• 1
    galatasaray taraftarinin, galatasaray takiminin yaptigi yatirim olan futbolcularin degerlerini, hele ki bazilari (feghouli, belhanda, diagne uclusu) 10 milyon euro'yu geciyor, dusurmeye yonelik
    "uce bese bakmadan satalim"
    "bedavaya verelim"

    tarzi igrenc, bir ise yaramayan, mantiksiz, ticaretten anlamayan tarzdaki yorumlarin yapildigi linctir. neredeyse varolusundan beri yazarligini yaptigim sozlugu birakmayi dusunmemin ana sebebidir.

    arkadaslar, siz bir futbolcuyu begenmeyebilirsiniz, ustune fikrinizi her ne kadar olmasa da butun dunya ile paylasmaya deger gorebilirsiniz, fakat sizin bu yaptiginiz sacma sapan lincin tek kazandirdigi sey, galatasaray'in yaptigi yatirimlarin altini oymak oluyor. bu durumdan siz egonuzu tatmin ederken, galatasaray zararli cikiyor. karar verin, hakli cikmanizin ego tatmini mi daha degerli, yoksa galatasaray sevginiz mi? eger birincisi ise, bence siz galatasaray taraftari olmamalisiniz.

    osmanli donemi fetret devri ve 1. dunya savasi sonrasi kriz doneminden sonra turk milleti ilk defa bu kadar buyuk bir krizde ve ekonomik olarak tum klupler cokuyor. bu bir sure daha devam edecek (tahminen 3 yil daha en az). bu durumda galatasaray'in yatirim yaptigi ve karsiliginda bir seyler elde edebilecegi her varlik cok onemlidir, bu futbolcu olur, teknik ekipten biri olur, tasinmaz olur. bunlardan gelir elde edebiliyorsak etmemiz sart oglu sart.

    bunlari anlayamadan hala belirli bir yatirim yapilmis futbolcuyu neredeyse bedavaya gondermek istemek bana gore gerzekligin daniskasi. diyeceksiniz ben buraya yazsam ne farkediyor, soyle cevap vereyim, falcao'yu, diagne'yi sosyal medya getirdi. bir sonraki turkiye secimlerinde iktidar degistigi zaman bunun 1. nedeni sosyal medya oldugunda bu basligi hatirlarsiniz belki.
  • 4
    sadece jimmy durmaz'a değil, son on yılda en az yirmi futbolcuyu yaptık bunu.
    doyumsuz, hiçbir şeyi beğenmeyen şımarık ve hazıra konmuş taraftar modeli sağladı bunu.

    hadi diyelim alırken zarar ediyoruz, işte bu zihniyet yüzünden satarken de zarar ediyoruz.

    gidip yabancı forumlara, twitter'a alın bu işe yaramazı demek nedir ya hu?
    sen galatasaraylıyım diyorsun ve galatasaray futbolcusuna bunu yapıyorsun!
    düpedüz delilik...
  • 39
    elin avrupalısı sözlük okuyarak transfer yapmıyor ama takımında mobbing gören, taraftarla papaz olmuş ve satıp kurtulalım diye ortalığı inlettiği bir adama da kimse para dökmez nasılsa satmak zorundalar diye. bir futbolcuyu taraftarın çok isteyip, sosyal medyada tag'ler açması nasıl satan kulübün elini güçlendiriyorsa, sosyal medya üzerinden futbolcularla karşılıklı hakaretleşmek de fiyatını düşürüyor. bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.
  • 38
    elin avrupalısı gelip sözlük okuyarak transfer yapmaz. yani burada yazılanları kimse umursamıyor önce o konuda bir anlaşalım.

    adamlar izliyor, bakıyor, araştırıyor ona göre alıyor. burada zaha bok gibi oyuncu yazınca leicester city vazgeçmiyor yani.

    bu oyuncuları iyi paralara satamıyorsak tamamen yönetim beceriksizliğidir. boey 15 milyona gidecekti beyler haberiniz var mı? erden timur'un dik duruşu 30 verdirtti adamlara.

    veya çok uzağa gitmeyin f.bahçe'nin satışlarına bakın. atilla szalai falan 13-14 milyondan okutuldu. daha da örnek vermeyeceğim biliyorsunuz zaten elif elmas'ları vs. galatasaray yönetimi bir çok konuda olduğu gibi oyuncu satmada da beceriksizdir.
  • 12
    beni sözlükten soğutan, son iki yıldır doğru düzgün entry girmeme nedenim olan gerçeklik. işi abartıp hakaret edenleri bile gördü bu gözler.

    en güzel örneği biz sabri’yi itin götüne sokarken suyun karşı yakasının maldonado’ya karşı tavrı her şeyi ortaya koyuyor.

    düşünsenize alex’in maldonado için söylediği “birlikte oynadığım en iyi orta saha” tarzı bir cümleyi muslera vb. birinin sabri için söylediğini?

    bırakın futbolcuları, teknik heyeti, kondisyonerinden tut, sağlık heyetine, tercumanına kadar itin götüne sokulmayan tek bir kişi kalmadı kulüpte.

    aferin aynen devam.
  • 27
    galatasaray sözlük takip ediliyor mu, edilmiyor mu bilemem. ancak futbolcuların instagram hesaplarının altına yazılanlardan transferi yapacak takımın haberi olmasa bile oyuncunun kendisinin haberi oluyor. radamel falcao'nun eşinin istanbul'da kalacağız paylaşımı veya adem büyük'ün eşinin paylaşımı bunlara örnek. bu insanlar yapılan linçten rahatsız olmuşlar ki paylaşım yapmışlar. şimdi sen bu insanları taciz ve mutsuz ederek ne elde ettin? falcao takımdan ayrılmaya mı karar verdi? ne oldu yani? katkın ne? herkesin ağzında günümüzün modern türküsü düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü var. çok merak ediyorum günlük hayatlarında da bu insanlar her düşündüklerini pat diye söylüyorlar mı? yoksa gerek kendi menfaatleri için, gerek karşısındaki insanı üzmemek için, gerek de gerginlik çıkmaması adına susuyorlar mı? örneğin eşiniz bir yemek yaptığında ve beğenmediğinizde "bok gibi olmuş." diyor musunuz? yoksa "eline sağlık, şahane olmuş." mu diyorsunuz? hani nerede ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü? düşünce özgürlüğü dediğiniz şey toplumsal olaylarda değerlidir. toplumun tamamını ilgilendiren olaylarda duruma çok yönlü bakabilmek için düşünce özgürlüğü değerlidir. çocukluk aşkımsın dediğin bir takımın oyuncusunu linç ederken ise düşünce özgürlüğü yerine, aynı günlük hayatınızda olduğu gibi takımın menfaatini düşünseniz bence iyi olur. oyuncuya "go home" yazmak eleştiri yapmak değil, linç yapmaktır. bu linci düşünce özgürlüğü olarak görmek de saçmadır.
  • 7
    ekonomiyle arası pek iyi olmayan arkadaşların var olduğuna inandıkları linçtir. açıklayayım...

    arz talep eğrisinde, eğer arz talepten yukarda ise malın değerini alıcı belirler. yani eğer elinizde bir futbolcu varsa ve bu futbolcuya benzer farklı oyuncular dünyada yer alıyorsa siz 75 milyon da isteseniz oyuncunun ederi üzerinde bir söz hakkınız olmaz. eğer talep ettiğiniz bedel alıcı tarafından ödenmiyorsa siz de oyuncuyu elinizde tutarsınız.

    bir maldan (futbolcu) kazanç sağlamak için önce uygun fiyata almak zorundasınız. bitti. lamı cimi yok. eğer bir oyuncuyu alırken zarar ediyorsanız hiiiç mızıklamayacaksınız

    gelelim "linç edilen futbolculara"
    - feghouli'ye futbol kariyeri boyunca bonservis ücreti ödeyen tek takım galatasaray. önceki 2 transferi de bonservis ücreti ödenmden gerçekleştirilmiş. yani alıcı kulüpler oyuncunun iyi olduğunu düşünseler de satıcı takımın belirlediği rakama yükselmek istemiyorlar.
    - belhanda kiev'den galatasaray'a transfer olmadan önce 2 (iki) kez kiralandı. kiev belhanda'yı kadroda tutmak istemediği için 2 sene üst üste kiraladı ve biz aldık. kiev'in satmak isteyip satamadığı, galatasaray'a geldikten sonra performansı mütemadiyen düşen belhanda'dan zarar etmemiz gibi bir durum söz konusu olabilir mi?
    - cagne... ehm. çok bir şey yazmaya gerek yok.

    örnekleri uzatabiliriz. ama ana fikir asla değişmeyecek. zarar etmek istemiyorsanız hesabı alırken yapacaksınız. satarken değil.
  • 41
    bu işin taraftarla alakası yok, yönetim beceriksiz. fenerbahçe taraftarı’nın krunic’i bir dövmediği kalmışken fenerbahçe krunic’e 2 avrupa takımından teklif getirebiliyorsa her suçu taraftara atmanın bir manası yok.

    siz çer çöpe milyonlar dökeceksiniz, üstelik cebinizden de değil galatasaray’ın parasını dökeceksiniz taraftar da susacak yani öyle mi ?
  • 5
    jimmy durmaz üzerinden tartışılması hayli komik olan bir konu. jimmy zaten bedava gelmiş, galatasaray futbol takımı için asgari sayılacak bir ücrete yedek bekleyen bir adam. jimmy’ye biz bir yatırım yapmadık, ya da dişe dokunur bir maaş vermiyoruz ki. mevcut maaşıyla rahatlıkla elden çıkarabileceğimiz gibi, kendisine herhangi bir kulübün öyle 2 milyon euro falan ödeyip alma ihtimali iyi performans gösterse dahi yok.

    burada asıl husus belhanda gibi, feghouli gibi ciddi yatırım yaptığımız oyuncuların üzerine para verilerek gönderilmesi gerektiğinin savunulması. belhanda bugün maaşta anlaşsın avrupa’dan(bakın arabistan demiyorum) belhanda’ya 5 milyon euro verecek en az 5-6 takım çıkar. onlar için artık çerez parası bu para çünkü. ama sözlükte üstüne para verip gönderelim diyenler var. değersizleştirme budur işte. jimmy, şener falan bu adamlara ne ödedik, ne değerleri var, bugün serbest kalsalar zararımız ne olacak da değersizleştirelim? ama belhanda’yı bugün 5 e satsak bile 5 milyon zararımız var belhanda’dan.
  • 11
    her gün yeni bir kategorilendirme icat etme ihtiyacının son halkası.

    iyi oyuncu iyidir, kötü oyuncu kötüdür. bunların aksini iddia etmenin anlamı var mıdır? kişiden kişiye değişir. ama çoğunluk belirler genel kanıyı zaten.

    asıl soru kötü oyuncuyu takımda tutmak ya da transfer etmektir.

    burada insanlara terimsporlu diyen var, cengiz yönetiminden nemalananlar diyen gördüm, anti-ardacı buldunuz, z kuşağını eleştirdiniz. bunlar sadece hatırladıklarım. bunlara ne gerek var?

    mesela latovlevici'yi beğenmemek mi suçtu? tarık çamdal'a tahammül etmemek mi suçtu? yok yani olmaz.

    biz buraya yazdık diye terim 4-4-2'ye dönmüyor mesela. ya da biz buraya yazdık diye yönetim belhanda'ya yaptırım uygulamıyor. onlar belki buraların varlığından bile haberdar değiller. bunlar 65-70 yaşında adamlar sonuçta.

    ya da kuruş hesabı yapıp takım bütçesi oluşturanlar var. çoğumuz birkaç bin tl'ye çalışan insanlarız. milyon euro'ların hesabını biz yapmayalım. çünkü kaymağını biz değil, milyon euroları cebe indirenler sürüyor. biz bu zor koşullarda geçimimizi sağlamaya çalışalım bence.

    rica edeceğim, bu tür başlıklarla galatasaray sözlüğü kutuplaştırmasak? hayır zaten burada istisnasız hepimiz sadece görüş ifade ediyoruz. kulübü biz yönetmiyoruz. yönetimde söz sahibi değiliz. biz istesek de istemesek de onlar bildiklerini okuyor zaten. boşu boşuna tartışma ortamı yaratmanın ne lüzumu var?

    çok dağınık bir entry oldu kusura bakmayın. bu entrymde kimseyi de kişisel olarak hedef almadım, genel durumu değerlendirdim. söylemek istediğim; lütfen kimseyi ötekileştirecek başlıklar açmayalım. birbirimize sağduyu gösterelim. ifade özgürlüğüne inanalım. ve tabi ki, sporun sadece spor olduğunu unutmayalım.
  • 17
    gerçekten bazen her şey mübah diyorum bizim bu takıma.

    yönetim gitmiş 3 edecek oyuncuya 13 vermiş. bu oyuncunun suçu ne? sen oyuncuyu linç edince adama verdiğimiz para mı azalıyor? sen her “çöp”, “hayalet”, “futbolcu değil” yazdığında ücretinde indirim mi yapılıyor?

    bir de marcao, luyindama denilmiş. açın başlıkları okuyun. içinden normal hayatta kavga sebebi en az 10 entry çıkar.

    bu durumu normal görenin galatasaray’lılığından şüphe ederim.
  • 24
    öncelikle biliyorsunuz artık herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş hakkında üst üste iki veya daha fazla olumlu olmayan * * görüş bildirildiğinde bunu "linç" olarak kabul ediyor online topluluklar. ifade özgürlüğü falan, zaten benim artık savunmaktan yorulduğum -hatta galatasaray sözlük vb. birkaç yer özelinde, çoğunlukla vazgeçtiğim- kavramlar. günümüz online kültürü buna evrildi, yapacak bir şey yok. o yüzden "linç" kısmına takılan arkadaşlar da çok üzmesinler kendilerini.

    sözlük özelinde de, örneğin "galatasaray futbolcularını abartma timi" tarzı bir başlığı görme ihtimaliniz çok düşük. bunu yangıncı taraftar başlığında da tartıştık. anca orada tartışabildik, çünkü "hiç yangıncı olmayıp her yeri köpükle kaplayan taraftar" * * tarzı başlıklar yasak sözlükte. açıldı mı hemen siliniyor. ayrıca kulüpte kötü giden herhangi bir şeyin sorumluluğu, bir şekilde taraftarın bir kısmına bağlanıyor. sözlüğümüzün normları bu. yine bu normlara göre belli bir taraftar profili makbul sadece. internette eleştirmemesi, tribünde ıslıklamaması, teknik-taktik kararları sorgulamaması, söyleyecek olumlu bir şeyi yoksa susması gereken bir taraftar profili. yapacak bir şey yok.

    konunun özüne dönelim. alt liglerde falan dolanmayan profesyonel bir kulübün birkaç yüz taraftarı oyuncusuna internette tepki gösterdiği için, başka kulüplerin bu oyuncuları transfer etmeyeceğine veya düşük fiyattan pazarlık yapacağına inanıyorsanız allah akıl fikir versin. bunu çok uzatmaya gerek yok. futbolcuların instagram paylaşımlarındaki yorumlardan hareketle finansal plan yapacak kadar liyakat yoksunu kulüp yöneticileri vardır belki ama on milyarlarca euro'luk futbol sektöründe çok örneğini bulabileceğinizi sanmıyorum.

    iki sene önce sporting lizbon taraftarı, tesis basıp futbolculara meydan dayağı attı. dayağı yiyen futbolcular, bu tarz ekstrem bir olaydan sonra bile piyasa değerlerine denk/yakın ücretlerle satıldı.

    yani varsa bile pek efektif olmayan bir "linç" örneğidir bu değerli arkadaşlar. sabah akşam "bugün kulübe nasıl zarar versek" diye düşünüp oyunlar kuran dış güçlerin, pardon, yangıncı bozguncu falancı filancı taraftarların büyük oyunu yine bozuldu.
  • 28
    kimse gelip sözlüktekileri okumaz elbet. ama twitterda taraftarlar oyuncu hakkında neler yazıyor, oyunun instagram postlarının altına neler yazılıyor bunlara herkes bakıyor. her şeyi geçtim sürekli ıslıkladığınız, aşağıladığınız, bir oyuncuyu en başta siz kendinize düşman ediyorsunuz. mesela fernando reges. belhanda yada diagne'ye yaptıklarımızı bu adama yapsak amaan ne para kazandıracam bunlara 1 sene daha kalır çatır çatır paramı alır bonservis kazandırmadan giderim derdi. vatandaşı maicon burada istenmediğini bildiği için bonservisini eline alarak gitmeye çalışmadı mı?

    burada yazılan çizilen şeyler transfer için çok önemli değil belki ama oluşan algı twittera ve instagrama yayıldığı zaman işin rengi değişebiliyor. diagne'nin mesela yana yakıla satmaya çalıştığımız, hiç bir şekilde kadromuzda tutmak istemediğimiz sorunlu bir tip olduğunu twittera ve oyuncunun instagrama postlarına bakan herkes rahatlıkla görebilir. peki kartları bu denli açmaya gerek var mı?
  • 29
    sadece sozluk uzerinden yazilanlar degil, instagram, twitter tarzi olusumlari da kapsayan linc.

    "buralari okuyup mu transfer yapacaklar yaaa" diyen arkadaslar, kendi vizyonsuzluklariyla profesyonelce yonetilen yabanci klupleri kiyaslamasin, en basitinden soyleleyim, 3 tane adam diksen transfer edilecek futbolcularin profillerini incelemek icin bunun yillik gideri 150 bin - 200 bin euro max olur (hatta bu bile abarti, 3 tane asgari ucretli stajyer bulsan etti sana 100 bin euro temiz), ama dogru transfer ile milyon eurolar daha az zarar edebilirsin.

    bunu ben biliyorsam, futbol klubu yonetenler hayli hayli biliyordur.
  • 10
    hakkinda ekonomik terimlerle cevap gelen linc, hatta ekonomiden anlamiyormusuz. asil sorun, finansal fair play ile birlikte futbol ekonomisinin standart sirket ekonomisinden farklilasmasi ve bunu anlayamayip, futbol ekonomisine standart ekonomik cevaplar veren ekonomik bilgisi "yuksek" taraftarlar.

    bu ekonomik terimlerle gelen arkadaslara finansal fair play gercegini hatirlatmak istiyorum. su an yapabilecegin yeni yatirimlarin tek finansmani su andaki elindeki varliklar ise, nasil oluyor da bu varliklarin degerlerinin dusurulmesi kabul edilebiliyor, bunu anlayamiyorum.

    yani sokaktaki adamin diliyle cevap verelim, sen bu adamlari satmadan (ya da gelecegini satmadan), takimin ihtiyaci olan transferi yapabiliyor musun? hayir.

    normal bir sirkette, zarar edilirse kanayan kol kesilir, bu dogrudur ve ekonomik terimlerel aciklanabilir ama galatasaray'ini icinde bulundugu durum normal sirketlerin ekonomik krizinde yapacagi bir sey degil cunku diger finans kaynaklarin takimin ana iskeletini olusturan ve 1-2 sene icinde degerini katlayabilecek oyuncular. bunlari simdi satmak yerine, zarar edilse de eldeki daha az degerli varliklari minimum zararla satmak ekonomik olarak daha akil karidir.
  • 42
    mevcut gündemde sportif direktör ve yönetimin palazlandırdığını düşündüğüm okan hocaya yıkılmaya çalışılan linç kampanyası.

    bu tür kampanyaların tek amacı ya hocaya ya yönetime vurmaktır.

    ndombele’ye kilo verdiremedi falan deniliyor. altıpastan taca vuran tete güzelleniyor. gökhan sazdağı’ndan cebrail karayel’e kada ligdeki bütün sağbeklerim cebinden telefon cüzdan araba anahtarı ile birlikte çıkan zaha güzelleniyor. bunu yapanları parmakla gösterip gülmek yerine bak veriyor bizim taraftar üstüne.
App Store'dan indirin Google Play'den alın