futbolculuğu da teknik direktörlüğü de muhteşem olan, şu an galatasaray futbol takımını çalıştıran, ayak topunun yaşayan efsanesi. ismi bu kadar önemli çok az futbol adamı geldi türkiye'ye. frank rijkaard... isminden kalite akan, futbolun seyir zevkini yükseltmeyi iyi bilen, yaptığı işten keyif alan ve aldıran büyük futbol dahisi. barcelona'daki kariyeriyle başladı teknik direktörlüğüne olan hayranlığım. rıdvan'ın deyimiyle
uzay futbolu oynayan barcelona'nın temellerini atan bu büyük usta, şimdi galatasarayım için harcıyor emeğini. birkaç yıl önce "frank rijkaard galatasaray'ın teknik direktörü olacak" deseydi biri, "hayali bile güzel" der geçerdim. kim inanırdı böyle bir ismin ali sami yen çimlerine basacağına? kim inanırdı kalitesi her geçen gün düşen ligde böyle bir ismi göreceğine? barcelona'yı baştan yaratan, bugün salyalar akıtarak izlediğimiz messi'yi, iniesta'yı bulup çıkaran bu adam; galatasaray teknik direktörü olarak florya'da idman yaptırıyor.
çok eleştirileceksin hocam. oynattığın oyun eleştirilecek, yaptığın oyuncu değişiklikleri eleştirilecek, sistemdeki ısrarın eleştirilecek, kadro dışı bıraktığın oyuncular eleştirilecek, pantolonun gömleğin eleştirilecek, giydiğin kazak eleştirilecek, taktığın atkı eleştirilecek, golden sonraki sevincin eleştirilecek, iyi şeyler yapma hevesin eleştirilecek, günü kurtarma amacında olmayışın eleştirilecek, futbolcularınla şakalaşman eleştirilecek, beyefendiliğin eleştirilecek... futboldan anlamayan satılmış medya tarafından eleştirileceksin hocam, en komik yanı da bu. birileri çıkıp "rijkaard bilmiyor bu işi, bırakıp gitmeli" diyecek, birilerine yalakalık yapmak için. bir başkası çıkıp "galatasaray teknik direktörü mor kazak giymez" diyecek. biri çıkıp "bu kadronun başına x'i getirseniz rijkaard'dan çok daha iyi sonuçlar alırdı" diyecek. hiç bitmeyecek bu eleştiriler hocam. aklı kıt spor basını eleştirecek seni ve ekibini. yetmeyecek, satılmış medyanın galeyana getirdiği taraftarın eleştirecek. protesto edecek seni tribünden, belki daha büyük çirkinlikler yapacak. her şey muhteşem olsa bile, eleştirilecek bir şeyin bulunacak hocam. saç kesimin eleştirilecek, maçı izleyişin eleştirilecek... bir şeyler hep söylenecek.
hiçbirini duyma hocam, bildiğin yoldan şaşma. biz alışmışız bir şeylerin önünde engel durmaya. senin futbol bilgini sorgulayacak kadar şuursuzlaşmış kimileri. sen bildiğin doğruları yap hocam. doğruları yap ki birileri utansın sonunda. bugün hakkında atıp tutanların, günü geldiğinde rezil oluşunu görelim biz de. hiçbirini duyma hocam... duyma ki, sen de erken gidenlerden olma. üzerindeki sarı-kırmızı montla görelim seni uzunca süre. mor atkınla yedek kulübesine doğru yürüyüşünü izleyelim doya doya. gol sonrası bizim gibi sevinişini görelim hocam, ikiye katlansın sevincimiz. türk telekom arena'da senin sisteminle beraber sarı-kırmızı bir cennet yaratalım kendimize; rakipler için cehennemden farksız olan. yıllar boyu sarı-kırmızı kal hocam...