• 22076
    2019-2020 sezonuna ilk mac itibariyle hic hazir olmayan takimimiz.

    (bkz: #2733910)

    (bkz: #2733892)

    bugun iki defa bahsettim farkli durumlardan.

    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında orta sahamiz pamukovadan halliceydi. adamlar 24 tane orta yapti, lay lay lom orta sahayi gec, beklerimiz leş bir performans sergilerken kanatlara ac, yap ortayi. adamlar ellerini kollarini sallaya sallaya halletti bizi. tamam goller ortalarla gelmemis olabilir, zaten iyi ki de gelmedi. yoksa biraz daha organize orta varyasyonlari olsaydi 2-3 tane de oyle yerdik.

    selcuk efendi, resmen yurudu. hayir 2. yari takim resmen mortu cekti. ulan bi barrow'u yakalayamaz mi insan? bi murawski ile ikili mucadelede ayakta kalamaz mi? ne bicim oynadik lan biz? takim hooop coktu. ayni yogunluktan coken bizim sozluk gibi. ne bicim hazirlanmis arkadas bunlar sezona? bu sekilde devam edersek biz deplasmanlarda cok puan birakiriz.

    ama aslinda bu puan kaybina zerre uzulmedim. hem 3 puan memleketime gitti, hem ilk hafta deplasmandaydi, hem de sezonun acilis maciydi. boyle seylerin gunahi olmaz. defolar meydanda. akli olan zaten bu defolari gidermek icin farkli cozumler deneyecektir ki, hocamiz fatih terim, allah kerim.

    onemli husus, bu takimda selcuk inan'in isi yok! tecrubesiz mustafa kapi'yi oynat, hatta git u14'ten adam al oynat, en azindan dinamizm katar, topu kaybettiginde canini disine takar da kosar biraz. bizim beyefendi hala yürüyor.

    bir diger onemli husus, bu takimda ahmet calik'in da isi yok. yine ayni hata yine mortu ceken savunma kurgusu.

    gecen sene bir macta belhanda'nin kirmizisi sonrasi gitti belhanda yerine adam alacagina, defansa ahmet calik takviyesi yapti hoca. bunlar fatih hocanin isi olamaz. kirmiziyi gorunce efsunlaniyor mu ne? neyse ben hala ve sonuna kadar kendisine guveniyorum. adamin verdigi taktikleri bizim andavallar yapamiyorsa adam ne yapsin? cikip kendi mi oynasin da, selcuk ve ahmet calik takintisi benim gozumde kredisini bitirecek tek sey olur. onun haricinde guvenim sonsuz.
  • 22077
    kesinlikle mağlubiyetin siniriyle yazmıyorum. sadece sormak istiyorum:

    ben üç gün önce canlı gözlerle liverpool-chelsea maçı izledim. dünyanın en iyi futbolcularını izledim. hepsi tabir-i caizse köpek gibi koşuyorlar. kante gibi oyunu koşu üzerine programlı adamları saymıyorum, salah,pedro gibi hücumcu oyunların hepsi çok koşuyorlar. yahu bu takım neyine güvenip koşmuyor? siz dünyanın en iyi oyuncuları kadar maaş kazanıyorsunuz, neyinize güvenip koşmuyorsunuz?

    gelelim bugünkü maç özelinde takıma. (bkz: 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı). biri laubali şekilde penaltı atar, öbürü ortada hiçbir şey yokken iki tane sarı kartla atılır takımı satar, bir diğeri oyuna yeni girer 20 yaşında, bi kez bek kovalamaz, öteki takımda bonservis edicek tek adam takımdan gitmez, biri dünyanın en sakar 10 numarası, kaleci her topu rakibe vurur, hoca desen selçukla hadi 11 başladın 90 dakika oyunda tutmak ne demek, hadi orta sahayı üçlemedin stoperi üçledin yahu belhanda-selçuk ikilisinin 90 dakika 10 kişi orta sahada oyunu kaldıracağını nasıl düşünür bu teknik heyet. inanamıyorum.

    saha içinde yapılacak en kötü işleri yapan, bekleri yaşlanmış, stoperleri eskisi kadar güven vermeyen, ve inanamayacağımız kadar az koşup mücadele eden futbol takımı.
  • 22078
    belhanda'yla beraber üçlü bir orta saha kurgusu kurmaktan vazgeçmesi gereken takım. aynı şekilde babel'i de kanatta değil forvete daha yakın kullanmamız gerekiyor. isimleri yan yana geldiğinde kulağa her ne kadar güzel gelse de oyuncuları doğru noktalarda kullanmazsak transferler ile de bu sorunu çözemeyeceğiz. hem belhanda'yı orta sahada dövüştürmekten hem de babel'i(33) kanatta git gel yorma fikrini aklımızdan çıkartmalıyız.

    ---------------babel falcao
    ----belhanda seri nzonzi feghouli
    --linnes marcao luyindama mariano

    eğer orta sahada bir çapa kullanmak istemiyorsak, stoperlerin arasına bir oyuncu ile doldurmayacaksak stoperleri bu kadar kanatlara açarak oynamaktan ve 4-1-4-1 sevdasından vazgeçmeliyiz. kaldı ki nzonzi de bir çapa değil geriden oyun kurabilen, oyunu tutabilecek, doğru pozisyon alarak boşlukları kapatabilecek bir oyuncu. o yüzden sadece seri ile doğru bir ikili orta saha kurgusu yaratabiliriz. içe kat ederek oynayacak kanattaki oyuncular ile de orta saha da hâkimiyeti sağlayabiliriz. yeter ki belhanda'yı olabildiğince orta sahada kalabalığın içinden çıkartıp kanatlarda, bek ve stoperlerin arasında, ceza sahası çevresinde özellikle çaprazında topla buluşurabilelim.

    linnes'i özellikle içe kat ederek oyun kurduğu, ve en azından o kanadı daha dinamik bir şekilde kullanmamızı sağlayacağı için nagatomo'nun yerinde kullanmalıyız. hiç değilse biraz kadroyu gençleştirmiş oluruz. zaten sol kanada yapılan baskıyı kesinlikle kaldıramıyoruz.
  • 22079
    2019-20 sezonunun başı itibariyle kötü durumdadır. oyun kurgusu nzonzi ve falcao'ya mı bağlı? oyuncuların önemli bir kısmı kamp yemediği için akıllarındakini ve tahtadaki planı sahaya yansıtamıyorlar mı? pek sanmıyorum. bildiğim, ben artık şampiyon olmak için rakip takımların takılmasını beklemekten, avrupa'da rezil olmamak için lokum kura ummaktan yoruldum. tam bir "hayırlısı" sezonu var karşımızda.
  • 22080
    tek tek iyi oyunculardan kurulu olsa da toplamda iyi bir kadrosu yoktur. atletizm yönünden yetenekleri törpülenmiş bek ve kanatlarıyla, orta sahada yıldırıcılıktan uzak oyuncularıyla özellikle deplasmanlarda ve avrupa maçlarında başı derde girecektir. aslında kötü transferler yaptık demek zor. ama direkt ihtiyaca yönelik hamleleri yapamadığımız ortada. keşke takım dinamizmini canlı tutacak orta saha ve kanat transferlerini yapabilseydik. bu halimizle zor bir sezon bizi bekliyor olacak.

    her dönem tempolu ve hızlı oyuncuları kadrosunda bulundurmak isteyen imparator bu dönem neden böyle davrandı bu da ayrı bir merak konusu.
  • 22081
    bence ne olursa olsun hızlı oynaması gerekiyor. kaptıracaksak da hızlı oyunda kaptıralım. kağnı gibi soldan sağa, sağdan sola... artık kaçacak pire kanat oyuncumuz da yok, anlık hızlanmalar yaşayamıyoruz. onyekuru’nun bonservisini çok arayacağız gibime geliyor. emre mor takımda tek hızlı adam, kuru-pilav’ın tek bacağı etmez ama yine de her daim sahada olması gerekiyor.
  • 22084
    aslında gayet iyi kadrosu olan takımdır. ancak eldeki oyunculara göre oynatılmak yerine kafadaki inada göre oynatılmaktadır. iş içinden çıkılamaz bir duruma gelene kadar da böyle olacaktır. zira o zaman hoca kendisini bir deus ex machina olarak ortaya çıkartıp sezonu şampiyon tamamlayabilir.

    hocam yapma, etme. bırak inadı artık. elinde taş gibi bir kadro var. artık bu takım da senin takımın. elbette yine transfer konusunda sıkıntılar var ama bu takım ligin üstünde hocam. geçen seneye göre çok çok üstünde.
  • 22085
    topu kaybetme korkusu ile oynatılan takım. risk almadan oyun oynanmaz. kimse çalım, dripling veya uzun top atmazsa nasıl boşluk bulunacak acaba.
    ama bu oyuncuların karar vereceği bir şey değil.
    bu taktik ve sistem işi. top bizde kalsın mantığı ile kendi sahamızda yan pas geri pas yaparak hiç bir şey değişmez.
    deplasmanda takım maç başına 2 şut falan çekiyor nerdeyse.
  • 22086
    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçının 43. dakikasında marcao'nun kırmızı kartıyla 10 kişi kalmış, 65. dakikasında ise selçuk'un -her zaman olduğu gibi- pilinin bitmesi sebebiyle 9 kişi kalmıştır. uzatmalarla beraber maçın son 30 dakikasını 9 kişi oynayan takım, haliyle maçtan mağlup ayrılmıştır.

    doğrusu bir şeyi çok merak ediyorum, selçuk'un kondüsyonunun 60-65 dakikada biteceğini ben biliyorsam, sen biliyorsan, o biliyorsa galatasaray teknik heyeti bunu nasıl bilmiyor? takım sahada 11 kişiyken bile 90 dakikayı çıkaramayan selçuk'un, takım bir kişi eksikken 90 dakika boyunca sahada katkı vereceğini nasıl umabiliyor? selçuk sahada 90 dakika kalırken seri neden devre arasında oyundan alınıyor?

    bu saçma kararı levent şahin ya da ümit davala mı verdi? yoksa fatih terim'in maçtan önce "takım 10 kişi kalırsa seri'yi oyundan alıp donk'u sokun" şeklinde mantık dışı bir talimatı mı vardı? bu saçmalığın sorumlusu kimdir? bir taraftar olarak bunu öğrenmek ve sorumlusu kimse bir özür duymak istiyorum. küfür etmiyorum, hakaret etmiyorum, "istifa edin" demiyorum fakat galatasaray'dan maaş alan profesyonellerin böyle korkunç bir hata yapmalarından dolayı taraftara bir açıklama borçlu olduklarına inanıyorum. mümkün olan ilk fırsatta bu açıklama ve özrün taraftara yapılmasını talep ediyorum.

    aksi takdirde şike davası sırasında aziz yıldırım'ın maskesini takıp sokağa çıkan fenerbahçeliden hiçbir farkım kalmaz.
  • 22087
    bu takımın yıllardır devam eden ve bir türlü düzelmeyen bir sorunu var.

    (bkz: kötü futbol)
    (bkz: galatasaraylı futbolculardaki geri pas hastalığı)

    bu illet düzelmez kardeşim, sittin sene de geçse düzelmez.
    zira bunun düzelmesi için önce hastalığın teşhis edilmesi lazım.
    ancak bizim takımın doktoru imparator fatih terim acaba hastalığın farkında mı diye sormadan edemiyorum!

    yav nereden farkında olacak allahaşkına, yıllardır aynı kötü galatasaray'ı izliyoruz, birbirimizi kandırmayalım.

    alın izleyin 2013 yılındaki maçlardan bir kesit.
    https://www.izlesene.com/...elcuk-inan-8/8472358

    maestro selçuk inan taa o zamanlardan beri aynı berbat futbolunu oynuyor, sürekli yan pas, geri pas atmaktan takım hücuma çıkamıyor.

    olay selçuk, ahmet, mehmet meselesi de değil aslında, kimi transfer etsek aynı boktan futbolu izliyoruz.
    çünkü galatasaray futbol takımının bir oyun disiplini yok.

    yok, yok, yok...

    fatih terim futbolu=kaos futbolu

    fatih terim futbolu=bireysel oyunculara bağlı futbol

    fatih terim'e de kızınca insan kendini kötü hissediyor, hocamdan allah razı olsun, galatasaray tarihindeki kupaların çeyreği hoca sayesindedir.

    fatih terim yokken daha da kötüyüz, bu da bir gerçek.
    dünyaca ünlü hocalar geldi de yine bizim takımın burnu boktan çıkmadı arkadaş.
    olay belki de bizim ruhumuzdadır, bilemiyorum.

    ama şu bir gerçek ki:
    galatasaray futbolu=kötü futbol

    ...
    çağ dışı futbol oynuyoruz, çağdışı!!!

    en yakın örnek yaa, 22. şampiyonluğumuz işte.
    muslera, onyekuru ve feghouli takımı şampiyon yaptı, güzel oyun değil.

    bizim takım tt arena'da taraftar gazıyla maç alır, deplasmanda bir cacık yapamaz, yapamıyor, yıllardır izliyoruz canına yanayım.

    azıcık pres yapan her takım bizi kitliyor yalan mı!
    rakip basınca hemen yana pas, geriye pas yapıyoruz.

    bak avrupa'da, modern futbol nasıl oynanıyor, pres nasıl ekarte ediliyor izleyelim.

    duvar pası
    https://youtu.be/WsCAkUsfQPY

    vücut çalımı
    https://youtu.be/DdGru52xKyQ

    patlayıcı koşu
    https://youtu.be/aviv10XtmsI

    çok basit futbol teknikleri bunlar yaa, çok basit kardeşim, temelde öğretiyorlar şu tek topu, duvar pasını.

    hocam senin yönettiğin galatasaray futbol takımı şunları yapabiliyor mu hiç, yaptırabiliyor musun sen bizim oyunculara?

    hayır!

    kaldı ki takımın oyuncu kalitesi de gayet iyi, bahane üretmesin kimse.
    sen deplasmanda kalitesi senin 10'da 1'in düzeyinde olan anadolu takımlarına bile eziliyorsun hocam, aslanı kediye dönüştürüyorsun.

    öyle benim hayallerim dünyalardan daha büyük demekle olmuyor işte, önce deplasmanda anadolu takımlarına karşı güzel futbol oynat, sonra avrupa'da başarıyı düşünürüz.

    hocanın yaptığı yapacağı en büyük şey bireysel oyuncuların becerilerine bağlı türkiye ligi şampiyonluğudur artık, ötesi yok.

    bizim bu kafa yapısıyla avrupa'da başarılı olmamız mümkün değil.

    açık ve net söylüyorum bizim takım 2019-2020 sezonunda şampiyonlar ligi'nde bırak gruplardan çıkmayı, 3. olup avrupa ligi'ne bile katılamaz.

    şu hayatta tek sevgim var o da galatasaray'a.
    galatasaray maç kaybedince hayat enerjim düşüyor, hayattan kopuyorum.
    nefret ediyorum kardeşim, kötü futboldan nefret ediyorum.
    şuraya içimi dökmesem sakinleşemiyorum, elimde değil işte.
    (bkz: #2033820)*
  • 22088
    muslera, autu kullanır top marcao'ya gelir, marcao önündeki selçuk'a topu iletir, selçuk soldaki nagatomo'ya, nagatomo topu ileri doğru sürer, sıkışınca topu geri muslera'ya atar, muslera bu sefer luyindama'ya verir, luyindama mariano'ya topu iki kere dürttükten sonra iletir, mariano pas opisyonu arar, kafasını kaldırır ileri bakar, boşta bir arkadaşını bulamaz ve rakip forvetin yanından topu geçirerek marcao'ya iletir. maç boyu bu olay 10 kere tekrarlanır. spiker x oyuncusu yüzde 90 topla oynamış galatasaray ilk yarı yüzde 67 topa sahip olmuş der, farklı maç mı izledik acaba diye düşünürsünüz.

    bu arada bu ritüelin her tekrarlanışında 30 saniye kaybedersiniz. oyununuz kabız, taraftarınız hasta hale gelir. top sürekli aynı yere geldiğinden, fizikteki yasalara göre de iş yapmamış olursunuz.

    galatasaray futboluna giriş 101 isimli dersin ilk oturumunu tamamladık. şimdi bir köşeye çekilip sinirden ağlayabilirsiniz.
  • 22089
    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında bizlere adeta bir korku filmi yaşatmış ekip.

    uzun süredir bu kadar bitik bir halimizi hatırlamıyorum gerçekten. rezil ötesiydik utandım izlerken.

    sahada futbol adına hiçbir şey yoktu. falcao'yu bırak c.ronaldo bile gelse fiziksel ve mental olarak bu haldeki takıma bir faydası dokunmaz.

    hadi sezon başı kampı yiyememiş, geç katılan futbolcuları anlıyorum da açılış kampından beri takıma beraber olan futbolcuların hali ne abi?

    teknik ekibin değişikliklerine falan hiç girmiyorum bak. o apayrı bir rezalet.
  • 22090
    onyekuru ve rodrigues gibi bir adet hızlı ilk 11 kanat oyuncusu olmadan daha çok zorlanacak takımdır. babel onyekuru’nun muadili değil, feghouli tarzı pasör kanat oyuncusunun muadilidir. bu açıdan umarım emre mor tez zamanda hazır hale gelir ve bir kanadımız en azından hızlı oynama yetisine sahip olur. babel de gizli forvet rolüyle kanatta olduğundan daha etkili oynayabilir böylece.
  • 22091
    türkiye kupası'nda alt lig takımlarıyla oynanacak maçlar hariç, herhangi bir maça nzonzi ya da donk olmadan çıkma lüksü bulunmayan takımımız.

    bu takım 2 stoper önünde bir çapa olmadan oynama ihtimali yok. en başta stoperler buna alışık değil ve bek oyuncuları geriden top çıkarmada yetersiz.

    eğer 3 tane 8 ile oynayacağım inadına devam edersek çok üzülürüz.

    umarım 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı güzel bir ders olmuştur.
  • 22095
    mesele 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçımeselesi değildir. bu takımın iyi oynadığı (bakın kazandığı demiyorum) iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını maalesef ki geçmemektedir. şampiyon olduk, kupalar kazandık ancak neredeyse hiçbir zaman sahada görmek istediğimiz galatasaray gibi oynayamadık. daha bir hafta önce süper kupa kazanılınca * oynanan oyunun pek de önemsenmediği gibi. bu konular uzun süredir hep hasır altı edildi. yine neticeye, kötünün iyisi olarak kazanılmış kupalara kanmak; hele de son yılların en iyi kadrosu kurulmuş, bu kadar yatırım yapılmışken, esas meseleyi, sahada oynanan futbolun kendisini göz ardı etmek takıma, galatasaray'a ihanet etmektir. bu takımın analizinin yapılması, belirli olan sorunlarının çözülmesi, iyi ve doğru oyuna yöneltilmesi, belirli bir sistem ve plan dahilinde hareket etmesi, hesap verebilir bir hale getirilmesi gereklidir. sorunu başka yerlerde aramak, bahaneler üretmek, meseleyi kişilere indirgemek, büyük resmi görmezden gelmek, bizi ancak daha geriye götürecektir.
  • 22096
    ligde yine bir şekilde şampiyon olacak takımdır, sorun şampiyon olmak değil. zaten bu sene kurulan kadronun 28-29. haftalarda şampiyonluğu ilan etmesi lazım çünkü diğer takımlarla arada kalite anlamında ciddi şekilde uçurum var, özellikle anadolu takımlarıyla. sorun şu ki biz 33. haftaya kadar uzatıyoruz işi. bunun ana sebebi kötü deplasman performansı. takım 2-3 senedir iyi futbol oynamıyor. 18/19 sezonunda 69 puan gibi lig tarihinin en düşük puanıyla şampiyonluk kazanıldı. bunu doğru okursak takımın iyi olduğunu değil rakiplerin kötü olduğunu düşünmek pek yanlış olmaz. kötünün iyisiydik yani. bu takım nedendir bilinmez istisnasız her deplasmanda aşırı zorlanıyor. sneijder de gelse drogba da gelse gomis de gelse zorlanıyor. zamanında ligden düşen, herkesin bay geçtiği karabükspor'a 7 gol attığımız maçtan beri deplasmanda rahat galibiyet aldığımızı hatırlamıyorum. avrupa'da ise durum çok daha felaket, son 17 avrupa deplasmanında galibiyeti yok bu takımın. buna nasıl bir çözüm bulunur bilmiyorum, bilsem zaten burada yazar olmazdım. bilenler tarafından acil olarak çözülmesi gerekiyor. haftaya 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçında konya'ya 4 atılınca herşey güllük gülistanlik sanılacak, sonraki ilk deplasman maçında yine günlerden kanser. aşırı sıkıldım bu döngüden.
  • 22097
    şampiyonlar ligi seviyesindeki her takımın belli bir oyun planı(plan a) vardır. buna ek olarak mutlaka ikinci bir oyun planı(plan b) da vardır. buna ek olarak da galipken ve mağlupken nasıl oynanılacağına dair bir oyun planı da vardır. bizim takımımıza dönüp baktığımızda elle tutulur bir tane bile plan göremiyoruz. belki planımız var ama biz göremiyoruz. hoca kafasında deniyor bir şeyler. anchordan vazgeçip ayağı top yapan iki 8 ile oynamak istiyor gibi(seri için ofansif merkez orta saha nzonzi için de defansif merkez orta saha diyebiliriz). ama taraftar olarak bizim de beklentilerimiz var. süper lig kalitesinin üzerinde olan bir kadro kalitemiz var. 4. haftadan itibaren tabii ki toparlayacağız ama neden bizimle aynı tarihte ligleri başlayan fiorentina gibi hazırlık maçlarından itibaren hazır olamıyoruz? bu beni çok üzüyor.
  • 22099
    ————- muslera ————
    mariano--luyi—donk—naga
    —————nzonzi—————
    ———belhanda—seri———
    feghouli —————- babel
    —————falcao—————

    marcao 1 hafta ceza sonrası 1 hafta da hoca keser. şu onbirle konya olmazsa bir sonraki hafta sahaya cıkarız. lig için karamsarlıga gerek yok. trabzon dışında rakip yok. ama defansif kurgu avrupa için soru işareti. herkes kendi mevkisinde 2-3 maç oynarsa toparlanacak takım.
  • 22100
    süpernova olmasını beklemediğimiz ama karadelik olup bizleri çileden çıkarmasını istemediğimiz canım takımım. 90 dakika ne oynadığımız belli değil. tek tek baksak futbolcularımız bu ligi perişan eder. gel görki oynanan oyun formaya yakışmıyor. futbol güzel oyun, zevkli oyun. elbette tüm maçlar kazanılmaz fakat kaybedilen maçlarda sahaya karakter koymanız taraftarı memnun eder. ben hiçbir taraftarımızın yenilgiden dolayı üzgün olduğunu düşünmüyorum. üzüntünün sebebi ruhsuzluk. giyilen forma ve taşınan arma ruhsuzluğu reddeder. ben ne kadar umutsuz ve biçare durumda olsam çekmeceyi açıp formayı kokluyorum. inanın kardeşlerim formayı kokladıktan sonra 300 spartalı'yı kovalarım. sanırım hepimiz böyle bir his istiyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın