• 6451
    yine yeniden kaosa girmiş kulübümüzdür. buna sebebiyet verenler de dış dünyadakilerden daha fazla galatasaray çatısı altında olanlar.
    yine terim ve yönetimi birbirine düşürmeyi başardılar.
    burada tek suçlu da yok ha. hem yönetim hem terim birlikte suçlular. kimin suçu daha fazla orasını ben bilemem. bilmek de benim işim değil.
    buna sebebiyet verenler de alttan alta ateşi harmanlayanlar. ateşi harmanlayanların derdi de galatasaray değil ha, onların derdi para.
    taraftar da bu yangına balıklama dalıyor. yine ortadan ikiye bölünüyor. işte en kötü durum da bu. galatasaray camiası bölünüyor. kenetlen başka galatasaray yok diyen camia yine bölünüyor. amaçlarına ulaştılar yani. çünkü kenetlenmiş galatasaray hepsi için tehlike.
    ve bu tehlike ile bugüne kadar başka türlü savaşırlarken artık doğru yöntemi buldular. galatasaray'ı yeniden böldüler.
    yapmayın beyler bayanlar. bu işe ortak olmayın.
    kenetlenin başka galatasaray yok.
  • 6453
    taraftarı olmaktan gurur duyduğum galatasaray’ın, modern dünyaya ayak uydurabilmiş en olgun görüşlü taraftar topluluğunu içinde barındıran galatasaray sözlüğe çaylak da olsa ilk yazımı yazmaktan dolayı gurur duyuyorum. insanın kişiliği- karakteri tuttuğu takımdan nasıl etkilenir işte bunun tam tanımıdır galatasaray aslında. ya da karakterine en çok uyan takımımı tutuyor insan işte bu iki düşünce arasında ince bir çizgi var gibi görünüyor ve bu ince çizgi üzerinde tam 35 – 40 milyon civarında belki daha fazla taraftar bulunmakta. galatasaray bir spor takımından çok daha fazlasıdır, düşünsenize yenildiğimiz bir maçtan sonra kaçımız bir daha ki maça kadar yorumları dinliyor ya da televizyonu seyrediyoruz. kendimizi hemen izole ediyoruz, başkaları bunu yenilgiyi kaldıramamak olarak algılıyor ama aslında gerçekte olan şu ; kimsenin galatasaray için yaptığı eleştiriyi duymak istemiyoruz. çünkü galatasaray hepimizin hayatındaki belki de en beyaz sayfa. o sayfaya kara bir yazı eklensin istemiyoruz. fm ya da cm oyunlarını neden bu kadar seviyoruz o kadar belli ki tüm bu oyunları kabul edelim galatasaray var diye bu kadar tuttuk işte bu yüzden aslında pek çoğumuz hala 1999-2000 sezonunda kaldık. çıkamadık oradan. hala gözlerimiz hagi’ yi arıyor. fatih terim hala hepimizin aklında o zamanki terim. elmander bize hakan şükür’ü hatırlatmıyor muydu sizce de? her gelen stoperde bülent korkmaz aidiyetini ve onun fedakarlığını aramadık mı? hala orta saha denince okan-suat-emre ile kıyaslarız her sezon başı kadroyu. bek tariflerimiz hep bellidir aslında isim vermesek de hakan ünsal ya da fatih akyel’dir bizim için. diyorum ya çıkamadık biz oradan. bu gidişle de daha uzun bir süre kalacağız çünkü efsanemiz, teknik direktörümüz, canımız ciğerimiz fatih terim ‘de hala çıkamadı oradan. 20 senede galatasaray camiası 8 başkan ve yönetim kurulu değiştirdi ancak görünüyor ki onlar da hala 1999-2000 sezonunda kalmış. zaten öyle olmasaydı şu anda fatih terim belki bir avrupa takımının başındaydı ve belki bizde başka bir seviyedeydik. mesela eminim ki herkes 2002 şampiyonluğundan sonra lucescu galatasaray’da devam etseydi acaba ne olurdu sorusunu kendisine her sezon belli periyotlarda soruyordur. kuvvetle ihtimal paralel evrende belki de şampiyonlar ligi kupasını almışızdır. ama 20 sene sonra gelin görün ki hala 17 mayıs 2000 uefa kupası maçını izliyor ve ağlıyoruz.
  • 6454
    siyasetin ne sporda ne de bilimde yeri yoktur. galatasarayımızın hiçbir türlü herhangi bir siyasi görüşü desteklemesini doğru bulmuyorum. spor ve galatasaray sevgisinin oluşturduğu çatı altında toplanmalıyız. görüşü ne olursa olsun bu çatı altında birlik olunca gerçekten güzel bir tablo ortaya çıkıyor. maddi durumları farklı, eğitim durumları farklı, görüşleri inanışları farklı ama o sevgileri aynı olan milyonlarca insan bu güzel tabloyu süslüyor. bu güzel tabloyu karalamak isteyen leş insanların sürekli yazdığı fetö ile kulübümüzü bağdaştırma yazılarına karşı en kısa sürede bir şey yapılmalıdır. bu konuda yapılan her paylaşım hakkında soruşturma açılmalı ki bir daha hiçbir insan bu mesnetsiz açıklamaları yapamasın ve bu tabloyu karalayamasın.
  • 6455
    2020-2021 sezonunda bütün takımların organize olup, amatör olan kötülüklerinin profesyonelleştirmeye çalıştıkları spor kulübü.

    hangi başkan ağzını açsa, hangi teknik direktör ağzını açsa, lafa galatasaray'la başlayıp galatasaray'la bitiriyor. eskiden aziz yıldırım'da olan bu dar ağacında bile olsak son sözümüz galatasaray hastalığı, profesyonel bir biçimde bütün kulüplerin ve teknik direktörlerin hastalığı olmuş durumda.

    2020 yılında tarihin en iyi milli takımına sadece 1 tane galibiyet aldırabilmiş şenol güneş, şimdiye kadar yabancı sınırıyla alakalı söylediklerini unuturcasına garip bir şekilde galatasaray'ı suçluyor. hayır niye böyle bir şey kendi bile bilmiyor ama olsun, muhtemelen birilerinin düşmanları aynı.

    31 ekim 2020 galatasaray mke ankaragücü maçında gerçekten benim hatırladığım hiç bir şey yok. hatta maçın başında emre güral'ın net kırmızı kartı atlandı ama ankaragücü başkanı konuşmalarında bu maçtan bahsediyor ve haklarının yenildiğini söylüyor.

    8 kasım 2020 demir grup sivasspor galatasaray maçında sivasspor bir penaltı kazanıyor. kazandıkları penaltı 21 kasım 2020 fatih karagümrük demir grup sivasspor maçında fatih karagümrük'ün kazandığı penaltıya çok benziyor. hatta bizim maçta penaltı bekledikleri pozisyonlar karagümrük maçı'ında rakibin kazandığı penaltıların yanında bile hafif kalır. ayrıca 8 kasım 2020 demir grup sivasspor galatasaray maçında yatabare'nin net bir şekilde atılması gerekirdi. fakat inanılmaz bir şekilde rıza çalımbay mobese kameralarına bile galatasaray diyor. fatih karagümrük maçından sonra bile utanmadan arlanmadan galatasaray diyebiliyor.

    24 ekim 2020 büyükşehir belediye erzurumspor galatasaray maçında haksız şekilde 10 kişi kalıyoruz. 10 kişi kaldıktan sonra bile kalemize şut atamayan, hakem tarafından sürekli kollanan erzurumspor'un başkanı 1 gol ve penaltılarının verilmediği 22 kasım 2020 trabzonspor büyükşehir belediye erzurumspor maçında sonra galatasaray maçında bize verilmemişti diyor. o da bilmiyordur ne verilmediği ama maksat ağzına galatasaray'ı alsın.

    medya, oynadığımız hazırlık maçından tutun da yaptığımız transferleri didik didik araştırırken, hala kulüpler birliğiyle anlaşma imzalamamış takımın nasıl transfer yaptığını sormuyor.

    uzun zamandır bu ligleri takip ederim, bu kadar organize bir şekilde bir takıma saldırıldığına şahit olmadım. üstüne üstlük, haksızlığa uğramasına rağmen saldırılması daha da garip.

    genelde bize operasyon düzenlediler, şöyle yaptılar, böyle yaptılar sözlerine çok aldırış etmem hatta ilerlememizde ki önemli prangalardan olduğunu düşünürüm. o yüzden bakarken de hep saha içinde kalmayı tercih ederim fakat bu sene çok rahatsız oluyorum.

    korunması, kollanması ve düşmanlarına fırsat vermemesi gereken spor kulübü.
  • 6456
    reaksiyon kelimesi, dilimize fransızca'dan geçmiş olup tdk'ye göre "tepki, yanıt" anlamlarına gelen bir kelime. biraz açmak gerekirse aksiyona karşı verilen cevap. bu kelimenin "reaksiyon vermek, reaksiyon göstermek" şeklinde kalıp kullanımını da sıkça görüyoruz.

    reaksiyon göstermek ise kayıtsız kalmak deyiminin zıt anlamlısı diyebiliriz. "reaksiyon göstermek" kalıbını "gerçekleşmiş bir olaya, söylenmiş bir söze, yaratılmaya çalışılan bir algıya, yapılan bir haksızlığa vs. vs. karşı sözle yahut eylemle cevap vermek" şeklinde tanımlayabiliriz.

    konunun galatasarayla ve sözlüğümüzle alakası da şu; galatasaray'ın reaksiyon göstermek konusunda felaket durumda bir kulüp olması ve bu durumun kulübün potansiyeline ulaşmasının önünde kocaman beton bir duvar gibi durması.

    öncelikle dün oynadığımız 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı ve süper lig 2019-2020 sezonu'nun 22. haftasında oynadığımız 16 şubat 2020 galatasaray yeni malatyaspor maçı ile başlayacağım. devam etmeden önce şunu söylemem gerekir ki 23 kasım 2020 galatasaray'ın verilmeyen penaltısı başlığında yazdığım (bkz: #3016157) nolu, dün verilmeyen penaltımızı anlatmakla başladığım ve konunun bambaşka yerlere gittiği entry, bu entry'min temelini oluşturacak. bu entry'mde birçok kısmı o entry'mden almış olacağım. vira bismillah.

    --- alıntı ---

    https://tr.beinsports.com/...saray-hk-kayserispor (3.26-3.40 arası)

    23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'nın 92. dakikasında hasan hüseyin acar'ın martin linnes'in hem sağ hem de sol ayağına ayrı ayrı olmak üzere arkadan yaptığı müdahale ile düşürmesi sonucu verilmeyen penaltıdır. pozisyon öyle bir pozisyon ki hasan hüseyin acar, martin linnes'in sağ ayağına vuruyor, sol ayağına vuruyor, topa da vuramıyor. yani pozisyon öyle bir pozisyon ki penaltı kararı verilse sosyal medyadaki fbjk'liler "böyle penaltı yanlışlıkla yapılmaz" denip hasan hüseyin acar suçlanır maç satmakla.

    bugünkü yönetimi bazı galatasaray taraftarları tarafından çok beğenilmiş olan orta hakem turgut doman görüldüğü üzere pozisyonu gayet net bir şekilde görüyor;

    https://gss.gs/5h5.png

    karşılaşmada video yardımcı hakem sisteminin de devrede olduğunu hatırlatmak gerek. var hakemi de yönetimimizin 2 ay önce beyaz sayfa açtığı ali palabıyık.

    pozisyonun çeşitli mecralardaki yansımaları;

    ekşi sözlük : 3 büyüklerin maçlarında istisnasız her olaya başlık açılan mecrada başlığı bile açılmadı.

    twitter : gündem olmadı.

    galatasaray sözlük : gündem olmadığı gibi, hakemin harika maç yönettiğini söyleyenler çıktı.

    mustafa cengiz yönetimi : esas ortalığı yıkması gerekenler bu arkadaşlar ama her zaman olduğu gibi hakkımızı savunmaktan acizler.

    fatih terim : üzücü bir şekilde hoca da gündeme getirmedi bu pozisyonu. belki maçın genel dinamiklerinden (penaltı+kırmızı olması, çok iyi oynayıp golü atamamamız vs.) ve aleyhindeki algıdan dolayı konuşmak istemedi ama +5 uzatmayı eleştirmiş olup bu pozisyon hakkında konuşmaması yanlış.

    pozisyonun penaltı olduğunu gündeme getirmeye çalışan bir avuç galatasaray taraftarı : kale bile alınmadılar, hatta inanılmaz bir şekilde kendi renktaşları tarafından eleştirildiler.

    --- alıntı ---

    tartışmasız bir şekilde penaltı olduğunu düşündüğüm bu pozisyon dünkü maçtan sonra tuhaf bir şekilde gündem olmayı geçtim, dile bile getirilmedi. dün dile getirilenler ise şunlardı;

    1- muğdat çelik'in maçı satması (!) : martin linnes, kayserispor ceza sahasına demarke bir şekilde girmek üzereyken topu elle kesip çok zekice bir sarı kart gören, sonrasında aptalca bir müdahale ile 2. sarı karttan oyundan atılan muğdat şikecilikle, şerefsizlikle suçlandı ve kendisine en ağır hakaretler edildi. özellikle el pozisyonu üzerinde yoğunlaşıldı ve pozisyonu pilot kameradan göstermeme çakallığı yapılarak muğdat aleyhinde algı oluşturuldu. bu maç satma iddiaları hiç olmayan bir şey değil, son 2.5 senede galatasaray taraftarı'nın bir kısmı da 7 nisan 2018 beşiktaş göztepe maçı'nda demba ba'nın, 6 mayıs 2018 fenerbahçe bursaspor maçı'nda moussa sow'un ve 3 aralık 2018 fenerbahçe kasımpaşa maçı'nda özgür çek'in oyununu "maç satma" olarak yorumladı. çifte standart da burada başlıyor işte, verdiğim bu 3 örnekte 3 maymun oynayan medya ve sosyal medya konu galatasaray olunca ortalığı yıktı. eminim bundan 5 yıl sonra muğdat hep hatırlanacakken (ki çok iyi oynadığı 2 mart 2016 galatasaray akhisar belediyespor maçı'nda tek bir pozisyonda saçmalaması 4.5 sene geçse de her galatasaray - muğdat'ın takımı maçı öncesi hatırlatılıyor) demba ba, moussa sow, özgür çek o maçların üzerinden 3 gün geçmeden unutuldu.

    muğdat'ın elle kesip karşı karşıya pozisyonu önlediği top;
    https://gss.gs/8fJ.png

    2- marcos do nascimento teixeira marcao'nun penaltıya sebebiyet verdiği iddia edilen pozisyon :

    bu zaten tamamen saçmalık görüntüde görüleceği üzere;
    https://gss.gs/LRl.png

    3- muhammed kerem aktürkoğlu'nun penaltı beklediği alakasız pozisyon : bu pozisyonda kerem'e ben de çok kızdım ama sosyal medyada -özellikle ekşi sözlük denen lağım çukurunda- bu pozisyon üzerinden galatasaray ve fatih terim'e edilen hakaretler gırla. bir tanesi atiba hutchinson isimli maçın 3'te 1'ini top oynayarak, maçın 3'te 1'ini yere atlayarak, 3'te 1'ini de hakeme itiraz ederek geçiren arkadaşı bile efendi diye lanse edebilen (bunu da kamuoyuna yedirebilen), bir diğeri 9 haftada 2'si haksız 1'i şüpheli penaltı almış, sürekli yerlere atlayan oyunculardan oluşan bir takım kurmuş 2 camianın bu hakaretleri, karakter analizlerini yapması işin trajikomik boyutu.

    4- fatih terim'in 5 dakikalık uzatmaya tepki vermesi : bu konuda bizim taraftardan bile tepki verenler var ki anlamak güç, bize yapılmış bir adaletsizliğe gösterilen "reaksiyon" var ortada tamamen. ama gelgelelim kendileri skorda önde değilken minimum 6-7 dakika uzatma oynanmasına alışmış olan rakipler; bu itiraza bile nefret saçıyorlar, istiyorlar ki her şey galatasaray'ın aleyhinde olsun.

    5- galatasaray'ın kazandığı penaltı : yine çok bir şey söylemeye gerek yok; ceza sahası içinde arkadan bilek, topuk arası bölgeye basıp rakibini indirmenin penaltı olmadığını savunan ruh hastaları olması üzücü.

    pozisyonun ss'si;
    https://gss.gs/fv7.png

    göründüğü gibi konuşulan 5 konu da galatasaray'ın aleyhine. iftira var, hakaret var, ses bastırma var, değersizleştirme var. her türlü kötülük var. hocanın organize kötülük dediği şey tam olarak bu işte. bun yapılanların hepsi birer "aksiyon". buna bizim göstermemiz gereken şeyse "reaksiyon". görüldüğü gibi 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı sonrası hiçbir şekilde gösteremediğimiz reaksiyon.

    gelelim 16 şubat 2020 galatasaray yeni malatyaspor maçı'na. bu maçı analiz etmemin sebebi 23 kasım 2020 galatasaray'ın verilmeyen penaltısı'nın penaltı olmadığını iddia eden renktaşlarımın olması. o yüzden aleyhimize tartışmasız hatalar yapılmış olmasına rağmen algının tam tersi yönde yapıldığı bir maçı da analizlerime eklemeyi uygun gördüm;

    bu maçta tartışmalı diyebileceğimiz 5 pozisyon var. önce özeti koyalım referans olması için;

    https://tr.beinsports.com/...alatyaspor-mac-ozeti

    tartışmalı pozisyonlar;

    1- galatasaray'ın verilmeyen golü (özette 1.24'ten itibaren): tartışmalı dedim ama pozisyonda hakemin golü vermeme kararı tartışmasız bir hata. orta kesiliyor, rakip oyuncu topu uzaklaştırmak için kasıtlı dokunuyor, adem önüne düşen topu ağlara gönderiyor, gol ofsaytten dolayı iptal ediliyor. halbuki;

    - 26 ağustos 2018 beşiktaş antalyaspor maçı
    - 19 mayıs 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçı
    - 6 aralık 2019 fenerbahçe gençlerbirliği maçı

    maçlarından hatırlayacağımız üzere savunma oyuncusunun topa istemli dokunduğu pozisyonlarda ofsayt olmuyor. yani sonuç olarak skor 0-0 iken 1 golümüz verilmiyor;

    https://gss.gs/tf3.png

    2- sarı kartı olan gökhan töre'nin 2. sarı kartı görmediği pozisyon (özette 1.43'ten itibaren): gökhan, sarı kartlıyken ömer'i ceza sahası çizgisinin yarım metre dışında arkadan karga tulumba indiriyor ama 2. sarıyı ve kırmızıyı görmüyor. ilk sarısı tamamen haklı bu arada.

    pozisyonun ss'si;
    https://gss.gs/hyp.png

    3- galatasaray'ın kazandığı penaltıdaki kart seçimi (özette 1.55'ten itibaren): yeni kurallar gereği topla alakası olmayan, direkt rakibe yönelik müdahaleler ceza sahası içinde olsa bile kırmızı kartla cezalandırılıyor ama burada çıkan kartın rengi sarı. ss'de de göreceğiniz üzere pozisyon arkadan belden sarılma şeklinde bir güreş hareketi içeriyor. bu pozisyona kesin kırmızı diyemeyiz açıkçası ama kırmızı verilse hatalı bir karar olmazdı kesinlikle.

    pozisyonun ss'si;
    https://gss.gs/v9H.png

    4- yeni malatya'nın penaltı beklediği tartışmalı pozisyon (özette 2.32'den itibaren): kırmızı görmüş olması gereken gökhan töre'nin ortasında top seri'nin açık eline yahut dizine çarpıyor. dizine çarptıysa penaltı değil, çarpmadıysa penaltı. bu arada bu pozisyonun en kritik açısı özette yok maalesef.

    5- galatasaray'ın penaltı beklediği tartışmalı pozisyon (özette hiçbir yerden itibaren çünkü zahmet edilip özete konmamış bu pozisyon): hızlı ve paslaşarak kullandığımız korner sonrası ceza sahasının köşesindeki ikili mücadelede top yerdeki yeni malatya oyuncusunun elinden kornere gidiyor ve korner kararı geliyor. muğdat'ın 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'ndaki el pozisyonunun istemsiz olanı. bu pozisyondaki kuraldan tam emin değilim ama şuna eminim ki bu pozisyon galatasaray ceza sahasında yaşanmış olsa ve penaltı verilmemiş olsa bugün hala konuşuluyor olurdu.

    görüldüğü gibi 5 tartışmalı pozisyonda 1 karar galatasaray lehine, 4 karar da yeni malatyaspor lehine çıkmış. bu 5 kararın 2'si tartışmasız yanlış (gökhan'a çıkmayan 2. sarı ve galatasaray'ın iptal edilen golü) ve galatasaray aleyhine. peki maçta sonra ne oldu. yeni malatyaspor başkanı utanmadan maçtan sonra haklarının yendiğini söyledi, medya ve sosyal medya tamamen seri'nin pozisyonunu tartıştı, bizim aleyhimizde karar çıkan tartışmalı pozisyonlar, hatta bizim aleyhimizde yapılan tartışmasız hatalar gündeme bile girmedi. o gün tıpkı 23 kasım 2020 günü gibi iftira vardı, hakaret vardı, ses bastırma vardı, manipülasyon vardı. her türlü kötülük vardı. olmayan şeyse bizim "reaksiyon"umuzdu.

    şimdiye kadar bahsettiğim sadece 2 maçtı. bir de olaylara makro ölçekte bakıp bu reaksiyonsuzluğumuzu ve bu "reaksiyonsuzluk" yüzünden neleri kaybetmiş/kaybediyor/kaybedecek olduğumuzu;

    - bu "reaksiyonsuzluk" takımımızın 3 lig alta düşecek derecede şike yapmış olan rakibiyle, o rakibin şikesinin ortaya çıkmasının üzerinden 1 sene bile geçmeden deplasmanda şampiyonluk maçına çıkmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye kariyerinde benzer hatalar ve taşkınlıklar yapmış olan 3 oyuncudan diego alfredo lugano moreno ve ricardo quaresma sempatikleştirilirken felipe melo'nun şeytanlaştırılmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" bazı algı manipülatörlerinin bizi sadece oyuncularımız 90'lı yıllarda bu örgütün toplantılarına katılması ve bu örgütün elebaşısının hadsizce adımızı ağzına alması sebeplerinden dolayı bizi o iğrenç fetö isimli terör örgütüyle ilişkilendirip 1986'dan bugüne kazandığımız istisnasız tüm başarılarımızı bu örgüte bağlama yüzsüzlüğünü gösterebilmelerine neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2017-2018 sezonu ve süper lig 2018-2019 sezonu gibi aleyhimize yapılmamış hakem hatasının kalmadığı 2 sezonda hakemlere rağmen aldığımız şampiyonlukta dahi medya ve sosyal medyada algının tam tersi olmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2019-2020 sezonu ve hatta süper lig 2016-2017 sezonu'nda umutlarımızın göz göre göre bitirilmesine neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" hande sümertaş gibi, ali dürüst gibi isimlerin iğrenç iftiralara maruz kalmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" yayıncı kuruluşun camiamızla yıllardır alenen taşşak geçmesine neden oldu; (bkz: #3009743) ve (bkz: #3011785).

    - bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2010-2011 sezonu'nun başından beri 3 büyükler arasında hakemler konusunda en "şanslı" takım olan fenerbahçe'nin ve bu konuda 2. en şanslı olan beşiktaş'ın mağduru oynayıp galatasaray'ı şeytanlaştırmayı başarmasına neden oldu.

    (bkz: #3001688)

    süper lig 2010-2011 sezonu'nun ilk günü ila 24 ekim 2020 saat 18.15 tarihi arasında;

    rakibinin gördüğü sarı kart - gördüğü sarı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);

    galatasaray = +172
    fenerbahçe = +220
    beşiktaş = + 194

    rakibinin gördüğü kırmızı kart - gördüğü kırmızı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);

    galatasaray = +11
    fenerbahçe = +25
    beşiktaş = -2

    kullandığı penaltılar - rakiplerinin kullandığı penaltılar (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);

    galatasaray = +26
    fenerbahçe = +33
    beşiktaş = +29

    not: istatistiklerin daha detaylı hali entry'de var.

    - bu "reaksiyonsuzluk" tff, mhk, pfdk ve tahkim kurulu gibi futbolu yöneten kurullara ve medyaya çoğu galatasaray kompleksi ve galatasaray düşmanlığı'na sahip olan fbjk'lilerin dolmasına sebep oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" bize

    a- beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu,
    b- beko basketbol ligi 2013-2014 sezonu ((bkz: 3 haziran 2014 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı)),
    c- kadınlar basketbol ligi 2012-2013 sezonu ((bkz: 26 nisan 2013 fenerbahçe galatasaray kadın basketbol maçı))
    d- 2013 erkekler basketbol türkiye kupası ((bkz: 10 şubat 2013 fenerbahçe ülker galatasaray basketbol maçı))

    şampiyonluklarına mal oldu.

    3 lig, 1 türkiye kupası şampiyonluklarından bahsediyoruz, mahalle kupaları değil yani. trabzonspor'u 3 temmuz'un üstüne gitmemekle suçlayan taraftarımızın gıkı bile çıkmadı beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu hakkında, sezonun üzerinden geçen 9.5 senede. sanki hakkımızı çatır çatır yememişler gibi, sanki recep ankaralı - semih özsoy ses kaydı çıkmamış gibi unutuldu gitti o sene, o seneler. beko basketbol ligi 2013 - 2014 sezonu'nda hakkımızı yedirmeyeceğimiz yerde; ya da ülkenin en büyük camiasıyız ya, hakkımızı yiyenlere gereken mesajı verip bir daha hakkımızın yenmemesini sağlayacağımıza maça çıkmayıp tişört bastırdık ve o bize yetti. ben aklıma geldikçe hala çıldırıyorum beko basketbol ligi 2013 - 2014 sezonu'na, ama özellikle renktaşlarımın "asalet mecbur kılar" diyip geçmelerine. adamlar bir sezonun emeğini afiyetle yedi ve "asalet mecbur kılar" diyip geçtik, hala inanamıyorum.

    - bu "reaksiyonsuzluk" dünya tarihinde belki de bir ilk, rakibimizin yaptığı şikeden mağdur olmasına ve yaptıkları kanıtlı itiraflı şikenin suçunun bize kalmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" az daha 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı rakibimizin sahaya istettiği kupayı kaldırmamıza izin vermemesine yol açacaktı, 40 yılın başı gereken reaksiyonu vererek bu rezilliği engelledik çok şükür.

    - bu "reaksiyonsuzluk", korkum o ki rakiplerimizin türkiye kupası kadar bile şampiyonluklara eklenme hakkı olmayan 1925-1955 arası kupaları da (bkz: #2962464) hanelerine ekleyip şampiyonluk sayılarını kendi lehlerine ciddi ölçüde değiştirmelerine neden olacak.

    - bu "reaksiyonsuzluk", süper lig 2020-2021 sezonu'nda;

    1- 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı'nın ilk dakikasında marcos do nascimento teixeira marcao'ya kasti bir şekilde atılan yumruğun hakem+var tarafından, hatta yayıncı kuruluş tarafından görmezden gelinip, özete bile konulmamasına (bkz: #2992088),

    2- 19 ekim 2020 galatasaray'ın iptal edilen golü'nde top alanyaspor hakimiyetine geçmişken geçmemiş gibi karar alınmasına ve bunun hiç gündem olmayıp saracchi'nin kapalı koluna çarptığı net bir şekilde görülen topun açık kola çarptığı ve penaltı olduğu iddiasının genel görüş haline gelmesine,

    3- 24 ekim 2020 bb erzurumspor galatasaray maçı'nda 1. dakikadan 90+5'e kadar ince ince doğranan ve haksız yere 10 kişi kalan takımın galatasaray olmasına rağmen orta sahada premier league standartlarında faul çıkmayacak bir pozisyon sonrası gol atıldı diye erzurumspor başkanının, medyanın ve sosyal medyanın ortalığı yıkıp galatasaray'ı şeytanlaştırmasına,

    4- 8 kasım 2020 sivasspor galatasaray maçı'nda kendini yere bırakan sivasspor oyuncuları cezalandırılmamışken ve mustapha yatabare'nin %100, mamadou samassa'nın da %100'e yakın kırmızı kartları verilmemiş olmasına ve sivasspor'un penaltı kazanmış olmasına rağmen rıza çalımbay'ın meydanı boş bulup 16 gündür "galatasaray maçında doğrandık" demesine, medya ve sosyal medyadaki algının da bu şekilde oluşmasına (ki bence marcao'nun penaltı dönüşü pozisyonu tartışmasız penaltı, verilmemesi net bir hata ama ortada çıkmayan ve ne hikmetse hiç bahsedilmeyen en az 1 kırmızı kart var),

    5- 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı sonrası yukarıda uzunca anlattığım galatasaray düşmanı tavra

    neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" öyle yeni bir şey de değil, 1925-1985 arası koca bir 60 yıl boyunca türk futbolunda fenerbahçe'nin "büyük abi" ve beşiktaş'ın "küçük kardeş", galatasaray'ın da "üvey evlat" olmasına neden oldu. bu reaksiyonsuzluk 23 mayıs 1943 beşiktaş fenerbahçe maçı ve 8 nisan 1951 beşiktaş fenerbahçe maçı maçlarında 2 milli küme şampiyonluğumuzun elimizden haksızca, adaletsizce alınmasına neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 1985-1986 sezonu'nda yaşanan rezilikler sonucu namağlup 2. olmamıza neden oldu.

    (bkz: beşiktaş'ın semra özal tarafından destek gördüğü yıllar), (bkz: 20 nisan 1986 gençlerbirliği beşiktaş maçı), (bkz: 25 mayıs 1986 beşiktaş sakaryaspor maçı), (bkz: https://eksisozluk.com/...mistim--6307045) , (bkz: 1 haziran 1986 trabzonspor beşiktaş maçı)

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 1986-1987 sezonu'nda o dönem serbest olan ve herkesin verip aldığı teşvik primini verdiği için galatasaray'ın en değerli şampiyonluklarından birinin karalanmasına neden oldu ki aynı sezon için beşiktaş lehine şike teklifi itirafı var;

    https://www.hurriyet.com.tr/...ahip-cikmadi-7897821

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 1992-1993 sezonu'nda 14 mart 1993 ankaragücü beşiktaş maçı'nda çoğu "akıllı tv" videolarına konu olmalık 6 gol atıp 0-6 kazanmış, o sene bizle oynadığı 5 maçta 2 beraberlik 3 mağlubiyet almış, senenin son maçı olan 30 mayıs 1993 beşiktaş gençlerbirliği maçı yaşanan şu olayların (bkz: #885194), (bkz: #50961) öznesi olmuş beşiktaş'ın, ligin açık ara en iyi top oynayan takımı olan ve ligin son haftasına 2 averaj farkla önde giren galatasaray'ın önüne gelenden 4-5-6 yiyen ankaragücü'ne 30 mayıs 1993 ankaragücü galatasaray maçı'nda 8 atmasını şike olarak lanse edip kamuoyunda bu algıyı yerleştirmesine neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 1996-1997 sezonu'nda vahap beyaz'ın biz 1-2 öndeyken net penaltımızı ve rakibe kırmızı kartı vermediği, sonra ofsayt şüphesi olan bir golle istanbulspor'un 2-2'yi yakaladığı ve son dakikada %1000'lik pozisyonu harcamasa bu hata/hatalar sonucu 3-2 kazanacağı 12 nisan 1997 istanbulspor galatasaray maçı'nın sonunda lehimize tartışmalı bir penaltı verdiği için

    ve

    ahmet çakar'ın 40 yılın başı düzgün, hatasız bir maç yönettiği 20 nisan 1997 beşiktaş galatasaray maçı sonrası galatasaray lehine %100 haklı bir penaltı verdiği için galatasaray'ın hakemler tarafından şampiyon yapıldığı yalanının söylenip emeğimizin kirletilmesine neden oldu.

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 2000-2001 sezonu'nda ekmeğimize kan doğranmasına neden oldu.

    (bkz: #2958320), (bkz: 21 nisan 2001 fenerbahçe gaziantepspor maçı), (bkz: 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçı), https://www.youtube.com/..._channel=FutbolArena

    - bu "reaksiyonsuzluk" türkiye birinci ligi 2005-2006 sezonu'nda lehlerine yapılmış ekstrem hakem hatalarıyla yarışta kalmış olan fenerbahçe'nin konfetiden dolayı maç iptali isteyip alamaması yüzünden şampiyonluğumuzu karalayabilmesine neden oldu.

    (bkz: 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı), (bkz: selçuk dereli)

    - bu reaksiyonsuzluk türkiye süper ligi 2002-2003 sezonu ve turkcell süper lig 2008-2009 sezonu'nda yapılanların şu itiraflara rağmen unutturulabilmesine neden oldu.

    2002-2003: https://www.youtube.com/...%B1ly%C4%B1ld%C4%B1z

    2008-2009: https://www.youtube.com/watch?v=ejmDdJ7kWWc (1.30'dan itibaren)
    (bkz: 10 nisan 2009 kocaelispor beşiktaş maçı)

    bu "reaksiyonsuzluk" daha aklıma gelmeyen birçok haksızlığa maruz kalmamıza neden oldu/oluyor/olacak.

    velhasıl kelam, taraftarıyla, kulüp üyesiyle, yöneticisiyle hala "reaksiyon" göstermemeye devam ediyoruz. 1925'ten bugüne kadar bu reaksiyonsuzluğun cezasını çekmeye devam ediyoruz, ve hala reaksiyon vermeyebiliyoruz.

    bütün bunları anlatmamdaki amaç rakiplerimizin yaptığı bu türden işleri biz de yapalım demek değil, saha içini boşverip saha dışıyla uğraşalım demek değil, galatasaray pir-ü paktır gibi inanmadığım bir ana fikri savunmak değil, rakiplerimiz şeytanın ta kendisi demek de değil.

    ama benim şahsi düşüncem o ki ortada tuttuğum kulübe yönelik çok büyük, çok derin bir haksızlık var ve biz camia olarak bu haksızlığı engellemek için hiçbir şey yapmadık ve yapmıyoruz. bunu yapmamamız bizi gün geçtikçe daha kötü bir duruma sokuyor. türk futbolunun zirvesindeki kurumlarda yöneticilerin kimler olduğuna bakan biri bunu rahatlıkla görecektir.

    bütün bunlar oluyor madem, neden en başarılı türk kulübü biziz sorularını duyar gibiyim. onun da açıklaması son derece basit.

    1.si 1905-1925 arasında en başarılı takım bizdik ama 1925-1985 arası 60 senelik dönemde tartışmasız 3. sıradaydık yerel başarı olarak;

    istanbul ligi: beşiktaş-13 fenerbahçe-11 galatasaray-9
    milli küme+türkiye futbol 1.liği: beşiktaş-5 fenerbahçe-9 galatasaray-1
    türkiye kupası (1959-1985 arası): beşiktaş-1 fenerbahçe-4 galatasaray-8 trabzonspor-3
    lig şampiyonlukları (1956-1985 arası): beşiktaş-6 fenerbahçe-11 galatasaray-6 trabzonspor-6

    görüldüğü üzere 1925-1985 arası yerelde çok çok kötüyüz. mesela 1970'te yapılan bir ankete göre taraftar oranları yaklaşık beşiktaş-%30 fenerbahçe-%60 galatasaray-%10. bu da o dönemlere dair bir fikir veriyordur sanırım.

    1985-2002 arası da öyle bir yapılanmaya sahibiz ki hem biz hem milli takımımız abad oluyor;

    1984'te türk futbolu rezil durumdayken jupp derwall'in gelişiyle başladığımız yapılanmanın bize ve milli takımımıza meyveleri şu şekilde;

    galatasaray
    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    1988-89 şampiyon kulüpler kupası yarı finali
    1991-92 kupa galipleri kupası çeyrek finali (şampiyon werder bremen'e 2-1 ve 0-0'lık skorlarla elenmiştik.)
    1993-94 şampiyonlar ligi çeyrek finali
    1998-99 şampiyonlar ligi grup 2.liği (statüye göre 6 grup 2.sinden sadece 2'si çeyrek final oynayabilmişti, biz maalesef en iyi 3. grup 2.si olabilmiştik.)
    1999-00 uefa kupası şampiyonluğu
    2000 süper kupa şampiyonluğu
    2000-01 şampiyonlar ligi çeyrek finali
    2001-02 şampiyonlar ligi son 16 turu

    milli takım
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    1991 akdeniz oyunları 2.liği
    1993 akdeniz oyunları şampiyonluğu
    1996 avrupa şampiyonası katılım (tarihte ilk)
    2000 avrupa şampiyonası çeyrek finali
    2002 dünya kupasına katılım (1954 dünya kupası sonrası ilk ve tek)
    2002 dünya kupası 3.lüğü

    burada başarımızın saha içi kaynaklı olduğu çok net bir biçimde ortada.

    2002-2011 arası yine benzer bir döneme girdik ve aziz yıldırım fenerbahçe'sinin bu dönemki saha dışı gücünü herkes hatırlar. sonrası da 4 fatih terim şampiyonluğu zaten. fatih terim de son dönemki yerel başarılarımızın baş aktörlerinden. hatta öyle bir "game changer" ki kendisinin yokluğunda 53'te 14 yapmış takımımız kendisiyle birlikte 11'de 8 yapmış. yalnız fatih terim'in sahip olmadığı bir özellik var: ölümsüzlük. fatih hoca sonrası bu kadar ekstrem bir ortalama yakalayabilecek birini bulmamız çok güç. o zaman ne yapacağız peki?

    görüldüğü üzere reaksiyonsuzluk 1925-1985 arası 60 senemize mal olmuş durumda ve bir dahaki 60 senemize de mal olabilir. iyi yönetilmek bizi kurtarmaz çünkü aslında iyi değil "nispeten iyi" yönetiliyoruz. fenerbahçe ve/veya beşiktaş da her ne kadar 100 yıldır becerememiş olsa da bizim 1984'te yaptığımız devrimi gerçekleştirebilir, hiç belli olmaz bu işler. o zaman nasıl karşı koyacağız peki nispeten iyi yönetilmemizle kompanse ettiğimiz maruz kaldığımız haksızlıklara.

    saha içi performansımızı unutmadan, gerekli özeleştirileri sonuna kadar yaparak, kimseyi düşman ilan edip şeytanlaştırmadan, kimsenin hakkını da yemeden yine de gerekli cevapları, gereken reaksiyonu veremez miyiz?

    konsantrasyon mottomuzun yanına artık "reaksiyon"u da motto olarak eklememiz gerekmez mi?

    not : yazıdaki bazı noktalar rakipler hakkında delilsiz ama güçlü olduğunu düşündüğüm iddialar içeriyor, rakiplerimizin yaptığı için şikayetçi olduğum "iftira etme" eylemini gerçekleştirmemeye dikkat edip o tip iddialardan direkt sonuçlara ve yargıya varmamaya çalıştığımı düşünüyorum ve umuyorum. yine de sürç-i lisan eylediysem affola.
  • 6459
    son 30 yılda türk futbolunu domine etmiştir. sadece sportif içerik olarak değil kültürel anlamda bulunduğu coğrafyanın yüz akı olmuş, elde ettiği internasyonal başarılarla taraftarlarının göğsünü kabartmıştır. kısıtlı bütçe ve imkanlara rağmen basketbolda da avrupa arenasında kupalar kaldırmıştır. hatta bazı rakiplerimizin takım sporlarındaki en büyük kupayı (2017 euroleague) biz aldık diye böbürlenmelerine 2014 yılındaki euroleague şampiyonluk kupasını işaret ederek ilklerin ve enlerin takımı olduğunu hatırlatmaya hazır olan kulüptür. cok yaşasındır...
  • 6461
    güzel yönetilmekte olan kulüptür. ezeli rakibimiz 9 yıldır şampiyon olamazken biz bu 9 yılda 5 kez şampiyon olduk. eğer mesele cengiz yönetimi ise, onlar da 3 yılda 2 şampiyonluk kazandı. her gün kameralara çıkıp yok sivasspor yok rizespor yok bilmemnesporun teknik direktörlerini ciddiye alıp açıklama yayınlayacaklarsa başka işlerle uğraşacak vakitleri bile kalmaz.

    kaldı ki trabzon ve fener'in en büyük hatası budur yıllardır. gündemi gereksiz konularla meşgul ediyorlar sürekli ve koskoca camia futboldan başka her şeyi konuşuyor. saha içiyle değil, dışıyla uğraşıyorlar. gün sonunda rakamlara baktığınızda da ota boka atlamayıp cevap vermemek daha doğru, bunu görebiliyoruz. yönetim kendi bildiği şekilde işlerini yapmaya devam etmelidir. mert hakan'a ekstradan para vermemek de, mensah transferinde sidik yarışına girmemek de doğru kararlardır. bunu hala görememiş olanların olması şaşırtıyor beni.

    lisecilere bırakılmayacak kadar büyük bir değerdir ayrıca.
  • 6462
    --- alıntı ---

    dünyaca ünlü denetim şirketi kpmg'nin futbol endüstrisi verilerini karşılaştırdığı kpmg football benchmark'ın son paylaşımına göre galatasaray, türk kulüpleri arasında 2019-2020 sezonunu da hem ciro hem de kârlılık olarak zirvede tamamladı.

    galatasaray, zorlu geçen ve taraftarsız tamamlanan sezonu bir önceki yıla göre gelirlerinde bir gerileme olsa da 129 milyon euro gelir ile en yakın rakibine 48 milyon euro'dan fazla fark atarak tamamladı. operasyonel giderlerini de 107,5 milyon euro bandında tutmayı başaran galatasaray, brüt kârlılıkta 21,5 milyon euro üzeri bir performansla da liderliğini sürdürdü.

    istanbul'un 3 büyükleri arasında 2019-2020 sezonunda da brüt karlılığı pozitif olan tek kulüp geçtiğimiz sezon olduğu gibi yine galatasaray oldu.

    --- alıntı ---

    https://www.galatasaray.org/...si-galatasaray/47632

    (bkz: mustafa cengiz yönetimi)
  • 6463
    çok kritik bir dönemeçte olan biricik aşkımız. covid-19 salgını bütün dünyada birçok alanda büyük ekonomik yaralar açtı, açmaya devam ediyor. türkiye özelinde bakarsak zaten salgından önce de uzun süredir devam eden bir döviz krizi var. ekonomik olarak pamuk ipliğine bağlı olan spor kulüplerimiz de bütün bunlardan payını alıyor. bazı dünya devi kulüpler bizim kadar etkilenmese de bizim bu salgından çokça etkileneceğimiz aşikar.
    bu kritik eşikten bizi daha az yarayla çıkaracak olan şey ise futbolda başarıdır. türkiye’de futbol, spor kulüplerinin en büyük gelir kaynağı. futbolda şampiyonluk demek büyük bir gelir demek. salgının da etkisiyle sponsorluk gelirleri düşebilir. bu düşüşü yaşamamak için başarılı olmalıyız ve en büyük reklam olan şampiyonlar liginde olmalıyız. camiamız içinde herkese önemli görevler düşüyor. yönetim, hocamızla beraber doğru hamleleri yapmalı ve önümüzdeki “bariyerleri” kaldırmalı. taraftar olarak bizlere düşense sonuna kadar destek olmaktır. tabii ki her işi alkışlayacak halimiz yok fakat olumlu bir sinerji yaratmak bizim elimizde. bu kritik sezonda başarı demek daha aydınlık bir gelecek demek.
    bunların bilincinde olarak medyanın yalaka algıcılarına fırsat vermeyelim, üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmış oluruz. hep destek tam destek anlayışıyla bu kritik dönemeci yarasız atlatacağımıza inancım tam.
  • 6464
    oysa herkes öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/PMG.jpg

    kulak verin bu dediklerime

    https://gss.gs/s44.jpg

    kimi bir bakışıyla yapar bunu

    https://gss.gs/wMb.jpg

    kimi dalkavukça sözlerle

    https://gss.gs/07f.jpg

    korkaklar öpücük ile öldürür

    https://gss.gs/8z9.jpg

    yürekliler kılıç darbeleriyle

    https://gss.gs/zkW.jpg

    kimi gençken öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/92q.jpg

    kimi yaşlıyken

    https://gss.gs/I9X.jpg

    şehvetli ellerle boğar kimi

    https://gss.gs/Nik.jpg

    kimi altından ellerle

    https://gss.gs/koB.jpg

    merhametli kişi bıçak kullanır

    https://gss.gs/cWv.jpg

    çünkü bıçakla ölen çabuk soğur

    https://gss.gs/xuD.jpg

    kimi yeterince sevmez

    https://gss.gs/nY6.jpg

    kimi fazla sever

    https://gss.gs/BCC.jpg

    kimi satar

    https://gss.gs/wul.jpg

    kimi de satın alır

    https://gss.gs/vnG.jpg

    kimi gözyaşı döker öldürürken

    https://gss.gs/zbz.jpg

    kimi kılı kıpırdamadan

    https://gss.gs/Ylw.jpg

    çünkü herkes öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/FcJ.jpg

    ama herkes öldürdü diye ölmez

    https://gss.gs/wZH.jpg
  • 6466
    bugün izin günüm. hak ettiğim bir izin günü ve hafiften mayhoşum. sonra karşıma bu çıktı.

    https://www.instagram.com/...igshid=107p383tp13vd

    mert abideyiz*), öğleden sonra dersleri ekmişim, 2 tane 100'lük bitmiş ve arena'da sneijder! şimdi nasıl sevmeyeyim ben bu kulübü? iyi günde, kötü günde sığınacak başka nerem var?

    iyi ki galatasaraylıyım. iyi ki...

    edit: bahsi geçen maç 11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı'dır.
  • 6468
    beşiktaş alanyasporu 3 farkla yenmese bile varlığı yeter. öyle büyük bir takım ki bir takım nedenler bile büyüklüğüne saygı duyup bir şekilde zirveden aşağı indirmiyor onu.

    ben bu takımı pink floyd'un efsunlu ezgilerine benzetiyorum. yani bir takım düşünün süper final denilen ucube sistemde 2 kere şampiyon olsun hem de ezeli rakibinin sahasında.

    yine 2005/06 sezonunda o meşhur denizli faciası ile.

    ama bana sorarsanız en kıymetli şampiyonluğu 2007/08 şampiyonluğudur hani hocasız 6/6 yaptığı sezon.

    bir takım düşünün ezeli rakibine ne zaman yenilse o zaman kesin şampiyon olsun.

    bir takım düşünün marek heinz, cihan haspolatlı, mülayim erdem gibi isimlerle şampiyon olsun asjhhh sinirlerim bozuldu valla.

    dediğim gibi bu takımın gizemi ve büyüklüğü hiçbir kuram/teori ile açıklanamaz. çünkü kendisi hayat ve fizik kurallarına aykırıdır.

    fahri baba, yusuf baba, aziz yıldırım büyüsü, feto duası bile diz çöküp tövbe ister.

    aziz fenerin başına ilk geçtiğinde görün dedi bundan sonra öyle kolay kolay şampiyon oluyorlar mı en çok şampiyonluğu aziz gördü. çok iyi hatırlıyorum ali şen diyordu bu nedir be kardezim bir takım zürekli zürekli zampiyon olur mu? ligin tadı tuzu kaztı.

    sözlükte yıllar önce fb bjk çekişip dalaşırken suserin biri gs'si yine aradan sıyrılıp şampiyon olacak asjhhh nitekim de öyle oldu.

    ama kesin şampiyon olması için fb ya da bjk ile çekişmesi lazım yoksa rehavete kapılıp salıyor. heyecan, atraksiyon, konsantrasyon ve kaos bu takımın ilacı. rakiplerin kendisini kızdırması lazım ki hedefe ulaşsın.

    fenerbahçe çok büyük umutlarla sezona giriş yapıyor ama ortası sonu mutlaka hüsran. beşiktaş ise galatasarayla yarıştığı zaman son haftalara girince bir sekilde attan düşmüş gibi oluyor. ya tokatlanıyor ya da o meşhur "beşiktaş ölüm kalım maçına çıkarsa kesin ölen taraf olur" kuralını bir kez daha ispat ediyor.

    watsapdan sürekli kızdırıyordu fenerli akrabalar artık ses seda yok onlardan.

    daha önce de dedim bu ligde diğer takımların şampiyon olması için çok iyi futbol oynaması lazım galatasaray'ın ise vasat ya da normal oyunu onu çok rahat şampiyon yapar.

    ister sevin ister sevmeyin ama diğer camialar kendi içlerinden bir fatih terim çıkaramadı. adam şampiyonluk ve kupaların adı resmen.

    şu an ligin en az gol yiyen takımı galatasaray hem de muslerasız. bay geçtiği hafta da liderlik ihtimalinin artması izah edilecek durum değil. kurban olduğum rabbim de seviyor bu takımı.

    efendi takımdır birde rakipler salça olmasa laf atmasa kimseye karışmaz işine gücüne bakar. ama kızdığı zaman mayıs ayını çok seven sahra aslanları gibi ovaya iner ve gerekeni yapar.

    pençe atmana gerek yok aslanım kükresen yeter.

    yürüyedur.
  • 6471
    15.12.2020 tarihinde 4 ayrı branşta 4 maçı olan canımız takımımız.
    program 16:30'da 15 aralık 2020 sopron basket galatasaray kadın basketbol maçı ile başlayacak, 20:00'de erkek basketbol maçı* ile devam edecek; 21:00'de ise bu kez yeşil sahaya aslanlar çıkacak. (bkz: 15 aralık 2020 galatasaray darıca gençlerbirliği maçı) son olarak da cev cup'ta çeyrek final oynamak için saat 23:00'de salona çıkıyoruz. (bkz: 15 aralık 2020 cv guaguas galatasaray voleybol maçı) galatasarayla dolu 8 saat olacak. umarım 4 galibiyet ile yolumuza devam ederiz.
  • 6472
    ana faaliyet gösterdiği ülkede terörist ilan edilen kişileri hazırlanan videolara koymadığı veya koyamadığı için eleştirilen kulüp.

    hükümet düşmanı falan demiyorum. silahlı örgüte üye olmak suçundan 15 yıl hapis cezası verilen bir adamdan veya adamlardan bahsediyoruz.

    o haklı şu haksız olayı değil bu durum. resmi olarak verilen bir karar var ortada.
App Store'dan indirin Google Play'den alın