resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 3701
    dünyanın gelmiş geçmiş en iyi iki takımında oynayan ve birisini de çalıştıran bir teknik adama halihazırda kimse futbolu bilmiyor diyemez. pijimaları çekip akşama kadar bilgisayar başında menajer oyunlarıyla meşgul olan biri de futbolu rijkaard ile eşdeğer ya da ondan daha iyi bilemez. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi hocalarıyla çalışmış bu herif. michels, sacchi, cruyff, van gaal... daha nesini sayayım. bunların yanında iki saatinizi bile geçirseniz futbol konusunda master olursunuz.

    farklı bir geleneği barındıran bir kulüpte rijkaard'ın farklı işler yapması beklenemez. zaten buna kimse müsaade etmez. bu yüzden ispanya'da yardımcıları çok iyi seçiliyor, destek olunuyordu. kalkıp türkiye'de neden başarısız olduğuna dair maddeler dizmeyeceğim ama kendisinin galatasaray'da boktan bir yönetimle çalıştığı açıktı. rijkaard'ın beceremediği tek iş, onlara transfer yaptıramamak olmuştur. keza böyle birşeyle de hayatı boyunca karşılaşmadığı için bu konuda tecrübesizliğine dem vurmuştur. barcelona'da marquez transferi buna iyi bir örnektir.

    bu kadar sevdiğimiz fatih terim, döneminde neden adnan polat'ın yaptığı teklifi geri çevirdi acaba? bunu da bir düşünün.

    ayrıca kendisinin barcelona dönemi dışında pek bir meziyeti olmadığını düşünenler 98-00 arası hollanda milli takımı'na göz atabilir. ama orada da iyi futbolcular olduğu için sıra rijkaard'a elbet gelmez.
  • 3702
    eline verilmiş olan ve daha sonra ayrılan oyunculardan bir kısmı;

    leo franco - nerede ne yapıyor?

    servet - kasımpaşa

    ali turan - antalya

    neill - avustralya ligi

    keita - katar ligi

    elano - santos

    mustafa sarp - karabükspor

    barış özbek - trabzonspor

    misimovic - dinamo moskova

    kewell - avustralya ligi

    dos santos - orda burda şurda

    jo - atletico minerio

    arda - atletico madrid

    edit: iddaacıların kralı kendine iyi bak jo konusunda uyardı. adam brezilya ligi takip etmekten kpss'ye çalışamadı tabi :)
  • 3704
    günün erken saatleriydi bilgisayarımı açtığımda. her zamanki gibi ilk olarak galatasaray org a tıkladım ve karşımda bir açılış mesajı belirdi. franklin edmundo rijkaard galatasaray'da. gözlerime inanamadım lakin resmi siteyi açmıştım. gerçekten aşırı mutlu bir hale bürünmüştüm. hemen arkadaşlarımla "olum rijkaard gelmiş lan" yorumları yapılmaya ve hayaller kurulmaya başlanmıştı. aşırı bir beklenti içine girmiştim bu siyah tenli kıvırcık saçlı surinam asıllı efsane hollandalı'dan.

    gelişiyle bu kadar büyük mutluluk yaşatan rijkaard giderken belki o kadar yüklü olmasa da üzüntü vermişti bana. kendimce yaptıklarının, doğrularının anlaşılmadığından dem vuruyordum sürekli. büyük çoğunluğunun skor endeksli hareket ettiği ülkemiz taraftar, yönetici ve medya mensuplarının dillerinde hep aynı soru vardı "ne yapmıştı franklin türkiye'de?" bu sorular ilk iki aydan sonra yoğunlaşmaya başlamıştı çünkü iki aydan sonra işler yolunda gitmiyordu. aslında rijkaard iki aydan sonra bazı hamleler yapmayı düşünse de belkide skora yansımamasından dolayı eleştiriler devam ediyordu.

    kendimi anti-rijkaard grubuna dahil etmemek için direnirken "rijkaard'ı anlamak" minvalinde bazı hamleler geliyordu. franklin'in işte futboldan anlamak budur dedirten en temel dokunuşu ise servet, barış ve mustafa sarp üçlüsünü çekirdek çitleyen gruba dahil edip ayağına top yakışan, topu kullanan oyuncuları sahaya monte etmeye başlamasıydı. artık defansta neill'ın yanında hakan balta orta sahada ise mehmet topal-elano ikilisi forma buluyordu ama ligin ikinci yarısıydı ve galatasaray büyük ölçüde zirve yarışından uzaklaşmıştı. ona olan inancım devam ediyordu. uzun süreli bir çalışma planımız var diyen adnangillere güvenmesem de rijkaard'ın ikinci senesinden beklentilerim yüksekti. mantıklı ve yerinde oyuncuların transferi dahilinde bir şeyler olacağına inanıyordum ama takımımıza transfer edilen orta saha oyuncusu (bkz: lorik cana) idi. büyük ölçüde sevgi beslenen bir oyuncu olan cana rijkaard'ın icraatlarıyla tamamen çelişen isimdi veya (bkz: zvjezdan misimovic). oyunu iki yönlü oynayabilen orta sahalara ihtiyacımız varken lorik sürekli çift dalan, pas yapma yetisi ve tekniği oldukça zayıf olan tamamen mücadeleci yapısıyla katkı sağlayabilecek klasik ön libero iken zvjezdan ise yazın aldığı fazla kiloları henüz atamamış teknik fakat bir o kadar mücadeleden uzak ofansif bir orta saha oyuncusuydu. über yetenek (bkz: serdar özkan) pivot santrafor (bkz: mehmet batdal) galatasarayda forma giymek için altı ay top oynamayan fakat attığı taç atışları dahi isabetsiz olan basireti bağlanmış (bkz: ali turan) ve keita'nın boşluğunu doldurması için alınan (bkz: juan pablo pino)diğer transferlerimiz idi.

    hocanın arkasındayız mesajlarının basınla paylaşılmasına başlanmasıyla beraber ayrılık vaktinin geldiği su yüzüne çıkmaya başlamıştı zira rijkaard da çok mutsuzdu ve bu sürekli yüzüne yansıyordu. fiilende sivasspor malzemecisi hayati soydaş ile ikinci itişme vakası rijkaard ın artık gitmek istediğinin göstergesiydi. rijkaard gitti ve geriye ne mi bıraktı?

    spor medyasının her elemanın nasıl oynatmazsın diye eleştirdiği servet artık galatasaray defansında yer almıyor, galatasaray orta sahası yıllar sonra takıma el freni olan değil, top ayağında yakışan adamlardan oluşuyor. artık takıma dahil edilmek istenen oyuncular vatan millet sakarya anlayışına sahip olanlar değil futbolu bilen ve aklıyla oynayan oyuncular oluyor. bunlara grande'nin * katkısı şüphesiz en başta gelmekte lakin ben rijkaard'ın da bizim yol göstericimiz olduğunu düşünüyorum. tabiki hataları oldu rijkaard'ın fakat kendisine gereğinden fazla haksızlık yapıldığı kanısındayım.

    sen kulağımıza çalındığında gülümseyerek andığımız bir hatırasın rijkaard ve türk futbolunun senin gibi futbolu bilen insanlara ihtiyacı var..
  • 3705
    başarılı olacağına inananlardandım. başarılı olurdu da ama ne yazık ki sisteminin en önemli yerine istediği transferler yapılmadı. şu an orada melo ve selçuk inan var. o zamanlarda bam üçlüsü+mehmet topal vardı ki ilk sezonun son 5-6 haftası rijkaard o bölgede sakat sakat mehmet topal'ı oynatıyordu. düşünün artık o derece istemiyordu barış-ayhan-mustafa'yı kadrosunda. peki ne oldu sonra. sezonu 3. bitirdik. yazın cana ve pino transferleri ile transferin son günleri göz boyamak için misimoviç ve insua geldi. sezonu ofk belgrad maçıyla açtık. bir de ne görelim ayhan-barış-mustafa hala kadroda. sonrası malum, karpaty lviv ile başlayan kötü gidişat hocanın sonunu hazırladı.
  • 3707
    gece bir kabus gördüm..rijkaard tekrar galatasaray'ın başına geçmiş üstelik saçlarını kıvır kıvır taa beline kadar uzatmış.basın toplantısı yapıyordu ..yanında da dos santos a benzeyen bir tip vardı sanırım..kan ter içinde uyandım..1-2 saat uyuyamadım psikolojim bozuldu resmen..

    açtım youtube dan geçen yılın şampiyonluk kutlamalarını falan izledim de fatih terimi'i melo'yu görünce az kendime gelebildim..

    allahım sen bizi kıvırcıklardan koru yarabbim..
  • 3708
    mesela diyoruz ya victoria secret mankenleri insansa demet akalın nedir? rijkaard içinse fatih terim hocaysa frank nedir sorusunu akıllara getiriyor.

    edit: sezonu üçüncü bitirince bunu başarı olarak gören teknik direktörden bahsediyoruz. mevzubahis kulüpte galatasaray güzel kardeşlerim.

    şimdi sizi onun kıvırcık saçlarıyla baş başa bırakıyorum.
  • 3714
    kendisi geldiği ilk yıl servet, gökhan zan, sabri, hakan balta, mustafa sarp, barış, ayhan, mehmet topal, nonda'lı kadroyla gelene geçene 4 atıyordu. hatta 103 gollü rekor kırılır mı? 2.kez uefa'yı kazanır mıyız diye bitaraflarımız kalkmıştı. ta ki servet'in kazma olduğunu farkedip onu kesmek istediği ana kadar. bi anda takımın tüm hareketleri değişti; yanındaki adama pas atmamalar, yanından geçip giden rakibe müdahele etmemeler başladı.

    kendisine o kadar da hayran değilim ama ben fatih terim hariç hiçbir hocanın galatasaray'a bu kadar güzel futbol oynattığını görmemiştim. herkesin dediği gibi bu adamın sistemine göre oyuncu bulacaksın. sen gidip bu adamın sistemindeki sağ forveti* satıp yerine pino'yu alıyorsan, orta sahaya transfer istediğinde yapamıyorsan, kaleye zapata'yı koyuyorsan adam tabii ki takıma bi katkı sağlayamaz. bu adamın mustafa sarp'tan busquest çıkartmasını, arda'yı messi seviyesine getirmesini bekledik hepimiz kimse kendisini kandırmasın bu konuda.

    fatih terim gibi elindeki kadroyu değerlendiren değil, sistemi geliştiren bi adam rijkaard. ve iddia ediyorum bu adam ünal aysal zamanında gelse kendisine şuan tapılıyordu, ve aksi olarak da fatih terim adnan polat döneminde gelse şuan istenmeyen adamdı. yanlış zamanda yanlış yerde olan adamları ezercesine eleştirmeyin kısacası.
  • 3715
    mustafa sarp'ı oynatacaksın diye kafasına silah mı dayadılar, devre arasında 3 tane transferi * ben mi yaptırdım. eğer istemeden yapıldıysa bu transferler olmasın diye neden masaya yumruğunu vurmadın. uefa avrupa lig'inde oynayabilecek tek forvetimiz nonda'yayken gönderilmesine neden sessiz kaldın. abdel keita'ya neden 3-1 kaybettiğimiz fenerbahçe maçından sonra 2 *maç ceza almışken bir de sen ceza verip yedeğe çektin. orta saha bas bas buraya adam lazım diye bağırırken 10 numara veya forvet arkası diye tabir edilen neden misimovic alındı. madem servet, gökhan zan kötüydü koskoca galatasaray istenseydi bulamaz mıydı daha iyisini, leo franco tamam kötü kaleciydi 1 sezon oynadı gitti ümit milli takım kalecisi ufuk ceylan'a çok mu bir şey kattın. senin döneminde teneke bağlanıp yollanmak istenen hakan balta 2011-2012 sezonun iki kritik fener maçının * yıldızı oldu. 2008-2009 yılında 5. olduk, 2009-2010 sezonda 3. olduk başarılıyız dedin. daha sayayım mı frank rijkaard hatalarını.
    takım ikinci yarılarda 65. dakikadan sonra bitiyordu onu yazmayı unutmuşum.
  • 3717
    şimdi kimse o zamandan bu yana çok gelişti demesin, geçen senenin başında neyse o zaman da oydu, evet bahsettiğim oyuncu emre çolak. emre çolak yerine mustafa sarp'ı oynatmayı tercih etmiş hoca. yani daha doğrusu barış, ayhan ve mustafa sarp 3'lüsü içerisinde emre çolak'a yer bulamamış hoca.

    o dönem dos santos geldiğinde emre çolak kadroyu zorluyordu, beraber oynadıkları maçlarda arda ile çok çok iyi anlaşıyor ve müthiş bir pas trafiği yaratıyordu. ama sonra nooldu? bir şekilde gio'ya ki iyi futbolcudur, mustafa sarp'a, ayhan'a, şikeci barış'a kurban gitti emre çolak.

    istediği kadar iyi hoca olsun. emre çolak yerine mustafa sarp'ı seçen adama hoca demem ben.
  • 3719
    her şey bir yanı futbolcu yönetimi konusunda çok kötü olan teknik direktördür. zaten barcelona'yla şampiyonlar ligi şampiyonu olduğu sezondan sonra gelen 2 sezon içerisinde sırf bu yüzden çok başarısız oldu ve kovuldu. yerine gelen guardiola ise tam aksine futbolcu yönetiminde başarılı bir teknik direktör olduğu için takımın bütün çehresini değiştirdi, bambaşka bir barcelona oldu. bu adama tam kadro verselerdi bile başarısız olabilirdi gibi geliyor bana. futbolu çok iyi bilebilirsiniz, ama futbolcu dediğin profesyonel olmalıdır, işini yapmalıdır, ben onlara karışmam etmem diyorsanız bu iş olmaz. hele türkiye gibi bir yerde hiç olmaz. sırf bu yüzden bile fatih terim > frank rijkaard. fatih terim ise bu işin üstadı. teknik taktik bilgisinin yanı sıra takım yönetme konusunda müthiş bir adam.

    not: ayrıca rijkaard'ın genç futbolcuların yüzüne bile bakmamasını, emre güngör çok iyi oynadığı bir dönemde savunmadan çıkarken yaptığı pas hatası yüzünden bir gol yedirdi diye onu yedek kulübesine çekip sezon sonu sattırmasını hiç unutmayacağım. bu arada o dönemki adnan polat-adnan sezgin ikilisi bu adamın başarısız olmasını kolaylaştırdıkları için onlara da söylenecek çok şey var ama susuyorum.
  • 3722
    2010 ekim ayı arkadaşlar soruyorlar sen maç bakmıyordun hani ankaragücü maçında işin ne? diye. o zamanlar yönetime tepkiliyim maç seyretmiyorum. onlara servet'in maçı nasıl satacağını ve hangi oyuncuların ona iştirak edeceklerini merak ettiğimden izlemeye gittiğimi söylemiştim. emin olmadan kimseyi zan altında bırakmak istemeyen biri olarak servet dışında kimseden %100 emin olamadım ama haklı çıktım. basiretsiz bir yönetimin kurbanıydı rijkaard. transfer konuları gibi olaylarda başarılı olan yönetim takım içi yönetim konusunda çok kötüydü. türkiye'nin en çok izlenen spor kanalının en çok izlenen programında üstüne basa basa teknik direktörünün sezonu takımda tamamlayacağını söyleyip 2 aya kalmadan kovabilen bir başkana sahipti bu yönetim.
    (bkz: 1.40)
    http://www.youtube.com/watch?v=HzpCXQ90hh8
    (bir de nisanda * sözleşme uzatmayı teklif edecekmiş:)

    http://www.radikal.com.tr/...57&CategoryID=84

    gelelim rijkaard'a, 'man management' konusunda iyi bir adam değildi. eto'o, ronaldinho gibi oyuncularla da sorun yaşamış daha sonra barcelona düşüşe geçmiş ve şampiyonluğu real madrid'e kaptırmıştı. galatasaray'a gelirsek, öncelikle o zamanlar sözlükte yazar olsaydım ısrarla rijkaard'ın yanına otoriter bir türk yardımcı getirilmesi gerektiğini yazacaktım. takıma uyumu ve takımdaki türk oyuncu tayfasının kontrolü açısından. mesela bu bahsettiğim olay, 'kontrol', 'iletişim' şu anda en üst seviyede. bunlara menfi medya baskısını da eklersek o zaman için gelecek pek parlak gözükmüyordu. nitekim ilk günlerinde çok güzel taç organizasyonları yapan takım, mustafa sarp'ın sabri'nin oyunlarında ciddi gelişme gözüken takım (isteyen rijkaard'ın ilk sezonundaki hazırlık maçlarını ve sezonun ilk yarısını seyredebilir, o karakterinden hiç haz etmediğimiz adamı tanıyamayız) sezon sonuna doğru düşüşe geçti ve beklentileri karşılayamadı. sonra polat yönetiminin 'küçülme' kararıyla beraber keita gönderildi. ısrarla keita'yı rijkaard'ın istemediğine inandırdım kendimi. fakat ne zaman benim hayranlık duyduğum o 2 oyuncu alındı (lorik cana ve z.misimovic) anladım ki yönetim rijkaard'ı iplemiyor. onlar çok iyi oyuncular evet ama rijkaard'ın sisteminin tam aksi oyuncular aynı zamanda. daha sonra öğrendiğimiz üzere rijkaard'ın ısrarla istediği m.arteta gibi transferlerin yapılmamasıyla boş bir ortasaha, m.sarp,ayhan,b.özbek ve e.çolak sahip bir ortasaha (evet rijkaard muhalifleri e.çolak ismi var orda arkasında s.inan, önünde elmander sağında hamit,eboue yok ama bu çolak değil mi r.madrid kapımızda yatıyor adam için rijkaard değerini bilemedi!!) hiçbir isteği yerine getirilmeyen ve bunun sonucunda motivasyonu düşen bir rijkaard, 1 sene öncesinde taç atışlarını bile organize kullanan takımdan sıradan bir takıma evrilme sonucunda s.çetin başta olmak üzere birkaç oyuncunun hocalarını satmalarıyla beraber rijkaard gitmiştir. geç olmaz merak etmeyin, kına yakabilirsiniz. yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin artık.

    tanım: marjinal takılmaya çalışan taraftarın laf attığı hoca.

    not: e.çolak'ı 16sından beri takip eden ve patlama yapmasını bekleyen ve bu sene de zevkle izleyen ve izleyecek bir kişi olarak yazdım yorumlarımı. ironik taşlamam umarım e.çolak'ın kasımpaşa maçı üzerinden rijkaard'a sallayabilme yeteneğine sahip yazar arkadaşlara ulaşmıştır.
  • 3723
    galatasaray için emek vermiş ve sırtından vurulmuş bir adamdır. istanbul' a indiği görüntüleri ilk izlediğimde gözlerim dolmuş, galatasaray'ımın dünya kulübü olma yolunda attığı adımlarla gurur duymuştum.

    fatih terim ile kıyaslamam kendisini ama bu arma için emek veren bu güzel adama da sallayacak değilim.

    ayrıca o dönemki kadrodaki futbolcularla 3.lük başarıdır evet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın