• 26851
    bu takımın çok değişik bir huyu var.

    eğer ilk golü yememişse, skor olarak öndeyse, rakip isterse otuz tane atak yapsın bir şekilde gol yememeyi başarıyor. fakat eğer ilk golü yiyorsa, o maçta beraberliği dahi yakalasa rakibin öyle çok baskısı olmasa dahi bir şekilde gol yemeye devam ediyor. acayip bir özellik ya.

    söyle koca bir sezonu düşünün, çok enteresan değil mi? ilk golü yemediği maçlarda on kat daha fazla baskı yese de gol yemeyen takım, maçın ilk golünü kalesinde görünce maç içinde sürekli bir hatalar sarmalına giriyor.
  • 26853
    maalesef oyun adına sahaya bir şey koyamayan takım. kalan 10 maçı alırsak her şey olur ama biz o 10 maçı alabilir miyiz bilemiyorum. fenerbahçe' nin oyunu yok diye dolanırken aynı duruma düşmek çok üzücü.
    ve belki çok absürd kaçabilir ama falcao'nun dönüşü bence oyun sistemimizi olumsuz şekilde etkiledi. muhammed'in tek forvet oynadığı maçlarda daha ne oynadığını bilen bir takım gibiydik.
  • 26854
    son yılların en iyi sağ bekini yılbaşında kaybettik. (bkz: omar elabdellaoui)*

    her şeye rağmen en iyi merkez orta sahamızı ve en golcü ikinci oyuncumuzu üst üste kaybedilen 5 puan sonrası gönderdik. (bkz: younes belhanda)*

    takımın en golcü ve en çok pozisyona giren oyuncusunu derbi* sonrası biletini kestik. (bkz: mbaye diagne)

    umut vadeden bazen 10luk bazen 3lük oynayan bir forvet geldi.(bkz: mostafa mohamed ahmed)

    ve çitlembik geri geldi. (bkz: henry onyekuru)*

    diğer gelen gidenleri kaale bile almıyorum. bildiğin gereksiz oğlu gereksiz transferler. maddi ve manevi zarardan başka bir şey değil. hocanın ve taraftarın doymak bilmez transfer hastalığından.

    şimdi asıl soru şu: 12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'yla sezona süper bir skor ve süper bir oyunla giren galatasaray futbol takımı bu kadar tantana ve bu kadar gönder getir* ve bu kadar değişiklikle daha iyi bir takım mı oldu? söyleyin ey hakim bey bu da mı gol değil, bu da mı ofsayt?
  • 26856
    kendi evindeki bireysel hatalarla verdiği puanlar, doğrudan zeminle alakalı. zeminin kötü olması, futbolcunun topa vuruş şiddetini de ister istemez etkiliyor. zemin kötü olunca, daha düşük ya da daha güçlü vuruşlara sebep oluyor; bu nedenle de bireysel hatalar ön plana çıkıyor. biz zaten oyunu rakip sahaya yığdığımız için en ufak bir hatada rakibi ceza sahamıza sokuyoruz. rakibin aynı zeminde oynamasının bir önemi yok; çünkü rakipler her zaman topu bize bırakıyor.

    sahada oynanan oyunu her zaman eleştirebiliriz; ancak zemin kötü olduğu sürece oyunu konuşmak da anlamsız. son maçında 3 gol atmış bir takımın yediği 4 golün üçü bireysel hatadan kaynaklıysa, oyun, eleştiri listesinde ilk sıralarda olamaz.

    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı)
  • 26857
    en büyük sorunu omurgasının bir türlü belli olmamasıdır. değilse oynanan futbol açısından bir sorun göremiyorum. illa kişisel olarak hata yapılır, gol yenir vs ama eğer sağlıklı bir omurgan varsa, üstüne yapılacak eklemelerle süreklilik sağlanır. takım oyunu oynamak için illa milyonlarca euro harcanması gerekmiyor.

    fatih terim özelinde söylüyorum; 96 - 2000 arasındaki kadroyu futbolla ilgilenmeyen biri bile ezbere sayar. 2011-2012 sezonu keza.. muslera - eboue- ujfa - selçuk - melo - elmander gibi bir omurganın ekmeği yendi. öyle ki 2014 - 2015 sezonuna bile sirayet etti. bazen mükemmel adamları alman gerekmiyor omurga için. fatih terim sistem adamıdır. kafasındaki sistemden zor vazgeçer ama doğru sistemi bulduğunda durdurulamaz, en azından türkiye ligi için öyle. avrupa içinse yine kayda değer başarıların geldiği sezonlar canavar gibi omurgamız olduğu sezonlardır.

    2017- 2018 sezonunda sonradan teknik direktör olarak katıldığı ve baş belası ffp sebebiyle genelde kiralık oyunculara yönelindiği için ligde başarılı olsak bile gereken omurga kurulamadı. hep bir yerlerde eksik kalındı. yama yapılmak istendi, tutmadı. bu sene öyle ya da böyle geçecek artık ki en yine de şampiyon olabileceğimizi düşünüyorum. yeter ki maçları kazanalım. neyse..

    ffp'nin bittiği gelecek sezondan itibaren artık omurga oluşturmak için takımı dizayn etmeliyiz. bunun için elimizdeki oyuncular gayet müsait. bakıyorum, kalede muslera var, defansta marcao ve luyindama ikilisi öyle ya da böyle birlikte oynamaya alışık. kanatta kerem - onyekuru ikilisi var, forvette de mostafa mohammed. sorun orta saha bana göre. taylanın yanına ona uygun bir partner bulunup ya da takım içinden çözülürse sorun kalmaz diye düşünüyorum. gelecek sezon için ne yapılıp edilip bir melo bulunmalı bence. bir tek adam deyip geçmemek lazım. 2012'deki melo şu an takımda olsa 4-4-2, 4-1-4-1, 4-3-3 ne varsa oynarsın. umarım böyle bir oyuncu bulabiliriz. enseyi karartanları anlayamıyorum, nerdeyse son 2 sezonu seyircisiz oynamışız, ffp belası var, basiretsiz bir yönetim var ve buna rağmen 3'de 2 gitmişiz. hadi bu sene şampiyon olamayacağız diyelim, yine 4'de 2 yapıyor olacağız. en yakın rakibimizle aramızda 3 şampiyonluk var ki tarihimizde yok böyle bir fark. son 30 senelik ortalamaya baktığımızda da gayet ortalamayı tutturmuşuz. ağlamakla, ona buna sataşmakla bu işler yürümüyor. uyandırayım sizi...
  • 26858
    malum fenerbahçe'nin yıllardır süregelen, benim de her daim dalga geçtiğim şöyle bir döngüsü var.

    - yeni hoca bul
    - 20+ transfer yap
    - 4. yıldız yeminleri
    - ilk haftalarda alınan güzel sonuçlar sonrası şampiyonluk türküleri
    - takımın oturmaması
    - devre arasında alakasız transferler
    - üst üste alınan kötü sonuçlar
    - mevcut hoca istifa!
    - lige havlu atma
    - bize geçmiş 68 şampiyonluğumuzu geri verin
    - x takımlıyız (buradaki x takımı o sezon galatasaray karşısında kim varsa)

    ne güzel değil mi dalga geçmek fenerle. aynı şeylerden ders almadan tekrar tekrar aynı hataları yapıp rezil oluyorlar. çok yüksek ihtimalle seneye de aynını yaşayacaklar. tamam fenerle dalga geçerken güzel de kendimizin de özellikle son 3 senedir yaşadığı şöyle çok anlamsız, hiç haketmediğimiz bir döngü var ki ben bir şeyler değiştirmezsek, seneye de bunların yaşanacağına %100 eminim.

    -sezona kör topal ortasahasız, forvetsiz veya başka bir mevkiden yoksun, küskün olarak başla
    -ligde ve avrupada sallantılı sonuçlarla gelen bir miktar kaos
    -maçlar geçmesine rağmen ortaya bir türlü düzgün bir oyun planı çıkmaması
    -saçma bir puan kaybı sonrası tff, mhk isyanı, hocaya 5 maç ceza, bir miktar kaos daha
    -ittire kaktıra devre arasına yönetim-hoca küskünlüğüyle beraber 5-10 puan arası geriden gir
    -devre arası takıma etkili takviyeler yap
    -fenerbahçe deplasman galibiyeti
    -üst üste 8 maç kazan, aman hocam canım hocam mode on
    -şampiyonluk türküleri, konsantrasyon mesajları
    -teknik heyetinden, futbolcusuna yaşanan anlamsız galibiyet sarhoşluğu, şımarıklık
    -takımın hala domine eden, güven veren bir oyun planına sahip olamaması
    -kırılma maçlarında puan kaybı yaşanması, mhk, tff isyanları
    -eline gelen şampiyonluğu davul zurnayla armağan et
    -küskün olarak sezonu kapat

    2018-2019 sezonunda şampiyon olmamıza rağmen bunlar yaşandı. başakşehir'in 11 puana kadar çıkan farktan sezonu vermesi bizim dışımızda gerçekleşen bir olay. son 3 senedir bu kadar transfere, bütçeye rağmen sahada rakibi domine eden bir takım yok. ne alınan oyuncular oynanan oyuna uygun, ne de biz eldeki oyunculara göre oynuyoruz. kimler geldi kimler geçti bir senede düzgün 5 maç oynuyorsak buna da şükür diyoruz. sezonun 50. maçı oynanıyor hala ortada bir plan yok, ne yapmaya çalıştığımızı anlayan da yok. manchester city'nin 1 milyar euro harcayıp oynamaya çalıştığı oyunu burada oynamaya falan çalışıyoruz. gerek yok kardeşim gerek yok yüksekten uçmaya. bu ligin kodları belli. bunları en iyi bilen hoca da bizde. ama bir türlü başımızı fantaziden çıkaramadık.

    ben muslera'nın ayağının kırılmasından tutun, alper ulusoy'un 6 saniye düdüğüne, ankaragücü maçında halil umut meler'in bize fatality çekmesinden tutun, luyindama'nın son maçlar saçmalamasına hepsini, başımıza gelen tüm absürtlüklerin, tüm saçmalıkların hala rakibi tehdit edemeyen, domine edemeyen, kırılgan oyunumuza bağlı olduğunu düşünüyorum. açayım bunu. geçen sene 8 maçlık seri ve bjk beraberliği sonrası lig pandemi nedeniyle tatil edildi. hergün takımı takip ettik, pandemi nedeniyle verilen bu arada en iyi hazırlanan takımın biz olduğu haberleri yağdı. 2 ay sonra oynanan ilk maç yerlerde sürünen rize ile oynanacak 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı. muslera'nın ayağı 13. dakikada çarpışma sonrası kırıldı. izleyenler hatırlar ilk 13 dakika boyunca top bizim yarı alanı bırakın ceza alanından çıkmadı. muslera zaten 2-3 kere daha rakip santrforla başbaşa kalmıştı, kalemiz kurşunlanıyordu. 13 dakika boğum boğum boğdu bizi rize. sanırsın psg ile oynuyoruz, gitmedi yahu top kalenin önünde tam 13 dakika ve sonunda olan oldu. nerede bu aylardır hazırlanan, konsantre takım? neye çalıştı bu takım da ligin dibindeki rize'ye 5 saniye olsun üstün gelemedi? ikincisi bir diğer kırılma anı olan alper ulusoy'un 6 saniye düdüğü. 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı. 0-1 geriye düşüp, 2-1 öne geçiyorsun. gayet de güzel oynuyorsun ama belhanda'nın her zamanki aptal paslarından biri rakip santrfor ile okan'ın arasına gidiyor. ahmet çalık kırmızı kart ve kurtuluş savaşı mode on. 10 kişi 1 gol daha buluyorsun 3-1 öne geçmişsin ama halen sürünüyorsun gol yemek için. 3-2 oluyor, bir gol daha yiyorsun vardan dönüyor, sonra 6 saniye, sekidika'nın penaltısı 3-3. aga şampiyonluk yolundaki takımın bunlarla işi ne? 5-0 olacak maçı elinle alıp veriyorsun adama. bu belhanda'nın kafası nerede? nerede bizim konsantrasyon? geçtiğimiz günlerde oynanan 3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçı ve 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı. iki takım da ligin dibine can çekişiyor. iki takıma şampiyonluk yolundaki rakiplerin basıp geçmiş. güzel sağlam oyunla ilk yarı 3 tane yapıştıracak ligde 5 takım varsa 2si bunlar. birinde eline geçen şansları değerlendiremeyip, hakemin insafına kalıyorsun, diğeri zaten fantasy football 2021 free online gaming.

    sadece bu sezon 40 maç oynamışsın, 3.5 senede bugün itibariyle 141 maça çıkmışsın. geldiğin gün devraldığın takımdan sadece muslera ve feghouli var. herkes değişmiş. eee hala ortada sağlam, güçlü bir oyun yok. her maç istiklal mücadelesi, her maç 7 düvelle mücadele ediyoruz. ligin 21.si ile maça çıkıcaz konsantre olmaktan camia neredeyse çatlayacak. bizim kadar bir zahmet takım da odaklansın da bir tane maçı rahat izleyelim, bu maçı buradan çeviririz diyelim ama yok. her sezon yarısında 5-10 puan fark yeyip, ikinci yarı bağır çağır, kavga dövüş şampiyonluk kovalamak takımın tüzüğünde mi yazıyor? insan gibi beğenilen bir oyun oturtup, şampiyonluğa yürümek, eşeği hiç kaybetmeden bulmak çok mu zor?

    velhasıl belli ki bir şeyler değişmezse seneye de olmayacak, sonraki seneyede. feneri daşşağa bağlarken güzel de biz de çok temiz bir loser döngüsüne girdik haberimiz yok.
  • 26859
    sağ kanatta emre kılınç veya gedson olmak şartıyla orta sahada taylan-gedson-feghouli-emre kılınç-onyekuru beşlisiyle oynaması gereken takımdır.

    defansın önüne taylan, merkeze feghouli ve etrafına hareketli adamlar. 4. fatih terim döneminde oynadığımız en iyi futbol bu formülle gelmişken neden ısrarla denemiyoruz anlamıyorum.

    feghouli hala 90 dakika çıkaramayacak seviyedeyse 45 dakika oynar yerini arda'ya bırakır. etrafında hareketli adamlar oynarsa arda da merkezde takımı yönetebilir 45 dakida.

    hoca bizi ya tamamen ayağına top isteyen temposuz ya da sadece topla koşan vizyonsuz adamlarla oynatmaktan ne zaman vazgeçerse o zaman top oynamaya başlarız. şu adamları karıştırıp dengeli bir takım kursak şimdi çok daha rahat bir durumda olurduk.
  • 26862
    2020-2021 sezonu özelinde, geride kalan 30 hafta itibarıyla, rakiplerin bu sezona özel performanslarına göre
    okyanusları aşıp;
    (bkz: 20 eylül 2020 başakşehir galatasaray maçı)
    (bkz: 26 aralık 2020 trabzonspor galatasaray maçı)
    (bkz: 6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı)
    (bkz: 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı),

    denizleri aşıp;
    (bkz: 8 kasım 2020 sivasspor galatasaray maçı)
    (bkz: 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı)
    (bkz: 29 ocak 2021 gaziantep fk galatasaray maçı),

    maalesef derelerde boğulmuştur;
    (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)
    (bkz: 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı)
    (bkz: 2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçı)
    (bkz: 3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçı)
    (bkz: 7 mart 2021 galatasaray sivasspor maçı)
    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı)

    tabi ki kalan 10 hafta çok şeye gebe, ve kağıt üzerinde 30 puan ediyor, umarım zoru başarırız ancak yukarıdaki tablo da insanın içini karartacak cinsten...
    maalesef iş artık rakiplerin ikramına kalmış gibi gözüküyor..
    inşallah sonu iyi biter de ileride bugünleri gülerek hatırlarız...
  • 26863
    bir yanda sezon başından beri ne sakatlık, ne covid, ne de hakemlerden canı yanmamış beşiktaş takımı. bir yanda bu olumsuzlukların hepsini sıkça yaşamış biz ve fb takımı. fener ne alaka demeyin onlar da bir çok maçta rotasyon yapmak zorunda kaldı... neyse biz kendimize bakalım; cezaydı, sakatlıktı 3 hafta üst üste aynı onbir ile sahaya çıkamadık. şu süreçte kadro istikrarını bjk kadar yakalasaydık, rahat 10 puan takmıştık ikinciye. işte bazen olmuyor...
  • 26865
    hakem faktörlerinden arındırarak yazıyorum. kendi içimize dönük bir eleştiridir. çünkü hakemlere rağmen çok daha iyi olabilirdik.

    kağıt üstündeki ekip 85/100 ise gerçekte izlediğimiz galiba 65/100 civarıdır. bunun 2 sebebi var:

    1- teknik ekip hataları
    2- bireysel futbolcu hataları

    en son 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçında bireysel hatalardan gına geldi ama genel olarak kazanamıyorsak bunda fatih terim’in de payı büyük. bu maç dışında sivasspor maçı, ankaragücü maçı, ilk yarıdaki karagümrük ve konyaspor maçları hakikaten kötü puan kayıpları. hepsini futbolculara yahut hepsini terim’e yazamayız. iki konuyu iyi ayırmak ve ona göre eleştirmek lazım.

    futbolcuların doğru düzgün konsantre olarak bireysel hatalardan artık arınmaları gerekiyor. 2020-2021 sezonunun son düzlüğü geliyor.

    terim ise artık 2020-2021 sezonunun bitimine 10 hafta kala galibiyet serisi yakalamak için gerekeni yapmak zorunda, yoksa şampiyonluğu hakikaten altın tepside rakiplere armağan etmiş olacağız.

    sayın hocam kısıtlı kadroyla harika işler yaparken, devre arası transferleri ile eli bollaşınca mahvetti. sabırla beklediğimiz ocak ayı bu muydu? aslan gibi santrfor geldi. derbi dahil çatır çatır oynadı. falcao iyi döndü diye çift forvet yapıp adamın verimini düşürdü. falcao ve mohamed gerçekten çift forvet oynayacak futbolcular mıdır? birbirini tamamlayan ikililer midir? mohamed’i as oynatıp falcaoyu gerekli zamanlarda optimum kullanmak değil mi doğru olan? sevgili hocamızı böyle eleştirirken yahut televizyonlarda sergen falan övülürken ben üzülüyorum. ben dahil çoğumuzun bir türlü benimsemediği 4-1-4-1 tam verimli olmaya başlamışken neden vazgeçip mohamed gibi bir silahı bile etkisizleştirdik? ayrıca şunu belirteyim. hocanın çift forvet ve 11 tercihini bir yere kadar anlarım ama esas problem oyuncu değişikliklerinde. galatasaray futbol takımı konyaspor’dan, rizespor’dan 4 gol yiyemez! karagümrük’e son dakika golü ile maç vermemeli. ileri adam yığıp orta sahadan top taşıyamamak nasıl bir çaresizlik? artık rüyalarıma giriyor. sözde rakibe baskı kuracağız derken topu ileri taşıyamıyoruz! bir de gol yiyoruz. neden kanatlara oğulcan / kerem yerleştirip önde makine gibi mohamed ile başlamıyoruz anlamıyorum. oğulcan / arda, kerem / arda, oğulcan / henry gibi kanat opsiyonlarımız var.

    neyse ne, inşallah bu denklemi son düzlükte yine imparator çözecektir. problemi çözüp takır takır son haftaları oynatırsa şampiyonluğa inancım hala var. yoksa hakikaten bu sezona bu kadroyla yazık olacak. şampiyonlar ilgine direkt gidememek ayrıca koyacak.
  • 26866
    hocanın da maç sonu röportajında açık bir şekilde dile getirdiği gibi, kırılgan bir takımdır. kötü futboldan ziyade bana kalırsa sorunumuz fazlasıyla kırılgan olmak. zira kötü oynuyor dediğimiz takım bile bir çok pozisyona giriyor, değerlendiremiyor. tam tersine neredeyse pozisyon vermeden goller yiyor.

    özgüven yok takımda. kırılganlığın sebebi bu. üstüne üstlük yeterince konsantre değiller. buna hocanın sürekli değiştirdiği taktik formasyon ve oyuncu seçimleri de eklenince maalesef çok kopuk bir takım oldu.

    en ufak hatada kesik yiyor futbolcu. oturmuş ve takır takır işleyen bir oyunu, sırf bir maçta puan kaybı geldi, bir maçta şanssızlıklar yaşandı diye terk edip, bambaşka şekillere bürünmek , kadroyu bu kadar değiştirmek, hele ki son virajda, ne yazık ki bu kırılganlığa çözüm getirmiyor.

    bana göre orta sahada kilit taşı rolünde olan belhanda’nın bu zamanda saçma sapan bir kararla gönderilmesi olayına girmek istemiyorum ama o da apayrı bir skandal.

    bu milli ara bir fırsat sunar mı, herkes kafasını toplayıp ligin kalanına tam konsantre çıkar mı bilemiyorum ama bildiğim takımı bu noktaya getiren hocamızın bizi buradan çıkarması gerektiği. takıntılarını bir kenara bırakıp, sadece sahaya yoğunlaşıp , tecrübesi ve hırsıyla bizi kalan 10 haftada hedefe götürecek kişi kendisi. umarım zihinsel yorgunluğunu bir nebze atıp, takım ve hatta camia olarak bizi yükseltecek motivasyonu kendisinde bulur.
  • 26867
    irili ufaklı birçok problemi olmakla birlikte, bunlardan 2 tanesi günümüz futbolunda ölümcül derecede hatalı olan takımdır.

    bunlardan ilki, günümüz futbol trendine uymayan fizik yapısı. bu konuda kesinlikle iyi ya da doğru antrenman yapılmadığını düşünüyorum. dolayısıyla bunun sorumlusu, bu problemi geldiğinden beri çözmeyen fatih hocadır.

    ikincisi ise oyuncularımızın topu zamanında ayağından çıkarmama ve basit oynamama problemi. bunu muslera dahil tüm oyuncularımız yapıyor. o bile elinden topu çıkarması gerektiği anda çıkarmayıp 1 saniye bekleyince her şey alt üst oluyor. tabi burada muslera sadece bir örnek. yoksa dediğim gibi her futbolcumuzda bu sorun var ve dolayısıyla bu da hocamıza yazar. bu konuyla alakalı yoğun antrenmanlar yapılmıyor ve oyuncuların kafasına ‘ben bunu yapmalıyım’ mantalitesi kazınmıyor. o yüzdendir ki rakip bize baskı yaptığında çıkamıyoruz. maalesef oyuncularımızda topu ‘dur bi kere daha dürteyim’ ‘dur şu pası bu kadar basit vermeyeyim de şöyle 3 kişi arasına salayım’ kafası var.

    ne demiş hansi flick? nasıl antrenman yaparsan, maçta da öyle oynarsın.
  • 26870
    sadece son 4 haftada bir çuval inciri berbat etmiş takım.

    fenerbahçe ya da beşiktaş o zorlu fikstürden kayıpsız çıksa bir daha kolay kolay puan kaybetmezdi. ne yaptık ne ettik elimizdeki en kolay şampiyonluğu hediye ettik. hadi ankaragücü ve sivas maçlarını bir şekilde unutalım daha çok var dedik ama o da ne!! bizim takımda kimse inanmamış ki hedefe.. rize'yi yenmiş olsak yine en büyük aday bizdik her şeye rağmen ama sağolsunlar içine ettiler. bir takım kötü oynar kabul edersin ama bir takım hiçbir şey oynamaz ise kabul edilmiyor. bildiğin hiçbir şey oynamadık, yalan yanlış bir diziliş ve saçma sapan hatalar..

    19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı'nda yediğimiz ilk 2 golün bir açıklaması var ama penaltı olan 3. golü iyi izleyin ve düştüğümüz aciz durumu görün. rizespor pozisyondan önce topu bizden kaptı ve en az 6- 7 pas yaparak boşluk aradı. o esnada içimden dedim ki "ulan bir topu da kazanın be, siz hiç mi bir şey yiyip içmediniz, hiç mi çalışmadınız, bir tane be bir tane topu rakipten alın. faul de olur aq yeter ki oyun dursun." sene başından beridir kronik sorunumuz tam olarak bu işte: topu rakipten kapamamak... doğru pres yok, iyi yerleşim yok ve yakın değilsen değil rize ptt 1. ligden bir takımdan bile o topu alamazsın. 6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı'nda attığımız golün hemen öncesini hatırlarsak kapılan topun ne denli önemli olduğu ortaya çıkar. o pozisyonda topu aldık ve golü atıp maçı kazandık.. evet bu kadar basit işte, golü bulduğun an rakibe 2 gol gerekiyor kazanmak için. ha o pozisyonda da müthiş bir yerleşim hatası vardı onu söyleyeyim, üstün bir çaba gerektirip topu almak başarılı olmak anlamına gelmez. o maçta fenerliler biraz zeki olup topu merkezden kaçırsa kontradan gol yerdik muhtemelen. bayern veya city gibi kolayca topu kazanalım da demiyorum, sadece bu iş bu kadar zor olmamalı..

    akşam 21 mart 2021 beşiktaş fenerbahçe maçı var ve fener yenerse bizle aynı puanda olacak hatta ikili averajımız onlara göre iyi. ama fenerbahçe taraftarı o maçı kazanırlarsa şampiyon olacaklarına ne kadar eminlerse, aynı puanda olan ve beşiktaş ile de maçı olan bizler ise o kadar emin değiliz. bu işler biraz da hava meselesidir. fenerbahçe'nin ihtiyaç duyduğu şey 3 maçlık bir seri sadece. bizim gibi galatasaray ve alanya deplasmanında galip gelecekler ve lige havlu atacaklardı he!!

    kontrolsüzüz kontrolsüz... takımda hiçbir şey belli değil; ne 11 ne görev paylaşımı ne de kimin garantisi olduğu.. fizik gücü yetersiz, takım resmen çalışmamış ve çalışmıyor. düzeltmek için çaba da yok ( çünkü doğru oynadığımızı düşünen bir hocamız var.) beşiktaş'ı övmeye felan gerek yok. ciddi anlamda ekstra bir şey üretmiyorlar; basit oynuyorlar o kadar. ilerde baskı, çok faul yapma ve defansı sıkı tutma.

    2 hafta sonra hatay maçı var ve maçın gelmesini istemiyorum..
  • 26872
    şampiyon olmak istiyorsa beşiktaş'ı türk telekom arena'da madara ederek yenmesi gerekmektedir. o yüzden puan farkına 3 diye bakıyorum. beşiktaş'ın tek maç kaybetme lüksü yok. ki kaybettikleri an daha da korkacaklar, ve titreyecekler. dolayısıyla, şampiyon olması muhtemek bir takımdır yeterki durduk yere gol yemesin.

    (bkz: 21 mart 2021 beşiktaş fenerbahçe maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın