• 547
    30 milyon taraftarı olan takımı yönetmeye çalışan bir avuç lümpen topluluğu.
    madem sizin borunuz ötecek, 50 bin kişiyi bulun stadı doldurun, gs store’da ki tüm ürünleri siz satınalın, digitürk’ün tüm üyeliklerini siz alın. madem takımın sahibisiniz kulübün borçlarını da siz ödeyin.

    dursun özbek denen tarihin en başarısız başkanını sırf liseli diye ibra eden zavallılar topluluğusunuz, biran önce defolun gidin galatasaray’dan, sizden ala galatasaray düşmanı olmaz. derdiniz galatasaray değil, tek derdiniz çıkarlarınız, fenerbahçe bile sizden daha fazla zarar vermedi bu kulübe.

    net iğreniyorum sizden.
  • 667
    eskiden çok topa tuttum, galatasaray halkın takımı , lisenin değil dedim. lise mezunu akrabalar, arkadaşlar ile çok kavgasını verdim. lakin son zamanlarda ki ülke gerçekleri, siyaset, spor konularında toplumu ve yöneticileri görünce, bu lisenin bu ülkeye çok fazla olduğunu fark ettim. zaman zaman kızsak da ben razıyım kendilerinden, bir daha da asla kötü söz söylemem. türkiye'de ilk 1000'e giren öğrencileri alan, koca sınavda 1 yanlış bile yaptığında girmen şüpheli olan bir lise'den bedava kongre üyesi ve vizyoner insanları kulüp kültürü aşılayarak alıyorsun. mehmet demirkol'un bir sözü var. biz liseye girerken atıyorum 50 üyeden başka takımlara ait çok sayıda taraftar varken, mezun olurken hepsi sıkı galatasaraylı olup, bir ben kaldım demişti. sinan engin gibi adamın kızı galatasaray üniversitesi mezuniyetinden sonra yine bizim taraftarımız olup, aynı zamanda kongre üyesidir. yani gelenin bu kültürü, çağdaşlığı görünce döndüğü öyle bir lise...

    bu ülkedeki bütün kurumsal firmaların, büyük holdinglerin galatasaray kulübü tüzüğü gibi bir tüzükleri olsa sırtları yere gelmez, dünya çapında firmaya dönüşürler.
  • 466
    https://twitter.com/.../1094663249042292736

    çanakkale savaşı sırasında galatasaray lisesi hiç mezun vermemiştir. çünkü herkes şehit düşmüştür.

    yaa ahmet efendi* emperyalistmiş şuymuş buymuş bunları bırak! çanakkale savaşı işin içine girdi mi altında kalırsın! milyonlar eurolar kazanıp gece şarabını yudumlayanlarla; aç karnına savaşıp şehit olanları bir tutuyorsun! laf ettiğin bu köklü camianın geçmişine bakıp utan biraz!!
  • 245
    galatasaray'in 500 kusur senelik gecmisidir, ovunulen galatasaray kulturunun pistigi ocaktir. bu cografyanin en guzide irfan yuvasidir. galatasaray avrupada kupa kaldirmis, bugun de avrupada kupa kaldiracak vizyona sahip bir takimsa ve basinda hic bir zaman dikdatorvari kabadayilar olmadiysa bunun tek sebebidir. galatasaray lisesi, galatasaray asaletinin, bir grup vizyoner gencin hayalleriyle birlesip efsanevi galatasaray spor kulubunun dogurdugu yerdir...bir baskaldiridir. yillarca tokatlana tokatlana caresizlige burunmus bir ulkenin takimi olarak avrupaya siktir cekebilmektir. ayni ulkenin diger sozde buyuk takimlari avrupa arenasinda titrerken, en kotu gununde avrupaya cikip catir catir oynayabiliyorsak bu lisenin yarim bin yillik geleneginin vermis oldugu ozguven sayesindedir. galatasaray spor kulubu ve galatasaray lisesi bir butundur. camia icinde lisecilik yapan guruh bu butunun dusmanidir ama ne olursa olsun galatasaray spor kulubu asla yuvasindan, yani galatasaray lisesinden kopamaz, kopmamalidir.

    liseli degilim.
  • 183
    sözlükte saçma sapan eleştirilen, bok atılan lise. yorumları okuyunca sanırsın ki galatasaray bu lise yüzünden sürekli başarısız oluyor, şampiyonluk veya kupa kazanamıyor, küme düşmemeye oynuyor falan filan. aksine türkiye'nin en başarılı kulübü galatasaray spor kulübü. herhangi bi sıkıntıda; lise şöyle lise böyle, başarıda; biz yaptık biz ettik lisenin payı yok. yav he he amk.

    somut olarak ne yapmış da kulübün anasını bellemiş abi liseliler bu kadar? cidden merak ediyorum ve bilmediğimden soruyorum. ne yapmışlar aydınlatın beni. kulaktan dolma, soyut, farazi şeylerle gelmeyin ama bana. somut veri ve örneklerle gelin. başka türlü objektiflikten uzak, ön yargılı ve kişisel görüşe giriyor çünkü yorumlar.

    eleştirilere katıldığım noktalar da yok değil allah için. mali konularda destek sıfıra yakın. kongrelerde aristokrat aristokrat konuşmayı biliyorlar ama iş icraata gelince fıs. biri de çıkıp şu branşa ben sponsor olayım, bu transferin parasını ben vereyim demiyor mesela. ama bunu sadece liseye bağlamamak lazım. yönetimde galatasaray liseli olmayanlar yer alıyor gayet. misal abdurrahim albayrak, misal adnan polat. bu adamlar maddi olarak ne vermiştir kulübe? fenerli yöneticiler, hatta yönetici olmayan iş adamları bile çatır çatır sponsor oluyorlar kulüplerine ama bizde benim tek hatırladığım cem uzan var. jardel transferine sponsor olmuştu, telsim'le güzel bir sponsorluk anlaşması yapmıştık. onun dışında da galatasaray liselisinin ya da liseli olmayanın maddi açıdan kulübe destek olduğunu hatırlamıyorum.
    kulübün mal varlığı, araziler, riva meselesi gibi konular tartışılır. sat, düzlüğe çık diye bir anlayış olamaz. ancak günü kurtarırsınız böyle yaparak. bu konudaki eleştirilerinizi de çok yerli bulmuyorum.

    bir diğer itici ve eleştirilecek nokta da liselilerin kulübü aşırı sahiplenişi. burun kalkıklığı ve kendini beğenmiş bir elitlik var cidden. bu beni de rahatsız ediyor. bırakın galatasaray'a yardımı dokunabilecek herkes girsin işte kulübe, üyeliğe, yönetime. bunun değişmesi lazım. ama yine de kulübün köklerinin liseye dayanmasından, liseyle bağlantılı olmaktan genel olarak rahatsızlık duymuyorum ben. aksine hoşuma gidiyor. bizi diğer kulüplerden farklı kılıyor çünkü. beğenseniz de beğenmeseniz de gayet taşaklı bir kültürdür bu. şöyle böyle diyerek itibarsızlaştırmaya gerek yok. daha önce de yazmıştım, diğer kulüpler can atıyor böyle bir kültür sahibi olmaya. bakın fenerbahçe'ye mesela, fenerbahçe lisesi'yle bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. bize benzemeye çalışıyorlar.

    velhasıl kelam eksikleri, gedikleri, rahatsız edici tarafları olabilir ama bu kadar da itin götüne sokulacak bir tarafı yok lise oluşumunun. bugüne kadar türk futbol tarihinin en büyük başarılarını kazanırken de lise vardı, şimdi de lise var. haksızlık ediyorsunuz.
  • 315
    tamam galatasaray spor kulübü futbol takımı orada kuruldu biliyoruz tamam da bu kadar faşizanlik niye ? dursun, ahmet mehmet gibileri neden lise yüzünden bizim başımıza musalat ettiniz ? avrupai insanlarız, bilmem kaç yüz yıllık çınarız bunlar güzel edebiyat, pilavlar,nohutlar felanlar filanlar da çok güzel afiyet olsun da 1 milyar tl yediniz bitirdiniz spor kulübünden doymadınız mı ?

    yiyin devreciler siz yiye yiye doymazsınız ama biz bu kadar kepazelikten doyduk ha ben kendi adıma diyorum, ne liseliyim ne başka birşey cumhuriyetçiyim atatürkçüyüm galatasaraylıyım.
  • 16
    zamanında biyerlerime motoru bağlayıp sınavda kazanmak için kastığım ama başaramadığım, tartışmasız türkiye'nin en kaliteli okuludur. kendisiyle eşdeğer seviyede görülen istanbul erkek lisesi ve robert kolej, karizma, markalaşma ve kültür açısından artık sultani'nin gerisindedir. ayrıca festivallerini seyretmek için kapısından içeri girdiğimde tüylerimi ürperten ve bahçesinin ortasında tepedeki galatasaray lisesi yazısına bakarak beni hüngür hüngür ağlatmış mekandır.
  • 237
    arkadaş ben sandalyeye yapışmış terli mabadım ile bu yönetim ve hocanın vasatlığından şikayetçiyim siz elit insanlar olarak nasıl tahammül ediyorsunuz bunlara? patito ketçaplı cips ile rahatsız oluyorum bu varoşluktan siz nasıl havyar yerken rahatlıkla maç izleyebiliyorsunuz? eğer ben elitsem size emrediyorum bu yönetimi yollayın, yok eğer siz elitseniz bağlı olduğunuz sınıfın gereğini yapın ve yönetimi yollayın.

    yoksa herşey yalan mı? yoksa sizde bizim gibi sıradan insanlar mısınız? 25 milyonu yöneten sıradan insanlar olarak o zaman düz adam gibi düşünün ve yönetimi yollayın. duygun ağabey, ebru abla neredesiniz? inan başkanım bu üniversiteyi yeniden inşa etmek için 10 lira bağış yapanı bile sırtımda taşıyacağım demiştiniz. kız arkadaşım olursa onu gezdirmek için kenara sakladığım 100 liram var eğer yönetimi yollarsanız bunu üniversitemize hibe edeceğim.
  • 620
    18 mart çanakkale deniz zaferi ve şehitleri anma gününde anmadan geçilemeyecek değerimiz.

    kahramanların okulu.

    --- alıntı ---
    çanakkale zaferi’nin üzerinden tam 101* yıl geçti. ancak çanakkale’de savaşan galatasaraylıların isimleri ve öyküleri, hiçbir zaman unutulmadı.

    çanakkale savaşı, dünya tarihindeki en büyük direnişlerden birine sahne oldu. avrupa siyasetinin seyrini değiştiren bu büyük savaş, osmanlı devleti’nin tüm halkını tek bir amaç etrafında birleştirmişti: düşmana geçit vermemek… vatan savunması için cepheye giden kahramanların bir bölümü ise galatasaray lisesi mezunuydu.

    az bilinen gerçekler

    galatasaray lisesi mezunlarının çanakkale savaşı’na verdiği katkı, yıllardır dilden dile aktarılıyor ve galatasaray tarihine dair en çok konuşulan öyküler arasında yer alıyor. bu anlatıların en ünlüleri ise galatasaray öğrencilerinin savaşa gönüllü olarak katıldıkları ve mekteb-i sultanî’nin şehitler nedeniyle mezun veremediği yönündeki söylentiler. galatasaray lisesi mezunlarından araştırmacı yazar melih şabanoğlu, geçtiğimiz yıl galatasaray topluluğu işbirliği kurulu tarafından düzenlenen “100 yıl sonra çanakkale’ye bakmak” konulu forum için yaptığı incelemede, bu hikayelerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. galatasaray lisesi, savaş süresince de eğitime devam etmiş ve az sayıda da olsa mezun vermişti. üstelik galatasaray öğrencileri, cepheye gönüllü olarak değil, çıkartılan seferberlik emri doğrultusunda, belirtilen kıstaslara uydukları için gitmişlerdi. melih şabanoğlu, yaptığı araştırmada bu asılsız efsanelerin galatasaray’a herhangi bir artı değer katmadığını; çünkü tarihimizde zaten pek çok gerçek kahramanlık hikayesi bulunduğunu ifade etti. çanakkale savaşı’na katılan galatasaraylılara bakıldığında ise bu fikrin ne denli doğru olduğu açıkça görülüyor. çünkü savaşan her galatasaraylının öyküsünde, son derece büyük bir fedakarlık, cesaret ve kahramanlık göze çarpıyor.

    liseden sahaya, sahadan cepheye

    çanakkale savaşı’nda görev almış en etkin galatasaraylı, hiç şüphesiz ki cevat paşa’ydı. şakir paşa’nın oğlu olan cevat paşa, 1888 yılında mekteb-i sultanî’yi bitirdikten sonra harbiye’ye yazılmış ve süreç içinde osmanlı ordusunun üst düzey komutanlarından biri haline gelmişti. çanakkale savaşı’nda da yetkili paşalardan biri olarak görev yaptı ve stratejik zekasıyla önemli katkılar sağladı. cevat paşa, çanakkale boğazı’nın üst tabyalarla savunulamayacağını ilk olarak öngören kişiydi. boğazı medhal tabyalardan savunmaya çalışmak, işgal kuvvetlerini durduramayacak ve çanakkale boğazı’nın geçilmesine fırsat tanıyacaktı. boğazın, doğrudan doğruya denizin içinden savunulması gerektiğini fark eden cevat paşa, bu stratejiye yönelik önerileriyle savaşın seyrini etkiledi ve zafere damgasını vuran önemli kahramanlardan biri haline geldi.

    savaşta komutan olarak görev alan bir diğer galatasaraylı ise ali rıza paşa’ydı. cevat paşa’nın mekteb-i sultanî’den sınıf arkadaşı olan ve harbiye’yi bitirdikten sonra üst komutanlığa getirilen ali rıza paşa, çanakkale’de iki alaylı 8. tümeni komuta etti ve miralay mustafa kemal’le birlikte conkbayırı’nı savundu. conkbayırı, çanakkale’nin en kritik noktasıydı ve bu bölgenin düşmesi, savaşın kaybedilmesini de kaçınılmaz hale getirecekti. mustafa kemal’in emriyle birliklerini süngü savaşına süren ve bölgeyi ele geçirmek üzere olan anzak birliklerini denize döken ali rıza paşa, bu muharebedeki katkılarıyla çanakkale’nin unutulmaz kahramanları arasına girdi. bu muharebeden sonra itilaf devletleri’nin savaşı kazanamayacağı anlaşılacak ve zafer, türk ordusunun olacaktı.

    galatasaray futbol takımının kürt lakaplı oyuncusu celal ibrahim de, çanakkale savaşı’nda son derece büyük fedakarlıklarda bulunan bir diğer isimdi. fenerbahçe’ye gol atan ilk galatasaraylı olan, yine fenerbahçe’yle oynanan ve 7-0’lık galibiyetimizle sonuçlanan tarihi karşılaşmada tam dört gol bulan, ilk uluslararası müsabakamızda da rakip ağları havalandırmayı başaran celal ibrahim, 1915 yılında askere alındı ve ilk olarak çanakkale cephesine gönderildi. çalışkanlığı, fedakarlığı ve kahramanlığıyla çanakkale ruhunun sembolleri arasında yer alan kahraman oyuncumuz, çanakkale’den sonra filistin, ırak, doğu cephesi ve yeniden ırak’ta savaştı ve bağdat savunmasında ingiliz ordusuna karşı savaşırken şehit düştü.

    çanakkale zaferi’nin unutulmazları arasına giren bir diğer galatasaraylı ibrahim orhan’dı. 1912 yılında mekteb-i sultanî’yi bitiren ve kimya tahsili yapmak üzere fransa’ya giden ibrahim orhan, savaş ilan edilince pilot olarak osmanlı ordusuna katıldı ve çanakkale savaşı’nda önemli bir fransız uçağını düşürdü. düşman uçağı düşüren ilk türk askeri olarak tarihe geçen ibrahim orhan, çanakkale zaferi’nin kazanılması üzerine pilotluk eğitimi almak üzere yurt dışına çıktı ve birinci dünya savaşı’nın son dönemlerinde yeniden osmanlı ordusuna döndü. ancak ne yazık ki, 1918 senesinde yunan topçular tarafından düşürülen uçağında şehit oldu.

    hüzün ve acı dolu bir tarih

    çanakkale savaşı türk toplumu için hem gururun, hem de hüznün sembolü haline geldi. son derece yüksek imkanlara sahip işgalci kuvvetlere karşı elde edilen galibiyet, elbette ki mutluluk vericiydi. ancak bu zafer, çok sayıdaki fedakar asker sayesinde kazanılabilmişti. ardında acı hikayeler bırakarak şehit düşenler arasında ise galatasaraylılar da bulunuyordu.

    mekteb-i sultanî’nin o yıllardaki en başarılı mezunlarından ahmed refik bey, çanakkale savaşı’nın galatasaray adına ilk acı kaybı oldu. ahmed refik bey, galatasaray spor kulübü’nün kurulduğu edebiyat dersinin öğretmeni âtâ bey’in oğluydu. 1903’te mekteb-i sultanî’ye girmiş ve 1911’de birincilikle mezun olmuştu. zekasıyla büyük dikkat çeken ve geleceğin en büyük aydınlarından biri olacağına kesin gözüyle bakılan ahmed refik bey, eğitimine devam etmek üzere almanya’ya gitmiş, ancak birinci dünya savaşı’nın başlaması üzerine yurda dönmüştü. harbiye’de görev yaptığı dönemde ise almanca bilen asker ihtiyacı doğması üzerine çanakkale cephesi’ne gönderildi.

    orhaniye tabyası’nda topçu olarak görevlendirilen ahmed refik bey, 1915 yılının şubat ayında gerçekleşen bir saldırıda şehit düştü ve galatasaray’ın çanakkale’deki ilk şehidi oldu. aynı saldırıda osmanlı saflarında bulunan bir diğer galatasaraylı da aziz ulvi’ydi. ne yazık ki aziz ulvi de ahmed refik gibi ağır şekilde yaralandı ve bir gün sonra hayatını yitirdi.

    çanakkale cephesinde kaybedilen bir diğer galatasaraylı ise futbol takımımızın da önemli oyuncularından biri olan hasnun galip’ti. 1915 yılında askere yazılan ve ilk vazifesi için çanakkale’ye gönderilen sembol oyuncu, ne yazık ki görev aldığı ilk muharebede şehit düştü. galatasaray’dan harbiye’ye geçen ve topçu subayı olarak görev yapan cevdet bey ve galatasaray idmancılarından hüsamettin bey de, yine çanakkale’deki sert çarpışmalarda şehit düşenler arasındaydılar.

    nazım hikmet’in dayısı olan mehmet ali bey’de, hayatını çanakkale savunmasında yitiren bir diğer galatasaraylı’ydı. 1910 yılına dek mekteb-i sultanî’de eğitim gören ve gönüllü olarak balkan savaşı’na katılan mehmet ali bey, pek çok cephede savaştıktan sonra çanakkale’de görev almış, kısa sürede cephenin en önemli topçusu haline gelmişti. şehit düşmesi ise son derece acı bir şekilde gerçekleşti. veliaht yusuf izzettin efendi, 19 temmuz 1915 tarihinde çanakkale cephesi’ni ziyaret etmiş ve ön cepheleri görmek istemişti. cephede önemli bir ziyaretçi bulunduğunu anlayan britanya kuvvetleri, yoğun mermi atışına başladılar ve dört topçumuzu şehit ettiler. hayatını kaybeden topçularımız arasında, galatasaraylı mehmet ali bey de bulunuyordu.

    1868 yılında devlete nitelikli ve donanımlı aydınlar yetiştirme amacıyla kurulan galatasaray lisesi, o tarihten bu yana aynı misyonla hareket ediyor. bu nedenle türk tarihinin her dönüm noktasında, kaçınılmaz olarak galatasaray izine de rastlanıyor. kimi zaman büyük zaferlerle, kimi zaman sevinçle. kimi zaman ise çanakkale savaşı’nda olduğu gibi, gurur, acı ve saygıyla birlikte.

    galatasaray dergisi, mart 2016 sayı:154

    --- alıntı ---
    https://www.galatasaray.org/...da-galatasaray/32045
App Store'dan indirin Google Play'den alın