yaş ortalaması 28,1 olan, market değeri an itibarıyla 122,65 milyon euro olan canımız ciğerimiz futbol takımımız.
selçuk inan - 34
falcao - 33
ryan donk - 33
fernando muslera - 33
mariano - 33
yuto nagatomo - 33
ryan babel - 32
adem büyük - 32
bunların üzerine daha biz arda turan - ben arfa falan konuşuyoruz.
buradan arda turan'ın biricik kankası acun ılıcalı'ya sesleniyorum. düzenle bir veteranlar turnuvası biz geliyoruz belli ki.
(bkz:
#2819720) numaralı entry'de şampiyonlar liginde bizden daha az bütçe ile bizden fazla gol atan takımları yazmıştım, onların yaş ortalamasına da bir bakalım.
kızılyıldız - yaş ortalaması 26,5 / kadro değeri 63,5 milyon euro
slavia prag - yaş ortalaması 27 / kadro değeri 51,75 milyon euro
genk - yaş ortalaması 23,3 / kadro değeri 121,15 milyon euro
olympiakos - yaş ortalaması 26,4 / kadro değeri 87 milyon euro
bir de dünyanın en iyilerine bakalım, değerleri yazmayacağım çünkü anlamı yok ancak yaş ortalaması önemli:
liverpool - yaş ortalaması 27,9
manchester city - yaş ortalaması 27,6
paris st. germain - yaş ortalaması 26,1
barcelona - yaş ortalaması 26,6
real madrid - yaş ortalaması 26,8
atletico madrid - yaş ortalaması 26,8
chelsea - yaş ortalaması 26,4
dortmund - yaş ortalaması 25,6
bayern münih - yaş ortalaması 25,6
leipzig - yaş ortalaması 23,5
juventus - yaş ortalaması 29,1
inter - yaş ortalaması 27,3
bu listede inter ve leipzig'in olması birisinin serie a'da diğerinin bundesliga'da lider olmaları. juventus'un ortalamasının 29,1 çıkmasının nedeni de 41 yaşındaki buffon ve 34 yaşındaki cristiano ronaldo. hadi buffon neyse ancak kimse ronaldo'nun yaşını tartışmaz zaten burada bence.
madem öyle bir de bizim ligimize bakalım tablonun en üstünden başlayarak:
sivasspor - yaş ortalaması 28,3
başakcity - yaş ortalaması 28,8
trabzonspor - yaş ortalaması 25,2
fenerbahçe - yaş ortalaması 27,2
beşiktaş - yaş ortalaması 27,5
alanyaspor - yaş ortalaması 28,5
galatasaray - yaş ortalaması 28,1
bu tablo bizim ligimizin neden avrupa'nın önemli liglerini yakalamakta zorlandığını, neden takımlarımızın avrupa'da başarılı olamadıklarını net bir şekilde önümüze koyabilir.
bakın, bu sezon şampiyonlar ligindeki en iyi iki performansımız olarak değerlendirilebilecek maçlar tahminimce içeride oynadığımız paris st. germain ve brugge maçları.
paris st. germain maçında 105.4 km koşmuşuz takım olarak.
brugge maçında 108.5 koşmuşuz takım olarak.
size daha ilginç olanını söyleyeyim mi? biraz önce yukarıda yaş ortalamasını yazdığımız, bütçesi bizden düşük olan genk, salzburg'dan 6 yediği maçta 107 km koşmuş. liverpool'dan kendi evinde 4 yediği maçta 109,1 km koşmuş.
kızılyıldız, bayern'den 6 yediği maçta 110.7 km koşmuş. tottenham'dan 5 yediği maçta da 112,4 km koşmuş.
en basit örneği, brugge bizimle 90. dakikada skoru 1-1'e getiren golü attığı maçta 112,9 km koşmuş. diğerlerine bakmıyorum bile.
bunun en açıklanabilir yolu nedir biliyor musunuz? takım dinamizmi. çok açık ve net.
evet bir oyun planımızın olmaması, bizim bir sistem kuramamamız, özellikle yardımlaşmada çok ciddi problemlerimizin olması, yardımlaşsak bile açık çok fazla alan vermemiz hepsi kabul.
ancak rakip sizden fazla koşuyorsa, sizden fazla mücadele ediyor demektir.
sizden fazla mücadele ediyorsa, bir şeyleri başarabilir demektir.
bu yüzden biz işte ne kadar transfere para harcarsak harcayalım hep avrupa'nın gerisinde kalacağız. çünkü avrupa futbolu artık dinamizm ile oynuyor. 34 yaşındaki cristiano ronaldo buna ayak uydurabilmek için beslenme takviyeleri alıyor, hatta bugün kadın basketbol ligine sponsor olan herbalife'ın kendisi için ürünleri var enerjisini - antreman / maç temposunu koruyabilmesi için.
bizde 34 yaşındaki selçuk inan 3. lig takımı tuzlaspor karşısında yanında yöresinde kimse yokken orta sahada yere düşüyor.
bunun için profesyonellik anlayışında ronaldo gibi olan birisini alamayacaksanız (ki imkansız, juve'nin bu adam için ödediği bedel ortada) 30 yaş üstü transfer ve temposuz oyunculardan vazgeçmeliyiz takım olarak. ve en önemlisi taraftar olarak.
2000 yılında oynadığımız 4-3-1-2 sistemini düşünün. hagi ortadaki 1, onu sistemden çıkardığınızda geri kalan 5 oyuncunun tamamı topa sürekli basan, savunmayı en uçta başlatan isimlerdi ve bu dünya futbolunda bir fark yarattı. jurgen klopp 4-2-3-1 ile dortmund'da denedi ve 6 oyuncunun tamamının ön alanda pres yapmasını sağladı ve adına gegenpressing dedi dahi oldu. e bunun bir benzerini farklı bir sistemle biz oynamıştık 2000'de değil mi?
emre - okan - suat ile çatır çatır pres yapan bir takım, 20 yılda top sürerken yere düşen oyuncuların olduğu bir takıma dönüşüyorsa, üstüne üstlük halen sırf evlat diye arda turan, sırf 4 sene önce 1 sezon top oynadı diye ben arfa getirmeye çalışıyoruz. bu yüzden acun'un veteranlar turnuvası bizim için doğru adres olur.
çünkü "türk olmayan takımları yenmek" hedefini böyle takımlar ile gerçekleştirmemize hiç bir şekilde imkan yok.