seviyesi nedir, kimdir, neye göre belirleniyor anlamıyorum.

    sneijder, hagi, drogba, lemina bizim seviyemizin üstünde topçular deniyor, ahmet çalık, linnes, taylan, jimmy gibi topçularda seviyemizin altında olduğu iddaa ediliyor.

    seviye dediğimiz şey mecvut oyuncuların oluşturduğu bir ölçüt değil mi ?

    galatasaray bir bardaksa içine konan su oyunculardır. suyun kendisi belirlemez mi seviyeyi.
  • 43
    sözlükte yine şener üzerinden tartışılmaya başlanmış seviye. ben maçta* sonuna kadar linnes'in oynaması gerektiğini söylüyorum ki kendisi de galatasaray seviyesinde bulunmuyor. ne abi bu galatasaray seviyesi? sene başında seviyemizde görmedigimiz adem ve ömer olmasa şu anda lige çoktan havlu atmıştık. şener ya da herhangi bir oyuncuyu savunmuyorum ama şampiyonlar ligi'nde 4. torba takımı bile yakında sayılmayacak bir takımın rotasyondaki 3. sağ bekinden ne bekleniyor onu anlamıyorum.
  • 44
    galatasaray seviyesi nedir anlamayanlar, heralde yalnızca son 2 senedir falan takımı takip ediyor.

    muslera'yı izlediysen eğer; kalede galatasaray seviyesi budur.
    sağ bekte eboue'yi izlemişsen hatta ve hatta mariano'nun ilk sezonunu izlemişsen eğer; işte sağ bekte galatasaray seviyesi odur.
    melo'yu izlemişsen ön libero mevkinde veya lemina'yı izlemişsen eğer; işte ön liberoda galatasaray seviyesi o oluyor.
    10 numara/2. forvet mevkisinde sneijder'i veya emre akbaba'yı izlediysen, galatasaray seviyesi odur işte bu mevkide.

    şunu anlayabilmek için sadece son 5-6 seneyi bile izlemek yeterlidir. uefa kadrosunu bile demiyorum bak son 5-6 sene sadece.
  • 47
    iki metreye pas atamayan kazma stoperlerin bizde oynamasının çoktan geçildiği seviye. modern futbolda sadece ayağı düzgün diye kaleciler milyon eurolar ederken, topun genelde bizde kalacağı ya da bize bırakılacalığı maçlarda kazma bir stoper herşeyi berbat edebilir.

    belki de biz 96-00 takımını ve onun yaratıcısını benliğimize işledik, vasat sıkıyor, vasat altı kahrediyor.
  • 48
    birkaç maç takımın dördüncü stoperinin oynamasıyla aşağı düşmeyecek seviye. iyi oynar, kötü oynar bilemiyorum ama dördüncü stoperden de popescu performansı beklemeyin. 1996-2000 arasında stoperde dönem dönem şans bulan bekir, feti, ahmet yıldırım, hatta vedat falan da öyle müthiş oyuncular değildi. hatta bana futbolu sevdiren bülent korkmaz, o dönem zaman zaman yaptığı hataları şimdi yapsa gönderilmesi için kampanya düzenlenirdi. 2011-2013 arası oynayan semih, dany, gökhan da aynı şekilde. yapacak bir şey yok. iki stoperimiz sakatlandı. kalanlar oynayacak.
  • 50
    manevi olarak real madrid, manchester united, bayern münih seviyesidir; maddi olarak ise real betis, stoke city, stuttgart seviyesidir. manevi seviyemiz real ile, bayern ile kapıştığından didier drogba, radamel falcao gibi isimleri takımımızda görmek isterken; maddi seviye bu kulüplerin yakınından geçemediği için anca 35 yaş civarında bu oyuncuları alabiliyoruz. ne zaman manevi seviyemizle, maddi seviyemizi birbirine yaklaştırırız, o zaman daha tutarlı daha istikrarlı bir kulüp oluruz ve dahası da birbirine yaklaştırdığımız maddi ve manevi seviyemiz birlikte yükselir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın