• 23053
    hedefsiz kalmi$tir. bunun üstüne doymu$ futbolcularla birlikte henüz kendini kanitlama evresinde olan oyuncular da eklenince, bunlari bir arada toplayacak bir 10 numaranin olmamasi ile birlikte sahada ne yaptigini bilmeyen 11 futbolcuya evrilmi$tir.

    sahada ne yaptigini bilmeyen 11 futbolcudur. takim degildir. takim olmak farkli bir $eydir.

    gelelim bu 11 futbolcunun kisa bir analizini. isterseniz daha iyi anlamak için gruplara ayiralim:

    profesyoneller:
    muslera, luyindama ve nzonzi.

    bitmi$, okeye dönenler (kafa veya vücut, veya ikisi de):
    nagatomo, mariano, belhanda, feghouli, babel

    kendisini henüz kanitlama evresinde olanlar:
    andone, emre mor,

    ortaya kari$ik, degisken özellikte futbolcular:
    marcao, lemina, seri

    çali$kan ancak yetenekleri sinirli:
    ömer bayram, adem büyük, sener özbayrakli

    sakat:
    falcao

    ve fatih terim. biraz yorgun. biraz da sindirilmi$ ancak en önemlisi forma adaletini göz ardi etmi$.

    i$ler yoluna girer mi?

    biraz zor, ancak imkansiz degil.

    kötü oyunun sebebi: sahada 1den fazla komutan var ancak asker yok! öte yandan kiralik oyuncularida pek fazla bulunmayan aidiyet duygusu da buna eklenince, mücadele gücü iyice asgariye dü$üyor. zira galatasaray bir his takimidir.

    ne yapilabilir?
    bazi futoblculardan devre arasi sati$ta para kazanma ve piyasa degerini dü$ürmeme ugruna verilen yanli$ mücadeleden derhal vazgeçilecek. bunlar mariano ve yuto. hatta belhanda ve feghouli de eklenebilir. seri ve lemina'nin devrearasi kulüblerini geri gönderilme ihtimalleri ara$tirilacak. seri kafa olarak, lemina ise vücut olarak hazir degiller. lemina'nin hazirlanmasi, seri'ye bakarak daha çabuk olur. seri'ni mental sorunlari var.

    isim ve kalibrelerini bakilmadan antrenmanlarda en fazla kimin formasi terden islaniyorsa maç günü formayi o giyecek.

    muslera, luyindama, nzonzi, andone, sener, ömer bayram, adem büyük. iyilesirse ne olursa olursa olsun falcao. hocam, sana 7-8 tana adam yazdim, sana da geriye $apkadan 3-4 adam çikarma kaliyor.
  • 23054
    fatih terim formsuz . oyuncu tercihleri , oyun tercinleri tartışılır. ancak dikkatimi çeken farklı bir durum var. bazen öyle komik top kayıpları yapıyoruz ki , kimi suclayacagimi şaşırıyorum . tam pozisyon bulacağız, mesela sağdan koşuyor mariano , topu gerisine atıyor sonra hoop geri musleraya kadar dönüyoruz . veya yine tam pozisyon olacak 3 metre ötesine tembel pas atıyor adamlar yerleşiyor . yani takımda öyle bir hava var ki sanki oynasak karşı takıma 5 atacaz ama istemiyoruz gibi . insanı asıl bu hayal kırıklığına uğratıyor .
  • 23055
    tempolu oynaması gereken takımım. bunun içinde mücadeleci oyuncular ile oynamalı. bellhanda, feghouli, mariano kesinlikle form tutana kadar kesik yemeli. mariona' dan pek umudum yok ama diğer ikisi form tuttuğunda katkı verebilirler. hızlı hücuma çıkmalıyız. her top muslera' ya gitmemeli. bu kadar geri pas yapan takım ben görmedim. her top kalecide. emre mor ve andone oynamalı. bu oyuncular hem hızlı hemde andone ileri de top tutabiliyor. orta saha mıy mıy oynamamalı. rakibe baskı yapmalı alan daraltmalı. beklerden nagatomo yine bir nebze daha iyi ama şener takıma adapte edilmeli. devre arası lines kadroya katılmalı. babel oynayacaksa ikinci forvet olarak oynamalı kanat için temposu düşük. bunları hoca da bizim gibi görüyor. ama hemen kesilemiyor işte iki sene şampiyon olan oyuncular. kaybedilmiş bir şey yok kendi kimliğimize döndüğümüzde yarışa tekrar katılacağız eminim.
  • 23056
    galatasaray’ ın kötü oyununun tek bir sebebi olamazdı zaten. o kadar çok yanlış ve hata var ki...

    aşağıdaki linkini bıraktığım yazı hataları tüm detaylarıyla sıralamış. okudukça katılmamak mümkün değil...

    http://plasedergi.com/analiz/galaanaliz/

    umarım bir an önce toparlanırız yoksa bazı koyun kuzugiller ve tayfasını sevindirmiş olacağız...
  • 23059
    istatistik mini etek gibidir lafına katılsam da bizim istatistiklere bakan biri maçlarımızı izlemeden sorunun büyük kısmını çok rahat görebilir.

    son 6 resmi maçın 5inde golümüz yok, gol attığımız ve 3-2 yendiğimiz sivas maçı da herkesin malumu uzatmadaki topu atsalar 3-3 bitmesi kimseyi şaşırtmayacaktı. ligde 9 maçta 9 golümüz var kayseri ve sivasta 3-2lik skorlarla kazandık. o 2 maçı çıkardığımızdaki acı tablo kalan 7 lig maçında 3 gol atmışız 5 gol yemişiz ve 7 puan almışız -2 averaja rağmen.

    diyelim ki kapanan anadolu takımlarını açamadığımız için o maçlarda gol bulma konusunda sıkıntı çekiyoruz. anadolu takımları dışında 5 önemli maç yaptık ikisi fener ve bjk derbileri, üçü de cl grup maçları ve bu 5 maçta attığımız toplam gol sayısı rakamla 0, yazıyla da maalesef sıfır. bu maçların 2sinde gol yememişiz kalan 3ünde de 1er gol yemişiz. burada istatistike bakıp izlemeyen arkadaş maalesef yanılacak. defans başarısı gibi gözüken 5 büyük maçta 3 gol yenmesi aslında rakibin beceriksizliği ve musleranın bireysel performansından ötürü, yoksa bu maçlarda kaçan birçok pozisyon şu an bunu okuyan arkadaşların gözlerinin önüne geliyordur diye tahmin ediyorum.

    oyuncu seçimi, taktik vs herkesin bir fikri veya beklentisi var. sayılar, isimler değişebilir ama bu sene süper kupa dahil oynadığımız 13 resmi maçın hiçbiri bizleri tatmin etmedi maalesef.

    iyi oynarken puan kaybedebiliriz ama onun hüznü ile şu anki bitiklik arasında puan olarak değilse bile duygu anlamında dağlar kadar fark var. hoca bizim tarihimizin en kıymetli insanlarından biri, bugüne kadar birçok şeyi işaret etti, mesaj verdi. umarım bundan sonra o işaretler ve mesajlar teoriden pratiğe dökülür ve taraftarımız yenilse bile gurur duyduğu o eski güzel takımına kavuşur.
  • 23060
    performansı yerlerde ve yükselmesi mümkün görünmeyen iki bek ve bireysel olarak iyi görünmeleri oldukça yanıltıcı olan nzonzi - babel ikisi yüzünden takım geometrisi geçen yıla göre tamamen bozulmuş takım. hoca da bu durum karşısında bu haftaya kadar psg maçı üçlüsü hariç, oyuncu kalitesine güvenerek beklemek dışında hiç bir şey yapmadı.

    benzer bir entry'yi daha önce de girip ofsayt yağmuruna tutuldum. ilk cümleden babel-nzonzi kötü oyuncular olduğu veya kötü oynadıkları anlamı çıkmasın. ikisi de kendi oyunlarını gayet iyi oynuyorlar. sorun şu ki babel'in sol kenara nzonzi'nin defans önüne çakılı oyunu bireysel olarak ne kadar iyi olursa olsun takım oyununa en ufak katkıda bulunmuyor. takımın geometrisi, toplu ve topsuzken sahaya dizilişi inanılmaz sorunlu. ne rakip düzgün karşılanıyor, ne hücuma düzgün bir saha parselasyonuyla çıkılıyor. bu ikiliye farklı görevler verilmediği sürece etrafındaki 9 oyuncu da değişse aynı olayları yaşayacağız.
  • 23061
    devre arasinda nagatomo, mariano, belhanda, mumkunse diagne ile yollari ayirip toplam yirmibes milyon euro butce yaratmak suretiyle hepsi 25 yas alti olmak kaydiyla cigersiz bir sol bek, skora katki yapacak bir on numara, ve hizli bir sol acik almasi gereken takim. elde para kalirsa da stopere derinlik katmasi icin yedek bir stoper dusunulebilir.

    eldeki malzemeyle fatih terim’in ortaya bir sey cikarma imkani yok. her ne kadar isim isim altalta yazinca ligin en degerli kadrosu ortaya ciksa da hepsini bir araya yazinca mukemmel bir takim ortaya cikmiyor. misal nagatomo babel sol kanadi abuk subuk bir ikili. ayrica bu kadar yasli bir kadrodan da kosmasini ve durmadan mucadele etmesini beklemek de hayalcilik.

    hocanin aklinda, kosan ve rakibini sahanin her bolgesinde bogan bir takim var. ben fatih hocanin falcao'yu takiminda istedigini kesinlikle dusunmuyorum. bu transfere de zor ikna edildigini dusunuyorum. kendisini alenen basinin onunde musaitse oynatiriz diyerek taraftarin onune atmasini da buna bagliyorum. bir gun gercekler su yuzune cikar ama su icinde bulundugumuz durumda benim gorusum en az hatali olan kisi fatih terim (her ne kadar kendisini cok elestirsem de).

    yalniz bu demek degil ki hoca da sutten cikmis ak kasik. nagatomo ve mariano dururken linnes'i kesmesi, jimmy durmaz, taylan antalyali dururken selcuk inan'a ilk onbir sansi vermesi, 3 stoperle ciktigimiz maclarda defans yuku daha azalacak bek mevkilerinde omer bayram'i bir kez bile 3-5-2 sol kanadinda kullanmamis olmasi ve benzer bir bicimde jimmy'yi iki kanattan birinde degerlendirmemesi, emre mor'a sadece bir defa ilk onbirde sans vermis olmasi, babel'i kaleden cok uzakta gorevlendirmesi, akil almaz belhanda israri, ve tam form bulmaya baslamisken seri'yi fenerbahce'ye karsi kesmesi bize bir suru puana mal oldu. bu kararlarinin tam tersini yapmis olsa belki yine kotu bir oyun oynuyor olacaktik ama ligde en azindan bir kac galibiyet fazla almis olurduk, sampiyonlar liginde de bir ihtimal bir kac fazla puanimiz olurdu.

    sozun ozu hocanin ocak ayini bekleyin demesinin altinda bos bir hayalcilik yok ancak hocanin da yukaridaki hatalari yapmaya devam etmemesi lazim.
  • 23062
    açıkça görünen bir durum var ki, çift forvet + nzonzi ile oynamalı. bu demektir ki 4 belli, 1 belli, 2 belli. 4-1-3-2 oynayacak yani.

    ortadaki üçlü hem çok koşan, hem de topa bomba yapmayan kişiler olmalı. bu 3 cengaverden birisi ömer, birisi lemina olmalı. sonuncuya daha yaratıcı ve hücum katkısı yüksek biri lazım, seri ya da feghouli olabilir. elmas 4-4-2'deki ofansif orta sahanın biraz daha geride oynayıp oyun kurduğu versiyonu düşünün. forvetler de pozisyon gerektirdikçe kanatlara açılacak - böylece babel'i istediği şekilde sola yakın oynatabiliriz.

    muslera
    savunma
    nzonzi
    lemina - seri (feghouli) - ömer
    falcao(andone) - babel
  • 23064
    kadro yapılanmasını bir türlü zamanında ve doğru şekilde oluşturamayan canımdan çok sevdiğim takımım. tabiki bu durum bir çok etkene bağlı. fpp sıkıntısı başta olmak üzere maddi kaynaklı problemler yakamızı bırakmıyor. bu sorunlar yokmuş gibi devamlı yapılan abartılı sözleşmeler de içinde bulunulan sıkıntılı dönemi giderek aşılmaz hale getiriyor. bu sezon da bu sebeplerin oluşturduğu sorunlar yaşamaktayız. ocak ayının ilaç gibi geleceğini bilsem de artık avrupada başarı yakalamak için sezona tam anlamıyla hazır bir kadro ile başlamamız gerektiğini düşünüyorum.
  • 23065
    zamanında hakan, ümit, hasan ve necati ile oynadığımız hücum hattı gibi acaba 2019-2020 sezonunda adem, falcao, andone ve babel ile oynayabilir mi?

    en azından gol atamaz mıyız ya, geçtim yediğimizden çok atmayı :(

    gol istiyorum goool :(

    edit: yalnız efsane futbol bilgim var baksana 4 forvet ile gol yolunu çözeceğimizi düşünüyorum. fazla mı sürrealistim :(

    imkan verseler eric gerets olurduk :d

    bu entry futbol bilgisi gargamel'in yiyebildiği şirin kadar olan bir yazar tarafından yazılmıştır.
  • 23067
    2019-2020 sezonuna topyekün formsuz başlamış futbol takımı.

    olumsuz entry'ler girmeyi sevmiyor, zaten dönem dönem gergin olan sözlüğümüze bir ateş de ben yakmak istemiyorum. zaten aşağı yukarı herkesin gördüğü, düşündüğü şeyler yazacaklarım yapıcı eleştiri niteliğinde.

    örneğin fatih hoca formsuz, forvetin formsuz, orta sahan formsuz, stoperlerin geçen seneki* formlarını mumla aratıyor. bir tek muslera sanırım zinde başladı 2019-2020 sezonuna.

    4-1-4-1 dizilimi kanser olarak nitelendiriliyor sözlükte. 5-3-2, 3-5-2, 4-4-2 de oynasak formsuz ve yaşlı oyuncularımızdan dolayı belki bu taktikler de işe yaramayacak.

    istatistikler, geri paslar, düşük şut yüzdesi, gol atamama sorunu bunlar görünenler.

    benim takımımızla ilgili tek bir düşüncem var o da şudur; fatih hoca'nın konsanstrasyon ve disiplin motto'su bu takımda ''yok'' arkadaşlar. şu an takımdaki oyuncular inisiyatif alamıyor, ya kendine güvenemiyor ya takım arkadaşına. bir oyuncumuza üç beş metre yakınlıkta iki futbolcu bastığında ya bireysel yetenekle çalım yoluna başvurmak ya da geri dönmek dışında opsiyonumuz yok. o basan iki oyuncu arasından arkaya sarkıp pas alan futbolcu yok. hücum organizasyonları çok cılız. sanki antrenmanlarda çalışılanlar sahaya çıkınca uçup buharlaşıyor.

    konsantrasyon ve disiplin hocam. bu takım en kötü formasyonla bile bundan daha iyi oynayabilir. konsantrasyon ve disiplin. ha bir de forma adaleti lütfen. en kötü halimiz buysa, sadece takımın disiplini ve konsantrasyonu otursa 2019-2020 süper lig cemil usta sezonu şampiyonuyuz açık ara farkla.
  • 23069
    bakiniz vererek meshur olmasina katkida bulunmayacagim ama sosyal medyada her hafta sistematik olarak her bir unsuru kotulenmesine karsin, saha disinda iletisimi iyi yonetemeyen bir sezon geciriyoruz ayni zamanda.

    topun yeni kapilip, rakibin kaleci haric 8 kisi 2 hat halinde sahasinda oldugu 10 saniyelik bir video kesitiyle maci izlemeyen veya izledigini dogru yorumlayamayan taraftarlar oyunculara/hocaya bileniyor.

    takimin yeni yildizinin sakatligiyla ilgili 3 haftalik dedikodu surecine ve rakiplerin her alanda dalga gecmesine karsin dogru duzgun aciklama bir turlu yapilamiyor. 100den fazla takipcisi olan her galatasarayli twitter hesabina gore takimi 2 senedir sampiyon yapan yildizlarin tamami cop.

    isin aci tarafi da sorgulanan ve hakli olarak sorgulanmasi gereken hoca oldugunda, yani isler donup dolasip hocanin kendine gelmesiyle asilacaginda farkediyoruz ki, ikinci bir galatasarayli yokki akli selime davet etsin, hocayi yapici olarak elestirilmesi ve dogruya sevkedilmesi icin kanaat onderi olsun, yangincilari sustursun, gercek taraftarlarin yuregine su serpsin. sorun kendisi degilken bunu yapabilen tek basina faith terim’di. simdi onu taniyanlarin, cozecegine emin oldugu bir durumla ugrasirken bir ikinci buyuk de cikmiyor ki etki alani olusturulup gercek degerler korunsun.

    su ana kadar saha disinda sahadaki puanlardan cok daha fazlasini kaybeden takim.
  • 23071
    ekşi'de yazmıştım, burada da bir benzerini yazıyorum;

    paralı koç trollerinin fazlasıyla mesaisini alan takım. biraz tökezlesin, algıya başlarlar. şu an bakıyorum, zamanı belirli olmayan videolar, oyuncuları ile ilgil yalan haberler üzerinden korkunç bir algı operasyonu yapılıyor. yıllardır öyle bir ezilmiş ki ibneler, gayri resmi her yolu deneyip, rakiplerini alt etmeye çalışıyorlar. çünkü bu takımı aşağı çekmeye ne güçleri , ne de götleri var.

    oğlum valla yazık size lan, bu kadar eziklik bünyeye zarar, valla bak. merak etme sen, galatasaray'ın hiç bir zaman uzun süre başarısız olduğu bir dönem olamaz, gene palazlanır, tepenize çıkar, sizleri öper. mayıs ayı geldiğinde tff, mhk diye ağlarlar gene.

    buradan da hoca ve futbolculara açık çağrı. kendinize gelin lütfen, sahada bu algıcı köpeklere en güzel cevabı vermesi gerekenler sizlersiniz. yüzümüzü eğmeyin.
  • 23074
    normal bir sezonda geçen sezonki galatasaray'ın şampiyon olamaması gerekiyordu. lig tarihinde 34 maçlık periyotta 69 puan toplayarak şampiyon olan bir tane takım bile yoktu, ilki biz olduk. bu da bizi tıpkı 2015 yazındaki gibi saçma sapan bir rehavete sürükledi.

    rizespor maçını* yakan mariano büyük oyuncu sanıldı, belhanda üç ay adam gibi top oynadı (şubat-mayıs) diye gelen teklifler reddedildi. şampiyonluk romantizmiyle nagatomo'nun temposuzluğu ve hücum yetersizliği göz ardı edildi ve alternatif alınmadı. daha da kötüsü falcao gibi babel gibi temposuz ve yüksek maaşlı isimler şampiyonlar ligi başarısı getirecek umuduyla üç senelik kontratlar bağlanarak transfer edildi. sonuç olarak muslera olmasa, yedek takımla on maç yapsa ancak bir tanesini kazanabilecek bir as kadro kurgulandı. http://lineupbuilder.com/?sk=v05l http://lineupbuilder.com/?sk=v05k

    ancak madalyonun öbür yüzüne bakarsak, son yıllardaki en iyi yedek kulübelerinden birine sahibiz. fatih hoca değişim için yine ocak ayını işaret etse de mevcut kadronun bu kadar kötü oynaması kabul edilebilir bir durum değil. kadroda herkesin alternatifi var, hocanın denemediği kombinasyonları deneyerek kış transferine kadar minimum kayıpla gemiyi limana yanaştırması gerektiği inancındayım. üstü çizilen isimleri geçen sezon serdar aziz ve eren'e yaptığımız gibi son maça kadar oynatmak zorunda değiliz.

    çünkü takımda eksik olan şey kalite değil, dinamizm.
  • 23075
    kendimi bileli, yaklaşık yirmi üç senedir neredeyse tüm resmi müsabakalarını izlediğim takımım, tutkum.

    gözümü açtığımda imparator vardı takımın başında. rakibe sahayı dar eden oyun anlayışıyla, o dönem tüm oyuncular mükemmel işleyen bir makinanın parçaları gibiydi.

    takvimler değişti; parçalının içindeki yüzler, sırtındaki numaranın üzerinde yazan isimler değişti. 96'-00' dönemi kadar sahadaki tüm oyuncuları efsane olan kadrolar olmasa da her dönem belli isimler ekran başında veya tribünde müptelası etti bizleri. her dönemde iz bırakan oyuncular oldu. kişisel olarak, kiminin gol vuruşlarındaki ustalığı*, kiminin azmi ve gollerden sonra tribüne koşuşu*, kiminin şık golleri**, kiminin defanstaki lider duruşu**, kiminin ampul gibi astığı frikikleri(u: :()*, kiminin soldan soldan yardırışı**, kiminin rakibi sırtına alıp giderken ali sami yen eski açıkta at yarışı izliyormuş hissiyle uğultularla izlediğimiz deparları*, kiminin sahadaki yüksek tansiyonlu, rakibi ısıran tatlı sert müdahaleleri*, kiminin füzeleri ve kadife gibi ayağı*, hatrıma geldikçe izlediğim her dönemden saydığım bu aslanların gönüllerde taht kurmalarının şahidi olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. kısacası her dönemde takımı sırtlayan bir iki kişi, elini taşın altına sokup ölü toprağını atan, diğerlerine isyan ruhu aşılayan bir iki kişi hep oldu bu takımda.

    yakın dönemde ise muslera haricinde bu listeye yazılabilecek malesef bir kişi bile yok, gönül ister ki buffon gibi bizimle 40'larını yaşasın. ancak kendisi de kaleci olduğu için her an oyunun içinde değil. selçuk desek, eski formunda olmadığı için artık taraftarın zihnen kendisini benimsediğini düşünmüyorum. bugün onbirde ismini gördüğümüzde malesef futbol kendi formuna dikkat etmediği ve futbol onu erken bıraktığı için kabus görür gibi oluyoruz, çok üzücü bir durum. belki faal futbolculuk kariyerini bitirip gerekli eğitim ve lisanslarını tamamlayıp teknik kadroda ileride kendisine yer bulur, kim bilir.

    şu geçtiğimiz zor zaman düşünüldüğünde, gönül istiyor ki bu kadrodan da bir iki kişi ilerleyen senelerde üstte saydıklarımız gibi takımını sırtlayan oyuncular olarak anılabilsin. malesef teknik-taktik-form konuşurken atladığımız konulardan biri de sahada isyan eden oyuncu yok, biraz ömer bayram kıpırdandı, taraftar olarak dedik ki "işte galatasaray futbolcusu sahada bu duruşu yansıtmalı".

    tüm takımın sahada ruh yansıtmasını, mücadeleyle ve presle rakibi bezdirmelerini, ne sonuç alınırsa alınsın her şeylerini verdiklerini taraftara hissettirmelerini görmek, hafta sonlarını iple çekmek istiyorum, "haydi göreyim benim aslanlarımı" demek istiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın