• 47
    elmas su paradoksu gibi bir şeydir. elmasın hiçbir faydası yoktur çok pahalıdır, su hayatidir ama ucuzdur. bizim izlediğimiz futbol da böyledir. milyonlarca insanın ürettiği değer paraya dönüşür ve topluma hiçbir faydası olmayan birkaç bin insanın cebine gider. pek çoğu yabancı olan bu kişiler ülkenin topladığı paraları cebine atıp ülkeden çıkarır. yerli olanlar yabancı marka ürünlerle donatır kendini. para yine ülkeden çıkar. bazı paydaşlar vardır(federasyonlar, kulüp başkanları, yayıncılar, kanal sahipleri, yorumcular). bu kişiler de benzer şekilde ülkede bir sike derman olmazlar. fenerbahçe’den örnek vermek gerekirse ülkenin en büyük endüstri kuruluşları(arçelik, aygaz, tüpraş, ford) daha çok yatırım yapmak, insanlarına daha çok maaş ödemek yerine bir halta derman olmayan afrikalılara on milyonlarca dolar para ödenmesine sponsorluk adı altında vesile olmaktadır. bu çok göz önündeki büyük ölçekli bir örnek ama bundan daha büyükleri ingiltere’de, almanya’da, fransa’da yaşanmakta. daha küçükleri türkiye’nin her köşe başında olmaktadır. özellikle türkiye’de futbol tamamen milyonlardan para toplayıp birkaç bin kişiye paylaştırılan bir kapital sisteme dönüşmüş durumda. o birkaç bin kişi tamamen verimsiz bir sisteme dönüştürmüş işi. gözlüğünden arabasına, gömleğinden donuna her şey ithal olduğu için ülkenin parası yurt dışına aktarılıyor ve hiçbir şekilde yatırıma dönüşmüyor.

    yukarıda özellikle bizim izlediğimiz futbol diye belirttim. izlemediğimiz futbol gençlere spor yapma imkanı verdiği, takım çalışmasını öğrettiği için önemlidir. bir de büyük sivil toplum kuruluşları oluşturduğu için önemlidir. depremde gördüğümüz gibi kulüp taraftarları hızlıca organize olup büyük yardımlar yapabildiler. insanlara moral kaynağı olabilirler. 99 depreminden sonra galatasaray’ın uefa kupasını kazanması inanılmaz bir olaydır. peşinden gelen euro2000 heyecanı ve 2002 dünya kupası başarısı acıyı bir nebze unutturmuştur. toplumu birleştirme noktasında büyük önem arz etmektedir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın