95
birçok arkadaşımız gibi benim de içimi acıtan akademi.
son zamanlarda akademiden as kadroya oyuncu çıkaramıyoruz. benim de bu duruma yönelik birkaç çözüm önerim olacak.
elimden geldiğince uluslararası u-17, u-19, u-21 turnuvalarını takip ediyorum. kendi çocuklarımızın ham yetenekleri ile diğer milletlerin oyuncularını kıyaslamayı da seviyorum.
u-17 turnuvası ile başlayalım, bizim türk takımı bu sene ispanya ve almanya'ya çok zor anlar yaşattı. iki takıma karşı da çok üstün oyunlar oynadı, skor tarafındaki talihsizliklere kurban gittik.
geçmişte de u-17 takımlarımızın başarılı olduğunu ve aynı takımın u-21'lerde rakiplere ezildiğini görüyoruz.
bu durumun temel sebebini kesinlikle buldum, biz gençlere güvenmiyoruz ve süre vermiyoruz. gençlere nasıl süre vereceğimizi de anlatacağım ama ondan önce u-21 avrupa şampiyonasıyla ilgili birkaç şey yazmak istiyorum.
ispanya takımıyla başlamak gerekirse; normalde hiç hesaba verilmeyen ispanyol takımlar cayır cayır oyuncu çıkarıyorlar. celta vigo'yu kimse beğenmez ama ispanya u-21'e 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, atletic bilbao yine 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, villarreal 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, real betis keza öyle.
bu oyuncular muhtemelen 17 yaşındayken bizim 2000 jenerasyonu tarafından tokat manyağı yapılan oyunculardır.
ispanya u-21'in başarısı= la liga başarısı bu bir köşede dursun.
ingiltere u-21 takımına bakıyorum, oyuncuların hepsi premier ligde ya da championshipte banko oynayan oyuncular, fiziksel olarak hepsi çok çok üst seviyede.
liverpool'dan, city'den, aston villa'dan oyuncuları var.
premier lig takımları bu çocuklara güvenmiş oynatmış, biz tsl'de güvenemiyoruz kimseye.
portekizli u-21 mesela; benfica, porto, lisbon, braga bu takımların akademileri harika, genç oyuncuları yine liglerinde forma giyiyor.
almanya takımı başarılı değildi, çünkü onların oyunları bundesligada genelde yedek kalmış oyunculardan oluşuyordu.
ali turap'tan örnek vermek gerekirse, u-17'de ispanya'ya karşı oynarken bu çocuk karşıdaki ispanyol oyunculardan net daha iyiydi. şimdi biz bu çocuğu 21 yaşına kadar 0 profesyonel maçla, aynı ispanyol oyuncular karşısına çıkaralım, emin olun çocuk ayakta bile duramaz.
ve biz yanılmış oluruz, aslında yanılmıyorum ama bu ülkedeki beceriksizler yüzünden yanılmış oluyorum.
en çok bana dokunan nokta da bu.
bir keresinde şunu herkes kabul etsin, 11 tane akademi oyuncusu yan yana oynatılarak geliştirilemez.
öncelikle sen kemik kadronu sağlam kuracaksın ve inandığın potansiyelleri o potada eriteceksin.
hemen birkaç örnek vereceğim.
torreira - bissouma - efe akman orta saha üçlüsü, efe bu orta sahada oynar ve zorluk yaşamaz. çünkü orta sahanda torreira ve bissouma varsa sen 10 kişi de oynasan rakibi yenersin bu ligde.
bu denklemde efe akman yerine; yusuf demir, morutan da koyabilirsiniz. kimi koyarsanız o oyuncu oynar.
yunus akgün'ü mü kazanmak istiyorsun, bu sefer merkez üçlüyü paredes, torreira, bissouma yaparsın, kanada koy yunus'u. zaten bu orta saha rakibi felç eder ve yunus üçüncü bölgede sana istediğini verir.
önüne rashica, soluna nelsson ve orta sahaya yine paredes, torreira, bissouma koyarsan sağ bekte ali turap yine seni idare eder.
17-18 yaşındaki çocukları kazanmak istiyorsak, buna mecburuz.
şu olmuyor mesela; sağ bek ali turap, stoper emin- metehan, orta saha baran, efe, 10 numara yusuf demir, sağ kanat yunus.
eğer böyle çıkarsan, bu sefer oyuncuların hepsini kaybediyorsun. eğer kerem gibi çok yüksek dirayetli oyuncu varsa bir tek o sıyrılır gerisi yalan olur.
yani anlatmaya çalıştığım şey şu, az ama öz oyuncu seçip bunları kazanmaya çalışmalıyız.
eğer gs'ye direkt oyuncu kazandırmak istiyorsak formül bu.
şimdi bir de alternatif çözüm daha sunacağım, bu da pilot takım uygulaması.
bu sefer yine potansiyeli yüksek oyuncuları belirleyeceğiz.
atıyorum ligue 2, belçika, isviçre buradan bir pilot kulübümüz var.
türk oyuncularının genetik yapılarını göz önünde bulundurarak potansiyelleri belirledik.
hangi mevkilerden yerli çıkıyor; kale, stoper, bazen bek, 8 numara ve bazen de kanat.
oyuncu üzerinden örnek vererek ilerlemek istiyorum; stoper için emin bayram, sağ bek ali turap, 8 numara efe. akademide bunlar var.
biz transfer de yapalım bence; ayberk karapo, mertcan ayhan, yasin özcan, emre gökay bu oyuncuları da aldık diyelim.
pilot kulübe diziyorum şuan; geri 4'lü beraber oynasın.
ali turap, ayberk karapo, mertcan ayhan, yasin özcan.
bunların önüne tecrübeli bir 6 numara, çünkü akademiden çıkmıyor yani, 6 numaranın yanına efe akman ve bunların yanına da fiziksel gücü çok yüksek olan siyahi bir oyuncu.
kanada emre gökay, diğer kanat eren aydın desek, en uca da kaşar bir yaşlı golcü.
böyle bir planlama yapılmış olsa, bu takım hem oyuncu kazanır hem de küme düşmez. şampiyonluk istemiyorum, tek amaç galatasaray'a oyuncu yetiştirmek.
galatasaray'ın önünde nelsson örneği var.
nelson 17 yaşında oynamaya başladı, 22 yaşına kadar da 5 senede ortalama 30 maç oynandı, yani 150'den fazla lig maçı eder.
biz emin bayram'a aynı imkanı sunabiliyor muyuz?
22 yaşına geldiğinde 150 maça ulaşmış olacak mı?
korkmaya da gerek yok, zaten oyuncudan olmayacaksa kendini belli eder. ama denemeden de bilemeyiz.
benim temennim şu; ali turap şuan 18 yaşında, önümüzdeki 2-3 sene 100 maç oynasın ve gelsin 20-21 yaşında görelim gs'de; efe akman için de aynısı geçerli bu çocuk u-17'de çok iyiydi, o halde oynamalı.
mertcan ayhan için aynısı geçerli, kendi yaşıtları arasında en iyi stoperlerden biri, 22 yaşına kadar rekabetçi bir ligde 150 maç oynatalım ve görelim oluyor mu?
tabii ki doğru eğitmenler de gerekli, kopenhag'ın eğitmenleri yüzde yüz bizim akademidekilerden iyi maalesef, eğri oturup doğru konuşalım. bugün golden boy listesinde 4 tane kopenhag'ın oyuncusu var. adamlar liyakat eşliğinde yetiştiriyor.
isteyene çözüm çok.
eğer yazdıklarım faaliyete geçmezse biz havanda su dövmüş olacağız ve her zamanki makus kaderimiz devam edecek.
17 yasındaki gencimiz, 21 yaşına maç oynamadan gelerek kaybolacak. eğer şanslıysa 27'sinden sonra yine topçu olur ama iş işten de geçmiş olur.
türk futbolunda başarılı olmak istiyorsak her kulüp bunu yapmalı; galatasaray 3-4 oyuncu çıkarır, bir diğeri 2 oyuncu çıkarır, bazı takımlar 1 tane çıkarır. böyle böyle devam eder.
bir diğer sitemim de şu, bizim ligimiz yabancı çöplüğü gibi. o çöpler yerine bu gençleri neden kullanmıyoruz.
tff 1. lig yine çöplük gibi, 5 tane genç yok oynayan.
sonra oyuncu çıkmıyor diyoruz.
la liga takımları kullanıyor, klopp gençleri kullanıyor da bizim takımlar niye kullanmıyor. klopp da başarısız oldu bu sene ama curtis jones ve harvey elliot u-21'de şampiyon oldular.
herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor, eğer kimse yapmıyorsa bu ligde, dediğim gibi galatasaray rekabetçi bir ligden bir takıma ortak olsun ve pilot takım uygulaması faaliyete geçsin.
pilot takımın şöyle de bir güzelliği var, istediğin oyun şablonunda oynayabilme imkanın var.
mesela geriden oyun kuran bir takımsan ve kiralık oyuncunu uzun vuran bir takıma yollarsan oyuncu körelecektir. bu durumların da önüne geçmek için pilot takım çok makul bir çözüm.
ve önemli durumlardan biri de şu, olmayacak duaya da amin dememek lazım. potansiyel vadetmeyen oyuncularda gereksiz ısrar da başarısız sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
kadro mimarisi bu açıdan çok önemli.
yani bazı oyuncuları da kendi kaderiyle baş başa bırakmak gerekiyor. mesela baran aksaka'ya, metehan'a, hamza'ya yer vermedim pilot takımda. hamz ve baran yerine, tecrübeli 6 ve dinamik 8 tercih ederek, onların yanında oynayacak efe'yi kazanmayı tercih ettim.
bazen bu tür fedalar da gerekebiliyor. çünkü baran, hamza, efe pilot takımda yan yana oynasa hepsini kaybedeceğiz. feda edilen oyuncular gerçekten iyiyse gittikleri takımda kendilerini ispat edip, galatasaray'da ya başka yerde futbol hayatlarını sürdürebilirler.
umarım galatasaray cephesinden beklentilerimi karşılayacak hareketler gelir, ben beklemeye devam edeceğim. beklentilerim karşılanmazsa da yazdığımız oyuncular hakkında hükmen yanılmış olacağım.
her zamanki senaryo devam etmiş olacak.
hayırlısı olsun.
son zamanlarda akademiden as kadroya oyuncu çıkaramıyoruz. benim de bu duruma yönelik birkaç çözüm önerim olacak.
elimden geldiğince uluslararası u-17, u-19, u-21 turnuvalarını takip ediyorum. kendi çocuklarımızın ham yetenekleri ile diğer milletlerin oyuncularını kıyaslamayı da seviyorum.
u-17 turnuvası ile başlayalım, bizim türk takımı bu sene ispanya ve almanya'ya çok zor anlar yaşattı. iki takıma karşı da çok üstün oyunlar oynadı, skor tarafındaki talihsizliklere kurban gittik.
geçmişte de u-17 takımlarımızın başarılı olduğunu ve aynı takımın u-21'lerde rakiplere ezildiğini görüyoruz.
bu durumun temel sebebini kesinlikle buldum, biz gençlere güvenmiyoruz ve süre vermiyoruz. gençlere nasıl süre vereceğimizi de anlatacağım ama ondan önce u-21 avrupa şampiyonasıyla ilgili birkaç şey yazmak istiyorum.
ispanya takımıyla başlamak gerekirse; normalde hiç hesaba verilmeyen ispanyol takımlar cayır cayır oyuncu çıkarıyorlar. celta vigo'yu kimse beğenmez ama ispanya u-21'e 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, atletic bilbao yine 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, villarreal 30 milyon euro'luk oyuncu çıkarıyor, real betis keza öyle.
bu oyuncular muhtemelen 17 yaşındayken bizim 2000 jenerasyonu tarafından tokat manyağı yapılan oyunculardır.
ispanya u-21'in başarısı= la liga başarısı bu bir köşede dursun.
ingiltere u-21 takımına bakıyorum, oyuncuların hepsi premier ligde ya da championshipte banko oynayan oyuncular, fiziksel olarak hepsi çok çok üst seviyede.
liverpool'dan, city'den, aston villa'dan oyuncuları var.
premier lig takımları bu çocuklara güvenmiş oynatmış, biz tsl'de güvenemiyoruz kimseye.
portekizli u-21 mesela; benfica, porto, lisbon, braga bu takımların akademileri harika, genç oyuncuları yine liglerinde forma giyiyor.
almanya takımı başarılı değildi, çünkü onların oyunları bundesligada genelde yedek kalmış oyunculardan oluşuyordu.
ali turap'tan örnek vermek gerekirse, u-17'de ispanya'ya karşı oynarken bu çocuk karşıdaki ispanyol oyunculardan net daha iyiydi. şimdi biz bu çocuğu 21 yaşına kadar 0 profesyonel maçla, aynı ispanyol oyuncular karşısına çıkaralım, emin olun çocuk ayakta bile duramaz.
ve biz yanılmış oluruz, aslında yanılmıyorum ama bu ülkedeki beceriksizler yüzünden yanılmış oluyorum.
en çok bana dokunan nokta da bu.
bir keresinde şunu herkes kabul etsin, 11 tane akademi oyuncusu yan yana oynatılarak geliştirilemez.
öncelikle sen kemik kadronu sağlam kuracaksın ve inandığın potansiyelleri o potada eriteceksin.
hemen birkaç örnek vereceğim.
torreira - bissouma - efe akman orta saha üçlüsü, efe bu orta sahada oynar ve zorluk yaşamaz. çünkü orta sahanda torreira ve bissouma varsa sen 10 kişi de oynasan rakibi yenersin bu ligde.
bu denklemde efe akman yerine; yusuf demir, morutan da koyabilirsiniz. kimi koyarsanız o oyuncu oynar.
yunus akgün'ü mü kazanmak istiyorsun, bu sefer merkez üçlüyü paredes, torreira, bissouma yaparsın, kanada koy yunus'u. zaten bu orta saha rakibi felç eder ve yunus üçüncü bölgede sana istediğini verir.
önüne rashica, soluna nelsson ve orta sahaya yine paredes, torreira, bissouma koyarsan sağ bekte ali turap yine seni idare eder.
17-18 yaşındaki çocukları kazanmak istiyorsak, buna mecburuz.
şu olmuyor mesela; sağ bek ali turap, stoper emin- metehan, orta saha baran, efe, 10 numara yusuf demir, sağ kanat yunus.
eğer böyle çıkarsan, bu sefer oyuncuların hepsini kaybediyorsun. eğer kerem gibi çok yüksek dirayetli oyuncu varsa bir tek o sıyrılır gerisi yalan olur.
yani anlatmaya çalıştığım şey şu, az ama öz oyuncu seçip bunları kazanmaya çalışmalıyız.
eğer gs'ye direkt oyuncu kazandırmak istiyorsak formül bu.
şimdi bir de alternatif çözüm daha sunacağım, bu da pilot takım uygulaması.
bu sefer yine potansiyeli yüksek oyuncuları belirleyeceğiz.
atıyorum ligue 2, belçika, isviçre buradan bir pilot kulübümüz var.
türk oyuncularının genetik yapılarını göz önünde bulundurarak potansiyelleri belirledik.
hangi mevkilerden yerli çıkıyor; kale, stoper, bazen bek, 8 numara ve bazen de kanat.
oyuncu üzerinden örnek vererek ilerlemek istiyorum; stoper için emin bayram, sağ bek ali turap, 8 numara efe. akademide bunlar var.
biz transfer de yapalım bence; ayberk karapo, mertcan ayhan, yasin özcan, emre gökay bu oyuncuları da aldık diyelim.
pilot kulübe diziyorum şuan; geri 4'lü beraber oynasın.
ali turap, ayberk karapo, mertcan ayhan, yasin özcan.
bunların önüne tecrübeli bir 6 numara, çünkü akademiden çıkmıyor yani, 6 numaranın yanına efe akman ve bunların yanına da fiziksel gücü çok yüksek olan siyahi bir oyuncu.
kanada emre gökay, diğer kanat eren aydın desek, en uca da kaşar bir yaşlı golcü.
böyle bir planlama yapılmış olsa, bu takım hem oyuncu kazanır hem de küme düşmez. şampiyonluk istemiyorum, tek amaç galatasaray'a oyuncu yetiştirmek.
galatasaray'ın önünde nelsson örneği var.
nelson 17 yaşında oynamaya başladı, 22 yaşına kadar da 5 senede ortalama 30 maç oynandı, yani 150'den fazla lig maçı eder.
biz emin bayram'a aynı imkanı sunabiliyor muyuz?
22 yaşına geldiğinde 150 maça ulaşmış olacak mı?
korkmaya da gerek yok, zaten oyuncudan olmayacaksa kendini belli eder. ama denemeden de bilemeyiz.
benim temennim şu; ali turap şuan 18 yaşında, önümüzdeki 2-3 sene 100 maç oynasın ve gelsin 20-21 yaşında görelim gs'de; efe akman için de aynısı geçerli bu çocuk u-17'de çok iyiydi, o halde oynamalı.
mertcan ayhan için aynısı geçerli, kendi yaşıtları arasında en iyi stoperlerden biri, 22 yaşına kadar rekabetçi bir ligde 150 maç oynatalım ve görelim oluyor mu?
tabii ki doğru eğitmenler de gerekli, kopenhag'ın eğitmenleri yüzde yüz bizim akademidekilerden iyi maalesef, eğri oturup doğru konuşalım. bugün golden boy listesinde 4 tane kopenhag'ın oyuncusu var. adamlar liyakat eşliğinde yetiştiriyor.
isteyene çözüm çok.
eğer yazdıklarım faaliyete geçmezse biz havanda su dövmüş olacağız ve her zamanki makus kaderimiz devam edecek.
17 yasındaki gencimiz, 21 yaşına maç oynamadan gelerek kaybolacak. eğer şanslıysa 27'sinden sonra yine topçu olur ama iş işten de geçmiş olur.
türk futbolunda başarılı olmak istiyorsak her kulüp bunu yapmalı; galatasaray 3-4 oyuncu çıkarır, bir diğeri 2 oyuncu çıkarır, bazı takımlar 1 tane çıkarır. böyle böyle devam eder.
bir diğer sitemim de şu, bizim ligimiz yabancı çöplüğü gibi. o çöpler yerine bu gençleri neden kullanmıyoruz.
tff 1. lig yine çöplük gibi, 5 tane genç yok oynayan.
sonra oyuncu çıkmıyor diyoruz.
la liga takımları kullanıyor, klopp gençleri kullanıyor da bizim takımlar niye kullanmıyor. klopp da başarısız oldu bu sene ama curtis jones ve harvey elliot u-21'de şampiyon oldular.
herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor, eğer kimse yapmıyorsa bu ligde, dediğim gibi galatasaray rekabetçi bir ligden bir takıma ortak olsun ve pilot takım uygulaması faaliyete geçsin.
pilot takımın şöyle de bir güzelliği var, istediğin oyun şablonunda oynayabilme imkanın var.
mesela geriden oyun kuran bir takımsan ve kiralık oyuncunu uzun vuran bir takıma yollarsan oyuncu körelecektir. bu durumların da önüne geçmek için pilot takım çok makul bir çözüm.
ve önemli durumlardan biri de şu, olmayacak duaya da amin dememek lazım. potansiyel vadetmeyen oyuncularda gereksiz ısrar da başarısız sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
kadro mimarisi bu açıdan çok önemli.
yani bazı oyuncuları da kendi kaderiyle baş başa bırakmak gerekiyor. mesela baran aksaka'ya, metehan'a, hamza'ya yer vermedim pilot takımda. hamz ve baran yerine, tecrübeli 6 ve dinamik 8 tercih ederek, onların yanında oynayacak efe'yi kazanmayı tercih ettim.
bazen bu tür fedalar da gerekebiliyor. çünkü baran, hamza, efe pilot takımda yan yana oynasa hepsini kaybedeceğiz. feda edilen oyuncular gerçekten iyiyse gittikleri takımda kendilerini ispat edip, galatasaray'da ya başka yerde futbol hayatlarını sürdürebilirler.
umarım galatasaray cephesinden beklentilerimi karşılayacak hareketler gelir, ben beklemeye devam edeceğim. beklentilerim karşılanmazsa da yazdığımız oyuncular hakkında hükmen yanılmış olacağım.
her zamanki senaryo devam etmiş olacak.
hayırlısı olsun.