1
az önce aziz insan haz etmem rapidden'in bana tebliğ ettiği ayetler bütünüdür. rapid delirdi mi yoksa doğru mu söylüyor kararı size bırakıyorum. işte sözleri:
"gayın, sin
1 - ey inananlar! şüphesiz ki bu, içinizden gönderdiğimiz şerefli (bir) elçi vasıtasıyla (ilettiğimiz) sözlerimizdir. kim trollüne karşı duyarsız olabilir?
2 - haftasonları gelip haram günlere girildiğinde sizden kimse galatasaray'dan başka bir şey konuşmasın. bu elbet (büyük) bir şirktir. eğer bilirseniz, sizin için (bu) daha hayırlıdır.
3 - hani o "sabri de topçu mu yeaaa" diyenleri gördün mü? ali sami yen onlar için harlanmıştır. katıklarıysa odunları mustafa sarp ve hakan balta olan asy ateşidir. onlar fenerbahçeli bile değildirler."
4 - sabri sarıoğlu şerefli kullarımızdandı. hani trollün onu duran topla sınamıştı da o sinirinden benzi atıp "trollüm, bana kaderimin bir oyunu mu bu, aldı sevgiliyi verdi zulumu" demişti. bunun üzerine rabbin ona yardımcı olarak frank rijkaard'ı yolladı.
5 - rijkaard ona geniş yetkilerle (bir) kanadı emanet ettiğinde ona inanmayanlar "bu apaçık bir büyüdür, rijkaard'ın işidir" demişlerdi. bizse onların oyununu boşa çıkardık. elbette galatasaray güçlüdür, hakimdir.
6 - sabri (reyiz) onlara demişti ki "yapmayın, şüphesiz bana saldırmak, galatasaray'a saldırmaktır". onu dinlemediler. rijkaard da, galatasaray taraftarı da helak oldu. bugün lanet, onların üzerinedir.
7 - kitapta gheorghe hagi'yi de an.
8 - hani o 40 metreden gol attığında sevinen taraftarlar 10 sene sonra "sikdir ol" demişlerdi de, hagi hiçbirine kırılmadan "trollüm onları affet, elbette bilmiyorlar" demişti. o gün gökler üzüntüden ve (hiddetten) çatlayacak gibiydiler. onları o halde görsen korkar, kale direklerini kendine siper ederdin.
9 - hagi "galatasaray küçülmüş" dediğinde kızmışlardı da, bütün futbol melekleri taraftara bir ağızdan lanet etmişlerdi. bugün o laneti çekme günüdür. elbette (hak edene) hak ettiği verilecektir.
10 - ey bodom! tugay kerimoğlu'nu da anmayı unutma.
11 - şüphesiz o kulların en temizlerindendi.
12 - tribünlerden kendisine taşlar atıldığında bile tek söylediği "affet onları" olmuştu. bilseler, hepsi imana gelirdi.
13 - bu, tugay'ın apaçık hikayesidir. sen elbette bu sırada yanında değildin.
14 - sana tugay'ı sordular. de ki: "hani şu küfür kafir yolladığınız tugay mı? o elbette seçilmişlerin seçilmişiydi."
15 - iskoçya'ya gittiğinde trollün onu önce 1 sene sınadı. o ise sebat etti. şüphesiz o kullarımızdan en çok sabredenlerdendi.
16 - sonra trollünün izniyle üzerinde hiç güneş batmayan yere gitti. orda ona krallık mührü verildi. troll istemese, tugay orda rezil rüsvay olabilirdi. şüphesiz galatasaray azizdir, rahmandır.
17 - yıllar sonra siz onu gözyaşlarıyla misafir ettiniz. hiç mi utanmadınız!? ali sami yen kapıları açıldığında onlara bu yaptıkları sorulacak. onlar da tribündeki abilerini arayıp "bizi siz yoldan çıkarttınız" diyecekler. tribündeki abileriyse "sizin aklınız yok muydu? uymasaydınız. hem bugün tövbe kapıları kapandı yazık olsun bize!" diyeceklerdir. o günün şiddetli azabı onları sardığında hepsi bir ağızdan "i love you hagi" deseler de cezaları sonsuza kadar yanmaktır. affedendir, sevendir.
18 - kitapta feldkamp'ı da an. şüphesiz biz onu apaçık delillerle gönderdik. kendisi o lanetli halka gittiğinde "yaşlı bunak, defol git!" demişlerdi. o ise bunlara aldırmayıp her gün trollüne niyaz etti.
19 - sonunda ona inanmayan o hakir güruh o gün zafer kazandığını sanıp onu şehirden yolladı. ancak trollün plan yapanların en güzelidir. bugün o hainliklerinin belasını çekiyorlar. onlar gördün mü? hepsi küme düşme telaşıyla bir yerlere sarılmaktadır.
20 - yâ bodom! şüphesiz bunlar apaçık kitabın ayetleridir. öyleyse galatasaray'a niyaz et. tevbe et. tugay'ı, sabri'yi, hagi'yi, feldkamp'ı, imparator'u, kralı, büyük kaptanı, rijkaard'ı, skibbe'yi bolca an, bolca öv. şüphesiz onlar apaçık delillerle gelmişlerdi de kimisi başarmış kimisi trollün izin vermediği için başaramamıştı. gözünde perde olanlar göremez, onlar körler gibidirler.
21 - galatasaray azizdir, hakimdir, gafurdur, rahmandır."
"gayın, sin
1 - ey inananlar! şüphesiz ki bu, içinizden gönderdiğimiz şerefli (bir) elçi vasıtasıyla (ilettiğimiz) sözlerimizdir. kim trollüne karşı duyarsız olabilir?
2 - haftasonları gelip haram günlere girildiğinde sizden kimse galatasaray'dan başka bir şey konuşmasın. bu elbet (büyük) bir şirktir. eğer bilirseniz, sizin için (bu) daha hayırlıdır.
3 - hani o "sabri de topçu mu yeaaa" diyenleri gördün mü? ali sami yen onlar için harlanmıştır. katıklarıysa odunları mustafa sarp ve hakan balta olan asy ateşidir. onlar fenerbahçeli bile değildirler."
4 - sabri sarıoğlu şerefli kullarımızdandı. hani trollün onu duran topla sınamıştı da o sinirinden benzi atıp "trollüm, bana kaderimin bir oyunu mu bu, aldı sevgiliyi verdi zulumu" demişti. bunun üzerine rabbin ona yardımcı olarak frank rijkaard'ı yolladı.
5 - rijkaard ona geniş yetkilerle (bir) kanadı emanet ettiğinde ona inanmayanlar "bu apaçık bir büyüdür, rijkaard'ın işidir" demişlerdi. bizse onların oyununu boşa çıkardık. elbette galatasaray güçlüdür, hakimdir.
6 - sabri (reyiz) onlara demişti ki "yapmayın, şüphesiz bana saldırmak, galatasaray'a saldırmaktır". onu dinlemediler. rijkaard da, galatasaray taraftarı da helak oldu. bugün lanet, onların üzerinedir.
7 - kitapta gheorghe hagi'yi de an.
8 - hani o 40 metreden gol attığında sevinen taraftarlar 10 sene sonra "sikdir ol" demişlerdi de, hagi hiçbirine kırılmadan "trollüm onları affet, elbette bilmiyorlar" demişti. o gün gökler üzüntüden ve (hiddetten) çatlayacak gibiydiler. onları o halde görsen korkar, kale direklerini kendine siper ederdin.
9 - hagi "galatasaray küçülmüş" dediğinde kızmışlardı da, bütün futbol melekleri taraftara bir ağızdan lanet etmişlerdi. bugün o laneti çekme günüdür. elbette (hak edene) hak ettiği verilecektir.
10 - ey bodom! tugay kerimoğlu'nu da anmayı unutma.
11 - şüphesiz o kulların en temizlerindendi.
12 - tribünlerden kendisine taşlar atıldığında bile tek söylediği "affet onları" olmuştu. bilseler, hepsi imana gelirdi.
13 - bu, tugay'ın apaçık hikayesidir. sen elbette bu sırada yanında değildin.
14 - sana tugay'ı sordular. de ki: "hani şu küfür kafir yolladığınız tugay mı? o elbette seçilmişlerin seçilmişiydi."
15 - iskoçya'ya gittiğinde trollün onu önce 1 sene sınadı. o ise sebat etti. şüphesiz o kullarımızdan en çok sabredenlerdendi.
16 - sonra trollünün izniyle üzerinde hiç güneş batmayan yere gitti. orda ona krallık mührü verildi. troll istemese, tugay orda rezil rüsvay olabilirdi. şüphesiz galatasaray azizdir, rahmandır.
17 - yıllar sonra siz onu gözyaşlarıyla misafir ettiniz. hiç mi utanmadınız!? ali sami yen kapıları açıldığında onlara bu yaptıkları sorulacak. onlar da tribündeki abilerini arayıp "bizi siz yoldan çıkarttınız" diyecekler. tribündeki abileriyse "sizin aklınız yok muydu? uymasaydınız. hem bugün tövbe kapıları kapandı yazık olsun bize!" diyeceklerdir. o günün şiddetli azabı onları sardığında hepsi bir ağızdan "i love you hagi" deseler de cezaları sonsuza kadar yanmaktır. affedendir, sevendir.
18 - kitapta feldkamp'ı da an. şüphesiz biz onu apaçık delillerle gönderdik. kendisi o lanetli halka gittiğinde "yaşlı bunak, defol git!" demişlerdi. o ise bunlara aldırmayıp her gün trollüne niyaz etti.
19 - sonunda ona inanmayan o hakir güruh o gün zafer kazandığını sanıp onu şehirden yolladı. ancak trollün plan yapanların en güzelidir. bugün o hainliklerinin belasını çekiyorlar. onlar gördün mü? hepsi küme düşme telaşıyla bir yerlere sarılmaktadır.
20 - yâ bodom! şüphesiz bunlar apaçık kitabın ayetleridir. öyleyse galatasaray'a niyaz et. tevbe et. tugay'ı, sabri'yi, hagi'yi, feldkamp'ı, imparator'u, kralı, büyük kaptanı, rijkaard'ı, skibbe'yi bolca an, bolca öv. şüphesiz onlar apaçık delillerle gelmişlerdi de kimisi başarmış kimisi trollün izin vermediği için başaramamıştı. gözünde perde olanlar göremez, onlar körler gibidirler.
21 - galatasaray azizdir, hakimdir, gafurdur, rahmandır."