kesinlikle ilerde gelişeceği sağda solda yazan oyuncularla değil scoutlara aratarak transfer yapın. oyunu mümkün olduğunca gerçekçi hale getirin. özellikle tavsiyem premier ligden küçük veya bir orta sıra takımı alarak başlayın zira oyunda en mantıklı transferleri yapan büyük takımların büyük transferler yaparak sürekli büyük takım olarak kaldığı tek lig premier lig.
kişisel kariyerime gelince:
everton gibi ligin kaşar takımlarından ama bir türlü patlamayı yapamamış büyük olmayı hak eden bir külüp aldım. elimde sadece howard, rodwell, fellaini, jagielka, baines, coleman ve saha kalıcak şekilde diğer bütün oyuncularımı sattım. gelen parayla scoutlarım tarafından potansiyel olarak görülen genç çalışma azmi yüksek oyunculara yöneldim. ilk sezonumda lig kupası, fa cup ve lig dördüncülüğü elde ettim. (bu bayağı şaşırtıcı çünkü daha önce
west brom ve
swansea kariyerlerimde ilk 7-8 içerisinde yer alabilmem 3 sezonumu almıştı) sağolsun başkan başarı, başarı, başarı dedi ve bu derecenin hediyesi olarak 40 milyon yüroyu ellerime teslim etti. takımdaki golcü sıkıntısını 20 milyon yüro gibi astronomik bir rakam ödediğim kardeşim, aslanım, kralım
leandro damiao efsanesiyle çözdüm. orta sahadaki yaratıcı oyuncu eksikliğini geçen sezon premier ligdeyken de çok beğendiğim oyunda da bir efsane olan
sigurdson kardeşimle hallettim. çılgın sol açık
yarmolenko ve kornerlerin korkulu rüyası sürpriz golcüm
vertongheni de alarak toplu imza töreniyle sezonu açtım.
ikinci sezona fırtına gibi bir giriş yaparak ilk yarının en az gol yiyen ve sadece bir mağlubiyet alan takımı oluyorduk. ama ikinci yarı işler umduğumuz gibi gitmedi ve dördüncülüğü son hafta arsenalin elinden çaldık. şampiyonlar liginde ise gruptan birinci çıkmama rağmen ilk turda psg çıktı ve elendik. bu sırada yine fa cup ve lig kupasını kazandık.
üçüncü sezonda artık ligde adımız şampiyonlukta favoriler arasında geçiyordu. büyük ölçüde korunan kadroya birkaç takviye yaparak sezonu açtık. şampiyonlar liginde ilk turda kurada çek bir cluj dedik ama barcelona geldi ve kupaya veda ettik. ligde ise bizi şampiyon yapmazlar nidalarıyla ilerlerken sezonun 30. haftası gelmişti ve manchester city ile aynı puanda şampiyonluk yarışı veriyorduk rakipler geride kalmıştı. deplasmanta düşme mücadelesi veren stoke city mağlubiyeti city'nin yolumdan çekilmesini sağlıyor ve şampiyonluğu kazanıyordum. kulüp adeta bir hayali yaşıyordu artık liverpool şehrinin büyük takımı evertondu. başkan beni odasına çağırıp astronomik maaş teklifiyle 2019a kadar bizimlesin diyordu ve ben de ben hiçbir zaman parayı sorun etmedim gerekirse boş mukaveleye bile imza atarım diyordum ve imzalıyordum. haziran ortasında
real madrid yeni bir oluşuma giriyordu ve perez gazetelere beni takımın başına getireceğini söylüyordu nitekim teklif de geldi ama ben en büyük kupayı kazanmadan buradan asla gitmem cevabını verdim.
dördüncü sezona fellaini şokuyla girmiştik ayrılmak istiyordu ama en iyi oyuncularımdan biriydi. büyük hoca samet aybabadan öğrendiğim bir sözle ''var olan evertondur'' dedim ve fellainiye yolu verdim. yerine shaktardan taras stapanenkoyu getirdim ve transferi kapadım. ligde işler kötü gitse de şampiyonlar liginde gümbür gümbür gidiyorduk. finale kadar geldik ve finalde real madrid'i yarmalenkonun 118. dakikada attığı golle 4-3 yendik. artık everton avrupanın en büyüğüydü ve görev başarıyla yerine getirildi.