• 26
    futbol gereksiz ve saçma değildir. yaşadığımız sorun deprem kuşağında yer alan bir ülkede deprem önlemlerinin gereksiz ve saçma bulunmasıdır. japonya'da 9 büyüklüğüne kadar deprem oluyor ve kimse ölmüyor. dolayısı ile kimse futbolu, basketbolu, yüzmeyi, bisiklete binmeyi, huzurla yaşamayı saçma bulmuyor.

    deprem anında çekilmiş bazı videolar izledim her yerde on milyon defa "çök, kapan, tutun" diye bahsedilmesine rağmen ayakta bekleyenler görülüyor.

    binaya su borusu döşeyen ustalar 2 boru dirsek az kullanmak için kolonları kirişleri kırıyor.

    deprem olacağı bilinen bölgede insanlar yatak odasına eşya dolduruyor.

    yapı denetim oralı değil, devletin umrunda değil

    imar affı ile hasarlı binalara kaçak kat yasallaşıyor

    alüvyon zemine hava limanı yapılıyor

    3 senelik devlet hastaneleri bile ayakta duramıyor

    ama futbol tü kaka.

    hepimizin üzerinde depremin ve kayıplarımızın yarattığı duygusallık, öfke, sinir ve çaresilik var biliyorum ama rasyonel düşünmek zorundayız. geleceğimizi akılcı düşünerek kurtarabiliriz. on binlerce insanımızı 25 senede kaybettik. daha öncesi de var. bari daha fazlası olmasın.

    belki bir gün; 7.8'lik depremi yaşayıp 7 hafif yaralımızın durumunu takip edip ertesi gün futbol maçı bile izleriz. neden olmasın?
  • 30
    katılmadığım önerme. futbolun birleştirici gücünün etkisini yardım çağrılarında görebiliyoruz. öte yandan gulbrandsen'e katılıyorum. doğası gereği futbolun en önemli paydaşının biz izleyiciler olduğunu unutmamak gerekir. izleyiciler gerek fiziksel gerek psikolojik açıdan tarumar durumdayken maçları oynatmak sporun doğasına ve amacına aykırı.
  • 31
    futbol bir spor dalı olduğu kadar aynı zamanda bir meslek koludur. bir sektördür, eğlence aracı değildir. futbolcunun bir mühendisten, bir avukattan, bir öğretmenden farkı yoktur. futbol izleyicisi olmak, seyirci olmak, taraftar olmak başka bir şey; futbolcu açısından futbolun profesyonel bir iş kolu olduğu başka bir şey. futbolcu futbolu hobi olarak veya sağlıklı yaşam için yapmıyor. seyirci için de yapmıyor. futbolcu futbolu iş gereği sahada oynuyor. pek çoğu anonim şirket statüstünde olan ve sportif faaliyetler gösteren kulüplerin hukukçularına titizlikle hazırlattığı ve iki tarafın da menfaatine olan sözleşmeler karşılığında futbolcular, bir spor dalını mensubu olduğu kulüplerin namına futbol sahasında yerine getiriyor. burada sapla samanı ayırmak lazım. başta hatay, antep ve adana olmak üzere, deprem bölgesinde yer alan şehirlerde doğal afeti bilfiil yaşayan sporcuların mart ayına kadar istirahat etmeleri gerektiği düşüncesindeyim ancak üç şehir (hatay, antep ve adana) dışında süper ligin tamamını kapsayan bir sezonu dondurma veya sezonun yaşanmamış varsayılma senaryosuna karşıyım. bu karşıt düşüncemin galatasaray'la veya liderlikle bir alakası da yok. 10.sırada olsak yine aynı şeyleri yazardım. futbolun eğlence boyutunda veya insanların dikkatini futbola çekme gibi konularda değilim ama türkiye'nin birçok şehrinde insanlar bütün üzüntüleri ve mutsuzlukları ile beraber mesleklerini nasıl icra ediyorlarsa, sporcular da mesleklerini icra edebilmeliler. futbol sadece futbolcunun değil; şirket statüstünde yönetilen spor kulüplerinde çalışan güvenlik görevlisinden muhasebeciye, kondisyonerden tercümana binlerce kişinin maaş elde ettiği bir sektör. bu sektörü, sektörün gerektirdiği profesyonel anlayışla yönetmek gerekir. insanların bu sektörde de aylık kazançlarına ihtiyaç duyduğu gerçeği göz önünde tutulmalı. "show must go on" değil yani, "business must go on". tıpkı diğer iş kolları gibi.
  • 32
    şu anda olanlarla ülkemiz bu şekilde sınanınca aslında yaşamak da gereksiz ve saçma bir şey değil midir? insan kendini ne kadar aciz ve çaresiz hissetmiyor mu? sormuyor muyuz kendimize neden yaşıyoruz ve yarın başımıza ne musibetler gelebilir diye. ne yapalım yani? hayatın bizi geren olumsuz gerçeklerinden kaçmak için keyif veren futbolu izlemeyelim mi? insanlar keyif aldığı şeyler (çok az kalan) vasıtasıyla bırakın az da olsa deşarj olsun. bunu da çok görmeyin. gerçeklerden kaçmak istemeyen yok mu şu anda? çünkü gerçekler çok ama çok üzücü.
  • 33
    toplanan milyarlarca tl vergilerin karşılığında kendi halkına çürük binalar satan müteahhitlerin, onay veren yapı denetim firmalarının, oy zamanı gelince durumu dar olan insanlardan oy isterken onların çürük binalarının yerine sağlam yapı yapmak yerine, imar barışı getirip bu illegal yapılaşmayı legal hale getiren sorumlular kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    hiç bir konuda yeterliliği olmadan geldiği makamları işgal eden, yedi sülalesine yetecek kadar para kazandıktan sonra gözü doymayıp, bir de temsil ettiği insanları küçümseyen, telefonuyla oynayan, onlar ağlarken gülen siyasetçiler kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    üniversite eğitimi bile görmemiş insanların, eğitim öğretim müfredatlarını değiştirip durması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    sırf sayıca kalabalıklar diye iktidar seçebilen, hiç bir eğitim ve yaş durumu gözetmeksizin herkese "memleketin geleceğini seçme hakkı" tanıyan yanlış anlaşılmış bir demokrasi olgusu kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    soma'da vefat eden madencilerin yakınlarını tekmeleyenlerin terfi alması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.
    halkın dini duygularıyla dalga geçip, bakara makara diyenlerin prag büyükelçisi olması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    arkadaşlar, günlük yaşantımızda ve rutinimizde öyle saçmalıklar ile karşı karşıya bırakıldık ki, inanın bir topun peşinde koşmak aşırı mantıklı geliyor bana. dünyadaki en mantıklı işlerden biri diyebilirim hatta.

    futbol bir birleştirici unsurdur. yüzyıldır futbol sayesinde dünya halkları birbirleriyle iletişim kurdular, dövüştüler, öpüştüler,sarıldılar ve dünyada bir çok farklı kültür olduğunu anladılar.

    sen san marino'lularla empati kurmayı öğrendin, kore'nin, izlanda'nın, brezilya'nın, meksika'nın, malta'nın, ve hatta insanlığın yüzünü başka yere çevirdiği, açlık ve fakirlikle baş başa bırakılmış afrika ülkelerinin kültürlerini öğrendin.

    futbol insanları birleştirdi, ama zihinlerdeki aşırılık her şeye olduğu gibi futbola bakış açısına da zarar verdi.
  • 36
    bir dayanışma ruhu oluştuğu zaman futbol hayat gibi harika bir şey. gezi parkı olaylarından sonra istanbul united ismi altında kucaklaşıyorduk. ama bu durum çok kısa sürüyor, yine öyle olacak. iktidar ihtiyacımız ağır basacak. futbolu güç eksikliğimizi gidermek için kullanacağız. yine fenerbahçe ile aramızda savaş gibi bir şey olacak.
  • 37
    bunu söyleyen kimse halt etmiş. bazı seyler bazı insanlar için hayata tutunma aracıdır ve futbol da onlardan biri. bazen hayatla ya da insanlarla bağını kestiğin zaman sadece sevdiğin takımı izleyip mutlu olursun, o takım senin hayatla bağlantını kurar. yaşadığımız son felakette de bu böyle oldu. enkazdan çıkan çocukların, gençlerin aklına gelen ilk şeylerden biri ya da onlarla iletişim kurmak isteyenlerin sorduğu ilk şeylerden biri takımları oldu. çünkü bi yerden tutunmak, umutlu olmak gerek. sizin için öyle olmayabilir, herkesin umudu farklıdır ama futbol denen şeyin gerekliliğini göz ardı edemezsiniz.
  • 39
    ayakta tutar
    taraftarlık, gerektiğinde her şeyi unutup kardeşliği hatırlamak, tek yürek olmak. galatasaray’a gelmiş en önemli figürlerden olan drogba’nın ülkesindeki adı “ savaşı durduran adam” dır. futbol değildir gereksiz olan, gereksiz olan futbol ikliminin yarattığı ve hitaben “ adam “ olarak seslenilen figürlerin adam olmamasıdır.
  • 40
    birleştiricidir.
    bugün siyasi görüşü, dini, mezhebi, ırkı fark etmeksizin kitleri bir araya toplayıp aynı anda sevince boğacak şey futboldur.
    örneğin bu yaz avrupa şampiyonası olsaydı ve milli takımımız da o turnuvada olacak olsaydı tüm türkiye istisnalar hariç tek yürek bir gole deli gibi sevinecekti.
    ya da 30 milyon galatasaray taraftarı var diyoruz mayıs ayında gelecek bir şampiyonluk yine kısa süreli de olsa bir sevinç ve mutluluk sağlayacaktır.
    hülasa futbol ayrıştırıcı olduğu kadar birleştirici ve büyük kitleleri aynı anda sevindirecek yegane şeylerden biridir.
  • 41
    çocuk resmen mezardan çıkmış yeni hayata başlamış kameraya ilk lafı jesus'a söyleyin arda güler'i oynatsın oluyor. ötekine ne istersin deniliyor icardi forması diyor. kurtarma ekibi molozların içine girmiş yaşayan insan bulup sohbet ederken hangi takımlısın diyor. norveç için falan gereksiz ve saçma olabilir ama bu ülke için çok önemli bir şey.
  • 42
    futbolun kendisi için değil ama türk futbolunun iklimi, aktörleri ve rolleri için köküne kadar geçerli olan önerme. 6 şubat 2023 depremi sonrası normal zamanlarda dahi bizi bu önermeye getiren insanların pek çoğunun ne kadar düzgün, ne kadar vicdanlı, ne kadar karakterli, ne kadar yardımsever olduğuna şahit oluyoruz.

    zevk için 50 bin kişiyi kendine sövdürten, milleti tahrik etmek için sahada mastürbasyonvari hareketler yapmaktan bile çekinmeyen, türkiye'de vukuat yapmadığı stad kalmayan o "ayı" gibi adam deprem sabahı instagram'da yayın açıp ağlaya ağlaya yardım çağrısı yapmasaydı tüm türkiye hatay'ın durumundan muhtemelen 3 gün sonra falan haberdar olabilecekti.

    ya da günlük hayatında ahmet ercanlar beşlisinin bir üyesi olan, milleti birbirine düşürmek için sıkmadığı palavra kalmayan bir muhabirin sosyal medyaya düşen yardım isteklerini bir yerlere iletebilmek için kendini parçalayacağına, günde 2-3 yayına çıkıp bağış toplayacağına, millete teşvik olsun diye kendi cebinden benim 5-6 aylık maaşım kadar parayı bir seferde yardım kuruluşlarına bağışlayacağına kim inanırdı bundan sadece 1hafta önce...

    bunlar sadece aklıma gelen iki uç ve çarpıcı örnek.

    futbol gereksiz ve saçma değil. futbol bir ölüm kalım meselesi değil, ondan çok daha önemlidir.

    ancak türk futbolu iklimiyle, ailesiyle, sosyal medyasıyla, televizyon kanallarıyla ve kirli ilişkiler ağıyla kocaman bir bok çukurudur. biz de hepimiz ortalama türk insanları olarak bu çukurun müptelalarıyızdır. değil hatay'ın zeytinlik bahçeleri, memleket ikiye ayrılsa yine de bu iğrenç gerçeklik değişmeyecektir.
  • 43
    içinde bulunduğumuz olağanüstü durum sebebiyle hepimizde farklı bir pencere açıldı sanki ama aslında öyle de değil. futbol dediğiniz oyun akıl almaz paraların döndüğü bir sektör aslında. örneğin çalıştığım şirket yaklaşık 2000 kişiye istihdam sağlayan ve büyük markalara otomotiv parçası ihraç eden bir şirket ve yıllık cirosu 60-70 milyon euro civarında. bugün tek bir futbolcuya bu kadar maaş veren kulüpler var. bu büyük bir sektör. sahada oynayanıyla, medyasıyla hatta ve hatta en mikro ölçekte maç günü stadın önünde köfte ekmek satan veya nevizadede alkol satan esnafıyla devasa bir sektör. birçok kişiye ekmek kapısı bu sektör. böyle bir sektöre gereksiz ve saçma diyemeyiz. yani bu mesela otomotiv sektörü çok gereksiz ve saçma demek gibi bir şey. küçük bir olay değil futbol. gelgelelim nefret ettiğimiz ama aslında iyi olan kişilere. kısa ve net söyleyeyim tamamen profesyonellik. volkan demirel iyi bir insanmış özel hayatında onu gördük ama işini yapmayı bizim sevmediğiz metod ile yapmayı tercih etmiş. her meslek grubu böyledir aslında. kimisi iletişimini daha yumuşak kurarken kimisi daha agresif davranır. o agresif davranan arkadaş özel hayatında yumuşacık, pamuk gibi bir insan olabilir. bakın en sevdiğiniz arkadaşınızı iş yaparken görseniz belki nefret edersiniz. iş yerinde hiç anlaşamadığım ancak dışarı çıktığımızda inanılmaz makara çevirebildiğim bir mesai arkadaşım var. normal bu tür şeyler. futbol sektöründe de bu durum aslında her sektörde olduğu gibi daha fazla kazanç için yapılıyor. kapitalizm böyle. maksimum kazanç hedeflenir her zaman. o yüzden medyada o kanalların izlenebilmesi için kavga gürültü lazım. insanların bir tarafı seçmesi lazım. insanlar bir tarafı seçecekler ki oyun daha fazla izlensin, daha fazla ilgi çeksin. tüm mesele bu aslında. içinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde de insanlar profesyonel kimliklerinden sıyrılınca hepsi sempatik geldi tabi ki ama size kötü bir haber vereyim ortalık normale dönünce bu insanların hepsi yeniden rekabetçi ve agresif pozisyonlarına geri dönecekler. sektörün şartı bu ne yazık ki.
  • 44
    insan zor dönemlerde sadece temel ihtiyaçlarını zaruri görür. bu sebeple içinde bulunduğumuz süreçte, asgari ihtiyaçlar dışında her şey boş görünüyor.

    şu an televizyonlarda haberler dışında, başka bir şey yayınlansa tenezzül edip bakmayız bile sanırım.

    ancak her şey içinde bulunduğumuz psikoloji ile alakalı. 1 ay sonra yine futbol izleyeceğiz, yine masterchef’te aşçı destekleyeceğiz, yine cumartesi geceleri dışarı çıkıp, rakı balığa 1000 tl bayılmak gibi son derede boş şeyler yapacağız.

    belki de bütün mesele yapılan şeylerin boş olması değil de, hayatımızdaki boşlukları bi şekilde doldurmayı istememizle ilgilidir, bilemedim…
  • 46
    arkadaşlar yaşamın kendisi gereksiz ve saçma bir şey zaten. bütün dünya gezegenini thanos'un parmak şıplatmasıyla evrenden kaldırın, evrende ağıt tutacak bir bilinç bulamazsınız. evrenin kendisi, kayıtsızdır.

    o yüzden yaşamı ön kabul ettiğimiz senaryoda, o yaşamı iyi ve anlamlı kılacak her aktivite kendi içinde gereklidir. maslow hiyerarşisinden giderseniz fizyolojik ihtiyaçlar sonrasında gelen özgüven ve sosyalleşme adımlarını, bazen samimi ve gerçek şekilde, bazen yapay şekilde karşılayan spor da bu doğrultuda gereklidir.

    zor günlerden geçiyoruz. yas sürecini sağlıklı şekilde yaşayıp yaşatmak ne kadar önemliyse, hayata yavaş yavaş dönmek ve yaraları sarmak da toplum psikolojisi açısından önemli.

    bu geçişi yumuşak şekilde sağlamak için yardım maçları gibi adımlar çok pozitif ve doğru adımlar.
  • 47
    elmas su paradoksu gibi bir şeydir. elmasın hiçbir faydası yoktur çok pahalıdır, su hayatidir ama ucuzdur. bizim izlediğimiz futbol da böyledir. milyonlarca insanın ürettiği değer paraya dönüşür ve topluma hiçbir faydası olmayan birkaç bin insanın cebine gider. pek çoğu yabancı olan bu kişiler ülkenin topladığı paraları cebine atıp ülkeden çıkarır. yerli olanlar yabancı marka ürünlerle donatır kendini. para yine ülkeden çıkar. bazı paydaşlar vardır(federasyonlar, kulüp başkanları, yayıncılar, kanal sahipleri, yorumcular). bu kişiler de benzer şekilde ülkede bir sike derman olmazlar. fenerbahçe’den örnek vermek gerekirse ülkenin en büyük endüstri kuruluşları(arçelik, aygaz, tüpraş, ford) daha çok yatırım yapmak, insanlarına daha çok maaş ödemek yerine bir halta derman olmayan afrikalılara on milyonlarca dolar para ödenmesine sponsorluk adı altında vesile olmaktadır. bu çok göz önündeki büyük ölçekli bir örnek ama bundan daha büyükleri ingiltere’de, almanya’da, fransa’da yaşanmakta. daha küçükleri türkiye’nin her köşe başında olmaktadır. özellikle türkiye’de futbol tamamen milyonlardan para toplayıp birkaç bin kişiye paylaştırılan bir kapital sisteme dönüşmüş durumda. o birkaç bin kişi tamamen verimsiz bir sisteme dönüştürmüş işi. gözlüğünden arabasına, gömleğinden donuna her şey ithal olduğu için ülkenin parası yurt dışına aktarılıyor ve hiçbir şekilde yatırıma dönüşmüyor.

    yukarıda özellikle bizim izlediğimiz futbol diye belirttim. izlemediğimiz futbol gençlere spor yapma imkanı verdiği, takım çalışmasını öğrettiği için önemlidir. bir de büyük sivil toplum kuruluşları oluşturduğu için önemlidir. depremde gördüğümüz gibi kulüp taraftarları hızlıca organize olup büyük yardımlar yapabildiler. insanlara moral kaynağı olabilirler. 99 depreminden sonra galatasaray’ın uefa kupasını kazanması inanılmaz bir olaydır. peşinden gelen euro2000 heyecanı ve 2002 dünya kupası başarısı acıyı bir nebze unutturmuştur. toplumu birleştirme noktasında büyük önem arz etmektedir.
  • 49
    gereksiz ve saçma değildir, sadece bazen hayat memat meselesi varken asla öncelik değildir. ikinci dünya savaşında da ne olimpiyat düzenlenebilmiştir ne de savaşan ülkelerde kupalar düzenlenebilmiştir.

    6 şubat güney anadolu depreminde de özellikle büyük kulüplerimizin dinamizmini gördükçe bunların neden büyük sivil toplum kuruluşları olduğunu ben bir kez daha anladım. galatasarayımız tek başına en son 61. tırını yardım olarak afet bölgesine gönderdi. insanlarımız canla başla kulübüyle birlikte hareket etti. birçok noktada dayanışma ve organizasyon örneği gösterdi. bu kulüpleri var eden ana etmen spor kültürü ve futbol ama futbol bir süre oynanmasa da olur. sadece her şeyin yeri ve zamanı var. iyi ki varsın galatasaray ve futbol!
App Store'dan indirin Google Play'den alın