yıldızlar maç kazandırır takım olursan şampiyon olursun.
fatih terim geldiğinde teşhisi çok doğru koymuştu; florya.
adnan sezgin zamanında piçe dönen florya ve takım kurgusunu ele aldı ilkönce terim. bunu gerek basının önünde açık açık dedi gerekse yöneticilerle bu uğurda kavga etti
*. antrenörlük özelliklerinden ziyade takım olgusunu floryaya yerleştirecek olan adamları getirdi yardımcıları olarak; hasan şaş, ümit davala, taffarel. tugay da zaten ordaydı böylece ekip tamamlanmış oldu.
sonra çıban başlarına geldi sıra. çıbanın başında servet vardı tabiki. sezon başında semihe tam güvenemediği ve semih te hazır olmadığı için gökhanla başladı. artık sakatlanmayacak ve düzenli oynayacak dedi gökhan için, çok güvendiğinden mi? bence değil ama operasyonun devamı için gerekliydi gökhanın oynaması. terimin en sevdiği şeydir takımı kendi kurmak. geçen sene alınan hemen hemen herkesi gönderdi ve kendi "takımına" uyabilecek isimleri getirdi. böylece rijkaardın yapamadığını yani takıma sahip olabilmeyi hedefledi. ve an itibarıyla bunu da gerçekleştirmiş gözüküyor terim.
takım kurgusuna gelince en büyük sorunu forvet bölgesiydi. elmanderi kendisi getirmediği için forma vermek istemedi, barosun ise hazır olmadığını biliyordu. forlanı istedi o olmayınca son dakikada mecburen sercanı aldı. hocanın ismiyle özdeşleşmiş olan ilerde pres ve atak futbolu oynatmak istedi. ama ne hücumdan beklediği verimi alabildi ne de orta saha ve defans ilerde presi gerçekleştirebildi. böyle olunca hem açık verdik hem de ilerde pozisyon üretmekte sıkıntı yaşadık. tabi karşılığında da puan kayıpları geldi.
hoca bundan sonra mantalitede ufak bir değişiklik yaptı. önce savunma dedi. burada semihin de kadroya girip ujfa ile çok iyi bir ikili olması da savunmayı toparlayan faktörlerden biri oldu. artık takım kolay pozisyon vermiyordu, bununla birlikte takım olunmaya başlanmış ve özgüven de artmaya başlamıştı.
ve son iki hafta, takım nihayet 4-4-2'ye döndü ve topu ilerde oynamaya başladı. bunu takım özgüven kazandıktan sonra ve takım olduktan sonra yapması bence çok iyi bir zamanlamaydı. işte o yüzden grande zaten. bir de fener maçına denk gelmesi ve unutulmaz bir galibiyet almamız artık takımın rotasını belirlemişti.
uefa finaline bile çift forvet + hagi ile çıkan bir adamın tek forvet oynaması da zaten pek olası bir durum değildi.
ara transfer döneminde iki yada üç ismin gelmesi olası. takımın en acil ihtiyacı sol açık. tabi bununla birlikte sol bek, sağ açık ve forvet takviyeleri de lazım takıma. nerelere kimlerin alınacağını görcez yakında. pranjic ismi falan dolaşıyor piyasada, ben de normalde genç ve yıldız adayı transferleri isterim ama şu anda ne taraftarın ne de camianın beklemeye tahammülü yok. bu sene mutlaka şampiyon olmamız lazım. o yüzden gelecek bütün oyuncuların tecrübeli olacağını tahmin ediyorum.
sağ açık için herkesin hayali hamit, o olmazsa kimse gelmez gibi geliyor bana. forvet için kralımız, canımız baros ne yazık ki böyle oynamaya devam ederse sene sonunda gider, giderken de kimse kalması lazımdı demez. yanında her golcü forvetin hayali elmander var. adam bütün pis işleri yapıyor. sen işine bak, ayakta kal. ikinci devre 15 golün garanti. hadi be olm mahçup etme bizi.
tabi bu takıma gökhan töre, mehmet ekici, tunay gibi yetenekli ve genç topçuların da katılması lazım. geleceğin galatasarayı bu isimlerle semih, mertan, berkin, emre gibi isimlerin kaynaşmasıyla kurulacak. terim daha yolun çok başında. herşeyin farkında ama önce bugünün kurtarması gerekiyor. basın toplantısında da dedi zaten. önce şu 3 maçı geçirelim sonra transferlere bakarız diye ünal aysala. bunların hepsini yapacağına bize avrupadan bir kupa daha kazandırmadan gitmeyeceğine eminim terimin. yolun açık olsun imparator, bu taraftar arkanda.