• 6502
    bu sezonki sorunu bir tane yaratıcı futbolcuyla çözülecek gibi değil. yani takımda genel bir problem var, o da bir oyuncu topu aldığında diğerlerinin hareketsiz kalması. yani boşa kaçan, hareketlenen, kendini gösteren hemen hemen yok. sadece burak uğraşıyor. böyle olunca gol pozisyonuna girmekte oldukça sıkıntı yaşıyoruz. saman alevi gibi, bir anda parlayıp sönen, bireysel çabayla yaratılmış gol pozisyonlarına giriyoruz sadece. o da 15 20 dakikada bir oluyor. onları da golle bitiremeyince, sıkıntı oluyor. hatırlayın geçen sene eboue nasıl kendini gösteriyordu sağ taraftan, aynı şekilde melo, engin, elmander.

    şu futbolla 3 puan alsak yine aynı şeyleri söyleyecektim. galatasaray böyle oynamamalı. izlerken zevk vermeli. rakip sahaya yerleşiyoruz iyi güzel ama sadece yan top yapıyoruz, gelişigüzel bir de orta; tamamdır. bu sezon şampiyonlar ligi hariç her maçta aynı şekilde oynuyoruz.

    evet en büyük sıkıntımız ve herkesin bahsettiği yavaş oyunumuzun sebebi topsuz alanda oyuncularımızın çok hareketsiz kalması. zaten durduğumuz için rakip takım boşta adam bırakmıyor. pas seçeneğimiz azalıyor, geri dönmek zorunda kalıyoruz veya yay çevresinde dolanıp duruyoruz.

    kaka da gelse, bu böyle devam ettiği sürece aynı sıkıntıları yaşarız. kapanan takımlara karşı kilidi açabilecek adamlar lazım elbet ama her maç tek bir adamın ayağına bakılmaz. takım olarak hareketli olmamız lazım; oyuncularımızın boşa çıkmak için çaba göstermesi lazım. işte o zaman ne kaka'ya ne de başka bir oyuncuya ihtiyaç duyarız.

    takım halinde tekrar istekli, hareketli oynamaya başladığımızda kaka gibi bir futbolcu tam anlamıyla pastanın üstündeki çilek olur.
  • 6503
    öncelikle nereden başlayacağım bilmiyorum ama yazalım bakalım.

    her kötü sonuç geldiğinde kimimiz eleştiriyor. kimimiz savunuyoruz. eleştiri hepimizin hakkı ve mantıklı bilgiler sunduğumuz sürece sorun yok ama her eleştiri karşısına 2011-2012 sezonu ve tarihimizin en berbat sezonu konulduğundan bir şeyleri değiştiremiyoruz.

    21 maç geride kaldı ve top oynadığımız maç sayısı 3 var mıdır? açın bakın fikstüre. fenerbahçe ile olan süper kupa maçından başka aklıma gelmiyor. manu deplasmanı dediğinizi duyar gibiyim. tamam şanssızdık. direkleri geçemedik ama maç boyu üretkenlik kısıtlı ve en iyi oyuncumuz muslera değil miydi? takımda çok ciddi sorunlar var. koskoca 21 maç ve bu takım balıkesir'i 4-1 ile geçerken bile güven vermedi. caner karşı karşıya atsa mağlup durumdan o maçı çevirip turlayabilir miydik? emin değilim.

    bu kadar eleştiri gelmesinin sebebi zaten 11-12 sezonunda ortaya koyduklarımızdı. 11-12 sezonunun kadrosuna bakalım.
    muslera-eboue-semih-ujfalusi-hakan balta-melo-selçuk-emre-engin-necati-elmander. takımdan ayrılan kazım, iyi bir ilk yarı geçiren baros, yoklukta oynayan riera ve sonlara doğru açılan aydın. ilk 11e bakalım. müthiş bir takım uyumumuz vardı. her topçu 30 maç üstü oynadı. 9 oyuncudan maksimum verim aldık. hakan balta idare etti. emre çolak sahte okeydi. diğer adamları da toplasan 12-13 kişilik oyuncu topluluğu ve çok kısıtlı bir rotasyonla şampiyon olduk. içi dolu bir kanatsız 4-4-2 sistemi bize şampiyonluk kazandırdı. ek olarak inanılmaz inanan bir taraftar profili vardı. sezon sonu neye inandık? biz bu takımla bunları yaptıysak bundan sonra ligde arkamıza bakmayız uzunca bir süre. oldu mu? bence olmadı.

    kimse çıkıp ligde lideriz avrupada 2.yiz demesin be abi. grup çıkabileceğimiz bir grup lig potansiyelimize baktığımızda şu an en az 5-6 puan farkla lider olmamız gereken lig. peki sorunlar ne? ilk olarak takımın kadro mühendisliği berbat. 2.haftadan beri ne düşünüyorsam 14.haftaya geldik aynı şeyleri düşünüyorum. geçen sene bizim doğrularımız vardı. yanlışlarımız yok muydu? tabi ki vardı ama o doğrular bize kupayı kazandırdı. bu seneye bakarsak o doğruların hiçbiri hatırlanmıyor. en büyük sorunumuz sistemsizlik. takımda sistem denen şeyin s'si yok ama taraftar ve teknik heyetin %90ı takımda sistem olduğuna inanıyor. geçen sene takım kanatsız 4-4-2 oynarken bu sezon tek kanatlı*, kanatsız*,çift kanatlı**** 4-4-2 oynadık. içi bomboş 4-4-2 oynuyoruz. takımda tek bir doğru yok. koskoca 21 maçı gözünüzün önüne getirin. takımın en iyi ismi kim? bence muslera. geçen sene yarım yamalak oynayan balta'nın yerine piyangodan çıkan bir riera var. tamam şu an her maç takımın en iyisi ancak yabancı kontenjanında sıkıntı yaşıyoruz sayesinde. ujfanın sakatlığı göbeği mahvetti. yeri geldi semih'i bile göremedik orada. her maç dany-semih-cris 3lüsünün 2li kombinasyonlarıyla oynadık. gol yemediğimiz maç yok. sağda eboue? geçen sezon ilk haftalarda oynadığı gibi. berbat ötesi bir sezon geçiriyor. selçuk? takımda sistem yok. katkı alamıyoruz. melo? yerini yekta'ya kaybettiği oldu. ilk yarı bitti iyi oynadığı maç sayısı 3ü 4ü geçmez. hamit? takımın en iyilerinden. düşündükleriyle arkadaşlarının yaptıkları zıt. bu takıma gerçekten fazla. sol taraf emre-amrabat. amrabat'ı her türlü tercih ederim ama sistem yok işte ara ara parlıyor ve rüya takım saçmalığının altında 45 dakikadan fazla sabredilmiyor. forvette ise umut-elmander-burak 3lüsünün 2li kombinasyonlarıyla gitti hep. umut? geldiğinde çok sevindim. 15-20 arası atar demiştim yakaladı sayılır ancak pas futbolunun katili. burak? atıyor falan ama dünyanın en kötü top kontrolüne sahip forveti olabilir. zaten inanılmaz yavaş ve gelişigüzel oynuyoruz. yapmak istediklerimize de engel oluyor. elmander? geçen seneki sistem sahaya 5-10 dakika uğruyorsa kendisi sayesinde. her maç 11 başlamalı. engin? cüneyt çakır saolsun. ujfa? şansımızı sikiyim. o kadar topçu saydık. katkı veren bir muslera. artık bi düşünmemiz lazım sanırım. yanlış giden bir şeyler olduğu çok açık. şu aralar amrabat ve aydın dışında heyecan verecek bir oyuncumuz yok. onlarda kanat olduğu için bir hareketlilik getirdiklerinden. sistem mistem yok abi yok. takımın kadro mühendisliği sıfır sıfır sıfır sıfır. tabi şanssızlıkların da payı var ancak ligde son 9 maç 3 galibiyet alıyorsak hep şans denmemeli. yanlış giden çok şey var ve taraftar hala oluruz abi şampiyon modunda. o taşşak geçilen aykut'un takımıyla bu haftasonunda muhtemelen aynı puanda olacağız. o ölümüne taşşak geçilen beşiktaş ile bu haftasonu sadece bir maçlık puan farkı kalacak. neden? adamların inandıkları yapmaya çalıştıkları uyguladıkları bir sistem var. beşiktaş ölümüne pozitif futbol diyor. yesek fazlasını atarız diyor. kodumun takımı sırf o sistemle bir bok olmayacak diye beğen beğenme farketmez efsanesi alex'i yolluyor. neden? çünkü alex varken takımın toparlanma olasılığı < gittikten sonraki toparlanma olasılığı. herkes olasılıklarını artıracak şekilde devam ediyor. biz napıyoruz? olmayan sistemle devam etmeye çalışıyoruz. hangi maç yedikten sonra fazlasını atarız diyebiliyoruz?

    ama hak ediyoruz. artık puan kaybı bağımlılık yarattı. artık çıldırmıyorum. arkadaşlarımla muhabbet edebiliyorum. 5 bomonti içeceğime 2 tane içip bırakabiliyorum bırakmasına da neye kızıyorum ve içiyorum biliyor musun sözlük? topçusunu yuhalayan taraftara, üzülerek söylüyorum fatih terim'e en ufak laf söylendiğinde sövenlere( hangimiz bu takımın kötülüğünü istiyoruz? kimsenin sikinde olmasa da çözüm arıyoruz salak gibi napalım amk), sezon başından beri 3 atarız 5 atarız havada karada sikeriz diyen taraftara. biz bu değiliz abi? biz carrusca, heinz, saidou, orhan ak, cihan, barış özbek, serkan çalıklarla şampiyon olduk. ama hep inandık be abi. biz kendini beğenmişleri kibirlileri sevmeyiz. onu yapan karşı yaka. ne ara onlara bu kadar benzedik? neyse amkoyım konu sapıyor çözüm önerilerim şunlar;

    *inançtan yoksun taraftar takıma kazanacağı maçı kaybettirir. takıma inanamıyorum. bir kaç fatih terim sözü atın da gazlanıyım kendime geliyim. şu durumda benim payım da var.
    *hocam sana laf söylemek ne haddimize ama 21 maç oldu gözünü seviyim yanlışlarından dön. ne sen üzül ne biz üzülelim. tek tesellim biz üzüldüğümüzde en az hatta bizden daha çok üzülen biri var. buna emin olmak güzel.
    *taraftar medyanın gazladığı rüya takım yavşaklığından uyansın. oyuncular maç seçiyor tamam senin yaptığın ne?
    *berbat kadro mühendisliğinin sonucu olarak her defasında hoca istesin şunu alırız bunu alırız diyen başkan kesenin ağzını açsın artık. bir stoper ve dikine giden yaratıcı oyuncu alalım devre arası.

    yine olalım tek yumruk tek yürek, sana söz yine baharlar gelecek.
  • 6504
    30 kasım 2012 galatasaray gaziantepspor maçında alınan beraberliği hakeme bağlamak yanlış olur, hakemler hata yapar, önemli olan bunların kasıtlı ve/veya sürekli olmamasıdır. galatasaray haftalardır kötü oynuyor. elazığ maçında melo'nun penaltı kurtarmasıyla arka planda kalan sorunlar bugün iyice açığa çıktı. kağıt üzerinde çok iyi görünen kadronun 14 maçta 26 puan toplaması transfer yanlışları, form düşüklükleri ve oyuncuların ligdeki düşük konsantrasyonları ile birleşince açıklanabilir.

    muslera çok iyi bir kaleci olduğuna kimsenin bir itirazı olmaz sanırım. ancak ne kadar profesyonel olursa olsun istanbul'da tek başına yalnız yaşayan bir uruguay'lının tüm lig maçlarına (ki bazen bu adam günlerce uçak yolculuğu yapıp maçlardan bir gün önce istanbul'a geliyor) mental olarak hazır olmasını bekleyemezsiniz. bunun için ekstra motivasyon sağlayacak psikolojik destek ekipleriniz olmalı.( 1996-2000 arasında bu işin en iyilerinden prof. dr. acar baltaş'ın galatasaray spor kulübünde çalışması aklıma gelen ilk örneklerden). aynı konsantrasyon sorunları eboue için de geçerli. üstüne eboue'nin ikamesinin, bırak eboue'yi zorlamayı , türkiye'de herhangi bir takımda oynayacak kalitede olup olmadığı tartışmalı. sol bek desen kanayan yaran. (liverpool'un liverpool olduğu zamanlar sol kanat oynayabilmiş, yetenekli bir adamı manchester karşısında iki bindirme yapabildi diye modern sol bek ilan etmeye gerek yok.) stoperde de muadil tercihini yanlış yapmış, oraya çekidüzen veren ve yaşı 34 olan ujfalusi yerine, semih'e muadil olabilecek dany'yi almış, ujfalusi sakatlanınca ise oynadığın cris kumarını kaybetmişsin. melo konusunda ekonomik sebepler seni bekletmiş olabilir, ancak sen üst düzey bir alternatifinin olmadığı bir mevkide 3 ay tatil yapacak kadar amatör bir oyuncuyu alarak ikinci büyük kumarını kaybetmiş oluyorsun. selçuk ve hamit konusunda da psikolojik destek eksikliğin var. amrabat'ın ise transfer edilmeden önce ne kadar izlendiğini merak ediyorum. herhangi bir defans oyuncusunun bir iki maçını izleyerek durdurabileceği bütün hareketleri ezbere olan ve oyun zekası bu kadar düşük bir adama, her ne olursa olsun, bir inat uğruna 8 milyon euro bonservis vermenin mantığı nasıl açıklanabilir bilmiyorum. forvetlerin ise şimdilik seni taşıyor, ancak kaçırmaya başladıkça bitmiş, uzatmaları oynayan taraftar grubun bugün hamit'e yaptığını o gün onlara yapacak.

    galatasaray'ın sorunlarından bahsettik. aslında bu sorunlar kapatılamayacak ya da kısa vade için çözülemeyecek sorunlar değil. ujfalusi iyileşir, bir sol bek alırsın, bir kıvılcım takımı lige döndürür, melo devre arası toparlar, amrabat kendini geliştirir. kimsenin mükemmel olmadığı yerde hatalarını azaltan sen şampiyon olur, sonrası için yola farklı bakarsın. ama senin daha büyük bir sorunun var: galatasaray taraftarı seyirciye dönüşmüş durumda. bunda yeni stadın etkisi büyük elbette. ancak futbolcuların maç seçmesi gibi taraftarında maç seçmesi gibi saçma bir durum ortaya çıkmış durumda. hepimiz biliyoruz ki o kendisiyle çok övünen taraftar grubu şimdiden 16 aralık 2012 tarihindeki fenerbahçe maçı için hazırlıklara başladı ve bu süreçte geçen maçlar onların çok umrunda değil. bu bilmeden kendini öne çıkarma çabası mı yoksa bir rüzgara kapılıp gitme mi bilemiyorum. ancak galatasaray'a zarar verdiği ortada. bazılarının şapkayı öne koyup düşünme zamanı geldi..

    http://ustunidman.blogspot.com/...p-dusunme-zaman.html
  • 6506
    sistem, oyuncu seçimi, oyuncuların yetersizliği... bunların hepsi boş şeyler. esas mesele inanç yok. geçen sene olduğu gibi sahada savaşan adamlar yok, takıma itici güç olan taraftar yok,* grip'in grubunun çıkardığı şarkı yok, taraftarın yeni çıkardığı besteleri yok... bu sene takımda olan sorunlar kadar bizde de sorunlar var.

    eleştirirken birilerini kırıp suçlu aramaya gerek yok. eleştiri olacak tabi. eleştiri olmazsa hatalarımızı göremeyiz. önemli olan yapıcı eleştiriler. küllerimizden doğar mıyız bilmiyorum ama bu şekilde gidersek avrupa ve ligde başarı hayal.
  • 6508
    geçen sene oynanan o müthiş, hırslı,basan, ısıran ve fizik gücüyle presi birleştirip rakiplerine nefes aldırmayan takımın tüm kilit taşları bu sezon için farklı sebeplerle ciddi bir biçimde geriye doğru gitmiş ve ilk yarı bitecek olmasına rağmen bir türlü kendine gelemedikleri için oyun kalitesi ve yaratıcılık olarak ciddi biçimde geriye doğru gitmiş takımdır. elmander geçen sezon sonu sakatlanıp euro 2012'de oynadıktan sonra bir türlü kendine geleemdi ve o en büyük güzü olan fizik gücünü kaybedip takıma sunduğu ve bir forvetten çok daha fazla olan katkıyı veremez oldu. melo'nun uzayan malum transfer süreci onun üç ayını aldı ve kendisi yeni yeni toparlanırken ilk yarı neredeyse bitiyor. selçuksa melo'nun bu düşüşünden midir nedir ilk yarı boyunca ona ayak uydurunca geçen seneki müthiş takımın en önemli hattı olan selçuk-melo ikilisi çökünce orta sahayı en güçsüz takımlara bile teslim eder olduk. ayrıca ufalujsi'nin geçen sene savunmada yaptığı müthiş şefliğini bu sene sakatlanınca arar olduk ve savunma ikilisi iki maç üst üste oynayamaz oldu. geçen sezon hayatının futbolunu oynayan bir engin varken bu sene 11 maçlık cezayla ilk yarıyı filli olarak kapatan bir engin oldu elimizde.üstüne geçen sene haftada bir maç oynayıp tüm motivasyonuyla lige konsantre olan bir takım varken bu sene ciddi manada maç trafiğine giren ve şampiyonlar liginde konstanrasyon ve kondisyonun önemli bir kısmını harcayan bir takim oluştu. fatih terim kanatimce elindeki malzemeyi rotasyon anlamında iyi kullanamadı ve belli bir kadronun üzerine yüklenip bu dolaşımı oluşturamadığı için bilhassa ligde bugünkü kötü tablo ortaya çıktı.
  • 6510
    bu sene beni hayal kırıklığına uğratan takımdır. nerede o istek? nerede o inanmışlık ? nerede o isyan, başkaldırış ? kimse birbirini kandırmasın bu futbol takımında oynayan bazı oyuncular çok açık bir şekilde maç seçiyorlar. avrupa maçlarında oynanan oyun ile lig'de zayıf rakiplere karşı oynanan oyunun arasında bu kadar fark olmasının başka bir açıklaması olamaz.
  • 6511
    2012-2013 sezonunu geçen sene* olduğu gibi şampiyon tamamlayacak takımdır. herkes hatasını görecektir, gerekli düzenlemeler yapılacaktır, ayarlar verilecektir, takım oturacaktır, yeniler alışacaktır ve son olarakta şampiyonluk şarkıları söylenecektir.

    çok eleştirilen fatih terim gerekirse 4 5 1 e gerekirsek 4 3 3 e dönecektir. çok eleştirilen oyuncular aslan gibi oynayacaktır.

    eleştiriler güzel ama velveleye vermeye de gerek yok. akıl var, mantık var. kaybedilmiş bir şey yok.

    hem ne diyor ünlü bir bilgin: "daha son sözümüzü söylemedik". daha sona da çok var, gerekince söyler o bilgin de, o bilginin takımı da. ilah değil o da tamam eleştirmeyin demiyorum, eleştiri güzel şeydir doğru yapıldığında ama o bilgin sizden, bizden daha yakın ilahlığa orası kesin.

    güzel şeylerden bahsedelim, futboldan değil bu ara. onun zamanı da gelecektir, güzel güzel muhabbet edilecektir muhakkak. mesela baskete verelim bence kendimizi şu sıralar.
  • 6512
    son kez kötü oynama hakkını dün gece kullanmış olan futbol takımı.zaten adım gibi eminim fatih hoca da gerekli değişikliği yapacaktır sistem üzerinde.

    işte sabah 8 den şu ana kadar düşündüğüm kadrolar arsında en mantıklısı bu geldi bana.
    elmander yorulana kadar işlerliliği olabilir, en zaından braga maçının ilk yarısında denemeliyiz.
    hem hamit gibi 3 öküz gücündeki bir adamın etkisi, orta sahada sıkışan oyunda fark yaratabilir. selçuk da adam kovalamaktan başka işlere yoğunlaşır.

    ..................................muslera.....................................

    ...eboue.............semih.................dany.....................hakan...

    ....................selçuk..........hamit...........melo....................

    .......elmander........................................................riera...

    ..........................................burak.........................................
  • 6514
    2012-2013 sezonu transfer döneminde sisteme uygun transferler yapmayan takımımız. yapılan transferlerin bazılarında bir planlamadan söz etmek mümkün değil. bu takım 4-4-2 ile şampiyon oldu ve 4-4-2 ile devam edecek belli. 4-4-2 sisteminde amrabat ve burak gibi oyuncuların yeri yok. bundan sonra yapılacak iş özellikle bu iki oyuncuya çoğu maçta yedek kulübesinin yolunu göstermek ya da bu oyuncuların rahatlıkla oynayacağı 4-3-3 dizilişiyle en azından 2012-2013 sezonu ara transfer döneminde yapılacak transferler takıma katılana kadar sahaya çıkılmalıdır. ben bunu 4-4-2 manyağı olan bir futbolsever olarak söylüyorum. bu kadar kapanan takımların olduğu bir ligde 4-4-2 ile pek de yaratıcı oyuncularımızın olmadığı takımımızla şampiyonluğa koşamayız, kör topal devam ederiz.

    geçtiğimiz sezon 4-4-2'ye dönerek şampiyonluk için ilk hamleyi yapmıştık şimdi ise 4-3-3'e dönüp en azından bir yaratıcı oyuncu transferine kadar kayıpları en aza indirmeliyiz.

    2010-2011 sezonu trabzonspor, şu anda bir kismı bizim kadromuzda bulunan oyuncularla 4-3-3 oynayarak şampiyon olmuştu.

    --------------------onur/tolga--------------------

    ------------giray(glowacki)----egemen---cale
    serkan---------------------------------------------
    --------------colman------------selçuk-----------
    -------------------------jaja------------------------
    ----------------------------------alanzinho/engin
    ------umut------------------------------------------
    ----------------------------burak--------------------

    bizim kadromuza baktığımız zamanda rahatlıkla benzer dizilişle oynayabiliriz ;

    --------------------muslera--------------------

    ----------------semih---------dany------------
    eboue-------------------------------------riera
    ---------------------melo/selçuk---------------
    ------------hamit/engin------------------------
    ---------------------------selçuk/yekta--------
    -----------------------------------------amrabat
    -------umut/elmander-------------------------
    -----------------------------burak---------------

    hee hoca derse ben 4-4-2'den taviz vermem diye o zaman amrabat ve burak'ı çoğu maçta yedek soyunduracak;

    --------------------muslera---------------------

    eboue------semih-----dany-----riera/hakan

    ---------------melo/selçuk-----------------------
    hamit/yekta-------selçuk/yekta--riera/engin

    -----------------elmander-------------------------
    ---------------------------------umut--------------
  • 6516
    çok önemli bi psikolojik eşikte olan takım.

    ligde şampiyon olunan yıldan sonraki sezonda lig mi şl mi ikilemine düşmesi çok doğal. futbolcuları geçtim biz taraftar olarak bile unutmuştuk şl yi. kalıcı başarılar için kendi liginde başarılı olmak şart. örneğin 2018 yılına geldiğimizde galatasaray şl de yarı final oynar dememiz için önümüzdeki 6 sezonda 4 lig şampiyonluğu lazım. burası türkiye ikinci olup da şl ye gitmek önemli değil şampiyon olan takımın taraftarı ve medya bakmaz senin hangi şl ye gidip gitmediğine her türlü psikolojik olarak ezer geçer. bi sonraki adım da teknik heyetin kovulup yeniden yapılanma falan filan.

    lafın kısası uzun vaadede başarı istiyorsak bu psikolojik eşiği atlatmamız lazım. yani bu sezon şl de çeyrek final oynamaktan çok ligde şampiyon olmamız gerekiyor. 2 yıl üst üste şampiyonluk bütün rakipleri strese sokarken bizim kafamızı da epey rahatlatır ve önümüzdeki yıl lig mi şl mi ikilemine düşmeden her türlü koyar geçeriz.

    ayrıca bu sezon gruplardan çıkmamız benim gözümde destansı bi başarı. çünkü avrupada esamesi okunmayan bi ülkeyiz. gocunmaya da gerek yok. kulüp uefa sıralamasında 50küsürlerdeyiz. ve 4. torbadan katılmayalım diye dua ettik. daha ne olsun.
  • 6517
    2012-2013 sezonu için özet geçmek gerekirse;

    rakip kendi ceza sahasının önüne kapı koyuyor, biz de o kapının kilidini açmaya çalışıyoruz.
    kilidi açamadığımız için de o kapıyı kırmaya çalışarak içeri girmeye çalışıyoruz fakat bu yaptığımız ne her takıma işliyor ne de bazen aynı şeyleri yapmaya gücümüz yetiyor.
    bu takım iyi ve çok iyi futbolculardan oluşuyor. fakat o kilidi açmak için bazen yıldız futbolculara ihtiyaç duyulur.
  • 6518
    konsantrasyon eksigi olan takim. rehavetin vucut bulmus hali gibi sahaya cikiyorlar ve hocanin ya da kendilerinin istedikleri hic birseyi tam olarak yapamiyorlar. tamam ligi sonunda en az puan kaybeden takim kazanacak, ama yavas yavas puan kayiplari ozguven eksikligine de sebep olursa isimiz zor. 2010-2011 sezonunu unutmadan su anki durumumuza sukretmeyi unutmayarak kendilerine bol bol konsantrasyon ve ciddiyet diliyorum.
  • 6521
    2012-2013 sezonunda şampiyonlar ligi 2. maçında braga karşısında oynanan oyun ve alınan mağlubiyet anadolu kulüplerine ilham sağlamıştır.

    puan kaybettiğimiz eskişehirspor, mersin idman yurdu, karabükspor ve gaziantepspor maçlarında rakip takımlar braga'yı taklit edip oynadılar. bu oyun tarzı savunma yaparken içeri gömülen, rakibi karşılarken alan daraltan beşli orta saha. bu saydığım takımların hiçbirine karşı etkili hücum edemedik. hiçbirine karşı çizgiye inip ortalar yapamadık ve bu yılki en büyük zaafımız duran toplara defansif hatalarımız da eklenince rakiplerlere kaymağı kendi elimizle sunmuş olduk.

    peki bu kadar çok maçta bu kadar benzer durumlar yaşanmışsa durumun anlaşılması ve buna çözüm bulunması konusunda çok geç kalınmadı mı?

    rakipler kalabalık ortasahayla oynarken göbekteki iki oyuncumuz (selçuk - melo ya da selçuk - yekta ikilisi) çok zor durumda kaldı. özellikle selçuk inan''ın bu sezonki düşük görünen performansının altında rakiplerinin oynadıkları düzende oyununu rahatlıkla bozabilmeleri yatıyor. selçuk oyun kurabilmek için sürekli geriye gelmek zorunda kalıyor ve geçtiğimiz sezon görmeye alıştığımız hücum etkinliğini gösteremiyor.

    galatasaray'ın oyun düzeni artık rakip takımlar tarafından çözüldü ve aynı sistemde devam etmek kısa vadede bize olumsuz sonuçlar aldırmaya devam edecek. ortasahamızda göbekte üç oyuncu oynatma vakti çoktan geldi bence. ortasahayı elde tutacak ve selçuk inan'a biraz daha aktif hareket alanı sunacak bir çözüm olabilir bu. aynı zamanda bu düzende amrabat'tan da çok daha iyi verim alabileceğimizi düşünüyorum.

    şu şekilde bir 11 ile çok daha başarılı olabileceğimize inanıyorum.

    ..........................muslera...................

    eboue........semih.........dany..........riera

    hamit.....selçuk....melo....engin....amrabat

    ...........................burak.............................
  • 6523
    son dönemlerde bir hayli lig ciddiyetini elden bırakan takımdır. yazmayayım diyorum susayım diyorum ama olmuyor. 2 gündür gözüme dogru düzgün uyku girmiyor sinirden kendimi yiyiyorum ve bu etrafımdaki insanları da etkiliyor cünkü galatasaray. hayatım. sene basından beri bu takımı toplasan gecen seneki performansı sergiledikleri en fazla 3 mac bulabiliriz. ben buna anlam veremiyorum. daha önceden derdim ki : adamlar yorgun , bir türlü toparlanamadık ya da derdim ki üst üste cok zor maclar oynadık kolay maclar bir gelsin toparlanacak aslanlarımız sonra dedim ki şampiyonlar ligi takımı cok yoruyor 8 günde 3 mac yapıyoruz sonra dedim ki adamlar bize cok kapanıyor abi olmaz boyle sey sonra dedim ki bu macta da hakemler kotuydu hep bize mi gelir böyle hakemler ?

    dedim de dedim sürekli futbolcuları korudum kendi içimde cünkü onları cok seviyorum. ama artık bende bahane tükendi. 30 kasım 2012 itibari ile oynadıgımız gaziantepspor macı beni oldukca sinirlendirdi cünkü artık bu macın hiçbir bahanesi olamaz takım 1 haftadır paşalar gibi dinleniyor hafta içi tam kadro antremanımızı yapmısız takımdaki herkesin paraları takır takır yatıyor hiçbir futbolcumuzun kendi problemleri dısında takımda bir problemi yok, önümüzdeki braga macına da daha 5 gün var , yani o macı düşünmek gibi bir bahanemiz de olamaz. ama ne yapıyoruz 8 aydır para alamayan, hafta içi antremana bile cıkmamıs ligin son sıralarına demiş atmıs, sene sonu büyüp ihtimal kümeye oynayacak, mac içinde adam akıllı bir iki atagı bile olmayan, yer yer acık pozisyonlar bile veren, sahada ne oynadıgı bile belirsiz bir gaziantepspor'a karsı takım puan kaybediyoruz.

    eger bu işin basında fatih terim varsa önce onu eleştiririm ben. fatih hocaya olan sevgimi bilen bilir . ona olan sevgimi anlatsam entry bitmez ama hocam bu takımın hali nedir ? bu takım sahada ne oynuyor allah askına. sahada ne yaptıgı belirsiz bir selcuk-melo ikilisi var topu alıp ya geriye ya da yana oynuyorlar. oyun kuramıyoruz mac boyunca tempomuz yaşlı bir adamın yürüyüs hızından farksız. eski fatih terim olsa yani o gecen seneki derdi ki '' biz oyuncularımıza bir konusma yaptık , hem de baya koyu '' . yok hocam sen de artık oyunculara agzını acmıyorsun. senin o en cok sevdigim motivasyon özelligin sanki ucmus gitmis. bunlar tabiki küçük seyler ama oncelikle fatih hocanın yapması gereken bu takımı kanatlara indirmek. izlerken inanamıyorum kanattan birkaç pozisyon dısında orta gelmiyor. halbuki macları ve gollerımızı dikkatle izleyin kanattan acılan ortalarda oldukca gol buluyoruz.

    futbolculara gelecek olursak. hallerine inanamıyoru. nerde o gecen seneki yırtan parçalayan takım. nerdesin eboue sen sürekli bindirirdin sağdan ? nerdesin emre sen harika paslar atıp sutlar atan ? melo sen ? pitbull'umuz nerede bizim ? ve en cok da üzüldügüm ve hayal kırıklıgına ugradıgım adam , nerdesin selcuk sen ? aklın nerde senin . saha içinde ileri cıkmaz mı bir adam, hiç mi defans arkasına kacmaz. sen bu musun yani ? cok üzülüyorum be selcuk sen boyle oynayınca. ciddi söylüyorum sen o defansta gömülü kalınca yeteneklerin eriyip gidiyor. ağlayasım geliyor.

    son mıslarda taraftara da deginmek istiyorum. su cok konusulan ıslık konusuna. hani hamit ıslıklandı ya. bence hamit degil tüm takım ıslıklanmalıydı bu işi bireysellige dökmemeliydik. simdi nasıl ıslıklanmalıydı diyebilirsiniz. şöyle anlatayım. hepimiz takımımız cok seviyoruz, hepimiz destekliyoruz hepimiz maclarına gidip formalarını alıyoruz. hepimiz öğrenci olsak bile store'dan alısverip yapıp cebimiz bosaldıgında '' canları sağolsun onlar oynasın da biz önemli değiliz diyoruz '' . emin olun o stadyumda ıslıklayanlar takımlarını sevdikleri için ıslıkladılar. bizim taraftar değil miydi berabere kalınan veya yenildigimiz maclarda bile hava limanlarında karsılayan ? biz her zaman arkalarında dururuz ama yeter ki artık formanın hakkını versinler. selcuk şampiyonlar liginde oynadıgını azıcık ligde de göstersin, melo o yogun presini gaziantep macında da yapsın, eboue o bindirmelerini sadece manchester macında degil elazagı macında yapsın.

    emin olun kazandıgımız 24.11.2012 tarihli elazıgspor macında gram sevinmedim. cünkü takım oynamamıstı. sizi bilmem ama benim bu futbol ile sevinmeye hiç niyetim yok. ben sahada mücadele istiyorum ilk önce 3 puan degil. tamam sunu anlarım: arada bir kötü oynarsın kötü mücadele edersin robot degilsin ama lig basından beri birkaç mac dısında hiç mi mücadele etmezsin. ayıptır. günahtır bu taraftara. işte bu taraftar içi yandıgı ve artık kendinize gelin demek istedigi için ıslıkladı o gün. birşeyler düzelsin demek istedigi için ıslıkladı. ne yapalım yani aferim hiç mücadele etmiyorsunuz size alkıs mı desin. kusura bakmayın ama bunun adı takımının nereye sürüklendigini görememektir. bunun adı galatasaray'ın büyüklügünü anlayamamaktır. biz skor istemiyoruz biz mücadele istiyoruz. biz mac sonunda yine alkıslarız ama yeter ki mücadele etsinler. ileri geri pas yapıp mac sonu '' takım yorgundu '' bahanesi bulmasınlar. yoksa mac secen bu futbolcular benim gözümde giderek düşüyorlar. ne kadar onları sevsem de galatasaray'ı daha cok seviyorum.
  • 6524
    istikrarlı kadro yapısının olmaması lige olumsuz yansıyor. melo'nun ciddiyetsizliği geçen sezonki skorer orta saha olgusunu yakalayamıyor. oyun kapasitesi melo kadar olmasada yekta yakaladığı forma şansını iyi değerlendirdi ve en azından bu formayı şuanki melo'dan daha fazla hakediyor. galibiyetler serisine ihtiyacımız var ve bu istikrarlı bir kadro yapısıyla yakalanabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın