• 26626
    avrupa'da kalesini en fazla gole kapayan 4. takım.

    bu yıl için inanılmaz bir defansif performansımız var. 26 maçta 19 gol yemişiz bunun 3 tanesi penaltıdan* * * 4 gol ise 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçında yedik. 2 golü maçlar koptuktan sonra yemişiz * *

    penaltıdan yediğimiz golleri, konyaspor maçını ve maç koptuktan sonra yediğimiz golleri çıkarsak 26 maçta sadece 11 gol yemişiz ki bu olağanüstü bir performans. takım akan oyunda çok az pozisyon veriyor üstelik bu 26 maçın 18'inde nando kalede yoktu.

    şu ana kadar tek endişem maçı alacak skoru bulduktan sonra pozisyon vermemiz değil oyunu vermemiz. şu an ligin hiçbir takımına karşı oyun üstünlüğünü vermememiz gerekiyor. topa ne kadar sahip olursak o kadar az pozisyon veririz.
  • 26627
    eksikleri olan futbol takımımız. zamanla bu eksiklerin kapanacağını düşünüyorum.

    oyun devamlılığı için seken ikinci topları veya sahipsiz topları tek bir oyuncu ile toplamaya çalışıyoruz, bu yerine göre etebo veya taylan oluyor. bence burada daha kalabalık olmalıyız.

    topu pas ile ileri taşımak istiyoruz fakat kendi istediğimiz yönde değil, rakibin müsade ettiği doğrultuda pas yapabiliyoruz. bununla birlikte paslaşma hızımız çok düşük, tek topta gidebileceğimiz noktaya üç pasta giderek rakip savunmaya yerleşme fırsatı veriyoruz. pas tercihlerimiz de genellikle doğru olmuyor, tehlike yaratmıyor.

    eğer pas ile ilerleyemiyorsak ki bu durum oldukça sık karşılaştığımız bir durum, topu dribling ile ileri taşıyabilmemiz gerekiyor. dribling ile top taşıma konusunda kanatlar kullanılabilir o yetenekte oyuncularımız da var ancak rakiplerimiz genellikle kanat savunmasinda kalabalık oluyor. bence ortasaha oyuncularımız topu dribling ile ileri taşıyabilmeli, rakibi eksiltebilmeli ve rakip takımı bir bütün halinde kaymaya zorlamalı ki istediğimiz boşlukları bulabilelim. yetenekli oyuncularımız var fakat bahsettiğim durum fizik gücü de gerektirmekte, belki bu konuda da çalışılmalı.

    son olarak ikinci/sahipsiz topların toplanmasında stoperlerimizin de katkıda bulunması gerekiyor, rakip oyunu daraltıyor ise biz de daraltmaliyiz, baskıyı hissetmeli oynadığımız takımlar.
  • 26630
    averaj işini de sağlama alması gereken takımimiz. hatırlarsanız 2017-2018 sezonunda baya baya averaj hesabına girmiştik fenerbahçe ile. fikstürüydü, mevcut formuydu bakmadan averajida yüksek tutmalıyız. oynanmamis maçı kimse garanti edemez. hele ki bu sene alenen, topla, tüfekle üzerimize geldiklerini, masa başı oyunlarını açık acik sergilediklerini söyledikten sonra. doğmamış bebeğe dön biçmek yerine kendi gobegimizi kendimiz kesmeliyiz.
  • 26631
    2020-2021 sezonu'nda maçların 3-4 günde bir oynandığı haftalarda fizik olarak iyi görünen ancak maçlar haftada bir'e dönünce maçların sonlarına doğru dili dışına çıkıp konsantrasyonunu kaybeden takımdır. bu işte bir terslik var bence. daha çok dinlenen bir takımdan daha güçlü bir fiziksel performans beklerdim.

    bu arada 3-1-5-1 gibi bir formasyonda oynayabileceğini hayal ediyorum bu takımın.

    muslera
    luyindama-donk-marcao
    taylan(etebo)
    yedlin-feghouli-gedson-emre kılınç-saracchi
    mostafa

    elbette ana formasyonumuz olmaz ama bazı maçlarda gidişata göre değerlendirilebilir görüşündeyim.
  • 26632
    mostafa mohamed ahmed ve henry onyekuru'nun takıma katılmasıyla öne geçtiği maçlarda geride bekleyerek hem defans arkasına sarkma hem de uzun topla hücuma çıkma imkanına sahip olan takımımız.

    eğer geride sağlam durup geçiş oyunlarını da becerebilirsek avrupa maçları için çok önemli bir eşik atlayabiliriz. son maçlara bakınca geliştirilmesi gereken şeyin hücum sürekliliği sağlamaktan ziyade daha az pozisyon verip daha fazla geçiş oyunu yapmak olduğunu düşünüyorum.

    (bkz: 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı)
    (bkz: 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı)
  • 26633
    ralliciler arasında bir laf vardır, her an karşına bi hayvan çıkacakmış gibi dikkatli sür diye, maç boyu hep o konsantrasyonda kalmasını dilediğim takım. çok gol yemiyoruz ama bunda rakiplerin yetersizliğini ve muslerayı göz önünde bulundurmamız lazım. keza stoperlerimiz birebirde rakiplerinden daha üstün. ama daha olgunlaşmadan kesebileceğimiz rakip atakları doğru pozisyonlarda duramayışımızdan kaynaklı. özellikle etebo ve ömer bu konuda sıkıntı yaratıyor. gedson ise fiziksel olarak tam hazır olmadığı belli olmasına rağmen doğru adımlamalarla bu işi iyi kotarıyor. çok ciddi çalışmamız lazım. lig şampiyonluğunu çok istiyor olmamız onunla tam olarak tatmin olacağımız anlamına gelmez. galatasarayın hedefi hep avrupadır. futbolcular da bunu hatırlamalı ve avrupa için de yeterli olacak seviyeye çıkmak için çalışmalılar. maç boyu çok önemli bir sınavdaymış gibi iq’larını tam kapasite kullanmalılar. sanki daha üst turnuvalar yokmuş gibi bu takım bu ligi alır ya, biz olduk ya gibi bi rehavet hissediyorum takımda, umarım yanılıyorumdur.
    biz avrupada da başarılı olan, saygı duyulan bir galatasaray istiyoruz.
  • 26634
    27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı sonuncusu olmak üzere ligde oynadığımız son 4 karşılaşmada ne oynadığını anlamakta zorlanıyorum takımın. hadi fenerbahçe maçı için zaten iyi futbol beklentimizi bir kenara koyalım; kasımpaşa ve alanya maçlarında gördüğüm ama bir bahane uydurabildiğim sıkıntılar dün erzurumspor maçında artık geçerliliğini de kaybetmiş durumda. erzurum ligin en kötü oynayan takımlarından birisi hatta bence en kötüsü ve zemin de -kötü olmasına rağmen- ligin genel olarak ortalamasına yakın bir zemindi. dünkü oyunu sadece zemine falan bağlamak bana çok mantıklı gelmiyor oynamak istesen yine oynarsın.

    bana kalırsa sıkıntının birkaç sebebi var ve en önemlisi orta saha kurgusu. sözlükte birebir mücadelelerinden dolayı çok övülse de ben etebo'nun bizi bu kötü oyuna ittiğini düşünüyorum. sadece etebo da değil ömer bayram ve yedlin de ne yazık ki oynamak istediğimiz oyuna uymuyor. hadi yedlin'in farklı bir görevi var, kendisi arda'nın içeri devrildiği bir oyunda aslında kanat gibi oynuyor ama ömer'in oyun kurulumuna katkısı çok düşük.

    sezon başından beri topla beraber çıkan takım, üçgen paslarla rakibi üstüne çekmeye çalışan takım gitti önce ileri çıkan topu peşinden yollayan takım geldi. luyindama ile marcao'nun toplam 102'şer pasla oynadığı maçta ben kaleden kısa pasla çıkıyoruz derim. ama bu topu ayağı partnerine göre daha kötü olan luyindama bu pasların 23'ünü uzun kullanacaksa işimiz var. her 4 pasından 1'i uzun. devamı gole dönüştü ama ikinci golümüzdeki pası aslında fatih hoca'nın neden donk'u tercih ettiğini kanıtlar düzeyde baya ofsayttaki adama pas atmaya kalktı çünkü dama. bekler pasla oyun kurulumunda yok, senin ön liberon da oyun kurmak için değil topu ayağından çıkarmak için pas veren bir adam. pası verdikten sonra kaymayan, ikinci topu almak için boşluklara hareketlenmeyen bir adam. madem etebo bu tarz bir oyun oynayacak o zaman önündeki adamlardan en az 1 tanesi oyun kurmak zorunda. bakıyorsun gedson 38, kılınç 31 pas yapmış. senin orta sahanda ne ön liberon ne kılınç oyun kurmadığı için gedson top almaya geri geliyor. yine yanlış kullanıyoruz, yanlış kullanmak zorunda kalıyoruz bir oyuncuyu. hadi onu da geçtim senin orta sahanda oyun kurulmadığı için mohamed'i de kullanamıyorsun. dün ne oynadı mohamed? ilk 35 dakika zaten yoktu, sonra 2 gol attı, ikinci yarı komple zaten takım yoktu. toplam 8 pas vermiş mohamed. ne istasyon olarak kullanabildin, ne top tutturdun, ne duvar oldu sana. karamboldeki toplara vursun diye sahadaydı resmen ama safkan forvet olduğu için onları affetmiyor allahtan. onyekuru sırf mazisi için oynuyor. maç boyu yaptığı pas 15. tamam zaten pas oyununa katılsın diye oynatmıyoruz ama o zaman niye oynatıyoruz? onu kullanabilecek bir oyun niye çizmiyoruz? sen takımı ileri yerleştirip peşinden uzun paslarla topu gönderince rakip zaten kompakt şekilde yerleşmiş oluyor kuru ne oynayabilir bu düzende? sen geride pas yapmazsan rakibinin öne çıkmasını nasıl sağlayacaksın aklım almıyor.

    etebo - kılınç - gedson orta sahasıyla olacak iş değil bu. öncelikli olarak taylan'ın tekrar monte edilmesi lazım orta alana. sanırım olası sakatlıklardan korumak için dinlendiriliyor. ikinci olarak da gedson'un orta alanın önünde serbest oynayabilmesi için kılınç'ın yerine daha geride top alıp bağlantıyı sağlayabilecek birini oraya koymamız lazım. bu soso olur belhanda olur hiç fark etmez ama kılınç ve gedson'un beraber oynaması belki arkalarında iyi bir taylan olacaksa kabul edilebilecek bir şey. sadece taylan da değil en azından bir bek oyuncusunun içeri devrilmesi falan lazım.
  • 26636
    bünyesinde bulunan oyuncu grubuyla farklı formasyonları oynamaya müsait bir takımdır. teknik yönetim için lüks sayılır mı bu dönemde bilmiyorum ama avantajlı olduğu kesin. iyi değerlendirmek gerek. bir ara 4-1-4-1 garabetine mahkum olduğumuz takımdan çok daha avantajlı olduğu aşikar.

    4-4-2 de oynar bu oyuncu grubu 4-2-4 de; 4-3-3 de 3-6-1 de 3-5-2 de. özellikle 3'lü savunma sisteminde açıkta sarrachi ve yedlin'in performansını izlemek isterdim. ikisi de ofansta yarınlar yokmuş gibi yardırmayı seven tipte bekler.

    mostafa ve en azından yüzde 50 performansla oynayacak falcao'nun bulunduğu 4-4-2'yi de izlemek isterdim.
  • 26638
    öne geçtikten sonra oyunu rakibe verme olayından vazgeçmesi gereken takımdır. topu rakibe verme kavramı moda son zamanlarda. sonrasına ait bir plânınız varsa bunu anlarım. ama hem topu rakibe verip hem kuzu gibi gol yemeyi beklemek değil bu olay.

    rakip kim olursa olsun golü bulduktan sonra maçlar, bizim sahamızda daha doğrusu rakip forvetleri ile muslera arasında geçiyor. bu durumdan acayip derecede rahatsızlık duyuyorum. fener maçında da böyle alanya maçında da böyle erzurum maçında da böyle.

    kontra çalışmıyor mu takım nedir?
  • 26639
    oyuncu performanslarının bir tık yükselmesi ve eksiklerin dönmesi ile takır takır top oynayacak takım. maçlara doğru kurgu ile çıkıyoruz, sonrasında olay bireysel performanslara kalıyor. son dönemde onyekuru biraz sönük, feghouli, taylan ve saracchi yok, luyindama yeni yeni form tutuyor. bireysel performanslar yükseldiğinde (özellikle gedson) bu takımdan beraberlik almak bile çok zor olacak.
  • 26642
    yazılıp çizilenin aksine kötü oynamayan takımdır.

    45'te 2-0'i bulduktan sonra bu sonucun üstüne yatmak doğru bir karardır. haftada 3 maçlık yeni bir seriye giriyoruz, her maç paldır paldır deli gibi saldırmak doğru bir yaklaşım olmaz. 2 gol atana da 10 gol atana da 3 puan veriliyor.

    yani bizim taraftarın endişesi nedir? anlamıyorum bazen. sosyal medyaya bakıyorum; "2. yarı pozisyon verdik, erzurum gol atabilirdi" atsın. sen de bir daha atarsın. elinde harika bir golcü var. kulübede dünya yıldızları var, kerem var. endişe edilen nedir? her maç bam güm olmaz ki.

    oyuncuların sahamızın kötü zemininden fazla yorulmadan ve sakatlık yaşanmadan çıkmaları kalan 14 maçı düşünce daha doğru olmuştur.

    (bkz: 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı)
  • 26643
    2020-2021 sezonu bana 2012-2013 sezonunu ve şampiyonluğumuzu hatırlatıyor. nasıl mı? şu şekilde;
    hatırlarsınız ki 2012-2013 ilk döneminde aynı buna benzer bir oyun yapısıyla oynuyorduk. oyunu rakip yarı sahaya yığıp gol yollarında eboue ve riera nın bindirmeleri ile selçuk ve melo nun ekstra halfspace kullanmasını bekleyerek yada burak yılmaz'a ölümcül ara toplar atarak skor yapmaya çalışıyorduk. ancak bir süre sonra rakip kendi alanında ve 1. bölgesinde 6 7 savunmacı oyanatarak bizim gole yakın olan kanallarımızı kapatıp kontra yapmaya başlamıştı. burda bir yaratıcılık sıkıntısı ortaya çıkmış ve ocak transferi olarak teknik heyet kaka yada tadic'i istemişti. yönetim bunun üstüne bombacı wesley sneijder ve afrika aslanı didie drogba yı kadroya kattı. bu bize wesley sayesinde kreatif bir oyun ve drogba sayesinde 3. bölge güç ve gol repertuarı getirdi. 2-0 dan dönen maçları hatırlayın rakip kapalı içeri sızamıyorsun koşu kanalları kapalı dersin ki galatasaray çok kötü oynuyor ancak bir adam çıkıyor birden 25 metre topa bir vuruyor gol. hemen takım reaksiyon veriyor ve galipsin. bu sene özelinde ise oyun buna evrildi. galatasaray kötü oynamıyor aynı oynuyor. rakipler daha sıkı önlem alıyor. bunun üstüne biz ne yapıyoruz? bir wesley yok takımda ama drogba benzeri bir forvetimiz var mostafa mohammed. ancak ne zamana kadar tek başına yeterli olacak değil mi?
    peki 2021 ocak itibari ile transferlerimize bakalım
    henry onyekuru,
    mostafa mohammed,
    halil dervişoğlu,
    gedson fernandes,
    deandre yedlin.

    bu transferler sonrası maçlarımıza bakalım

    29 ocak 2021 gaziantep galatasaray maçını onyekuru oyuna girdikten sonra aldık. o ana kadar sıkışmış bir oyun vardı hatta antep daha etkiliydi.

    2 şubat 2021 galatasaray başakşehir maçını yine onyekuru nun etkili olması sayesinde aldık hatırlayın tekrar sıkışık oyun bir uzun pas ile çözülen oyun.

    6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçında ilk yarı iki takımda tedbirli oynadı golü bulduktan sonra geri yaslandık ve maçı defans performansıyla kazandık. bu maçta aleyhimize 3 net hakem hatası vardı ve lehimize karar verilse farklı skor olacaktı.

    14 şubat 2021 galatasaray kasımpaşa maçı kötü hava koşullarında ve leş bir sahada oynandı ancak almasını bildik ve yine onyekuru dar alan becerisi ile maçı getirdi son dakikada.

    20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı oyun planımızı bu sene değiştirdiğimiz 2. maç oldu ve yine hakem skandalları olmasa ilk yarıyı koparıp 2. yarı skoru korumaya yönelik oynayacaktık. ancak 2. yarı hakemin de etkisiyle sahamıza hapsolduk ve zor da olsa bana göre net pozisyon vermeden 3 puanı aldık.

    son olarak 27 şubat 2021 galatasaray erzurumspor maçını da ilk yarı golü atasıya kadar top bizde rakip yarı sahada yerleşik düzene karşı yani 6 lı 7 li savunmaya karşı beklere uzun toplarla oyunu açmaya çalıştık. sonra mohammed çıktı yapıştırdı golü ve oyun tamamen lehimize döndü. 2. yarı top erzurumda biz gerideydik yine çok pozisyon vermedik ancak içimizde bir korku ya gol yersek rakip dirençlenir mi? bu oyunda aramızda muhalefete neden oldu. galatasaray kötü mü oynuyor iyi mi?

    bence galatasaray iyi yönde ilerliyor. her geçen gün farklı özellikte oyunculardan verim almaya başladık. fikstürün artık çok kolay yada zor olmasından ziyade maç maç bakılarak takımına göre ilerlemek daha mantıklı. bu oyun yapısıyla biz bu sene işi kotarırız. hakemlerin etki etmediği her maçı kazanacak potansiyelimiz ve oyun yapımız var. allah yardımcımız olsun yolun sonu 23.
  • 26645
    geçen sezon 8'de 0* yaparken yaşadığımız hakem katliamları, sakatlıklar, kötü antrenör performansı, vasat oyunculara muhtaç kalmamız, seyircisizlik vardı... işte tam o dönem yaşanan 8 maçlık zulmün özeti gibi 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı'nı geçenlerde yaşadık. ve hemen ertesinde gelen yeni bir 8'de 8 dejavusu. zaten bu sezon da geçen sezona benzemiyor değil, sadece bu sefer galatasaray tecrübeli*.

    bana göre galatasaray son 10 senede bir şeyler başarırken üç ortak nokta var. muslera, iç saha seyircisi ve dominant futbol. muslera nazar değmesin var, seyirciyi ilerleyen dönemlerde bilim kurulu bile onaylasa fenerbahçeli tff istemez çünkü fikstüre göre seyircili durumda iç saha avantajı galatasaray'da. kaldı geriye dominant futbolun ana teması olan dominant orta sahanın durumuna.

    fatih terim'i 1993'ten beri fatih terim yapan, 2 bekini açık oyuncusu gibi ileri çıkarıp orta sahayı en az 6 kişi ile kalabalık tutarak yarattığı dinamizmdi. üstelik bu 6-7 kişi kuru kalabalık olmayıp, oyunun hem defansif hem ofansif tarafında olan enerjik oyunculardı. bu orta alan, hem topa hükmedip kolay kaybetmeyen hem de kaybettiği zaman saniyeler içerisinde topları yam yam gibi kalabalık bir şekilde kapan oyunculardı. yani terimball denen zımbırtıdan önceki fatih terim'in yam yam futbolunu çok özledim. şimdi bakıyorum oyuncular top kapma ve rakibi boğma konusunda berbat. hatta rakip o kadar kolay top çevirip kalemize geliyor ki...

    eğer galatasaray kötü günler geçirmiyorsa şansı kalecisi, iki stoperi ve santraforu. bu dört oyuncu her maç rakibe geçsin rakipler bize her maç 5 atarsa şaşırmam. bu dört oyuncunun verdiği güven takımı çok tembelleştiriyor. beni sonuçlar kesmiyor, baskın bir oyun görmek istiyorum sahada.

    en azından artık fatih terim'in ilk fırsatta dominant orta üçlüsünü oturtması gerekiyor. 5 yaşındaki çocuktan 75 yaşındaki adama kadar herkes ne zaman galatasaray orta üçlüsünü ezbere bilirse o gün derim ki nihayet fatih terim dokunuşu oldu. bence takımda herkes sağlıklı ve formda bile olsa orta üçlü yine belli değil.

    (bkz: galatasaray sözlük strawpoll anketleri/#3115304)

    peki bu anketten çıkan orta saha üçlüsü kafanızdaki orta sahanın beklentilerini karşılayabiliyor mu? en azından bir şampiyonlar ligi grubundan çıkarır mı?
  • 26646
    özellikle skorda öne geçtikten sonra rakibi fazlasıyla oyuna ortak ettiğimizi düşündüğüm takımımız.

    bunjn sebebi olarak da gedson fernandes, emre kılınç ve oghenekaro etebo üçlüsünün aynı anda sahada bulunması olduğunu düşünüyorum. bunlara eklenen henry onyekuru ile birlikte topu gezdirebilecek, oyunu soğutabilecek futbolcu sayımız azaldı. özellikle sofiane feghouli'nin oyun aklına ve taylan antalyalı'nın pas yeteneğine çok ihtiyacımız var. bu nedenle ilk on bir konusunda revizyon yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

    kontratak yapamamız da ayrı bir problem olarak duruyor.
  • 26647
    galatasaray'ın defansında donk sol bekinde saracchi orta sahasında taylan gedson feghouli oynamadığı sürece istenen bol pozisyonlu pas oyununu oynaması mümkün değil, bence bu eksiklere veya tercihlere rağmen kazandık geçmiş maçları, bunun biraz da sebebi özellikle kasımpaşa ve erzurum iç saha maçlarında zeminden dolayı olduğunu düşünüyorum.

    ama bence ne olursa olsun bu isimlerle beraber tekrar ilk yarıda ki gibi öne geçtikten sonra geriye çekilmek bir yana oynadığı sinir bozan pas oyunuyla skoru daha da açan takım haline dönmeyi ümit ediyorum.

    zira her alanda olduğu gibi çekirgenin elbet bir yerde patlayacağı malum. hocanın da durumun farkında olduğunu düşünüyorum ancak gelecek iç saha maçlarında zemin bu halde olmaya devam ederse isterse prime xavi- inieste kur orta sahayı yine o akışkan pas oyununun oynanmayacağını düşünüyorum, bu da bizim kendi ayağımıza sıktığımız bir kurşun.
  • 26648
    özellikle onyekuru transferinden sonra one geçilen maçlarda topun kısmen rakibe bırakilmasini takimin yetersizliğinden ziyade taktik olarak degerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. zaten ilgili maclardaki oyuncu değişikliklerini de incelerseniz hepsi belli bir taktik disipline dayali gerçekleşti. kerem ve babel'in oyuna girmelerinin nedeni tamamen bu taktik anlayışla alakali. şimdi burada fatih terim'e taktik bilgiden yoksun eleştirileri getirenlerin bunu iyi analiz etmeleri gerekiyor.

    skoru elde eden takim yekun bir halde sırtını kaleye veriyor ve alan bırakmamaya çalışıyor. bunda mustafa'nin oyuncu profili de cok etkili. örnegin bu işi falcao ile yapamazsiniz. alan kapamayi yalnizca kaleci haric 10 kisiyle ayni anda yapabilirsiniz. 1 kisi bile bu oyuna ikna olmazsa başarılı olamazsiniz. mustafa bu iş için doğmuş resmen.

    işin özüne donecek olursak öne gecince takimin algoritmasi şu şekilde oluyor: bekler temkinli oyuna geciyor, stoperler geriye yaslanip daha az topla oynuyorlar. emre kilinc orta sahayi sikilastirip daha sonra yerini daha sert bir orta sahaya birakiyor ve etobo destekleniyor. bu kisim isin savunmaya yonelik algoritmasiydi. hucum tarafinda ise arda kenara gelip yerine ya babel ya da kerem giriyor ve cizgiye basarak oynuyorlar. o zamana kadar daha çok 2. forvete yakin oynayan onyekuru daha fazla çizgiye basmaya basliyor. böylece zaten geride olup risk almaya başlayan rakipler daha da acilacak ve arkaya atilacak toplarla rakip tehdit altinda tutulacak. zaten bu durumu fatih hoca da oyunu farkli sekilde de oynayabilen, tehlikeli olabilen diye dile getirdi.

    yani ez cümle bu oyun bilinçli bir şekilde oynanmakta. savunma kısmında akan oyunda 2 gol yenmiş olmasi da bu durumun en bariz kanıtı. yoksa ayni galatasaray cok rahat berabere bitirip 2 puan daha kazanabilecegi alanya ve karagumruk maclarini o donemki ve genelde fatih terim'in futbol felsefesi "ve oyanayacagiz" felsefesi nedeniyle son dakikalarda kaybetti. çünkü o takim su an yapilan isi yapabilecek bir takim değildi.

    peki sorun nerede? sorun işin ikinci kismi olan hücum tarafında. galatasaray takimi skoru bir şekilde tutuyor ancak rakibi asil panige surukleyecek olan o hucum taktigini uygulayamiyor. bunu yapamadikca da rakipler zaten beceremiyorlar diyerek baskiyi iyice arttırıyorlar. zaten dikkat edilirse son dakikalarda artık defans da bu yuku daha fazla cekemeyerek hata yapmaya başlıyor.

    oysa onyekuru, kerem 1-2 kere arkaya kacabilseler bu kadar baski olmayacak. peki neden bu adamlari arkaya sarkitamiyoruz? oncelikli olarak sahipsiz toplar olmak uzere topu geri kazanma suremiz cok uzun. topu kazaninca da etobo'nun yetenekleri o pasi atmasina engel oluyor. yani yay geriliyor gerilmesine ama ok bir türlü yaydan çıkmıyor...

    evet göze hosgelen bir yani yok ama bu oyunu öğrenmek zorundayiz. ama öyle ama böyle bir şekilde oldurmaliyiz, olduracagiz. kalkip psg'ye karşı top bende oyunu oynarsan beslik oluyorsun malesef. yani hoca sadece bugun için değil ilerisi için de bir format olusturmaya çalışıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın