• 3251
    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/19023.php

    genç kız gibi trip atmış yönetimimiz. yahu arkadaş küfür doğrudur yanlıştır, çirkindir güzeldir, berbattır falan o başka hikaye de yani bu küfür işi dünyada her kulübün tribünlerinde yaşanan bizde de yıllardan beri süre gelen bir şey.

    dün de taraftar doğrudur yanlıştır ismail şenol'a galatasaray'a haksızlık yapacak söylemlerde bulunduğu için küfür etti. ha gerçekten ismail bunu haketmiştir etmemiştir konu bu da değil, en fazla yanlış anlaşılma olup küfür yemiştir.

    ama sen böyle bir durumdan sonra ne diye taraftarı karşına alacak, kendini onunla ayrıştıracak bu tip bir açıklama yaparsın ki. ergin ataman'ın ismai şenol'a kişisel sevgisi nedeniyle taraftara yönelik dünkü açıklamaları olmasaydı kulüp de asla ve kathiyen böyle bir açıklama yapmazdı daha evvel de yapmamıştı.

    küfür olur arkadaş, kahvedeki adam da küfrediyor, oraya halkın adamı galatasaray için gidiyor, gs figürlerinden birine küfür edilmediği sürece resmi sitenin böyle bir açıklama yapması abesle iştigal. gereksiz yere huzur kaçırır.
  • 3253
    açıklamalarına sonuna kadar katıldığım kulübüm. basketbol şubesini kapatmakla tehdit etmeleri gayet normal . çünkü bazı galatasaraylı taraftarlarımız düzgünce sözlerden bir şey anlamıyor . kaç kere söylendi küfrün , kötü tezahüratların tribünden uzaklaştırılması gerektiği .. biz zaten bu yüzden galatasaray'ız . yapılan yanlışları örtbas etmek yerine bunları ortadan kaldırmaya çalışan kulübüz biz .
  • 3259
    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/19023.php

    yapılan açıklama bir tehdit değildir. basketbolun bir spor olduğunu tekrar hatırlatma amacıdır. zevk, eğlence için yapıldığının hatırtlatılmasıdır. bu oyundan zevk alamıyorsa şahıslar izlemesin o zaman demektir. bu sadece basketbol içinde geçerli değil, futbol,hentbol aklınıza gelebilecek her spor dalı için geçerli bir durumdur.

    yıllarca alt yapımızdan iyi oyuncu çıkmıyor, iyi yöneticiler, iyi spor adamları yok diye dert yanıp duruyoruz da iyi bir taraftarmıyız diye kendimize hiç soru soruyormuyuz? işte yapılan bu açıklama bunları bir nevi hatırtma mahiyetlidir. hemen ortalığı veryansına getirmenin anlamı yoktur.

    biraz düşünüp hareket etme herkes için yararlı olacak olandır.
  • 3260
    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/19023.php

    ilgili linkte 'galatasaray bu değildir' başlığını atarak galatasaraylılığın ne demek olduğunun farkında olmayan taraftarlarına gerekli ayarı vermiş canım kulubümüz.

    bu basketbol şubesinin küçültülmesi ya da kapatılması mevzusu yeni haber değil. başkan 2 yıldır, amatör branşların zarar yazdığını küçülmeye ya da kapatılmaya doğru gittiğimizi belirtti birçok kez. yine de spora destekten dolayı, bu kararını henüz uygulamaya geçirmediler.

    bugünkü mesajlarında da, eğer sportif anlayışta devam edilmeyecekse, sportmenlikten uzaklaşılacaksa, dünkü gibi rezil durumlar, hayvanlıklar devam edecekse boşuboşuna bu spor dallarında yer almanın gerekli olmadığını belirtmişlerdir. yani 'olmaz olsun böyle spor, paramızla rezil oluyoruz, katkı sağlayacağına imajımız zarar görüyor' demeye getirdiler.

    bunlar adı üstünde amatör branş! spora, ülke insanına katkı sağlasın diye mücadele veriliyor. hayvanoğluhayvanlar dağdan gelip de, bütün nefretini, pisliğini kussun diye değil!
  • 3262
    resmi siteden bugün yapılan açıklamayı 'kurumsallık eki eki' tadında eleştiren şakacı küfürbaz dostlarının taraftarı olmaması gereken kulüptür.

    espri de çogzel.

    https://twitter.com/...s/424179929777831936

    güruha bak. kimin gücü kime yeterseymiş. siz kimsiniz lan. karaborsa bilet satmayı mı durduracaksınız savaşı(!) kazanmak için.

    savaşmayın. böyle ağlamış gibi yapın. ühü. :(

    http://s7.directupload.net/.../110826/4it8kf2h.swf
  • 3263
    --- alıntı ---
    bu yakışıksız davranışlar ne yazık ki bir süredir var olan bir sürecin bardağı taşıran son damlası niteliğindedir.
    --- alıntı ---

    --- alıntı ---
    bu davranışların bize yakışmadığını ve yaklaşık bir senedir yapmış olduğumuz uyarı ve temennileri bir kez daha hatırlatmak istiyoruz
    -- alıntı ---

    yukarıda resmi açıklamadan iki alıntı yaptım. *burada da belirtildiği gibi* uzun süredir hemen herkes tribünde küfür olmasın diye açıklama yapıyor zaten. ve insanlar ergin ataman'ın dünkü çıkışına "bırakıp giderim ne demek, biz büyüğüz!!! adam gibi söyleseydi ya!!!11! biz mi anlamıyoruz!1!!11" şeklinde eleştiriler getirmiştir.

    arkadaşlar adamlar insan gibi söylediler zaten, söylemeye de devam ediyorlar. hani sürekli konuşuyor hiç icraat yapmıyor dediğimiz yönetim var ya, bu bir icraat işte. hep beraber bu icraatı istemiyor muyduk? yahu tribünde haksız bir medya emekçisine küfür etmişler, bu kişi koç'un sürekli bilgi danıştığı bir yakın arkadaşıymış da ayrıca. bize geldiği ilk günden beri bir çok maç sonu açıklamasında tribünün küfürler olmadan şiddet ortamı olmadan daha güzel olacağını anlatmaya çalıştı bu koç, kulüp de destek verdi ona. en sonunda bazı dediğim dedik taraftarlar, düşünmeden konuşmayı adet edindiği için kime neden ettiğine bakmadan, sürü psikolojisiyle küfre devam edip bu sefer hiç kusuru olmamış birine küfür edince ergin ataman'da haklı bir şekilde tepkisini koydu.

    siz beni dinlemiyorsunuz madem ben de giderim bak bu son ikazım dedi, laftan anlamıyorsunuz madem belki böyle dikkatinizi çekerim bu konuya dedi, iyi ki de dedi.

    gerek burada gerek tribünde gerçekten farkında olmadan, etrafına uyup bilinçsizce küfür eden arkadaşlar olabilir; beşerdir şaşar ancak insanların durup soluklanıp bir düşünmek yerine sorgusuz sualsiz "sön bönö nö dödön bököyöm!!!1!! döyömözsön önö!!1!1 çöbök görö öl löfönö!!1!"(u: sen bana ne dedin bakayım, ama deme öyle aziz kardeşim, rica etsem lafını geri alır mısın?) tepkisi göstermesi bu tribünde benim yıllardır rahatsız olduğum bir grubun yansıması. galatasaray tribünündeki hoşgörünün kayboluşunun resmidir.

    yahu daha kendisini eleştirebilecek olgunluğa erişmemiş bir insan başkasını ne hakla eleştirebilir ki? biz daha kendi tribünümüzden küfrü atmadan milletin bize küfür etmesine niye kızalım ki? bakı pini balili olayından sonra tribündeki ırkçı yaklaşım bir nebze törpülenince fenerbahçe tribününde muz atan kişilere nasıl hep beraber tepki koyabildik.

    yönetim tabii ki koçun yanıdna olacak, bunun üzerinden yönetimi eleştiren arkadaşlar var ki evlere şenlik. ya ne yapacağıdı kardeşim adam gidip "sen benim tribünümde gelir kaynağıma ters düşecek açıklama yapmazsın!!1 dur lan ben onların yarısından para da almıyorum zaten !!11! ama olsun ya yine de taraftar o deplasmanda smaiyende ultraslan hep bizimle :((( " mi diyecekti?

    --- alıntı ---
    kimdir bu gruplar? amaçları nedir? salon sporlarımıza bulaşan bu seviyesiz ve provokatif davranış tarzı yıllardır iftihar ettiğimiz taraftar duruşumuza nasıl sızmıştır? hangi hakla galatasaray’ı bu duruma düşürmeye cesaret edebilmişlerdir? bu davranışın arkasında kimler vardır? galatasaray’ı temsil etmenin gerektirdiği sorumluluğunu nasıl unutabilmişlerdir? davranışlarını galatasaray terbiyesi ile nasıl bağdaştırmaktadırlar? bu çirkin tezahürata karşı duran hocamız ergin ataman’a yapılan terbiyesizlik nasıl açıklanabilir? kendimizden başka bir dostumuzun olmadığı bir ortamda, bu davranışların sonuç olarak galatasaray’ı içerden vurmak anlamına geleceği ne zaman anlaşılacak? bugün bu sorular bizim için kaçırılmış bir galibiyetten çok daha önemlidir.
    --- alıntı ---

    işte tam olarak burada yönetim ultraslan gibi faşizan bir yapıyla mücadeleye başlayacağını da sinyalini veriyor.*

    velhasıl kelam, kaynağını bilmeden millete ana avrat düz giden bir faşizan yapıyı değil de bunları insan sayıp konuşmaya çalışan bir insanı korumuş olan, bu yaptığıyla da milyonlarca taraftarının içinde bu faşizan yapıdan rahatsız olan kesimi gayet memnun eden açıklamaya imza atmış spor kulübüdür.
  • 3264
    taraftarlarının küfür olayını yanlış anladığı kulüptür.

    yahu; kimse tribünde iki defa küfredildi diye tepki koymuyor ki yönetimi böyle bir topun altına girsin. buradaki konu tribünden yapılan 'sistematik küfür'. anlık tepkilerle olan küfür zaten gıpta ettiğimiz - genel algıdan bahsetmeye çalıştım - ülkelerde de var. ki, küfür refleksif olarak edildiğinde çok da kötü bir şey değil kanımca. ama iş bu seviyeye geldiğinde ve dahası bu küfür eylemi sporcuları ve teknik heyeti olumsuz etkilediğinde buna önlem almak da yönetimimizin işidir.

    kendilerinin şike ve yabancı oyuncu kuralındaki pasif tavırları benim de tepkimi çekmişti. ancak, bu pasif tavırları bundan sonraki her şeye göz yummaları gerektiği anlamına gelmez. böyle bir yaklaşım, herhangi bir yerde insanlar öldüğünde tepki veren bir grubu 'diğerkiler ölürken neredeydiniz' diyerek eleştiren yaklaşım kadar yüzeysel kalır.

    bu süreçte sükunetimizi koruyarak kenetlenmemiz gerektiğini düşünüyordum, lakin kendilerine ultras diyen karaborsacılar çoktan gemileri yakmış. hakkımızda hayırlısı.
  • 3265
    taraftarını resmi site yoluyla tehdit eden yöneticilere sahip klübümüz, asıl siz hangi hakla böyle açıklamalar yapıyorsunuz? galatasarayı federasyona karşı küçük düşürmeyi hangi galatasaray terbiyesi ile bağdaşlaştırıyorsunuz? ülkede yer yerinden oynuyor, bunlar hala havanda su dövüyor. fatih terim olayından sonra bariz bir özgüven patlaması yaşanıyor ama herkes fatih terim değil, yaptıkları tek kelime ile ayıp.

    futbol maçlarındada ''çirkin'' tezahuratlar oluyor o zaman ilk futbol şubesini kapatın, sonra basketbolu kapatın helal olsun diyelim.
  • 3269
    18 ocak 2014 tarihi itibariyle ezeli rakibin şike yaptığının spor hukuku, cas,uefa, yargıtayca onandığı bir ortamda, sarı-kırmızı renklere gönül vermemiş birine edilmiş küfür hadisesini çözmeye çalışan kulübümüz. bu durum bile farkımızı yansıtıyor bence. farklı olduğumuzun değerini asla unutmayalım derim ben. çünkü galatasaraylılık sadece kendini haklı görmeyi öğretmedi bize, başkalarına yaptığımız yanlışları da sorgulamayı öğretti. sarı kırmızı renkler altında anlaşamazken bile farklıyız, değerinin hep farkında olalım.
  • 3270
    fransızlara, türkiye hakkında sorular sormuşlar. türkiye hakkında birçok şeye cevap veremeyen insanlar tek bir soruya ortak cevap verebiliyor.
    + bildiğiniz bir futbol takımı var mı?
    - galatasaray.

    o kadar gururlandım ki izlerken.
    ne büyüksün galatasaray.
    her zaman dediğimiz gibi; türkiye'dir galatasaray.

    http://www.cezmikalorifer.com/...o/izle.php?id=716842
  • 3272
    avrupadaki futbol adamlarının, başkanların, teknik direktörlerin, futbolcuların bizden* bahsettiğini duydukça gurur duymamıza olanak sağlayan avrupa fatihi takımımız.

    haberlere bakıyorum, bugün bile 2 farklı futbolcuya bizi sormuşlar ve "galatasaray iyi takım chealse'nin işi zor" "galatasarayın avrupada başarıları belli" falan gibi cevaplar gelmiş.
    ya şöyle düşünüyorum da bildiğin dünya takımı olacağız,oluyoruz ve olduk sözlük (u: (:)

    insan demeden edemiyor "iyi ki galatasaray'lıyım" diye..

    not: bu açıklamayı neden yazdığımı düşündüm yani neden bu kadar duygulandım diye ama onun da cevabını büyük usta baba gündüz zamanında en güzel şekilde vermiş: " galatasaray bir his takımıdır"
  • 3275
    http://www.youtube.com/watch?v=qyV82duajr0

    çocukluğumu ve gençliğimi ve bundan sonra ki hayatımı adayacağımdır. şu şiiri açıp dinledim hiç anlamı yokken. biraz duygusalım bu gece sözlük. nedenini bilmiyorum ama galatasaray'ı her zamankinden daha yoğun yaşıyorum bu gece ve anlatmak istiyorum bazı şeyleri.

    fazlasıyla muhafazakar, içinde herkesin fenerli olduğu bir ailenin 7. üyesiyim. takım tutmak ya kendi seçimindir ya da en büyüklerinden biri mutlaka ön ayak olur bu seçimde. benimde ailem fenerli yapmak istemiş açıkçası. daha aklım ermiyor ya, ben bebekken soranlara "fenerli o fenerli" derlermiş. amcam hariç hiç kimse fanatik değil yalnız. bir tek o çok çok uğraşmış. başarılı olamayacağını anlayınca fazla kasmamış, oluruna bırakmış.

    amcam hariç evde kimsenin fanatik olmadığını dile getirdim daha demin. benim ailem hangi takım türkiye'yi dünyada temsil ediyorsa ona göre seçimlerini o türk takımına göre yaparlarmış, yaparlar. bu 17 mayıs 2000 gecesindede böyleymiş. ben daha 3 yaşındayım o zamanlar. 3 yaşındaki bir çocuk neyi ne kadar anlıyorsa, durumdan o kadar haberdarım bende. önüm, arkam, sağım, solum bir heyecan içinde. bende ortalarında oturmuşum, sarı kırmızı bir kamyonum var onunla oynuyorum. fakat neler olduğunu anlamıyorum. o sıralarda popescu topun başında. bizimkiler ayakta. çığlık çığlığa. eller semada. vuruyor. o çığlıkların sesi daha da fazlalaşıyor, katlana katlana çoğalıyor. biri almış beni kucağına ve hemen fırlamış balkona. "gol laaaaan gol" diye bağırıyormuş. bende 3 yaşındaki çocuğun o saf ve temiz aklı ile "gooooooooooool" diye bağırmışım. bunu duyan ailem tabii gülmüşler halime. hepsi gelmiş, sarılmış, öpmüş. bu olayı bana annem anlatırken hep ekler sonunda; "amcan ondan sonra seni fenerli yapmaya çalışmadı" ve "keşke seni 17 mayıs günü erken yatırsaydım da, bu kadar derin yaşamasaydın şu duygularını".

    17 mayıs 2000 gününden sonra sözlük, her şeyim tamamı ile galatasaray olmuş. hep ağzımda galatasaray. her şeyimi galatasaraylı istiyormuşum. televizyon başlarında sürekli olarak galatasaray. annem "tüm yaşıtların çizgi film izlerken sen galatasaray galatasay diye ağlıyordun" der. yendiğinde evi bayram yeri yapıyor, yenildiğinde ise bağır çağır ağlıyormuşum. herkes bir oyuncağa ihtiyaç duyarken, benim tek oyuncağım galatasaray oluyormuş.

    yavaş yavaş aklım ermeye başladığında bazı şeylere, hiçbir şeyde farklılık olmamış. bizim yaşadığım semtte çay ocağımız var. maçları lig tv satın almamışken orada abilerin içinde izlerdim maçları. çok iyi galatasaraylı abiler vardı. sürekli olarak ilgilenirlerdi benle. konuşurlardı, hagi'yi anlatırlardı. 15 yıl yaşadıkları çileyi anlatırlardı. o dönemlere ne kadar çok üzüldüklerini anlatırlardı. ailem muhafazakar bir aileydi demiştim. maçları lig tv aldıktan sonra babam lig tv almadı dükkana. bende başka yerlerde izlemek istedim izin vermediler. bir yolunu bulup evden kaçardım. baş edemeyeceklerini anlayınca, vazgeçtiler sıkıp bunaltmaktan. izin verdiler. mahallede okulda falan benim adımı söyleyecek olurlarsa "hangisi, şu galatasaraylı olan mı", "galatasaraylı fatih mi olum?" diye sorarlar. şimdi de öyle bu. hiçbir arkadaşım yanımda sallayamazdı öyle. sallayanları döverdim çünkü o zamanlar. en kral fenerlisi bile dalga geçemezdi. hala geçemiyorlar.

    ben bilmem 15 yıllık çileyi yaşım dolayısı ile. amma velakin bir 2010-2011 yaşadım. o dönemi anlatmak isterim. gittiğim kahveye gelen insan sayısı azala azala bitti. adam maçları sadece benim için açardı o zamanlar. 8. sınıftaydım. galatasaray'da oynamak için can atıyordum. amatör bir kulüpte antremanlara çıkıyordum. hocam beni seçmelere götürecekti. deli gibi çalışıyordum. babam biraz ders çalışayım diye dersaneye yazdırdı, ben dersaneden hastayım bahanesiyle çıkıp top oynamaya gidiyordum. galatasaray tarihinin en kötü dönemini yaşıyordu. sürekli geceleri ağlıyordum sinirden. dayanamıyordum. bir de sakatlandım, sol bacağıma kramponla* maç esnasında basılmıştı. ağrıdan duramıyordum. doktor dedi ki "uzun bir süre top oynama". çok ağlamıştım. seçmelere 1 ay kala başıma gelmişti. çok çok ağlamıştım. yaklaşan sbs sınavından çok iç acıcı bir puan alamamıştım.ailemle ciddi anlamda papaz olmuştum. ayrıca çok arkadaşlarıma uyuyordum, çareyi bulunduğum yerden uzaklaşmakta aradılar. beni memleketimize* gönderdiler.

    büyük bir şehirden küçük şehire gidince bocaladım. bunaldım. yalnız kaldım. kimsem yoktu. tek teselli bulduğum zamanlar galatasaray maçlarının olduğu zamanlardı aynı çocukluğumda olduğu gibi. neyse sözlük, burda efendi olmaya karar verdim. ders çalışmaya başladım. ve söylemeden geçemeyeceğim, burada çok güzel bir insanla tanıştım. kendisi bana bu güzel ortamı tavsiye eden kişidir. kendisinden galatasaraylılıkla ilgili çok şey öğrendim. benim öz abimden farksızdır, eğer bu yazıyı okuyorsa ona burdan teşekkürlerimi yolluyorum.

    sözün özüne dönersek sözlük; hepimizde olduğu gibi galatasaray benim için bir tercih meselesi olmadı. hep hayatımdaydı. hayatımın her yerindeydi. olmayada devam edecektir. ne zaman duygusala bağlasam anlatmak istediğim cümleleri doğru düzgün seçemem. sürç-i lisan ettiysem affola.
App Store'dan indirin Google Play'den alın