galatasaray spor kulübü üyelerinin oluşturduğu, galatasaray spor kulübü yönetiminin seçildiği, seçilen yönetimin idari ve mali anlamda denetiminin sağlandığı organdır.
bir seçim değerlendirmesi yapmak için böyle bir başlığın daha uygun olacağını düşünmüştüm. başlığın daha önce açılmamış olmasına şaşırmakla birlikte, madem daha önce yoktu, bu vesileyle başlığı da açmış olalım.
burak elmas ve ekibinin zorlu ve heyecanlı bir seçim sonunda göreve gelmesi tüm adayların kendini, ekibini ve projelerini tanıtmasının ardından taraftarın genelinin, sanırım bunu söylemede bir beis yok, istediği bir sonuçtu. bunun ötesinde adaylar arasında amasız bir şekilde
fatih terim ile devam etme iradesini açıkça dile getiren tek ekip de
burak elmas’ın ekibiydi. öyle ki
rezan epözdemir’in seçime bir hafta kala burak elmas listesine girmesi, bunun ötesinde daha önce olmadığı kadar eski futbolcularımızın seçime ilgi göstermesi aslında hocanın da bu ekiple ilerlemek istediği yönündeki fikirleri destekler nitelikteydi.
seçim süreci boyunca özellikle
metin öztürk ve
burak elmas seçim için yaptıkları uzun hazırlıkla öne çıkıyordu.
eşref hamamcıoğlu kulüp dinamiklerinin sesine kulak vererek ve bu doğrultuda yaptığı beyanatlarla dikkat çekerken
ibrahim özdemir’in adaylığını sanırım kimse anlamlandıramamış olacak ki aday olmak için topladığı gerekli imza kadar oy bile alamayarak bu anlamsızlığı taçlandırdı.
yiğit şardan’ın ise şapkadan tavşan çıkarma girişiminin içinde yer alması, buna ikna edilebilmesi başlı başına bir durumdu. seçim günü gri listeyi destekleyen bir kardeşim ‘statükonun karşısında duran tek liste’ olduklarını iddia ediyordu...
seçimin bu ve bundan sonraki gelişmeleriyle alakalı kısımlarını çokça yerde okudunuz, dinlediniz diye düşünüyorum... iyisi ve kötüsü, acısı ve tatlısı geride kaldı. burada esas mühim olan genel kurulun ‘bir bütün olacağız!’ mesajı vermesiydi. her şeyden önce galatasaray neden bu ülkenin dışarıya açılan bir kapısı sorusuna
eşref hamamcıoğlu ve
burak elmas’ın verdiği fotoğraf başlı başına bir cevaptı.
seçim sonunda ortaya çıkan manzara her galatasaraylının koktuklarını kabartmış, bu renklere gönül vermenin ne denli bir ayrıcalık olduğunu bir kez daha ispatlamıştır diye düşünüyorum.
tüm buradan hareketle bence teşekkürün en büyüğünü
galatasaray genel kurulu hak ediyor.
seçim için uzak yakın demeden gelip oy kullanarak iradesini dile getiren, sonucu olgunlukla karşılayıp seçilen başkanın amasız ve fakatsız arkasında duran her bir üyemiz bu seçimin kazananıdır.
başkanın da konuşmasını bitirirken söylediği gibi
‘yaşasın galatasaray!’