• 2076
    playoff oynadığının farkında olmayan takım. o ciddiyeti gösteren çok az oyuncu var. bunda taraftarlar olarak bizim de biraz suçumuz var. kendi sahanda playoff maçı oynuyorsan o salon dolmalı. 6-7 bin kişiye playoff maçı oynanmaz. kaybedilen ilk maçtan sonra herşey için çok geç olabilirdi ama bu sene kaderini hep deplasmanlarda çizen takımımız yine aynı şeyi yaptı ve 17 mayıs 2014 beşiktaş galatasaray maçını kazandı. şimdi seri abdi ipekçi'ye taşındı. salonu doldurup beşiktaş'ı playoff dışına itmeli ve playoff'a merhaba demeliyiz.
  • 2077
    playoff oynadığının farkında olmayan taraftara sahip takım.

    en büyük suçlulardan biri de ben ve benim gibiler. bütün büyük maçlara gittim, bjk maçını çok umursamadım nedense.

    sonra beşiktaş bizi yendi.

    sonra ben pişman oldum.

    sonra gidip bizimkiler yendi.

    o değil de, 20 mayıs 2014 galatasaray beşiktaş basketbol maçının biletleri ne zaman satışa çıkıyor bilen var mı?
  • 2078
    bugun abdi ipekci'nin soyunma odasinda ender'in, sinan'in, arroyo'nun cikip zafere inandirmasi " biz zor gunlerin adamiyiz beyler, bunu herkes bir kenara yazsin! " demesi gereken takim. zira motive olamazsa, hicbir olumlu hamle yapmadan, sifir savunmayla, sadece kalitesiyle buraya kadar getirdigi playoff ceyrek final serisini huzunle sonlandirabilir. son olarak bugun ipekci'de inanan 12.000 taraftariyla zafere bir adim daha yaklasacagina inandigim takim. haydi beyler simdi zamani simdi...

    edit:imla
    2.edit:imla
  • 2079
    2013-14 sezonu playoff çeyrek finalinde beşiktaş'ı 2-1 ile geçerek yarı finale çıkmış takımımızdır. ama rakibimiz, sezonun flaş ekibi ve şu an şampiyonluğun en favorisi, hatta tek komple takımı olarak görünüyor. mevcut görüntümüzden en az 2 seviye üste çıkmamız şart, yoksa sezonu kaparız. sinan, marko ve bonsu dışında formda oyuncumuz yok, arroyo da yarım oynuyor diyebiliriz. sezonun sonu geldiğinde form düzeyini üste çıkarmak pek yapılan bir iş değil, bu ivmeyi yakalayacaksak, 1 ay önceden falan yakalamamız şarttı. yine de şanlı armamız, umutsuzlukla tamamen zıt. gerekeni yapacak gücümüz her daim var, koça ve aslanlara inanıyorum.
  • 2082
    gelecek sene arroyo takımda kalacaksa yanına keskin bir şütor ve skorer oyuncu transfer etmesi şart olan takım. malik hairston işin savunma kısmını iyi yapsada hücumda ceza atışlarını genellikle kaçırıyor. son oynadığımız beşiktaş maçında keza öyle oldu. bu sene tek cska deplasmanında istediğimiz oyunu oynayabildi,iç dış dengesini gerçekten iyi ayarladı. takımda keskin şütor olarak adlandırabileceğimiz domercant iste 2 senedir ortalarda pek gözükmüyor. tahminimce bu iki oyuncuyla sene sonunda yollarımızı ayıracağız ve yerine türk statüsünde oynayacak olan keith langford'u kadromuza katacağız.
  • 2084
    maç içerisinde çok farklı görüntüler sunabilen takımımız.

    mesela bir bakıyorsunuz hücumda herkes hareketli, uzunlar sürekli perdeye çıkıyor, guardlar içeri penetre ediyor, sürekli top dolaştırarak dışarıda boş adamı buluyoruz; bir bakıyorsunuz top bir oyuncunun elinde adeta patlıyor, tüm oyuncular top kimin elindeyse acaba ne yapacak diye sadece seyrediyor. bu çok tehlikeli bir durumdur. zira iyi şut sokarsa rakip takım bir anda kendinizi geride bulursunuz. tıpkı cris lofton'ın bize karşı coşması ve ne olduğunu bile anlamadan maç kaybetmemiz.

    23 mayıs 2014 banvit galatasaray basketbol maçıiçinden örnek vereyim. maça hücumda o kadar iyi başladık ki. sürekli top dolaştırmaya ve boş adamı bulmaya çalıştık. ilk çeyrekte sinan'ın, ikinci çeyrekte marko'nun üçlükleri ders niteliğinde gösterilecek hücumlardı. eğer top dolaştırırsak cenk akyol müthiş bir silaha dönüşür, ciddi skor katkısı beklemeyeceğin sinan ve marko bile bir maçta seni sırtlayabilir.

    maçların ilk yarılarında bunu çok iyi yapıyoruz. ama ne oluyorsa ikinci yarılarda hücum ederken her oyuncuda bir belirsizlik hakim oluyor. özellikle şunu belirtmem gerekiyor. arroyo'nun oyunda olmadığı süreçlerde ender takımı gerçekten kötü yönetiyor. süreden 15 saniye civarı çalıp ne yapacağına karar vermeden içeriye öyle bir penetre ediyor ki ya top kaybı ile sonuçlanıyor ya da çok zor durumda bir oyuncuyu topla buluşturuyor ve genel olarak da hücumdan boş dönüyoruz. banvit maçında rakip takım ender'e çok iyi çalışmış çok belliydi. ender'in bu klasik oyun tarzını bildiklerinden ne zaman az süre kala ender penetreye hazırlansa iki kişi pota altına gömüldü. aslında ender'in saha görüşü daha iyi olsa bunu çok avantajlı duruma getirebilir ama maalesef ki yeterli değil.

    ender sene boyunca arroyo ile yan yana fazlasıyla süre aldı. ama bu playofflarda sinan güler'in iyi formu ender'in sadece sahada arroyo olmadığı zaman süre alma anlamına geliyor. bu da takımın yaratıcılık seviyesine bir tık aşağıya çekiyor. bu duruma bir şekilde çözüm bulmamız ve ender'in oyunda olduğu sürelerde daha farklı bir rotasyonla oynamamız gerekiyor.

    maçların ikinci yarısında ve özellikle sonlara doğru takımımızı resmen tanıyamıyorum. öyle kötü hücum ediyoruz ki..

    23 mayıs 2014 banvit galatasaray basketbol maçının son çeyreğinde resmen tıkandık. tek yaptığımız şey top kimin elinde patlarsa onun ne yapacağını seyretmek oldu. 4 oyuncumuz kenarlara yerleşmiş durumdayken bir oyuncumuz tepeden kendi başına bir şeyler yapmaya çalıştı. perde bile gelmedi bu oyuncuya doğru dürüst. malik hairston'ın teke tek oynadığı pozisyonda hemen hepimiz ona kızdık ama bir oyuncu bile yardımına gelmedi ve sonucunda top kaybı oldu. malik'ten tepeden top alıp defansı yarmasını bekleyemeyiz. maç sonunda hücumlarımız 6 dakika boyunca sadece arroyo üzerinden gitti. arroyo dışında tek bir oyuncu bile şut kullanmadı. arroyo her hücumda süreyi eritmeye çalıştı diyebilirsiniz belki ama yine de ne olursa olsun bir hücumu tek oyuncuya yıkmak hiç akıllıca değil. ki arroyo bu hücumların birinde airball attı. banvit sürekli boş dönmese ya da attıkları üçlüklerden biri girse çok farklı bir son olabilirdi emin olun.

    önceki playoff serisinde beşiktaş'a karşı da maç sonlarında aynı sıkıntıyı yaşadık. buna yorgunluk da diyebilirsiniz, konsantrasyon eksiği de, yakan toplarda sorumluluk almama psikolojisi de. ama galatasaray takımı bu sene şampiyon olmak istiyorsa hareketli, top dolaştıran hücumu son topa kadar devam ettirmek zorunda.

    her ne kadar hücumda tıkandığımız anlar olsa da bizi her daim maç içinde tutan çok önemli bir özelliğimiz var. türkiye liginde hiçbir takımda olmayan bir şey: sert takım savunması. ergin hoca harika bir savunma anlayışı oturtmuş durumda. hücumda sergilediğimiz durağanlık savunmada hiç görünmüyor ve özellikle yorulan takımlara karşı dış savunmayı sağlam tuttuğumuzda istediğimiz kadar maçı kaybetmek için zorlasak da yine galibiyet avucumuzun içinde kalıyor.

    takım savunmasının en önemli parçası manuchar markoisvili. maçları izlerken savunma yönümüze çok dikkat ederim. sadece topun olduğu yere değil, oyuncularımızın nasıl pozisyon aldığı ve savunmada nasıl kurulduğuna çok dikkat ederim. marko'nun topsuz alanda yaptıkları gerçekten inanılmaz. adam tüm gücüyle karşısındaki oyuncu kendisinden kısa da uzun da olsa allah ne verdiyse savunuyor. bu yüzden bu adam benim takımda en sevdiğim ve takdir ettiğim oyuncu. hep bizimle kal paşam!

    marko'nun oyunda olmadığı süre içerisinde onun işini malik hairston üstleniyor. malik'in hücumda çok kısıtlı olduğunu biliyorum ama banvit maçında pota altında chuck davis ile birebir kaldığı öyle bir pozisyon vardı ki neredeyse kendisinin iki katı olan adamın dip çizgiden potaya yönelmesine izin vermedi ve bunu tamamen beden gücüyle yaptı. rakip takımın en etkili skorer oyuncusuna adeta yapışıyor ve tepeye gelip top almasına dahi izin vermiyor. sırf bundan dolayı bile her ne kadar hücumda kısıtlı olsa da her maç 15 dakika civarı oynaması gerektiğini düşünüyorum.

    takım savunmasının önemli diğer iki parçası sinan güler ve pops mensah bonsu. sinan güler ön alan presiyle rakip takımın erken kurulmasını engelliyor, bonsu da pota altında her daim bir tehdit. bunlar sadece dikkat çeken parçalar. ama iyi bir savunma sisteminde cenk de arroyo da hatta ve hatta zoran erceg bile size iyi bir katkı verebilir. bizim takım tam da bunu yapıyor.

    maçların ilk yarılarındaki hücum hareketliliğini ikinci yarılara da yansıtabilirsek gerçekten de şampiyonluk uzakta değil.
  • 2085
    savunmasını euroleague sertliğinde yaptığı sürece ligde yenemeyeceği takım yoktur. bu sene top8 görürken bunu savunmamızla başardık. özellikle furkan aldemir ile başlayan markoishvili, sinan ve hairston ile devam eden savunma iskeletimiz rakipler karşısında bize büyük avantaj sağlıyor. arroyo gibi hem playmaker hem de şutör oyun kurucuya rağmen hücum takımından ziyade savunma takımı olduğumuz söylenebilir. alınan skorlar da bunu destekler nitelikte.

    2014 tbl playoffları çeyrek final ilk maçında yenilgiyle başlamamızın hayırlı olacağını düşünmüştüm. takım ve koç yanıltmadı sağ olsun. o yenilgi takıma atılmış bir yumruktu adeta ve ayağa kalkmayı başardık. yarı final ilk maçında istediğimiz skoru alarak saha avantajını da ele geçiriyoruz. inanırsak bu turu da geçeriz. yeter ki bu takım istesin.

    ayrıca cenk ve sinan playofflara çok iyi başladılar. cenk özellikle istikrarlı bir basketbolcu olsaydı ülkemiz müthiş bir skorere sahip olacaktı fakat kendisinin süreklilik problemi var. playoff performansının devamını dileriz. yabancı sınırının olduğu ligde cenk'e ihtiyaç var.
  • 2087
    30.05.2014 tarihi itibariyle final serisi oynamaya hak kazanmış takım. ancak ayrı ayrı birçok oyuncu sözlük ahalisi tarafından yerden yere vurulmakta. hani eleştirilmesinler demiyorum; ama final serisine çıkacak takım için güzel temenniler daha şık durur. manu, sinan, arroyo hatta ersin bana göre final serisine hazır durumda. 7 maçlık seri düşünüldüğünde özellikle bonsu ve erceg ekstra oynamak, hairston ve ender de gerçek birer tamamlayıcı olmak zorunda. serinin ilk 2 maçı orada ve sinerji denen şeyin varlığına inanılıyorsa, bu vakitten sonra sadece destek düşer bize diyorum.
  • 2088
    ligde son 4 sezonda üçüncü final serisini oynayacak takım. tbl 2010-2011 sezonu final serisinin rövanşını alma vakti geldi. saha dezavantajımızın olması handikap gözükse de inanarak, isteyerek oynadığımızda yenemeyeceğimiz takımın olmadığını sezon içerisinde birçok kez gördük. ilk iki maç önemli. bir maç çalabilirsek eğer kalan maçların şampiyonluk yakın meşaleleri yakın havasında geçmesi muhtemeldir.

    (bkz: bizler inandık siz de inanın)
  • 2093
    2013-2014 sezonu playoff finaline kalan takımımız. yarı final serisinde hairston ve ersin dağlı aynı anda katkı verirse finale çıkarız diye düşünmüştüm. hairston konusunda yanıldım ama sadece ersin dağlı'dan gelen katkı finale çıkmamızda büyük rol oynadı. final için de tahminim şu ki fenerbahçe uzunlarının ikili oyun savunmalarındaki zaafiyeti ortada. dolayısıyla ender, furkan, bonsu gibi oyuncularımıza çok iş düşüyor. özellikle furkan şimdiye kadar sayı ve ribaunt olarak en yüksek istatistiklerini fenerbahçe maçlarında elde etmiştir. yine böyle olmasını umuyorum.

    deplasmanda bir maç kazandığımız taktirde büyük ihtimal şampiyon oluruz. fenerbahçe'nin abdi ipekçi ortamından galibiyet çıkartabileceğini düşünmüyorum.
  • 2094
    ünal aysal ile şahlanmıştır.
    13/14 sezonunda kabul etmek lazım ki kadro olarak fenerbahçe basketbol takımının burun farkı ile gerisindedir. malesef yaşadığımız sakatlıklar bunda çok etkili oldu. özellikle aroyyo'nun performansını tamamlayacak bir oyuncumuzun olmaması ve pota altında jawai'nin kaybı belki de bir euroleague finali görmemizi engelledi.
    ancak fenerbahçe sahasında kupa kaldırma alışkanlığımız sezon finalinde gereken doping etkisini yapacaktır.
  • 2097
    türkiye basketbol ligi final serisi ilk maçında *, saha avantajı rakibinde iken ortaya hiçbir oyun karakteri koymadan 19 sayı fark yiyen takım. şimdi takımda arroyo'ya gelene kadar hairston, erceg, bonsu, ender gibi takımın içine eden bir sürü boş adam var. bu seriyi kazanmak istiyorsak önce savunma denen şeyin önemini oyunculara anlatmak gerek. boyalı alan evlere şenlik maşallah, sayı farkı biraz arttığı vakit maçı bırakıyor bizim takım sebepsiz yere. o yüzden işe savunmayla başlamamız lazım. bu maçla ilgili sevindirici nokta engin ve cenk'in takıma verdiği katkı, umarım bu katkı tek maçlık olmayıp seri boyu sürer. pota altına hiç top indiremeyen bir takımız, içeri penetre eden oyuncumuz da olmadığı için dış atış performansına kalıyor maçı kazanmamız. kimse kusura bakmasın ama bu ciddiyetle ve oyun kalitesiyle sahamızda ki maçları bile zor kazanırız. o yüzden biran önce toparlanıp olayın ciddiyetini oyuncularımızın anlaması gerekiyor.
  • 2098
    bu sezon şampiyon olursa ne ala. gerçekten çok uzun bir sezon geçirdik, sakatlıklar, şanssızlıklar buna rağmen euroleague'de çeyrek final gören bir takım. ve tbl'de bu sezon en fazla maça çıkan takımız. buda haliyle yaşı ilerlemiş oyuncularımızı yoruyor. macvan, domercant, hairston seneye asla ama asla bu takımda kalmaması gereken adamlar. yerli rotasyonda iyi bir center ve sg ihtiyacımız olduğu çok açık. pops'un savunma direnci zayıf bir center olduğunu herkes görüyor takımda tutulması hata olur. hakeza erceg'de çok yumuşak karın. bunun yanında arroyo'da inanılmaz zeki, skorer ve lider bir oyuncu olmasına rağmen çabuk yorulmaya başladı. buna birde savunmada katkı vermemesini eklerseniz karşınıza çok ilginç bir gerçek çıkar. bu takımda markoishvili harici oyunun her iki yönünde iş yapabilecek bir yabancı yok. seneye yabancılar konusunda önemli işler yapmamız gerektiğini düşünüyorum, bir guard bir center ve bir tanede şutör guard için yabancı hakkımızı kullanmalıyız. şampiyon da olsak bu düşüncelerim değişmeyecek.
  • 2099
    ezilmeye, yerden yere vurulmaya mahkum takim.nitekim bu sezon final eight gormemisler, ligde final oynamamaktalar ve hic sakat vermediler. ya da bunlarin hepsini yapip kendilerinden milyon dolarlar fazlasina kurulmus bir takima yenilmisler. o takim fbulker olunca niyeyse herkesin bir bakis acisi degisiyor. bir durup dusunmek gerek bu kadar acimasizca elestiriyi hak ediyorlar mi diye. 03 haziran fenerbahce ulker macinda ortaya gercek karakter koymamalari alabilecekleri tek elestiri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın