son yıllarda maalesef değeri düşürülmüş ucuzlatılmış bant.
istedik ki alt yapıdan yetişen ya da çok genç yaşta takıma katılan oyuncular kaptanlık yapsın. hemen birer
metin oktay,
bülent korkmaz,
hakan şükür olsunlar. hele bi de bu gençler "ben doğuştan galatasaraylıyım" dedikçe insanlar daha çok gaza geldi ve bu oyunculara düşünmeksizin kaptanlık verildi. belki düşünüp taraftara oynayarak belki başka nedenlerden dolayı ama çok yapıştırma bir hale dönüştü bu kaptanlık alışverişi.
sabri sarıoğlu ve
arda turan. altyapıdan a takıma yükseldiler milli formayı giydiler ve bir anda takımın kaptanları oldular. 20'li yaşların başındaki bir oyuncuya kaptanlık verilmesini tartışmıyorum. ama bu oyuncuların liderlik vasıfları ve yetenekleri takımın ortalamasının üzerinde olmalı. yani kaptanlık yapacak oyuncu diğerlerinin içinden sıyrılmalı. belki eskisi kadar önemi olan bir unvan değil bu. takımdaki oyuncuları eşleriyle birlikte yemekte toplamak vs. gibi olaylar pek yok. ama önemli olan takımdaki yani saha içindeki liderlik. arda hazır değildi, hazır olsa bile liderlik vasıflarına sahip bir oyuncu değildi ve o genç yaşında biraz da taraftara şirin gözükmek adına kaptan yapıldı. sabri ise takımdaki yeterliliği bile tartışma konusu olan liderlik özelliğinin zerresine sahip olmayan bir oyuncu.
bırakalım altyapıdan gelen isimleri
servet çetin gibi
lincoln gibi adamlar bile kaptanlık yaptılar bu takımda. kaptanlık yapmak tanımı yanlış oldu belki ama bu pazu bantını kollarına geçirdiler. bu bir anlamda takım kaptanlığının ne kadar ucuz bir hale geldiğinin göstergesiydi. umuyorum ki bundan sonra en azından saha içi liderliğine sahip olan oyuncu bu unvanı alır ve bantı kolunda taşır. yani kısacası yakışması önemli.
geçtiğimiz sezon itibariyle bu göreve en yakıştırdığım oyuncu
tomas ujfalusi'ydi. umarım ilk kaptanımız
* kendisi olur.
ayhan akman futbolu bırakmadan önce takımın kaptanıydı. en yaşlılardan olması ve kulüpte çok eski olması nedeniyle bir şekilde anlaşılabilirdi bu ama yine de tartışıldı.