kuruluş amacı; "ingilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmek." olan takımımız. hepimizin gayet iyi bildiğine inandığım bu tanımla giriş yaptım çünkü son zamanlarda biraz hedeften şaşmış gibi davranıyoruz. isme ve renge sahip olmak dışındaki toplu halde oynamak ve türk olmayan takımları yenmek gibi sportif odaklı amaçlarımız hemen hemen tüm branşlarda geri planda kalmaya başladı. unutuldu ya da önemsenmiyor demiyorum ama sıralamada ikinci plana atılıyor gibi. futbol takımımızda özellikle son sezonlarda net bir şekilde görülmesinin ardından artık erkek basketbol takımımızda da bu durum hissedilmeye başlandı.
oktay mahmuti tartışılmaya başlandı, performansı değil kendisi... bu adam geçen sezon imza atarken makro bir hedef koydu önümüze, "gelenek sahibi olmak" diye bir şey. bunun için de üç yıllık bir planlama yaptıklarını söyledi. herhangi bir kupa ya da şampiyonluktan bahsetmedi. ancak henüz üzerinde bir buçuk yıl geçmişken transfer yapmaya yanaşmamasından, takımın eksiklerini görememesinden ya da önlem alamamasından bahsedilmesi -en azından benim- içimi acıtıyor. şu çok belli ki mahmuti bir kimya yakalayıp her geçen sezon üzerine koyarak bir yapı oluşturmaya çalışıyor. kariyerinin hemen hemen tüm döneminde süreklilik, istikrar ve uyum aramış biri için hiç yadırganmaması gereken bir şey bu. geçen sezon dar bir kadro ile oynuyorduk, bu sezon rotasyonu genişlettik, seneye bu rotasyonun kalitesini artırmaya yönelik hamle yapacaktır belki de...
taraftar gözünden her maçı kazanmak, özellikle de derbi maçları kazanmak tabii ki çok önemli. ancak en baştaki konuya dönersek bizim kuruluş amaçlarımızdan biri türk olmayan takımları yenmektir. yani lokal seviyede alacağımız başarılar bizim bu hedefimize ulaşmak için kullanacağımız bir araç olmalı. muhakkak ki
galatasaray isminin ağırlığı nedeniyle hiç bir yerel organizasyona boş vermemiz söz konusu değil ancak asıl amacımızı da unutmamamız gerekiyor düşüncesindeyim. bunu sağlayacak en önemli unsur da taraftardır.
sözü bir şekilde dün akşamki maça getirmek istiyorum aslında... eline bir müddet basketbol topu değmiş ya da bir şekilde basketbol ile alaka kurmuş herkes -buna rakip takım taraftarları da dahil- objektif olarak baktığında dünkü maçı kazandığımız görmüştür, sadece skorbordda farklı bir sonuç var. rakibin kadro derinliği tecrübe seviyesi bizim -özellikle bu sene için- daha iyi bir takım olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. ayrıca bunu bir euroleague maçı gibi görürsek,
top 16 öncesi bazı fikirler de edinebiliriz. grubun ağır abisi
cska'nın maç kaybetmeyeceği gibi bir öngörü ile girersek bizim iç sahada oly ve efes maçlarını kazanma ihtimaline bir efes galibiyeti daha ekleme şeklinde bir strateji çeyrek final şansımızı sıcak tutar. top seviyedeki barca ve
siena maçlarını son topa kadar oynayabilmemiz, abdi ipekçi de bu maçları kazanma şansımızı artırıyor. efes'in gel-gitli performansı, olympiakos'un düşen kadro kalitesine ilaveten
spanoulis'in sakatlığı sonrası nasıl bir performansla döneceğinin bilinmemesi,
ivkovic'in bu sene çok ince iplerle sağlamaya çalıştığı takım kimyasını sekteye uğratabilir.
buradan paralel bir konuya daha geçeyim hemen... hepimiz burada transferle ile ilgili yorumlarımız yazıyoruz ancak bazıları gerçeklikten biraz uzaklaşıyor gibi.
oktay mahmuti'nin oyun planına uygun olan isimler üzerinde kafa patlatmalıyız bence. mesela pota altında hoplayan zıplayan bir amerikalı, koçun belki de üzerine para verse istemeyeceği bir tercih ancak bir çok arkadaşımız bu yönde bir transfer ihtiyacı üzerinde duruyor. onun yerine yugoslav kökenli, biraz pozisyon bilgisi ve pas yeteneği olan -andric'ten daha kalıplı- bir beyaz oyuncu mahmuti'ye yeter de artar bile. atletik oyuncu tercihi ise kısa forvet pozisyonunda daha makul bir ihtimal gibi duruyor, mahmuti'nin geçmişte kurduğu takımlara bakarsak. bunları da sezon sonunda yapacağını anlamamız çok zor değil aslında. çünkü
oktay mahmuti sezon ortasında kadroya herhangi bir ekleme/çıkarma yanlısı olmayan bir basketbol düşünürü. bizlerin taraftar olarak, koçun bu fikirlerini süzüp ona göre eleştiri ve öneri getirmemiz takımın peformansının, bizim de beklentilerimizin makul bir ivme ile artmasını sağlayacaktır.