• 6428
    bu sezon* 2011-2012 sezonundakinden farklı oynamasının sebebi 2'li forvetindeki değişim olan takım. geçen seneki takımda top necati, baros* veya elmander'e ulaştığı anda kontra yeme şansımız imkansız gibiydi. topu o kadar iyi sakladılar, o kadar olumlu kullandılar ki -özellikle de elmander- takım olarak inanılmaz rahat hücuma çıkıyorduk. melo-selçuk-eboue-engin dörtlüsü büyük bir rahatlıkla rakip ceza sahasına giriyordu. stoperlerimiz de rahatlıkla rakip yarı alana yerleşiyordu. atağın sonunda ya gol atıyorduk ya top auta gidiyordu ya da kaleci falan kurtarıyordu. herkes rahatlıkla pozisyonuna dönüyordu. şimdi kimse o kadar rahat değil ve olayda en büyük mağdur eboue. bu adam geçen sene neredeyse hiç kontrataktan gelen rakip karşılamadı. ne zaman usain bolt deparıyla geriye koştuğunu gördük de, şimdi görelim ki. rakip sahaya yerleşiyordu, sadece rakip duran top kullanırken pozisyonuna dönüyordu. şimdi o eski eboue değil diyorlar, bence alakası yok. mesela selçuk. telegol'e baktım, selçuk ceza sahasına girmiyor, artık kaçak dövüşüyor diyorlar. muhabbete bak selçuk kaçak dövüşmek istediğinden ceza sahasına girmiyormuş. o adam asıl kaçak dövüşmek istese ceza sahasına girer, ondan kolay ne var. takımın top kaybı yapıp rakibe kontra şansı vereceğini bildiği için geride oynuyor selçuk.

    fatih terim'i çok seviyorum, lakin suçladığım durumlar var hocamızı. necati'nin gidişine göz yumması, umut bulut'u transfer etmesi ve 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçına umut-burak ikilisiyle çıkıp, elmander'i yedek bırakması. fatih hocanın umut ve burak'ı bir kenara çekip, saha içinde sizin teknik direktörünüz elmander, o ne diyorsa öyle yapın demesi lazım, ama umut'un da burak'ın da kendi bildiğini okuduğunu görüyorum maçlarda. hadi umut'u geçtim, rakip sahaya yerleştiğimizde kaptırdığı toplarla kontrataktan gol yememizi sağlayacak, orası kesin, çünkü adamda top tutma olayı yok, ancak burak'ın elmander'i çok iyi izlemesi lazım. o düzelebilir ve elmander-burak ikilisiyle hem geçen seneki kadar rahat oynarız, hem de gol pozisyonu değerlendirme yüzdemiz artar.

    necati olayına kızıyorum, çünkü burak oyunumuza adapte olana kadar sahada olmalıydı. tribüne yollanmamalıydı. bu takımın düzelmesi için elmander'in sakatlanmaması, umut'un da sadece baskıya ihtiyaç duyduğumuz maçlarda oyuna sonradan girmesi lazım. umut iyi oyuncu olabilir, ama bu takımda değil. melo ve selçuk'a yakın oynayan, topu saklayan forvetlere ihtiyacımız var. umut'sa top melo ve selçuk'tayken rakip stoperlerin arasında zikzaklar çizmekten başka bir şey yapmıyor. zaten gelip top almaya çalıştığında öyle top kayıpları yapıyor ki, karşı takım yüzde yüzlük gol pozisyonları yakalıyor dönüşünde.

    umut bulut olmasa belki şuan ligde 7. falandık, ona teşekkür ederiz, ama bu sistemde olmayacak. eğer sercan daha yatkınsa burak düzelene kadar sercan-elmander ikilisinin oynamasına bile razıyım. topu hücumda tutamazsak bir hiçiz. melo ve selçuk hücuma katılana kadar top kaybı yapıyoruz. eboue inanılmaz bir bindirme yapıyor, tam o anda top kaybı yapılıyor ve onun kanadından gol yiyoruz. eboue'nin hiçbir suçu yok. takım defans-hücum arası bu kadar gelgite alışkın değil. hücum yaparken aktif olarak dinlenen takımımız, şimdi maç içinde çok efor sarfetmek zorunda kalıyor.

    fatih terim herkes defansımıza sorun buluyor, bana kalırsa sorun hücumda, daha fazla hücum yapmalıyız derken çok saçma geliyordu, çılgın hoca falan diyordum, yeni yeni farketmeye başladım bu durumu. çok haklıymış. eminim necati'yi göndererek yaptığı hatanın da farkına varmıştır. her şeyinde farkında. haftalar önce sorunları görmüş zaten. bence çözümünü de çoktan bulmuştur, umarım uygulaması kısa sürer.
  • 6429
    şuursuzca baskı yapmanın hücum etmek anlamına gelmediğini artık anlaması gereken takımdır, topçusuyla, taraftarıyla ve hocasıyla.

    fatih terim'e sevgi ve güvenim tam, lakin hocam elli memleketten maç izliyoruz paralı kanallar ve internet yayınları sayesinde. oraların da büyük takımıyla küçük takımı maç yapıyor. ama hiç birisi bizim gibi puan kaybetmiyor.

    hücum oynamak 9 kişiyle diğer sahaya geçip başı kesilmiş tavuk gibi oradan oraya topla koşturmak değildir. ama bizim yaptığımız şey tam olarak bu. ha bire dönüyor top bir o kanada, bir bu kanada. açık yok, boşluk yok adamlar hipnotize olmuşlar gelen her topa vuruyorlar. malzemeci kenardan al-iç diye su şişesi atsa dönüp voleyi vuracak şişeye de. arada sırada top ayaklarına inerse öne doğru iki pas yapıyorlar, o zaman da bizim yarı saha çayır-çimen, sallana sallana gelip pozisyon buluyorlar.

    önce biraz sabır, biraz denge, biraz rakibi uyutma taktiği lazım. adam bilenmiş, ismini sorsan "vurdurma" diye cevap verecek, sen de kalkıp takımı üstüne üstüne gönderiyorsun be fatih hocam. saçma sapan skorların müptelası, +7 gol olurcuların dostu arsenal, real madrid gibi takımlar bile bizim gibi yüklenmiyor.

    rakibin bu kadar ölümüne kapanıyorsa yapılacak şey bence kanatlara yaymak falan değildir. stoperler bütün hafta kafa topu çalışmış oluyor. yalçın ayhan, joseph boum, armand deumi gibi sıradan stoperler maç kahraman olup çıkıyor onlarca ortayı kafayla savuşturdukları için. hızlıca kanada inip de rakibi dengesiz yakalayabileceksen avantajdır kanada oyun yaymak. yoksa 9 kişi ceza sahasındayken kenardan orta yapsan ne olur göbekten verkaç yapsan ne olur? hiç farkı yok. kanada yaymana gerek yok uzaktan şut asılacaksın. başka çare yok buna.

    selçuk inan'ın, hamit altıntop'un ayakları çok düzgün bu konuda. birer pas deneyin, top dönüp dolaşıp tekrar size gelirse mesafe tanımaksızın asılın diyeceksin bu adamlara başka yolu yok. o kadar kalabalıktan geçer mi demeyin, amaç zaten ampul gibi doksana asmak değil ki. çarpa çarpa, seke seke girsin. sahasına gömülen takımlara ibret olurcasına üç bant yapa yapa, tıngır mıngır girsin.

    madem tahtaya çakılmış çivi gibi çakıldınız oraya yan yana, aranızdan çarptıra çarptıra geçiririz bozuk para gibi o topu diyeceksin. çarpan topun kaleye yönelmesine de gerek yok. ayaktan, baştan seken topların bazıları elbet bizim forvetlerin önüne de düşecek. kanattan çok güzel orta yapıyoruz cidden, rakip stoper de süzülen topun gelişini ölçerek, hesabını kitabını yaparak vuruyor kafayı. şuursuz doldur boşaltın 90 dakikaya yayılması ne zamandan beri hücum anlayışı oldu?

    çok acayip gerçekten topa sahip olma oranımız neredeyse %101 olacak, orta sayısı çift hanelerde, ama şut girişimi yok. kaleyi tutan şut/çekilen şut oranını gösteren istatistik ilk yarı/ maç sonucu tahmini gibi, 1/2. şut atmadan nasıl gol atacağız birisi bana anlatsın. topla beraber çizginin geçilmeye çalışıldığı sporun adı amerikan futbolu. uyandırayım.

    hamit altıntop ve selçuk inan gibi adamlar varken her maç 15 tane şut çekmemiz lazım. kendi girer, çarpar girer, çarpar forvetin önüne düşer. olasılıklar çok. armut gibi oradan oraya top sürükleyip, kontra ataktan gol yiyip çıkartmak için yırtınmanın neresi hücum futbolu? şutsuz hücum mu olurmuş?
  • 6430
    üzerinde halim abi ile hayli geniş bir analiz yaptığımız takım. özel mesaj aracılığıyla karşılıklı iddialara cevaplar şeklinde yapılan bu analizi sözlüğe taşımak istedim. sağolsun halim abi de kabul etti hemen. yalnız bildiğim yorum farkı gibi oldu. enrtry'i okurken gözünüzde şu görüntü canlanabilir:

    http://i2.ytimg.com/...fault.jpg?feature=og

    daha yaşlı olan halim abi :(

    ha: halim abi
    s: sinyorkedi

    1) ha: fatih terim'in yaptırdığı bir sürü abuk subuk transfer var
    s: geçen seneden beri transferde en az yüzde 80'lik bir başarısı var. kaldı ki aldığı herkesi oynatmak zorunda değil. 1 yıl içinde sıfırdan bir takım kurdu ve senin "sağlam" dediğin feneri geçerek şampiyon oldu. aykut da ayrıca fb'nin başındaki 4. yılını yaşıyor.

    2) ha: burak gibi, umut gibi apaçi futbolcuları takıma doldurdu
    s: apaçi olmaları (neyi kastederek söylediğini bilmiyorum ama) ligde toplam 14 gol atmalarını engellememiş. cl'deki 4 golümüzün sahibi burak'sa, gol sevinci olarak apaçi dansı yapmaya bile hakkı vardır.

    3) ha: amrabat, dany gibi bizim klasımıza yakışmayan oyuncuları aldırdı
    s: ikisini de beğeniyorum, amrabat henüz ayak uyduramadı sisteme oynaması lazım. dany'nin sorunu mental, aşırı özgüvenli o da çözülür.

    4) ha: halen kadroyu kuramadı
    s: sakatlıklar, cezalar, çok gol yenmesi gibi problemler yüzünden ilk 11 henüz oturmadı, buna rağmen ligde lider, cl'de 2.yiz.

    5) ha: braga ve ilk cluj maçında engin baytar'ı kullanmak aklının ucundan dahi geçmedi
    s: 2,5 aydır maça çıkmamış, kafa olarak bitik bir topçuyu koy cl maçına, o maçta en ufak olumlu bir hareketi olursa futboldan anlamıyorum. geçiniz.

    6) ha: elmander baros çiftini ise bozdu, baros'u da cezalandırıyor kendine göre
    s: baros kendine yaptı, o antep maçında atılmayacaktı. bu kadar basit.

    7) ha: fenerbahçe aldı başını sağlam bir şekilde geliyor.
    s: iki fb galibiyeti üst üste görmenin verdiği sinir bozukluğu sanırım. adamların oynadıkları futbol leş...

    8) ha: şu dünyada eleştirilemeyecek kimse yok, tek gerçek değer galatasaray'dır.
    s: tabiki öyle, ama fatih terim bu takımın sahip olduğ 3 yıldızın 1'inin mimarıdır. herkesten fazla kredisi olmalıdır.

    benim cevaplarıma karşı, kendisinin antitezleri de şu şekilde:

    1) geçen sezon zaten bir istisnaydı. bu sezonla birlikte ikinci dönemine keskin bir dönüş yaptı fatih terim. geçen sezon fener sağlam değildi, şike işleri ile uğraşıyordu. lucescu geçen sezon fatih terim yerine gelseydi play off falan oynanmazdı, şampiyonluğumuzu çok önceden ilan ederdik. tekrar ediyorum bu ligde başarılı olmak zor değil, galatasaray futbol takımını eric gerets de şampiyon yaptı hatırlatırım.

    2) burak denen adam kapalı defanslara karşı bir hiç. cluj gibi sıradan bir takıma üç atmakla hakan şükür ile aynı mertebeye ulaşılmıyor. burak'ın gelişiyle selçuk da bozuldu zira tüm pasları burak'a atmak zorunda kalıyor arkadaşlık hatrına. umut ise türkiye liginde oynar ancak bizden başka takımlarda oynar haliyle.

    3) amrabat balon bir futbolcu, dany ise üzerinde durulursa belki adam olabilir. kevin mirallas 7,5 milyona everton'a gitti. kendisi 5 amrabat gücünde.

    4) bu ligde üç takımın formasını sahaya atsan zaten şampiyon oluyor, bu ligdeki başarı bizi kesmez, galatasaray'ın kuruluş amacı yabancı takımları yenmektir demiş kurucumuz ali sami yen.

    5) bir futbolcu eğer kaliteli ise değil 2,5 ay, 1 yıl dahi oynamasa farketmez. yıllar evvel lucescu alakasız, ilgisiz topçuları çok iyi kullanmıştı. aylarca top oynamayan sergen'den dahi maksimum verimi almıştı. engin baytar'ın oynatılmaması belki de avrupa defterini kapatmamıza neden olacak.

    6) baros'u takımdan keserek onu değil galatasaray kulübünü cezalandırdı aslında. burak ve umut'tan daha komple bir golcüdür baros. madem her kırmızı kart gören futbolcuya ceza verecek kadar babayiğit, hagi zamanında dünyanın kırmızı kartını gördü. ona niye ceza veremedi, demek ki fatih terim'in kaprisleri, gücünün yettiğine geçerlidir.

    7) fenerbahçe avrupa liginde lyon ile birlikte kafadaki ilk iki takımdan biri. ayrıca meireles, kuyt, krasic ve ben beğenmesem de sow gibi çok kaliteli yabancılara sahipler. bizden daha iyi bir kadroları var ve iyi oynamaya başladılar. asıl bizim aylardır oynadığımız futbol leş.

    8) fatih terim bu takımın sahip olduğu 3 yıldızın mimarı asla olamaz, hagi ve popescu'nun taktik anlamda ona ders verdiklerini adım gibi biliyorum. bunu popescu'da açıkladı zaten.
    3 yıldızın birinin asıl mimarı, fatih terim'e ali sami yen stadında 0-4 kaybettiğimiz maçtan sonra sahip çıkarak istifasını kabul etmeyen faruk süren'dir. fatih terim'in kredisi sezon sonunda şampiyonluk kaçarsa bitmelidir ayrıca.

    madde madde yazdım hepsini. maksat sözlük yazarları da faydalansın :(

    görüşlerimiz taban tabana zıt olsa da, kendisiyle futbol tartışmak çok zevkli gerçekten.
  • 6431
    iki resim arasındaki farkları bulalım:

    2011- 2012 sezonu:
    1.fenerbahçe a.ş. 12 7 4 1 16 9 7 25
    2.galatasaray a.ş. 12 6 4 2 17 10 7 22

    2012- 2013 sezonu:
    1.galatasaray a.ş. 12 6 4 2 27 17 10 22
    4.fenerbahçe a.ş. 12 5 5 2 16 11 5 20

    - daha çok gol attık, daha çok gol yedik. lideriz.
    - geçen sezona göre daha kötü olan fenerbahçe.
    - geçen sene geriden gelen bizdik, bu sene fenerbahçe geriden geliyor.
    - geçen sene fenerbahçe'de şike davası motivayon yaratmıştı, biz de ise bu sene şampiyonlar ligi' süper lig için motivasyonsuzluk yarattı.
    - geçen sene iki takım da avrupa'da yoktu. bu sene iki takım da avrupa'da
    - takımı yeniden kuran geçen sene bizdik, bu sene fenerbahçe.

    not: bu sene iki takım da avrupa'da. uyarı için ken wakashimazu'a teşekkürler.
  • 6432
    bu sene yine kanser etmelerdedir. bu kadar kötü olmasının ardında yatan neden futbolcuların da bireysel anlamda çok kötü olmaları. defansın göbeği rezalet tek kelimeyle rezalet. semih'i buna dahil etmiyorum. danny ve cris denecek o ağır vasıtadan bahsediyorum. defansın solu zaten hakan ünsaldan bu yana gün yüzü görmedi. defansın sağında ise eboue bu seneki takıma göre vasata yakınken geçen seneki performansı ele alınırsa rezil bir futbol sergiliyor. bu nedenle de rakibin her pozisyonu sonrasında topu ağlardan alıyoruz. selçuk inan desen kayıplarda, melo denen tatil çocuğuna ve part time olarak semazenlik yapan emre çolak'a ise artık tahammül edemiyorum. emrenin alternatifi(!) amrabat ise bonservisinin altında ezildi kaldı adeta. sol tarafta da formsuz bir hamit var. çabalıyor allahı var ama yetmiyor maalesef yetmiyor. forvet hattında ise bir istikrar tutturamadık gitti. 3 forvetimiz elmander, umut ve burak kaç değişik şekilde oynarın hesaplarını yapıyoruz. bu forvetlerden elmanderde bir sakatlıktır gidiyor, sakatlık geçse etkileri geçmiyor, umut sezon başında girdiği yükselişin çok gerisine düştü, burak ise gol vuruşları ve defans arkasına koşuları dışında neredeyse hiç görünmüyor ve özetle takım kolay kolay maç kazanamıyor. 20 kasım itibari takımımızın bende çizdiği tablo bu! kısacası rezillik diz boyu...

    özetle takımda muslera ve semih dışında henüz istikrar yakalamış bir futbolcumuz yok. bu da beni 20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı için korkutuyor. allah sonumuzu hayır etsin!
  • 6433
    muhteşem tesisleri olan takım.

    riera as gazetesi'ne* tesislerimizi gezdirmiş, galatasaray'daki halini anlatmış:

    http://www.as.com/...1120dasdasftb_21/Ves

    amına koyayım onlar ne güzel odalar, yemin ediyorum galatasaray'da futbolcu olsam eve gitmem. muhteşem amınakoyim. spor salonu oyun salonu falan hepsi ne kadar güzel.

    böyle bir tesiste çalışıp da kötü oynayan futbolcu kendinden utanmalı lan. nasıl özendim, nasıl çocukluk arzum olan galatasaray'da futbolcu olma isteğim depreşti belli değil.

    orada ben de olabilirdim amk.
  • 6435
    20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı'nda da görüldüğü üzere hala eksiği olan takımdır. bu takıma net bir şekilde çalım atarak adam eksilten, ceza sahasına dikine kat edip rakip ceza sahasını tedirgin eden bir oyuncu lazım. çok yavaş hücum ediyoruz, her hücumu basketboldaki set hücumları gibi yapıyoruz. bizim ölümüz bile kendi ligimize yeter ama daha büyük hedefler için* bu eksikliği gidermeliyiz. 4-4-2 oynayan bir takım için orta sahaya takviye yapmak biraz zor. selçuğu kesemeyiz, selçuğun yanına ofansif bir yabancı, orta sahanın defans gücünü azaltır. kanatlarda hamit ve ambarat'a çok yatırım yaptık, kesilmeleri çok zor. nereye koyarsan koy olmuyor ama olması lazım. kafam karıştı. neyse* fatih hocam halleder.
  • 6436
    sampiyonlar ligi 2012-2013 sezonda gruplarda oynanan toplam 5 macta galatasaray; barcelona, bayern ve manchester'dan sonra en cok pas girisiminde bulunan ve toplamda %58 orani ile topa en cok sahip olan 3ncu takimdir. ancak basarili pas oraninda 19ncu siradadir. 5 maclik istatistikleri yazacak olursak;

    galatasaray;

    - en cok faul yapan 5nci takim.
    - kendisine en cok faul yapilan 1nci takim.
    - gol ortalamasi en dusuk 6nci takim.
    - kafayla en cok gol atan ikinci takim. bu da burak yilmaz'i kafayla atilan gollerde birinci siraya koyar.
    - ceza sahasi disindan atilan gollerde en etkisiz 6nci takim.
    - en cok gol girisimde bulunan 12nci takim.
    - ceza sahasi disindan en cok gol deneyen 8nci takim. (en etkisiz oldugumuz alanda bu kadar cok deneme biraz garip)
    - kaleyi bulmayan sutlarda ve pozisyonlarda en kotu 3ncu takim.
    - en cok kornen kullanan 9ncu takim.
    - en cok frikik atan 2nci takim.
  • 6437
    eveeettt 20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçının zafer sarhoşluğu hafiften dağıldıysa takım hakkında konuşma zamanı gelmiştir. dost acı söyler misali biraz kızdıracak aşağıdaki fikirler ama mağlup olduğunda değil galipken bunları yazmak önemli.

    en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim bu takım dün akşamki* gibi oynarsa bu sene ne ligde ne de avrupada hiç bir şey elde edemeyiz. evet bu gruptan çıkarız ama 2. turda bize çıkacak istisnasız ilk takım çeyrek finalin kapısını açmış olur.

    öncelikle kalede fernando muslera nedense bana bu sene hiç güven vermiyor. şöyle tek başına kurtardığı bir maçı hatırlamıyorum. geçen sene ile kıyaslarsak büyük bir aşağı doğru düşüşü var.

    defansımız zaten evlere şenlik. yeni transferler ujfalusi sakat olmasa ömrü billah bu takımda oynayacak kapasitede değil. bir de buna beklerimizin özellikle ebuoe'nin müthiş formsuzluğu ve isteksizliği eklenince orta sahamızı geçen her top kalemizde tehlike yaratıyor. bazı arkadaşlar hamit'e saydırıyorlar ama benim tribünden izlediğim kadarı ile hamit ebuoe'yi kollamaktan henüz kendinden beklenen katkıyı yapamıyor. bu arada albert riera'ya ayrı bir parantez açmak gerekir ki 30 yaşından sonra devşirilerek sol bek oynayıp bu kadar katkı verebileceğini kendisi dahil hiç kimse beklemiyordu sanırım.

    orta sahamız bu sene futbol değil de sanki santranç oynar gibi. kim olursa olsun fark etmiyor. selçuk, melo, yekta, emre aldıkları topları ilk anda dikine oynamamak gibi bir alışkanlıkları oluştu nedense. defans selçuk'a veriyor selçuk melo'ya melo defansa defans tekrar selçuk'a bu kısır döngü böylece sürüp gidiyor. bu arada tribünden ya da tv'den maçı izleyen galatasaraylılar neredeyse çıldıracak gibi oluyorlar. oysa ki kadromuzda bulunan forvetler'in hepsi* önüne atılacak 10 toptan en az 6 - 7 tanesini kontrol ederek tehlikeli atak yaratabilecek kapasitede adamlar. ama anlaşılmaz bir şekilde yan pas - geri pas fantazisinden vazgeçmiyor takım. bırakalım da bu pas oyununu 8 yaşından beri o oyunu oynamaya alıştırılan barcelona oynasın. biz o işi be-ce-re-mi-yo-ruz. barcelona da böyle sıkıcı pas oyunu oynuyor ama o adamlar bu paslaşmaların akabinde 2 dikine pasla kaleci ile karşı karşıya kalıyorlar. bizim daha böyle bir gol attığımızı hatırlamıyorum. bizim oyunumuz daha çok şöyle cereyan ediyor "yan pas, yan pas, geri pas, yan pas, yan pas, dikine pas, rakip stoper topu alır ve hızlı kontra atak olarak bizim kaleye döner". burada fatih terim gibi bir futbol dehasına futbol öğretmeye kalkarsam çarpılacağımın farkındayım ama hocanın da bunları görmesi gerekmiyor mu artık? topu bloklar arasında hızlı aktararak 2'ye 1 ler yaparak ceza sahası civarına indirmek ve bu civardan şutlarla ki bol miktarda uzaktan sert ve isabetli vuruşlar yapan oyuncumuz mevcut takım içerisinde gol aramamız yani direkt sonuca gitmemiz daha kolay değil mi bu oyuncularla? bence galatasaray futbol takımının oynayacağı futbol budur. hızlı, kanatlardan gelen ortalar ve uzaktan atılan şutlarla direk sonuca giden bir oyun yapısı. tam olarak premier league style

    ofans hattımız ise istanbul'un havası gibi ne zaman yağacağı ne zaman duracağı belli değil. gerçi orta saha ve kanatlardan gelen adamların katkısı olmadan* çok bir şey beklemekte haksızlık olur. ama birbirlerine alıştıkça daha iyi olacakları kesin.

    ez-cümle bir an önce bu hantal, ağır organizasyonu bırakarak daha hızlı, coşkulu ve akıcı bir futbol oynamamız bizim hedeflerimize çok daha sağlam adımlarla ilerlememizi sağlayacaktır.

    sürç-ü lisan ettiysek affola.
  • 6438
    20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçında, 2012-2013 sezonunda eksik kalan yönlerinden birisi üzerinde çalışıldığını gösterdi; rakip ceza sahası önünde şut çekmek. başta hamit ve amrabat olmak üzere takım mümkün olduğu kadar şut çekti. gol olmasa da şut tehdidi rakip defansı açmak için önemlidir.

    zaten alex fergusonda demedi mi 'galatasaray ceza sahası dışından güzel şutlar çıakrdı' diye.

    gol öncesinde eboue'nin ortası ve melo'nun kafa vuruşuna biraz da bu açıdan bakmak mümkün.

    bu arada hamit, selçuk, meloüçlüsü, sol kanattan ceza sahası önünde sağ içe girişler yapan amrabat, duvar görevi yapabilen elmander, ataklarımızda çizgilerde bitiveren rierave eboueolduğu sürece, rakip ceza sahasına giremesek de ceza sahasının hemen önünde oynayabilen bir galatasaray, duran top da kazanır, şut da çeker, ortalardan verim de alır, yaptığı ortalardan seken topları da toplar...

    kısaca galatasaray'ın oynayabileceği oyun budur. yoksa milyon orta da yapsan sonuç sıfır olabilyor.

    (bkz: #1082035)
  • 6440
    bam bam bam ' dan şut şut şut ' a geçmeye başladığımız zaman çok daha başarılı olacağız ki bunun ipuçlarını 20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçında verdik. her ne kadar bu maçta direk ya da defansa takılmış olsak da bir çok maçta kilidi bu şekilde açabiliriz. ceza sahası etrafından şut çekebilecek o kadar oyuncumuz varken mutlaka denemeliyiz. özellikle lig'de kapanan takımlara karşı mutlaka şut çekmeliyiz, ligdeki kalecilerin kalitesi ortada eğer kaleyi bulursak golleri sıralayabiliriz.

    düşününce bu takımda şutu olan oyuncular stsl'de iyi şut çeken diğer oyuncuların toplamından fazladır belki de...
    (bkz: hamit altıntop)
    (bkz: selçuk inan)
    (bkz: burak yılmaz)
    (bkz: felipe melo)
    (bkz: umut bulut)
    (bkz: johan elmander)
    (bkz: albert riera)
    (bkz: emre çolak) (u: her şeye rağmen beyblade gibi etrafında dönmekten gücünü saklayabilirse etkili vurabiliyor )
    .
    .
    .
  • 6441
    bizi manchester united galibiyeti ile sevinçlere boğsa da yetersiz olduğunu kabul etmemiz gereken takımımızdır. şampiyonlar ligi gruplarında birinci sırayı alabilecek takımların çoğunun gelmesini istemiyorsak maalesef daha olmamışızdır. zamanında* herkese ecel terleri döktüren o takımımızı özledik. kabul etmeliyiz ki takımın ciddi takviyelere ihtiyacı var. takımdaki zeki oyuncu sayımız maalesef çok az. forvetlerimiz herkes beğense de tam anlamıyla yeterli değiller. ortasahamızda kilidi açacak oyuncu sıkıntısını ciddi anlamda hissediyoruz. defansımız desen hızlı forveti olan her takım karşısında ciddi problem yaşıyor. çok mu karamsarım. belki ama cidden bu takım bana zevk vermiyor.
  • 6444
    2012-2013 şampiyonlar ligi sezonunda bu haftaki* tabloya göre muhtemeliz rakipler arasında porto, schalke, malaga, dortmund, shakhtar, b.münih ve barcelona var. bu hafta itibariyle diğer 7 grubun zirvesinde yer alan takımlar; porto, schalke, malaga, dortmund, shakhtar, bayern münih ve barcelona. ancak porto’nun yerine psg, schalke’nin yerine arsenal, shakhtar’ın yerine juventus, bayern’in yerine de valencia lider olup karşımıza çıkabilir.

    benim dilegim porto, schalke, malaga dan birisinin cıkması yönünde.
  • 6445
    tek ihtiyacı olan şeyin kadro istikrarı olduğu takım. şu durumda bile 12. hafta itibariyle ligde lider, şampiyonlar liginde de çok büyük bir mucize olmazsa son 16'ya kalmış durumda, bir de kadro istikrarını yakalarsa özellikle ligde rakibi yok bu takımın.

    lig başlayalı 12 hafta oldu bunu söylemek için çok geç ama şöyle bi 5-6 maç üst üste semih-dany tandemi, melo-selçuk orta sahası, hamit-amrabat kanatları ve elmander(umut)-burak forvet hattıyla oynasa hem takım oturacak hem de seri galibiyetler alacagız şüphe yok.

    özet: cris, emre çolak ve hakan balta minimum düzeyde forma şansı bulsa hatta hiç bulmasa rahat şampiyon olacak takım.
  • 6446
    bence su anki futbol anlayisi ile sampiyonlar liginde basarili olma sansi ligde olma sansindan cok daha fazla. sampiyonlar liginde kimse mersin gibi kapanmiyor. galatasaray'in yeterli duzeyde bir hucum organizasyonu olmasada acik alanda yetenekli adamlari sayesinde olayi cozuyor ama turkiye'de malesef oyun cok tikaniyor.

    galatasaray kapali savunmayi acacak bir arayis icinde de degil malesef. 10 haftadir ayni seyi oynuyor. bir cozum uretilmiyor.
  • 6449
    pas verilmez, alınır / dinamik oyun / hareketli top ve hareketli oyuncular.

    günümüz futbolun gerçekleri. bunu oynayamazsak bu iş olmaz. sahadaki diziliş önemli değil, hangi sistemle çıkılırsa çıkılsın, oyunun dinamik olması; oyuncuların ve topun devamlı hareketli olması önemli hatta şarttır. oyuncuların devamlı buldukları boşluklara deplase olmaları, pas alabilecekleri açılara geçmeleri, topu hareketli iken alarak daha kolay driblinge devam edebilmeleri, daha kolay adam geçmeleri oyunun artık gerekliliği değil şartıdır.

    statik durumda aldığınız topu uygun açıya getirip, düzeltip, önünüze açıp şut atma imkanını artık hiçbir takım vermez. oysa ki hareketli iken aldığınız topu, tek hamleyle önünüze açıp kuvvetli şekilde şut atabilirsiniz.

    alex de souza senelerce ligimizde bunun ekmeğini yedi. uygun pas alabileceği açılara geçerek, hareketli şekilde aldığı toplara daha kuvvetli vurarak bu ligi domine etti. geriden gelerek hava topuna çıktığı için hakan balta'nın üzerinde kafa golü attı bize.

    iyi oynadığımız bütün maçlarda oyuncularımız oldukça hareketli ve böylece çok rahat pas alışverişi sağlayabiliyoruz.

    burak yılmaz'ın da sorunu burda. kapanan savunmalar içersinde hareket edecek yer bulamıyor. selçuk inan'ın en büyük artısı da burda, devamlı çevresini kontrol ederek rakibin arkasında uygun pas açısına geçebiliyor. eğer topu statik durumda iken almışsa en hızlı şekilde oyalamadan topu uygun durumda ki arkadaşına risksiz iletiyor. keşke selçuk'un verdiği pas değilde, aldığı pas yüzdeleri hesaplansa, inanılmaz bir istatistik çıkacaktır ortaya.

    topu dikine hareketlendirdiğimiz zaman sorun yok, takım dikine oynarken sahada hareketli kalabiliyor. sorun dikine oynama fırsatı bulamadığımız kapanmış alanlar karşısında mecburen yana oynarken statik kalamamız da. topları kaptırdığımız kontra yediğimiz zamanlarda bunlar zaten. takım yana oynarkende dinamik kalmayı becerebilmeli.

    (bkz: 20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı)nda hiçte hareketli olamamıza rağmen, istediklerimiz sahaya yansıtamamıza rağmen, biraz da çok kaliteli ancak tecrübesiz rakip sayesinde, kazanma arzumuzla verdiğimiz savaşla kazandık. aynı oyunla annemizin liginde çok zorlanırız. bu ligin takımları o günkü atmosferlere alışık çünkü afallamazlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın