• 2126
    ne güzel di mi takıma zor gününde sallamak. ne kolay... 'sinirliyim arkadaş, kızdırdılar beni. amk öyle oyun mu olur yea, sövecem tabi' demek ne kolay... ne kadar basit...
    takımına ısrarla laf edemeyenlere, içinden gelenleri diline dökemeyene, durup bu da geçecek diyene polyanna taraftar demek de ne kolay değil mi?

    ulan topunuz kaç kişisiniz? benim yüreğim hepinize yeter.

    ele güne karşı, (bkz: peşindeyiz) galatasaray!

    sus! eğerki bu takımla azıcık yüzün güldüyse zamanında, bugün de susacaksın arkadaş! eğerki adamsan sen, bugün vefanı göstereceksin! ayakta kalacaksın, sen arkasında duracaksın ki, o da ayağa kalksın. sevinirken buradaysan, ağlarken de olacaksın!
  • 2129
    formalarını bir daha giymemek üzere asması gereken oyunculardan kurlu takımdır...

    kötü oynamaya herkesin hakkı vardır ancak mücadele etmemeye, bu kadar ruhsuz oynamaya kimsenin hakkı yoktur...

    bugün bütün galatasaray camiasını kahretmişlerdir. 20 milyon galatasaray taraftarıyla dalga geçer gibi bir futbol oynamış ve saçma sapan bir golle bir çuval inciri berbat etmişlerdir...

    bir takımın 90 dakika boyunca kaleye attığı şut 2 bilemedin 3 taneyse kusura bakmayın ama arkanıza bakmadan gidin!...
  • 2130
    a2 takım devam ettirmelidir artık, takımdaki topçuların hepsi satılmalı, kızağa çekilmeli veya islah edilmesi için biyerlere gönderilmelidir. a2 takım maçlara çıkmalıdır, mağlubiyetten sonra sinir yapmaz, geleceğimizi oluşturuyoruz olur... belki içinden suat kaya'lar, bülent korkmaz'lar çıkar da sahada parası için kıvırtan fahişeler gibi beklemez.
  • 2139
    bir zamanlar capone'nin giydiği formayı bugün ali turan giyiyor.

    bir zamanlar hagi'nin giydiği formayı bugün arda giyiyor *

    bir zamanlar tugay'ım giydiği formayı bugün mustafa sarp giyiyor.

    bir zamanlar hakan ünsal'ın giydiği formayı bugün hakan balta giyiyor.*

    ve biz bir zamanlar namağlup aldığımız kupadan, bugün boktan bir şekilde eleniyoruz...
  • 2140
    sıradan bir anadolu takımından zerre farkı yoktur şu anda.. onlarda da var, bir kaç tane iyi türk, 2-3 de iyi yabancı.. ancak ordakiler en azından mücadele ediyorlar anadolu takımında olmalarına rağmen, kendilerinin ne olduğunu bilerek oynuyorlar.. bizimkiler ki onalara bizimkiler demekten bile utanıyorum artık, ne koskoca galatasaray'ın düştüğü durum umurlarında ne de avrupa'ya bile katılamayacak olmamız.. aykut'u, sarp'ı, servet'i, balta'sı, serdar özkan'ı, ali turan'ı, barış'ı... işte bunların oynadığı bir takım galatasaray futbol takımı, yıl 2010, hedef uefa kupasıyken..
  • 2143
    (bkz: 26 agustos 2010 karpaty lviv galatasaray maci)ndan hüsranla ayrılmıs canımız cigerimizdir lakin şöyle bir sorun var.
    rijkaard eleştirilir yada eleştirilmez ama sen galatasaraysın arkadasım yenmen lazım.transfer yapılmadı diye hayıflanmaman lazım paf takımının bile bu takımla kafa kafaya oynaması lazım. yenilmeyeceksin. galatasaraysan eger yenilmeyeceksin bu takıma. insanlar yönetime yükleniyor transfer yapılmadı yenildik diye. sen transfere ihtiyaç duyuyorsan şu takımı yenmek için ben birşey demiyorum futboldan da anlamıyorum. üstelik 1 değil 2 teknik adama sahip bir takım gs. ikiside gerçekten kurt insan ( yada at gözlügüyle bakıyoruz). eğer ne maçı izledim ne yorumları dinledim ne basın toplantısını * eger rijkaard basın toplantısında dolaylı yoldan yönetime transfer sinyalleri gönderdiyse sivas ve bursaspor maçları sonrası gibi kusura bakmasın ama rijkaard da sorun var demektir. ne bursaspordan eksik kadromuz ne sivastan ne de ismini bile copy paste yaparak yazabildigim bugünkü elendigimiz takımdan. elimizdeki mevcut kadro şu üç maçı almak için gayet yeterli idi.
    rijkaard ı sevmedigim istemedigim sanılmasın en büyük sevenlerinden birisiyimdir. ama görünen şu ki yaptıgı ilaç galatasarayımıza yaramamıştır.
    yönetimi eleştirmek ne kadar dogru emin degilim çok uzun zamandır tvden gazeteden uzagım herşeyi internetten kısıtlı takip ediyorum ama sportif alanda başarısız (bkz: aziz yıldırım ve fenerbahçe) gibi. ama kurumsallaşma adına başarılı bir iş adamı olmasından mütevellit çok iyi işler yapıyor.
    işin içinden çıkmak için futboldan veya transfer yapmaktan anlayan (bkz: haldun üstünel) gibi yada maddi konularda sıkıntı çekmeyen hocanın istedigi futbolcuyu kendi cebinden para verip getirebilecek (bkz: a.albayrak) gibi kişilere ihtiyacı olan bir yönetime sahibiz.
  • 2145
    şu akşamdan sonra hala transfer yapılmazsa gerçekten küme düşmemeye oynayacak bir sezon bekleyen takımdır.
    bunun birinci sebebi gerçekten kalitesiz ve yetersiz bir kadroya sahip olmamız. ikinci sebebi ise takımı olduğundan çok daha kalitesiz gören gösteren ve her fırsatta dile getirip kendisini suçsuz konuma getiren, takımın kendisine olan özgüvenini yerle bir eden bir teknik direktöre sahip olmamız.
    (bkz: 26 ağustos karpaty lviv galatasaray maçı)
    peşin not: yanlış anlaşılmasın rijkaard istifa gibi bir mesaj vermeye çalışmıyorum bana göre rijkaardın tek hatası budur ama takımı en çok yaralayan belki budur.
  • 2148
    an itibariyle dibe vurmuş takımdır.
    an itibariyle maç kazanabileceğine inancı olmayan oyunculardan kurulu takımdır.
    profesyonalliği bir ''hayat tarzı'' olarak değil,bir ''paraya yönelme şekli'' olarak algılayan futbolculardan * oluşan takımdır.

    bu durumda futbolculardan ya da yönetimden daha sorumlu bir teknik adama sahip olduğu da söylenemez.
    diyelim ki ülkemizde 100 yıldır futbol var. sen bu 100 yılda bir sistem oluşturamazsan, bir felsefe geliştiremezsen, ülkende oynanan kasap tarzı kaos futbolunu ''sert'' yalanıyla süslersen ve bu durumu eleştirmezsen ; futbolda bilgiyi ve aklı ön plana çıkarmaya çalışan yaklaşım elbette yadırganır. önlerinde hagi, lincoln gibi top tekniği yüksek isimlerin arkasında oynamaya alışan futbolcular da kendilerinden daha fazlası istenince sudan çıkmış balığa dönerler. ama şunu ba biliyoruz. eğer dün akşam, 26 agustos 2010 karpaty lviv galatasaray maci'na bu takımın başnda bir diktatör olsaydı, bu takım çok daha agresif oynayacak, hatta bence elini kolunu sallayarak turu geçecekti. ama biz de, o büyük egosuna rağmen halen sevdiğim ve saygı duyduğum şahsın, şovuna tanık olacaktık.

    işte bizim güzel çelişkimiz.

    bize, frank rijkaard'ın ülkemizde başarılı olamayacağını ama bunun yeteneksizliğinden değil maalesef ülkemiz futbolunun her anlamda ki kalitesizliğinden kaynaklanacağını bağırmakta. zaten, böyle bir teknik adamdan da profesyonalliği bir ''hayat tarzı'' olarak değil,bir ''paraya yönelme şekli'' olarak algılayan futbolcularla başarılı olmasını beklemek de çok gerçekçi değil. kendisinin döneminde herhangi bir başarıdan söz edemeyiz, ama profesyonel olmadığımız, hatta yakın bile olmadığımız gerçeğini ortaya çıkardığı için kendisine teşekkür etmeliyiz. zaten, profesyonel anlamda türk zihniyetinden yeteri kadar uzaklaşabilen gidiyor, real madrid'de oynuyor.
  • 2149
    çok kötü günler yaşayan ve yaşatan takımdır.

    bunun sorumlularını bulup asmakla bir yere varılabilir mi bilmiyorum. kaldı ki kimse bunun sorumlusunun kim olduğunu da tam bilmiyor. taraftar bölünmüş, medya bayram yapıyor. hürriyet ve milliyet gibi müsfetteler futbolcularımızın yerdeki resimlerini koyup kendilerini tatmin edici başlıklar atıyorlar. yine elenen fenerbahçeye ise şanssızdı diyebiliyorlar.

    fenerbahçenin galatasaraydan daha çok istediği ortada, şu dakika itibari ile skora etki edebilecek oyuncuları da bizden fazla. bizim ise skoru değiştirecek oyuncu eksiğimiz kadar skoru değiştirecek istek ve mücadele eksiğimiz daha ön planda.

    hep düşündüğüm bir şey var. yenilmek elbette üzücü, ama dünyanın sonu değil. ancak sahada kır gezintisinde oyuncular görmek, bir metreye top atamayan profesyonel futbolcuları izlemek, 60 dakikalık kondüsyona sahip bir takım görmek umutsuzluğa itiyor insanı.

    rijkaard gitsin, adnanlar gitsin, arda turan kadro dışı kalsın, o gitsin bu gitsin. tamam gitsin de bunlar yerine kim gelsin? onun formülü varsa birisinde hemen keselim başlarını. herkesin gördüğü problemi göstermek çok kolay, ona çözüm bulan yok. hıncal uluç'u da bundan sevmem misal. her şeyi eleştiriyor, ancak yol göstermek yok. o zaman ben de yazarım, ben de atar tutarım.

    taraftar tepkisinde haklıdır bu arada. çünkü karşılık bekler sevgisine. bunun sebebi koşullu sevmek değil, fedakarlığının karşılığını görmektir.

    transfer konusunda geç kalındığı aşikardır. şu saatten sonra da spor toto liginde oynamaya gelecek yabancılar konusunda da çok ümitsizim. yönetimin bu hatası affedilir gibi değil. ayrıca en iyisi alınsa bile neden bu kadar geç kalındığı konusu yine sinir bozucudur. kendi kuyusunu kazdı yönetim. şimdi kötü oyuncu alsa geç kaldık, avrupada oynamadığımız için gelmediler dese değneğin o ucu kötü, iyi oyuncular alsa bugüne kadar neden alınmadı sorunsalı oluşacak, e bu ucu da kötü. bunun sorumlusu işte yönetimdir.

    eğer rijkaard'ı gönderme planı varsa yönetim bana göre hayatının hatasını yapmaktadır. birini göndermek için koca camiayı madara etme hakkı kimsede yoktur. işin ucundan bu çıkarsa adnan polat için galatasaray biter.

    bazı arkadaşların taraftara kızgınlıklarını anlayabiliyorum. ancak onlar da unutmasın; biz yine peşindeyiz, ama boş vaatlerin, tutulmayan sözlerin peşinde değiliz. tesislerin, birleşmelerin peşinde değiliz.

    renklerin peşindeyiz.
    armanın peşindeyiz.
    ruhunun peşindeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın