• 19702
    oyun planımızı kontra atak futboluna yatkın hale getirmemiz gerekiyor. onyekuru ve rodrigues ile mükemmel bir kontra atak futbolu geliştirebiliriz.

    eğer ndiaye de gelirse orta sahada kapacağımız toplarla çok gol buluruz. tek handikap gomis'in ağır kalması.

    set hücumunda defansı çözemiyoruz, sete yerleştiğimizde yan pastan başka pek bir şey göremiyoruz. üstelik taraftarlar açısından da son derece zevksiz bir futbol tarzı.

    kontra futbolu özellikle şampiyonlar liginde çok işe yarar.
  • 19705
    ndiaye'nin de gelmesi ile kadro şekillenmeye başladı. tabi gidecekler de olabilir, gelenler de. stoper şart. ve belki 1 forvet daha alabiliriz. gomis giderse iyi bir golcü lazım olacak. bunları bir kenara bırakırsak..

    muslera(ismail)
    mariano(linnes), maicon(transfer), serdar(ahmet), nagatomo
    fernando(selçuk), ndiaye(donk)
    feghouli(yunus), belhanda(emre), rodrigues(henry)
    gomis(eren, muğdat)

    toplam 21 kişilik bir kadro.
    ndiaye de gelirse, ilk 11'in yaş ortalaması 29.5 olacak. sezon ortasında 30'un üzerine çıkacak.
    beklerde birden fazla sakatlık ya da ceza yaşanırsa sorun yaşarız.
    stoper alınmazsa yine sorun yaşarız, serdar'ın sakatlık sorunu her zaman potansiyel tehdit.

    not: kimse sinan gümüş ve tolga ciğerci demesin bana.
  • 19707
    19 ağustos 2018 galatasaray göztepe maçında sonraki basın toplantısında fatih terim hocamızın badou ndiaye'nin kadroya katıldığını, 1 adet stoper, 1 adet sol bek, 1 adet santrafor için çalışmalara devam ettiklerini açıklandığı futbol takımı.

    özellikle santrafor konusunda fatih terim çok ciddi. üstelik bafetimbi gomis'in takımda tutulup yeni bir santrafor istediği ortada. yani bugün gomis'i satmak demek, hocamızın takım kadrosu kurgusuna göre 2 tane santrafor transfer etmemiz anlamına geliyor. hatta bence hocanın kafasında stoperden bile daha öncelikli olabilir santrafor konusu. çünkü hoca, "ilk geldiğim andan beri 1 santrafora ihtiyacımız olduğunu söyledim" dedi aynı açıklamalarda.

    bu bizi şuraya getiriyor. hoca, defansif zafiyetin hücumda başladığını düşünüyor olabilir. topu ileride tutamayan santraforlara sahibiz. ne bafe ne de eren böyle oyuncular değil. santraforun ileride en azından iki üç saniye top tutması ve tuttuğu bu topu olumlu kullanması çok önemli. hücumsal olarak önemli zaten de, defansif olarak da önemli.

    1. topu sizin kalenizden uzak olduğu müddetçe, topu kaybetseniz bile, topu geri kazanmak için hamle şansınız veya savunmaya yerleşme şansınız artar.

    2. santrafor topu tutuyorsa, sizin merkez oyuncularınız rakip kaleye yakınlaşır. aynı şekilde bekleriniz de. beklere sonra gelelim. yani rakip takım oyuncuları kendi yarı alanında sıkışmaya başlar. kaptırılan topun katetmesi gereken mesafe artar. bu genellikle, eğer tek hamlede forvet oyuncularınız ile buluşturmak istiyorsanız, uzun ve yüksek top olur. bu toplara müdahale ve savunma şansınız oldukça yüksek.

    eğer oyun sıkışmışsa, topu daha geniş ve rahat bir pozisyonda olan orta sahaya geri oynarsınız. aynı oyun sürer gider. işin savunma kısmını çok rahatlatır. çünkü, orta sahada kaptırdığınız topun ani atağa dönüşme riskini oldukça azaltırsınız.

    3. dediğim gibi santrafor topu tutunca, kanat forvetlerinizin merkeze yaklaşmasını beklersiniz. bu sefer stoperlerin birinin kucağında diğerinin göz hapsinde olan santrafor rahatlar. rakip takımın, enlemesine defans çizgisi daralmaya başlar. çünkü bek oyuncusu da stopere, merkeze yaklaşmak zorunda kalır. bu halde, sizin bek oyuncunuza kanat bölgesinde bir alan açılır. sizin bek oyuncunuzu takip etmek zorunda olacak olan rakip kanat/forvet oyuncuları geriye gelmek zorunda kalır. sonuç olarak kontra atak riskini yine azaltmış olursunuz.

    süper ligde bu ileride top tutma işini en iyi emmanuel adebayor yapıyor. hem top tutuyor hem servis yapıyor. ikinci sırada aroune kone geliyor ki, onun top tutma özelliği daha çok olmasının yanında, servis özelliği çok daha az.

    fatih terim ise böyle oyuncularla oynamayı pek sever. johan elmander, didier drogba vesaire... bence en iyi oyunlarımızı bu iki oyuncu takımlarımızdayken oynuyorduk.

    işin yerleşik savunma tarafında, zaten son maçlarımızı izlediğinizde pozisyon vermediğimizi görürsünüz. tabii, henüz o seviyede, yani bizi yerleşik savunma oynatacak bir takımla oynamadık. ortada elle tutulur, güvenilir bir gözlem verisi yok.

    bu ara takımın geçişlerdeki savunma zafiyetine takık durumdayım.
  • 19708
    hocanın maç sonu basın toplantısından sonra acayip ümitli uyanmama sebep olan takım.

    2011-12'nin daha kaliteli pas yapanını yaratıyor hoca bence. ilk 11 için net iki hamle daha istiyor, stoper ve hızlı forvet. henry + x'i cl'de bol bol göreceğiz anlaşılan.

    maicon hocanın sistemine uymuyor. geldiği süreçlere baktığımızda bunu net görüyoruz zaten. popescu+ujfalusi. ikisi de topla çok rahat çıkabilip oyun kurabilen topçular. maicon bu senaryoya uymuyor. muhtemelen stoper için de böyle birisini istedi, top çıkarabilen.

    melo+selçuk'u, fernando+badou ile tekrar canlandıracak. hücumda ise daha pas yapan kaliteli ayaklarımız var ve 2012'den farklı olarak hem merkez hücumu hem kanat hücumu alternatifimiz var.

    henry+garry ile oyunu kanatlara da yığabiliriz, belhanda+badou+emre ile merkez hücumu da oynayabiliriz. bu bağlamda forvet konusu çok kritik hal alır. önümüzdeki 10 gün çok şeye gebe, bakalım.
  • 19711
    takımın ana sorunu dile getirildiği gibi atağa hazırlık süreci olan birinci bölgedeki paslaşma işini bir türlü bitirip topu ikinci ve üçüncü bölgelere geçirememesidir. gerideki hiçbir oyuncu, ileride, çevresinde 5-6 m yarıçapında bir boşluk olmayan bir oyuncuya pas atma riskine giremiyor. bir iki sefer bu tarz pasları deneseler de topu kaptırıp, çok sağlam kontra yiyip oturuyoruz yerimize. tabi tek suçu gerideki adamlara yüklemek yanlış olur. zira öndeki oyuncuların hareketsizliği de buna ayrıca çanak tutmaktadır.
    bu sebeple, her atağımız mesafe kat edemeden, topun arkasındaki 11 rakip oyuncuya karşı ve adam eksiltemeden gerçekleşmek zorunda kalmakta ve pozisyon üretiminden uzak, çok kısır bir görüntü sergilemektedir.
    dolayısıyla;
    - hızla çıkarak topu 2-3. bölgelere geçirebilme
    - topla katederek rakip oyuncuları oyundan düşürme ve alternatif pas kanalları oluştuma
    - öndeki oyuncuları daha hareketli kılma ve
    - rakibin son çizgisini sık sık ziyaret etme
    işlerini bir şekilde halledemezsek, ki fatih hocamız bu durumların farkındadır, değil şampiyonlar liginde, ligimizde de büyük sıkıntılar yaşamamız çok aşikar.
  • 19712
    yaptığımız transferlere (muğdat, onyekuru, emre, ndiaye) bakınca hocanın kafasındaki galatasaray'ın hızlı, dinamik, daha hareketli olduğunu düşünüyorum. feghouli'nin olası ayrılığı bu durumu destekleyecektir.

    şuan bir tek donk hocanın istediği tarzda değil fakat donk yerine de bir canavar ndiaye geliyor. aynı şekilde feghouli yerine bence daha hareketli olan emre akbaba düşünülüyor. onyekuru ise rodrigues'ten farklı olarak ceza sahası içi gol koşuları yapan, ikinci forvet olabilen bir oyuncu. bu sezon arka direk golleri, kontra atak golleri görebiliriz kendisinden. muğdat zaten yedek olarak alındı fakat gezgin forvet olarak eren'den daha yararlı olabilirdi. ndiaye'yi hepimiz biliyoruz anlatmaya gerek yok bence.

    umarım hoca kafasındakileri sahaya yansıtır ve keyifli bir futbol izleriz.
  • 19714
    bu kadrosu şu haliyle bir geçiş kadrosudur. bunu ıskalarsak 2015 şampiyonluğu sonrası sendromu yaşarız. o kadro, şampiyon olmasına rağmen zamanı dolmuş bir kadroydu ama buna göre davranmadık. bu kadronun ise geçen sene şampiyon olmasına rağmen güçlü bir oyunu yok. bu durum iç saha maçlarında coşkulu oyun ile gözükmedi ama deplasmanda ortaya çıktı. ben bunu kadronun tek plana uygun bir kadro olmasına bağlıyorum. bu plan evde işe yaradı ama deplasmanda yaramadı.

    fatih hoca'nın bu durumun farkında olduğunu görüyorum. hoca, oyun planını pres ve dikine hızlı oyun üzerine kurmak istiyor anlaşılan. bunun için, geçen senenin kadrosundaki yavaş ve maliyetli oyuncuları fırsatını buldukça elden çıkaracaktır.

    ffp'yi de düşünürsek, bu geçiş kadrosunu daha genç, ucuz ve plana uygun futbolcular ile hedef kadrosuna dönüştürebiliriz. mevcut altyapı sistemi ve kadrosu, daha önce hiç olmadığı kadar galatasaray için hayati duruma gelmiştir.
  • 19715
    geçen sene en büyük sorunlarından biri gomisdışında skor katkısı yapabilecek oyuncu sayısının az olmasıydı. rodriguesne kadar istekli ve yetenekli olursa olsun, biticirilik ve son kararı verme noktasında sorun yaşarken, feghoulive belhandabeklenen katkıyı veremedi.

    yeni transferle oluşan kadroda, direk gol katkısı alabileceğimiz iki önemli oyuncu eklendi. emre akbaba ve onyekuru.

    emre akbaba, son 3 sezonda 10 gol ortalamasıyla oynamış, şutu olan ve ceza sahası içinde golü kovalayan bir orta saha. fatih hoca da zaten onu kaleye yakın oynatma isteğini belirtti.

    onyekuru ise kıyaslandığı rodrigues ve brumaya göre bitiriciliğini ve defansın arkasına koşu yapma özelliğini geliştirmiş bir kanat. ayağına top istediği kadar aynı zamanda defansın arkasına koşu yapıp golle burun buruna da gelebiliyor (bkz: 19 ağustos 2018 galatasaray göztepe maçı).

    bu sezon ben gomis'in kendini toparlayacağına ve yine gol kralımız olacağını düşünüyorum. ancak gol yollarında artık sadece ona bağımlı değiliz. değişik birçok opsiyonumuz ve bunu değerlendirebilecek futbolcularımız var. önlem alınması daha zor, hücum zenginliği çok gelişmiş bir galatasaray bekliyor bizleri.
  • 19716
    3 hafta sonra şampiyonlar ligi grup maçı yapacak takım!

    3 hafta sonra şampiyonlar ligi grup maçı yapacak takım olmasına rağmen(!) forvet ve defansının olmamasına rağmen(!), 4 milyon eurolara yerli orta saha transferi yapmasıyla, en büyük lig hedefi olmadığının, hazır olmadığının kanıtlanması üzücü bir gerçek!

    son anda yapılacak, forvet ve defans transferleri nagatomo etkisi yapmazsa, farklı dortmund yenilgilerinin alındığı bir şampiyonlar ligi sezonu bizi bekliyor.

    o 4 milyon eurodan menajer ve yöneticilere gidecek komisyonun...
  • 19718
    türkiye'nin en losser taraftar kitlesine sahip olduğunu düşündüğüm futbol takımı. bu ordu zihniyeti, bitmek bilmeyen skor taraftarlığı, bilinçsizlik...

    bir kitle düşünün ki;

    29 golle, türk futbol tarihine adını yazdırmış bafetimbi gomis'i üzerinden 2 ay geçmeden, müthiş bir itin g.tüne sokma politikasıyla kendisinden 7 ay daha büyük ''stoper'' dusko tosic'in bonservis ücretiyle aynı fiyata sattırmayı başarabiliyor.

    elindeki pazarlanabilir tek oyuncu belhanda için gönderilsin diye twitterda hashtag açıp, dünya gündemine sokuyor.

    futbolcusuyla ilgili çıkan her haberde, ''sat sat sat'' nidalarıyla 10binlerce etkileşim oluşturuyor...

    ama sorsanız, yine yönetim başarısız. satmada beceriksiz.

    mevcut taraftar kitlesiyle, takımda tutmayan, kimyası uyuşmayan iyi kötü hiç bir oyuncuyu ederinde ve ederinden fazla bir şekilde satamayacağız.

    10m + fiyata satabileceğimiz tek ve en iyi oyuncumuz rodrigues'i bile bir kaç kötü performans sonunda ''beyni yok'' diye yer paspası edip, tüm piyasasını mahvedebiliriz.
  • 19719
    bir haftalık bir takvimde sezon * kaderi belirlenecek takım.

    yani koca 3 ay yetmedi 1 haftaya sıkıştırmaya çalışacağız şimdi her şeyi. mükemmel planlama gerçekten.

    gomis'in gittiğini ve ndiaye'nin de geldiğini varsayarsak en az 1 stoper ve 1 forvet oyuncusuna ihtiyacı var bu takımın. hem de en acilinden.

    şampiyonlar ligini geçtim lig de riske girer nokta atışları yapılmazsa.
  • 19720
    rakipleri kluplerine para sokmak icin arap klupleriyle astronomik ucretler gostererek transfer yaptigi (!) donemde elindeki golcusunu ederine vermistir. gomis transferinde fiyat cok yukariya cekilmediyse takimimizin yonetiminde ticari etik bilen insanlarin olmasindandir. su sikintili donemlerde durustluk mu para mi derseniz galatasarayli durusu durustlugu gerektirir. varsin basari ikinci planda kalsin. ben takimima ve yonetime guveniyorum.
  • 19722
    bizim taraftar takmış 3 hafta sonra şampiyonlar ligi var şurası eksik burası eksik diye. sanki her sene şampiyonlar liginde yarı final yapıyoruz yada bekledikleri transferler zamanında yapılınca üst kademe takımların seviyesine çıkacağız ya. delireceğim resmen.

    katılım parasını aldık. 1-2 de maç kazansak yeter arkadaşlar bu sıralar. avrupanın üst seviye takımları ile makas çok açıldı. ligde sürekli şampiyon olup şampiyonlar ligi gelirlerinden faydalanmalıyız. çünkü gerçekten çok para ödüyoruz futbolculara.

    alt yapıdan üretip çıkaran bir klüp olduğumuz zaman ileriye daha berrak bakabiliriz.
  • 19725
    şampiyonlar ligi'nde muslera-ujfa-melo-sneijder-drogba omurgasıyla çeyrek finale çıkan takım. ki bunu geldikleri 1-2 sene içinde yaptılar.

    şimdi ki kadrodan böyle bir omurga yapalım: muslera-x-fernando-x-x

    xlerden ikisi defans ve forvet transferi. sneijder gibi bir transfer zor. ama gelirse ndiaye'yi de bu omurgaya dahil edebiliriz. forvet ve defans transferleri de nagatomo etkisi yaparsa, 1-2 seneye yine çeyrek final yapmamak için bir neden yok.

    daha yukarıları için bu omurgayı bozmadan, takviyeler ve istikrar yeterli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın