• 6503
    yönetimi, hocası ve taraftarı birbirine girmiş kulüp.
    hocası; sezon sonu bırakacağını ima ediyor. haklı olarak transfer istiyor fakat oralı olan yok. en kötüsü ise yalnızım diyor adam yahu. kulübün efsanesi yalnızım diyor. bu çok büyük bir söz ve asıl sıkıntı, problemin asıl kaynağı da bu.
    yönetim; önümüzdeki seçimlerde aday olacak mı olmayacak mı belli değil. bir allahın kulu çıkıp transferler ile ilgili bilgi vermiyor ki daha kulübümüzün resmi transfer stratejisini bile bilmiyoruz. üzülerek söylüyorum ki bugün itibariyle öyle bir planlamamız da yok gibi duruyor. tamamiyle rüzgar nerden eserse o şekilde transfer yapılabilirse yapılacak.
    taraftarsa; kendi arasında bölünmüş durumda ki bence kulübümüzün en büyük ve birleştirici gücü.
    abi çıldıracağım yemin ediyorum aklımı oynatacağım 10dk da nerden nereye geldik. *
    şu an içinde bulunduğumuz durumun görece en iyi yanı ise futbolcular hocanın yanında ve kenetlenmiş vaziyette öyle ya da böyle sahada mücadele etmeye çalışıyorlar. ama bu kadar bölünmüşlükte bunu ne kadar daha başarabilecekleri ise açıkçası büyük bir soru işareti.
    bir an önce orta yolun bulunup çözüme ulaşılması dileğiyle.
    kenetlenin başka galatasaray yok !
  • 6504
    güçlü yönetim çıkaramıyor. olmuyor. çünkü genel kurul yapısı buna müsait değil.
    galatasaray lisesi gibi köklü bir yapıdan çıkmışız ama bu eleman havuzundan bize yönetici olanlar genelde vasat insanlar.
    dışarıdan üye olmak isteyenlere ise çıkarılmadık zorluk kalmıyor o nedenle kariyerinde başarılı ve hevesli yüzlerce insan bu süreçten soğuyup vazgeçiyor.

    ünal aysal, faruk süren falan diyoruz ama benim alp yalman'dan sonra tüm yönleriyle %50 üzeri başarılı dediğim yönetim yok.
    biri sportif olarak iyiyken diğeri kulübün haklarını savunmakta iyi diğeri mali olarak iyiyken sportif olarak kötü...
    dengeli yönetime hasret kaldık resmen.

    bunun nedeni tamamen genel kurulun yapısından kaynaklanıyor.
    mustafa cengiz yönetimi sonrası adı geçen isimlere bakın lütfen hangisi sizi heyecanlandırıyor ?

    kişisel kariyerinde ununu eleyip eleğini asan insanlar son bir heyecan olsun diye başkanlık yarışına giriyor.
    bu döngü kırılmalı. nasıl olacak bilmiyorum ama kırılmalı.

    düzenleme : isimler düzeltildi.
  • 6506
    çaylaklığımın son entrysi "adanmışlık" tanımı olacak.
    adanmışlık; bireylerin kendini bir topluluğa ait hissetmesi, kişiliğini tanımlaması ve toplumda var olma çabasının en geçerli yollarından biridir.

    galatasaray'ın kuruluş mottosu: "maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmek." bizim adanmışlık tanımımız. bu tanımı üç parça halinde ele alalım.

    "ingilizler gibi toplu bir halde oynamak" formülün ilk kısmı. çağdaş oyun anlayışını uygulamak, kulüp ruhunun amacı yapılmış ve futbolun beşiği olan kültür, "muasır medeniyet seviyesi" olarak belirlenmiş. "toplu halde oynamak", bugün de geçerli olan oyun sistemi, futbolda bir devrimdir. galatasaray bu devrimi amaç edinirken, kendisini de türk futbolunun devrimci ruhu haline getirmiş.

    ikinci kısım, "bir renge ve isme malik olmak". isim ve renkler, amacı uygulayacak kültür simgesini oluşturuyor. maliklerinin devrimle oluşturduğu kimlik, isim ve renklerle cisimleştirilmiş.
    parola: galatasaray, işareti: sarı kırmızı!

    üçüncü ve son kısım "türk olmayan takımları yenmek". bugün galatasaray'ı, oyun anlayışı, ismi ve renkleriyle dünya çapında bir simge haline getiren amaç ilk günden belirlenmiş. kurucularımız, tarihimizi taçlandıran başarıları kulübün ruhuna işlemiş.

    sonuç olarak "adanmışlık" tanımımız, benim, bizim hayatımızı belirleyen tek gerçeği gösteriyor: galatasaray!
  • 6507
    türkiye’nin futbolunda mihenk taşı olan yurt içinin en başarılı , dört yıldızı takan ilk ve tek kulübü. ayrıca ülkenin avrupada da kupa kaldıran tek futbol kulübüdür. taraftarları ekseriyetle diğer takım taraftarlarının aksine, kuruluş amacı olan türk olmayan takımları yenmek fikrini benimser. ama ne yazık ki yıllardır kendi iç çekişmelerinden, liseli lisesiz ayrımcılığından, kulübe galatasaray için değil, galatasaray üzerinden tanınabilirliklerini artırmak için yöneticilik yapan kişiler yüzünden hep bir beceriksizlik, gerilim ve kaos ortamı bulunan canım kulübümdür.

    abartısız söylüyorum 2000 yılından sonra doğru yapılandırma hamleleri yapabilecek vizyonlu, profesyonel ve kabiliyetli yönetimler çıkarsaydı, bugün avrupada karşılaşılması istenilmeyen bir kulüp olurdu. geçenlerde transfer komitesi ile ilgili şu entryde (bkz: transfer komitesi/#3054929) düşüncelerimi yazmıştım. her sene aynı konuları tartışmaktan, aynı mevzular yüzünden kaos ortamında sürüklenerek huzursuz ve gerginlikle dolu günler geçirmekten bir galatasaray taraftarı olarak sıkıldım. inanılır gibi değil, belli bir süre zarfında aynı şeyleri tekrar tekrar yaşama döngüsünden bir türlü kurtulamıyoruz.

    bunları yaşamamanın bir yolu olmalı. kulüp içinde kimse ya arkadaş 7-8 yılda bir niye aynı durumları yaşıyoruz demiyor mu.? adnan polat gitti diye seviniriz, ünal aysal bir çuval inciri berbat eder. dursun özbek nereden geldi deriz, mustafa cengiz dursun’a rahmet okutacak durumlara gelir.

    türkiye’de ilklerin takımı olan galatasaray kulübüne yönetici olmak bu kadar kolay olmamalı.hepiniz iş adamlarısınız. koca şirketleri yönetiyorsunuz. kendi işinizi böyle mi idare ediyorsunuz. tarftarın tepkisini almak hoşunuza mı gidiyor. iletişim çağında telefonumu açmadı diye hocayı antrenmada iken kovan yönetim mi olur. yada transfer sürecini taraftar grubunun üzerinden dizayn etmekte ne oluyor. galatasaray’ı başarıdan başarıya koşturucam diye yönetime gelip, yapamayacağını anlayınca tümden kolu kanadı kırmakta neyin nesi. galatasaray’a yakışan hareketler mi bunlar.

    eminim ki hepiniz iyi insanlarsanız. galatasaray’ın başarısı için uğraşıyorsunuz. ama lütfen bu kısır döngü son bulsun artık. tüzük mü değiştirilir. tüm kodaman üyeler bir araya gelir, tarih yazacak reformlar mı yaparsınız onu bilemem. ama galatasaray adını kullanarak bir yerlere gelmeye çalışanlar gelemesin artık. profesyonel olamayan, vizyonsuz, futbolun ve sporun gerektirdiklerinden bi haber, egosuna sahip çıkamayıp her şeyi bir anda alt üst eden yönetimler ve yöneticiler son bulsun artık.
  • 6508
    futbol takımının şampiyonluğa bu kadar ihtiyaç duyduğu, defans dışında her bölgenin takviye diye bağırdı, futbol dışındaki branşların küme düşmeme savaşı verdiği, federasyon tahkim derken ortada şamar oğlanı olmuş bir durumdayken camianın merak edip kitlendiği konu :

    başkan fatih terimi kovacak mı kovmayacak mı ?

    (bkz: mustafa cengiz yönetimi)
  • 6510
    türkiye'de futbol galatasaray'dır. diğer herkes camia bunun ezikliğini yaşar.
    bunun ezikliğini yaşadığı için, misafirperverlikle ağırlandığı takımı, ev sahibi olarak ağırlamayı bilemez.
    bunun ezikliğini yaşadığı için 1 sezon şampiyon yapan hocayı efsaneleştirir.
    bunun ezikliğini yaşadığı için, çocukluk hayali galatasaray'da oynamak olan futbolcuları transfer etmeyi meziyet bilir.
    bunun ezikliğini yaşadığı için, ölmüş bir babanın, "galatasaray'da futbol oyna" vasiyetini yerine getirtmemeyi kendine görev bilir.
    bunun ezikliğini yaşadığı için, arabistan'a ittirilen futbolcuları kiralar.
    türkiye'de futbolun standartlarını galatasaray belirler. diğer camialar o standart içerisinde oynar.
  • 6511
    kulüp bir kaosun içindeyken kulüp başkanı mustafa cengiz çeşitli ajanslardan gelen gazetecilerin her türlü sorularına bugün canlı yayında cevap verdi. dursun özbek ile mustafa cengiz'in seçim döneminde de iki aday gs tv'de canlı yayına çıkıp projelerini anlatmıştı. halbu ki suyun karşı tarafında yalı bebesi ve aziz yıldırım yarışırken fb tv sadece aziz yıldırım ve destekçilerinin konuşmalarını yayınlıyor muhalefetten kimseyi konuşturmuyorlardı. diyeceğim o ki, galatasaray türkiye'de şeffaflığın ve demokrasinin en iyi yaşandığı güzide kurumların başında geliyor. kıymetini bilelim.
  • 6513
    hazır ismi konu olmuşken benim de uzun zamandır aklımda olan birşeyler var.

    ismiyle bile avrupalı olan kulüptür. isminde türkçe alfabesine has herhangi bir harf bulundurmamaktadır ve bu yüzden yabancılar için telafuzu kolay bir isme sahiptir.

    avrupalılar beşiktaş'a genelde besiktas, beshiktas, besiktash - fenerbahçe'ye ise fenerbatshe, fenerbache, fenerbahze derler.
    ne kadar ingilizlerin gealatassıroay demesine bayılsam da normalde avrupalılar galatasaray diyorlar çok kolaylıkla.
  • 6514
    her derbi öncesi konsantre olabilmek için açar eski maç görüntülerine, taraftarın tezahüratlarına bakarım. ilk defa göğsüme öküz oturmuş gibi hissettim. tribünde omuz omuza olduğumuz maçlar, hep bir ağızdan söylediğimiz marşlar, rakibi baskı altına almak için çıkarttığımız o efsane ıslık sesi, kadro seslendirme, war chant, atkı şovu, golden sonra hiç tanımadığın insanlara sarılma hali, yine golden sonra herkesin sesinin sınırlarını zorlayarak golü atan futbolcuyu söylemesi, devre arası az önce gol atılınca sarıldığın kişiyle maçı yorumlama, maç sonu hep beraber stattan çıkma... liste uzar gider. 1 yıldır içinde bulunduğumuz durum sinir uçlarımıza dokunur oldu. birçoğumuz bunalıma girdi, hareketsiz kaldı. çoğumuz aylarını evden çıkmadan geçirdi ve bu dönemde birçok şeyin özlemini çekti. belli ki bir süre daha ayrı kalacağız.

    özledim, özledik, özlüyoruz. sana kavuşmayı dört gözle bekliyorum çocukluk aşkım. sana kavuşmadan önceki son birkaç derbi olmasını umuyorum.

    şimdilik; konsantrasyon

    (bkz: hedef23)

    (bkz: 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 6515
    fatih terim'in egosu ile yönetimin insanı tiksindiren beceriksizliği arasında perişan olmuş spor kulübü.

    çok merak ediyorum 20 maçta etebo'nun sahaya adım attığı hangi maçtan takım puan alabilmişiz de derbiye ilk 11 çıkıyor. yaz transfer dönemini orta sahasız kapatıp ara transfer dönemi başlayalı 15 gün geçmesine rağmen transfer açıklayamayan yönetime de söyleyecek sözüm yok benim. aynada kendi suratlarına bakabiliyorsa o twitter fenomeni kılıklı heriflere ne mutlu.

    yazın 18 transfer yapmış fenerbahçe de ara transfer döneminde şimdiye kadar 3 oyuncu açıkladı. biz kısmetse önümüzdeki hafta sponsor falan açıklarız :)

    (bkz: 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 6518
    hepimiz biliyoruz ki (hatta bunu en azılı fenerlisi de, beşiktaşlısı da kabul eder) ülkemizin gerek ülkemiz sınırları içinde, gerekse de dünya genelinde en populer ve en çok taraftarı / sempatizanı olan kulübüdür.
    bu ne kadar gerçekse, hiç bir zaman bu gücü, bu potansiyeli ne yayıncı kuruluşa, ne hükümete, ne tff'ye, ne mhk'ye hissettirmemiz de bir o kadar gerçek maalesef.
    öyle ki, yeri geldiğinde trabzonspor, hatta zaman zaman diğer anadolu kulüpleri bile kendi çapları nispetinde bir etki hissettirebilirken bizi resmen .ikine takan yok.
    sen öyle bir birlik beraberlik sağlarsın ki, hükümet galatasaray kelimesini ağzına almadan besmele çekmek zorunda kalır,
    yalı çocuğu daha "gala.." demeden aile büyükleri "napıyosun lan sen" der, ama nerdee..
  • 6519
    30 milyon taraftarı olmayan spor kulübü. bu da türkiye'deki diğer istatistikler gibi şişirme bir istatistik. nüfus kağıdında müslüman yazıyor diye ülkenin %99'unu müslüman sanmakla benzer bir durum. ayrıca sık sık karşılaşılan bir başka isyan da taraftara açık olmaması ve bunun başarısını negatif anlamda tetiklediği görüşü. taraftara açık fenerbahçe ve beşiktaş'ı da görüyoruz. birisi yıldırım demirören ve fikret orman tarafından vurgun yedi, diğeri 20 sene boyunca aynı adam tarafından yönetilip battı da koçların eline düştü. sanki taraftara açılsa çok başarılı olacakmış gibi bir algı var ama bu algı nereden geliyor anlamıyorum. taraftara açılsa kulübü denetleyebilecek misiniz? taraftardan istediği üyeleri yığıp oy almaktan kolay ne var? taraftara açılınca başkan bakkal ertem mi olacak? yine iş adamı vs. olacak? sen sadece adayları seçebileceksin ki bu seferde denetleme organizasyonun bozulacak. şu taraftara açılsın goygoyu bir bitmedi yıllardır. başarılı bir girişim olacağını bilsem destek olacağım ama olmayacağı o kadar açık ki. anlatınca hain oluyoruz. türkiye'de şu an geniş çerçevelerce seçim yapılan ve doğru işleyen kaç tane yapı var da galatasaray bunlardan farklı olarak başarılı olacak? benim elimde buna dair hiçbir done yok, olan varsa açıklasın lütfen.
  • 6520
    kimsesiz kalmıştır, yapayalnızdır.

    kendisine kol kanat germeye çalışan tek kişi gücü yettiği kadar fatih terim'dir. ne kadar yapabilir veya sürdürebilir şüpheli. lobi lobi diye zırvalıyorlar ya işte lobi budur. şu ffp dönemine 2 şampiyonluk sığdırdık belki fakat bir yönetimimiz olsaydı çok daha rahat geçirebilirdik bu dönemi. keşke kötü de olsa bir yönetimimiz olsaydı.

    kayyum atansın en azından hiç yönetilmemekten iyidir.

    yönetim istifa!
  • 6521
    yeni bir şey yapmalıdır.

    uzun zamandır bir kulüp çıkıp farklı bir şey yapacak, başaracak ve diğerleri de onun yolunu izleyip yıllardır debelendiğimiz çukurdan çıkmamızı sağlayacak diye bekliyorum.

    aslında buna en müsait takım beşiktaş’tı bence. zaten on senede iki şampiyonluk alabilen, taraftar sayısında geri kalmış, ekonomisi batmış bir kulüp vardı. daha kötü ne olabilirdi ki... camiasının önüne yeni ve farklı bir şey yapma hedefi koyabilirlerdi. hem buna müsait kültürü hem de her şeye rağmen kulübünün yanında duran sadık taraftarı vardı. ama onlar, “çıldırt bizi başkan”, “rivay'ı da al başkan” ekolünü tercih etti.

    fenerbahçe de yapabilirdi başkanına açılan büyük kredi sayesinde. niyeti de vardı, ama ilk sene gelen fiyaskonun da etkisiyle futbolu esir alan iklime teslim oldu.

    iklim diye soyut bir kelime kullandıysam da siz kulüpleri kimlerin esir aldığını biliyorsunuz.

    geriye kaldı galatasaray. yine, yapacaksa bunu galatasaray yapacak. ben camianın tüm organlarının buna hazır olduğunu düşünüyorum.
    kongre hazır. en eğitimli genel kurul üyeleri bizde. önlerine doğru projeyi koyan başkan adayını destekleyeceklerdir.
    taraftar hazır. en fazla başarı görmüş taraftar bizde. avrupa kupası bile gördü. ve yıllardır ittire kaktıra gelen şampiyonluklar artık yetmiyor galatasaray taraftarına.
    teknik ekibi hazır. en yetenekli futbol insanı bizde.

    galatasaray yeni bir şey yapmalıdır. yapmak zorundadır. aksi takdirde artık o ittire kaktıra gelen şampiyonluklar bile tehlikeye girer. çünkü o kadar diplerdeyiz ki biraz kıpırdanan yürüyüp gidecek.
    galatasaray yeni bir şey yapmalıdır. türkiye için yeni olan bir şey yapmalıdır. yoksa, tekerleği icat etmelidir, demiyorum. daha önce yaptı. derwall ile yaptı.

    bugünün “yeni şeyleri’ başka bir çok denen şey arasından başarılı olup kalan şeyler. futbol da diğer çok şey gibi evrim geçiriyor. sürekli, dünyanın çeşitli ülkelerinde, çeşitli kulüplerinde yeni işler yapılıyor ve çoğu da başarısız olup biz farkında bile olmadan kaybolup gidiyor. ama kalan işler var. test edilmiş, başarılı olmuş işler var. bu işler bizim futbolumuzun yabancı kaldığı işler nedense. israrla, denenmiş ve her seferinde başarısız olmuş işlerle meşgulüz biz.

    galatasaray sneijder ve drogba’yı indirdiğinde, daha sonra beşiktaş negredo ve pepe’yi indirdiğinde, sonra galatasaray tekrar nzonzi ve falcao’ yu indirdiğinde önünde başka bir seçeneği tercih etme fırsatına sahipti. etmedi. taraftar baskısı büyük bir yalan. taraftar falcao’ya da heyecanlanıyor, norveç’ten adını sanını duymadığı, tek maçını izlemediği yirmi yaşındaki oyuncu için de heyecanlanıyor. onları yaptığı tercihe ikna etmek yönetimlerin işi ve çok zor bir iş de değil.

    uzadı, nasıl nokta koyacağımı bilmiyorum. 2021 mayıs başkanlık seçimine bağlayalım. son yıllarda ortak aday, çatı aday gibi demokrasi ruhuna aykırı terimleri çok duyuyorum. galatasaray’ın bir alamet-i farikası varsa, bu; demokrasinin işlemesidir. galatasaray seçimleri çok adayla yapılmalı ve herkes kendi projesini ortaya koymalı. adaylar bilmeli ki yeni bir şey söyleyen avantaj sağlayacak ve seçildikten sonra söylediklerini yapmadığı takdirde projeleriyle bekleyen adaylar var. galatasaray’ı bugün geldiği noktaya bu demokrasi kültürü getirdi ve yeni bir şey çıkacaksa buradan çıkacak.

    umarım çıkar.
  • 6522
    anladığım bu kulübün üyeleri insandan anlamıyor ya da değerlendirmesi çok kötü.
    ya bir kulüp 20 yıldır sadece bir tane ortalama üstü başkan seçip, geri kalan herkesle beraber nasıl daha daha dibe gidebilir?
    faruk süren ilk borcu getirdi ama o kadar borçla gelen başarı sonuçta güzel. sonrasında mehmet cansun harici herkes başarı icin geleceği satıp daha da artırıp çekip gitti. şimdi de içinden çıkılmaz bir durumdayız, bana göre satılır bu kulüp başka da çıkış olmaz. başka çıkış yolu için uğraşan olacağını da sanmıyorum.

    bu noktaya getiren adamlar nasıl olur da şimdi "mustafa cengiz'i gördünüz mü ya biz dediydik işte" diye dolaşabilir anlamiyorum. özhan canaydın, adnan polat, dursun özbek seçen babam değildi. hadi biz taraftar olarak mustafa cengiz de yanılmış olalım; onu da seçen sizler.
    ki mustafa cengiz'i neden sevmediğinizi ama diğerlerine hala neden abi diyip saygı gösterdiğinizi de biliyoruz. mustafa cengiz bugün lisenin ve üyelerin her istediğini yapsa kraldı. kötü başkan ama çok iyi insandı, galatasaray abisiydi.
    kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz. yerine geldiğinde masallah çok güzel eleştiriyorsunuz her yönetimi (ki ne güzel) ama hiç aynaya bakan yok.
    neyse, yakında kulübün sahibi arap işadamı ya da türk inşaat zengini olunca twitter profillerinize eski galatasaray x üyesi yazarsınız.
    edit: bu her üyeye değil tabiki. ama çoğunluğa.
  • 6524
    bazı şeyleri camiaya ve taraftara yeniden hatırlatmak lazım;

    rocky koreografisini açıyorsan ona göre hareket edeceksin. pes etmeyeceksin. yumruk yediğinde sendeleyip düşebilirsin ama hemen ardından yeniden rakibinin karşısına biteceksin ki rakiplerinin dengesi bozulsun. galatasaray'ın tarihindeki tüm şampiyonluklar böyle olmuştur. en güçlü dönemimiz olan 96-2000 döneminde bile 11 puan geriden gelerek şampiyon olduk. derbi maçlarının psikolojisi farklı, şampiyonluk psikolojisi farklı. bunu senelerdir iyi yapıyoruz. geçtiğimiz sezon bile salgın başlamasaydı 26 puanla kapattığımız devreden geri gelip şampiyon olacaktık. ondan önceki sezon son 10 haftada 8 puandan gelerek şampiyon olduk. derbi kazanamıyor denilen takım rakipleri tek tek tokatlaya tokatlaya şampiyon oldu. taraftardaki bu kırılganlığı asla anlamıyorum bu yüzden. topu topu 5 puan geridesin rakiplerinden üstelik ikinci devre onlarla maçların var. şu an fenerbahçe ve beşiktaş taraftarına sorsak kiminle şampiyonluk yarışına girmek istemezsin diye, hiç düşünmeden galatasaray derler çünkü biz bunu defalarca başardık. geriden geldik, içerde dışarda tokatladık, olamaz denilen şeyler oldu. 2014 - 2015 sezonundaki şampiyonluğu sadece futbolla açıklanabilecek bir şampiyonluk mu? o şampiyonluğun sebebi psikolojik üstünlüktür. galatasaray son haftalarda potadaysa bir şekilde şampiyon olur düşüncesinin bir ürünüdür. o üstünlüğü kaybetmeyeceksin. bu biraz inançla olabilen bir olgu...

    şu an bakıyorum, taraftar bi sürü kola bölünmüş durumda. herkese sallıyor. kimisi futbolculara, kimisi yönetime, kimisi terime, kimisi de hakeme. çoğu da mesnetsiz ve kırılganlık içeren saldırmalar. her hafta bir günah keçisi seçiliyor. maçlar seyircisiz oynanmasına rağmen utraslana bile laf ediliyor. halbuki kendisi bırak stada gitmeyi, stadın yolunu bile bilmiyor. sosyal medyaya bu yüzden çöplük diyorum, bunlara bu yüzden taraftar yerine seyirci diyorum aynı imparatorun söylediği gibi. mevcut yönetimi ben de istemiyorum ama bir şekilde mayıs ayına kadar burdalar. ben de transfer istiyorum ama yapılamıyor. sırf bunlar olmuyor diye de herkese saldıramam. belhanda, emre akbaba, diagne, falcao, babel... bunları sıradan geçirseniz ne değişecek? hiçbir şey. taraftarlık bu değil uyarayım sizi.

    ya bu takım 2005-2006 sezonunda şampiyon oldu. orta sahasında saidou, ayhan, sağ beki cihan sol beki orhan ak'la şampiyonluk yaşadı. rakip takımda son maçta anelka yedekten maça girdi. tuncay, appiah, alexli orta sahası vardı. kadro farkı o kadar barizdi ki içerde bizi 4-0 yenerken daha fazla fark olmadığına şükrettirdi ama o sezon sonu biz şampiyon olduk. ismen büyük o futbolcular denizlisporun sahasında son düdükle birlikte çöktü kaldı. kalk appiah allahın dediği olur dendi. futbol böyle bir oyun işte... eğer o günlerde sosyal medya yaygın olsaydı biz şampiyon olabilir miydik? hiç sanmıyorum. herkes futbol konuşabilir ama illa senin bildiğin doğru değil. futbolcuların 1 saat bile antrenman maçını seyretmeyen adam şu neden oynamıyor demeye hakkı yok. ben uzay tutkunuyum ama tutup da uzay fiziği hakkında yorum yapamam. fizikçiler bana götüyle güler aq ama ingilizce bilmeyen bir adam da ingilizce hakkında laf ederse ben de ona götümle gülerim. herkesin uzmanlık alanı var sonuçta. bizim takımımızın başında da psikolojik üstünlüğü ele geçirmemizi sağlayan bir hoca var. tercihlerini eleştirmek ayıp bu yüzden. senin yaşın kadar adamın teknik adamlık tecrübesi var. belki de daha fazla. cidden ayıp.

    derbi kaybetmişiz, üzüldüm, arkadaşlar dalgasını geçti sağ olsunlar ama bu kadar. ben yine bu takımdan ümitliyim. çok çok kırılmazsak ve ekstrem olaylar yaşamazsak mesela musleranın ayağının kırılması gibi, yine şampiyonluğa inancım tam. dediğim gibi 5 puan fark hiçbir şey. daha kötü derecede ilk yarıları bitirdik, oralardan geri geldik, burdan mı dönemeyeceğiz. cidden çok saçma bir düşünce değil mi bu ya...

    rocky önemli dediğim gibi. sen onu idol olarak belirliyorsan, felsefesini göstereceksin. bugüne kadar hep bir şekilde rocky'din zaten. çoğunlukla underdog olarak kazandın ligi. kimse kusura bakmasın ama inanmayan taraftar siktirsin gitsin real madrid'i tutsun. sürekli kazanan takım ne de olsa. bu kadar açık konuşarak bitiyorum yazdığım bu boku.
  • 6525
    herkesin üye olabilmesine karşıyım. mevcut kontenjandan dolayı liselilerden diğer adaylara yer kalmıyor bana göre tek sorun budur. (tüzük değişikliği gerekiyor) bu kişilere üyelik yolunun bir an önce açılması lazım. işin içinde olup söylemeyen kalmadı, lise mezunu olup bjkli fenerli alakası olmayan insanlar bu kulübe üye yapılıyor. yazıktır günahtır diğerleri de yıllarca sırada bekliyor. aidat konusuna değinmiyorum bile aklıma geldikçe küfür edesim geliyor. liseliler her şeyi biliyor ve izliyor. isteseler anında değişir. ilginç tek sessiz kaldıkları konu da budur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın