80'lerin sonları. memur anne-babanın çocuğu, dayısı sayesinde galatasaraylı olmuştur. üstelik babası, dedesi, ablası, annesi hasta beşiktaşlı olmasına rağmen. o zamanlar futbola da çok meraklıdır bu delikanlı. plastik patlak toplara, yırtık bez ayakkabısıyla hırsla vururken
cevad prekazi,
uğur tütüneker,
tugay kerimoğlu,
tanju çolak,
cüneyt tanman diye bağırmıştır. yeri gelmiş kalede bir
zoran simoviçolmuştur. tek istediği mahalle maçlarında giyebileceği bir galatasaray formasıdır. babasından, annesinden ister ama nafile. üzülür ama o çocuk haliyle anlayışla karşılar. böyle fuzili şeylere harcayacak para yoktur çünkü.
bir gün durumdan bir şekilde haberdar olan ve ilk erkek yeğenini galatasaraylı yapmış dayısı elinde bir torba ile gelir yanına. aç bakalım der.
heyecanla açar
ecekil. bir bakar ki galatasaray forması, şortu ve çorabı. heyecanla salya sümük ağlayarak, minnet ve heyecanla sarılır kahramanı dayısına. bu saatten sonra sahalarda bir fırtına gibi esecektir.
galatasaray için ilk göz yaşımı böyle dökmüştüm. ben de babası fenerli olmasına rağmen tek erkek yeğenimi galatasaraylı yaptım. tabiki formasını da aldım.
bu da böyle bir anımdır.