• 8
    hâlâ ankara yolundayım. daha eve gelemedik.

    maç öncesi stada ulaşımından, stada girişine kadar insanı hayata küstürecek onca şeyden sonra maçın bitişiyle birlikte başlayan taşak geçilmesi hadiseleri... *

    kurumuş boğazım...

    "koştuk biz yine cimbom'a geldik" demek isterdim ama kombinem olmasına rağmen uzunca bir süre maça gitmeyi düşünmüyorum.

    yorulduğum için de maçları tv.den bile izlemeyeceğim.

    hayatımı siktiniz. teşekkürler.
  • 12
    rabbim yaşatmasın ama insan ciddi şeyler yaşayınca aslında bu tarz üzüntülerin ne kadar sığ olduğunu anlıyor.
    yanlış anlaşılmasın kimseyi eleştirmiyorum çünkü eskiden ben de böyleydim.
    ta ki 20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçının ertesinde eşimi ameliyata sokana kadar.
    derbi olduğu halde zerre umrumda olmamıştı.
    o günden beri çok farklı bir kafadayım. evet kaybedince üzülüyorum tabii ama eskisi gibi kahrolmuyorum, hayata küsmüyorum.
    inşallah kimse bir şey yaşamadan bu kafaya gelebilir.
    çünkü gerçekten hayat çok ama çok kısa…
  • 11
    manasız eylem.

    açıkçası bundan bir 10 yıl önce ben de böyle oluyordum. galatasaray yenildi mi, haksızlığa uğradı mı boğazım kuruyordu. ne iştah kalıyordu ne bir şey. tv'de sporla bağlantılı kimi görsem kanalı değiştiriyordum. aşık olduğum insanın mesajlarına cevap vermediğim olmuştu. ki ben aptal aşıktım o zamanlar.

    şimdiyse biraz tadım kaçıyor o kadar. yani. bana ne ki son tahlilde? ben polyanna değilim. yenilen, kötü oynayan topçuların maaşlarını takır takır aldıkları yerde ben neden kendimi üzeyim? benim hayatıma iki günlük bir neşeden başka şey katmıyor bu. maça giden para verir. store'dan alışveriş yapıp yüklü miktar öder. bunun karşılığında bunu görünce ben üzülmem, onun yerine yoksayarım.

    kendi hatalarıyla kaybedilen maçı unutturmak için veya bu yaşında hala sinirlenip kontrolünü kaybederek kırmızı kart gören fatih terim beni neden üzsün? koca adamın girdiği hallere üzülürüm sadece. sonuçta o adam milyonları almaya devam ederken ben kendi hayatımda üç kuruşun hesabını yapıyor olacağım. haftada bir 90 dakika keyiflenmek için izlediğim maçları sırf kafasında kurduğu hayali gerçeklik yüzünden zehir eden kim olursa olsun ben onun yarattığı sonuçtan dolayı kendimi davul edip güm güm vuramam.

    hakem, kirli düzen vs. bahane. şu an ülke sathında her yerde izlediğimiz oyun aynı oyun. baştaki bir adam, etrafında toz kondurmayan gönüllü koruma ordusu, bir yanda yol yabdıcılar, diğer yanda şampiyon yabdıcılar. iki türlü de dibe doğru hızlıca çöküyoruz ve bunu dillendirenlerin elinden bir şey gelmiyor.

    yani sırf birileri topu üç direk arasına sokamadı diye bu kadar üzülmek o kadar mantıksız ki. ne yalan diyeyim, ben sevinmek için seviyorum. çünkü tek çıkarım bu. beni sevindirmeyen futbol takımı teknik heyeti ve oyuncuları da kim olursa olsun ne halleri varsa görsünler. mübarek olsun.
  • 7
    başarısızlıktan ziyade göz göre göre başarısız olmak insanın daha zoruna gidiyor.

    1. hakem müsveddelerinin art niyetli kararları ile puan kaybetmek.
    2. fatih terim'in yanlış kararları ve ısrarı.

    potansiyel ortada, kadro en azından lig için gayet yeterli. ama her maç geri pas, yan pas futbol. 1-0 hatta 2-0'ı dahi koruyamayan bir galatasaray.

    yorulduk artık.
  • 13
    çok daha büyük dertlerin altına girdiğimden sebep, en azından son 6 aydır, yaşamadığım durumdur.

    bir de daha realist bakıyor insan zaman geçtikçe… kaybedilmiş bir maç, kötü oynamamış çokça pozisyon harcamışsın. beceriksizlik, şanssızlık derken, psikolojik olarak rahat çıktığımız bir çok derbide olduğu gibi bir sonuçla karşı karşıya kalmışız. şu sonuç için kahrolmanın bir manası yok… miroslav stoch’un attığı golle yine 1 - 2 kaybettiğimiz playoff maçı daha acı vermişti mesela… ya da arenadaki ilk derbi… ya da joseph da souza’nın son dakika golüyle verdiğimiz maç… sıralamakla bitmez…

    toparlanıp önümüze bakacağız… iyi oynadık demeyip daha iyi oynayacağız. düştük; kalkıp koşmaya devam edeceğiz. yeneceğiz, yenileceğiz ama hep galatasaraylı kalacak; öyle anılacağız.

    o yüzden sevgili sözlük kafayı yere eğmenin, enseyi karartmanın lüzumu yok… belki farkında olmadığımız ama artık farkındalığını yaşamamız gereken dertlerimiz olmalı. tek maç, derbi de olsa sıradan bir maç da olsa bizi düşürmemeli.

    sizleri seviyorum!..

    edit: imla
  • 14
    uzun bir zamandır bana saçma gelen ruh halidir. saygıyla karşılıyorum ancak futbol bence sadece sefa sürüleceği güzel. açıkçası hiçbir şey kazanamayacağım iş için kalktığım bir pazartesi sabahında mağlubiyeti fatih terim düşünsün ben ne düşüneceğim modundayım. he bundan 10 yıl önce bunu sorsaydın tam tersi düşünüyordum.
  • 16
    stattaydım ve o 2. golden sonra ne kadar üzüldüğümü anlatamam. çıt çıkmıyordu adeta. hayata küser miyim? tabii ki hayır.

    tarih hep yazmıştır. fb bizi içeride ve dışarıda yendiği zaman şampiyon olurduk. birkaç ufak dokunuş ve takımın gol atmayı öğrenmesiyle çok iyi yerlere geleceğimizden şüphem yok. enseyi karartmayalım. güzel olacak inanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın