türkiye'de oynan(a)mayan oyundur...
oturuyorsun bir chelsea-liverpool maçını, bir manchester-tottenham maçını, bir valencia-barcelona maçını, bir wolfsburg-bayern maçını izleyince iyiden iyiye anlıyorsun bunu...
modern futbol değişmekte.
bundesliga,
eredivise haricinde ve bazı takımların teknik adam tercihleri dışında (bkz:
chelsea-guus hiddink) artık takımlar orta alanın daha kalabalık olduğu, santraforlarının yer değiştirerek oyun oynadığı bir sisteme dönmeye başladılar. belli bir kadro kalitesi olan takımlar (bkz:
barcelona), (bkz:
manchester united) zaten parsayı toplayıp götürdüler...
türkiye'deki futbol anlayışına bakacak olursak...
1-) anadolu takımıysan 4-1-4-1 ya da 5-4-1 gibi bir taktikle sahaya çık ve deplasmanda futbol oyna(t)madan 1 paunı almaya çalış...
2-) büyük klüpsen milyon euroları 30 yaşına merdiven dayayan adamlara saç, 3 maç oynat, sonra tüm sezon yatmalarını izle...
3-) avrupa maçlarında maçtan önce "3 atarız-5 atarız" diye gez, sonra yiyince onca golü "rakip güçlüydü" diye avun...
4-) klüp yöneticisi sensen transferi sen yap, bu sayede takım sözünü dinleyen adamlardan oluşsun, antrenörde bir halt yüyemesin...
türk futbolu hem milli takım bazında, hem klüp bazında her geçen gün daha da kabızlaşan bir futbol oynuyorlar. allaha emanet savunmalara, rastgele pozisyona giren forvetlere, ayağındaki topu yanındaki arkadaşına atamayan orta sahalara sahibiz...
endüttürüyel futbol diye birileri bir taraflarını boşuna yırtmıyormuş demek...
bu zinciri kıracak takım gene galatasaray olacaktır. her alanda yeterince tecrübeye sahip bir klüptür galatasaray. klüpten öte 600 yaş eskitmiş bir camiadır. sadece gerekli tecrübeye sahip ve vizyonu geniş kişilikli bireyler tarafından yönetilen, futbol anlayışı oyunu oynatmamak değil güzel oynarak kazanmaya çalışan bir antrenöre sahip, gerekli yerlere gerekli oyuncuları alacak galatasaray klübü bu tabuyu yıkacak olandır...