• 10
    (bkz: arda turan/#2983051)

    öncelikle hukuk öğrenmesini önerdiğim yazar. hangi suçlardan ne kadar ceza alınır, hangi cezalarda infaz ertelenir, hangi cezalar para cezasına çevrilir öğrenmesi kendi yararına olacaktır. bizim eski mahallede adamın biri hastaneye silahla girmekle kalmadı, güvenliğin de burnunu kırdı girerken. ama tutuksuz yargılanıp infaz erteleme aldı. öyle zengin yada arkası falan olan bir adam da değildi hani. kanunlarda her suçun karşılığındaki cezalar beli, üşenmeyin de açın okuyun bi zahmet. bu arada normal bir ülke demişken norveç'te 77 kişiyi katleden breivik'e sadece 21 yıl hapis cezası verdiler.

    diğer bir mevzu ise kötü insan mevzusu. bence bir insanın sırf siyasi görüşünden dolayı gün yüzü görmemesini isteyen, hatalarından ders almamış olmasını dileyen, yeni hatalar yapmıyor diye içi içini yiyen ve bunun yanı sıra olaya tamamen siyaset dışı bakarak ikinci bir şans verelim diyenleri de bir siyasi parti yada siyasi figürün hayranı olarak yaftalayan, bununla da kalmayıp bir yerlerden para aldıklarını iddia eden bir insan iyilik/kötülük kavramları ile ilgili hüküm verebilecek en son insanlardan biridir. iyilik ve kötülük bu kadar uçlarda yaşayan bir insanın tartabileceği bir olgu değil.

    bağışlamayı öğrenemeyen, kendisine hiç bir şey yapmamış bir insana olan kinini bile törpüleyemeyen hiç kimse iyilik yada kötülük ile ilgili nutuk çekmemeli.
  • 11
    (bkz: #2964748)

    kendisi damgalamalara karşı bir insan haklı olarak. yukarıdaki girdide de göreceğiniz üzere fatih terim düşmanı olarak yapılan yaftalamalardan sıkılmış.

    (bkz: #2983051)

    o da ne? kendisi de etiketleme yapmış. kötü insanlar olarak etiketlemiş insanları. hımm. demek ki neymiş? kendisi işine geldiğinde damgalama yapabilir ama kimse ona yapamaz.

    (bkz: çelişki neydi, çelişki emekti)
  • 16
    (bkz: #2994991)
    (bkz: #2994998)

    emre kılınç'ın sol içte tercih edilme sebepleri üzerine yaptığım analizi beğenmemiş, uzun uzun analiz "kastığımı" (artık ne demekse) söylemiş yazar arkadaş. rıza çalımbay'ı emre kılınç konusunda kanaat önderi, fatih terim'i takımı baltalamayı göze alacak kadar arda sevdalısı, beni de sevdiği kızın her hareketine derin anlamlar yükleyen liseli aşık gençlere benzetmiş*.

    entry'sinde var olmayan ise elle tutulur bir anti-tez. kendisi emre kılınç başlığında oyuncunun kanat oynatılmamasına dair kendi tezini üretmekten çok benim bu duruma yaptığım analizi aşağılama amacı gütmüş. entry'si cevap niteliğinde mi değil mi moderasyon değerlendirir ama tabii ki bunu yapmakta özgür. ama keşke en azından tamamen önyargıdan oluşan bir entry yazmak yerine kendi de anti-tezini destekleyecek şekilde uzunca analiz "kassaymış". bu ve benzeri tavırların sadece fikir üretip beyin fırtınası yapmaya çalışan insanların bu nezih platformdan soğumasına ve kutuplaşmaya yol açacağı kanaatindeyim.
  • 8
    (bkz: #2820714)

    normalde özel mesaj yoluyla entry hakkındaki görüşlerimi belirtmem lazım, biliyorum ama burada aklımız ile dalga geçiliyor. bahsettiği efsanelerimizden bazıları hayatta değil, diğerlerine de zamanında teneke bağlayarak gönderdiğimiz için düşman olmalık durum yok. metin oktay zaten 1 numaralı efsanemiz, bir tek kurucumuz ali sami yen ile kıyaslayabiliriz ki bugün düşmanlık yaptığınız o adamı da kulübe taçsız kral kazandırmıştır. kaldı ki metin oktay zamanında, jupp derwall, baba gündüz zamanında sosyal medya olsa, emin ol böyle başlıklar olurdu. hagi ve kaptan kovuldukları için zaten düşman olmalık zaman olmadı. düşman olmak için uzun ilişki ve zaman gerek de mi ama? ucuz hareketlerle itiibarsızlaştırma çalışması yapılmasın lütfen.
  • 3
    kendimi sağlam bir tolkien okuru olarak tanımlayabilirim ancak üçlemede bir tane bile çok sevdiğim, ''favorim'' diyebileceğim bir karakter yoktu. silmarillion ise benim orta dünya'daki favori karakterimi belirledi: fingolfin.

    bana kalırsa tolkien'in yazdığı en sağlam karakter. mantığı ve cesareti gerçeklikten uzaklaşmadan yansıtıyor fingolfin. melkor'un muazzam ordusunu önemli savaşlarda mağlup edebilecek kadar mantıklı, onu düelloya davet edebilecek kadar cesur, bir daha yer altındaki tahtından çıkamamasını sağlayacak kadar savaşçı. hala kendisini anlatan filmi bekliyorum.

    neyse çok uzattık. kendisi sözlüğe hoş gelmiş. onu, çok sevdiğim şu kısımla karşılamak istiyorum.

    ''fingolfin; yüce noldor kralı, eski elf krallarının en gururlusu ve en güçlüsü böyle öldü. orklar kapıdaki bu düelloyla böbürlenmedi, elfler bu konuda duydukları derin üzüntü yüzünden şarkı söylemedi.''
  • 22
    öncelikle, türkiye 1. futbol ligi, yani güncel adıyla süper lig hakkında ortaya koyduğu bilgi içeren kısım için kendisine teşekkürlerimi sunduğum bir entry girmiş yazar. ancak yazının devamında öyle şeyler yazmış ki, iyi niyetle bakarak sadece 2 ihtimal geldi aklıma. birincisi, bu arkadaşımız xg'nin ne olduğunu bilmiyor. ikincisi ise sapla samanı karıştırıyor.

    --- alıntı ---

    xg 300 bin şutluk havuzdan gol beklenti oranı verir sana. hala eksikleri var mı var ama daha iyi bir metrikte yok şu anda. hagi’nin 35 metreden vurduğu top gol olabilir. bu hagi’dir atar fakat metrik hagi’ye göre belirlenmez. metrik havuzdaki şutlara göre belirlenir.

    --- alıntı ---

    pek saygı duyduğum kaideyi taciz eden istisna girmiş olduğu entryde(u: (bkz: #3238133)) bunu çok açık bir şekilde ifade etmiş zaten. açık açık söylüyor adam, elimizdeki en iyi veri sağlayıcı bu diyor. bunu yazı turayla karşılaştırmak düpedüz mantıksız. çünkü xg özelinde "gerçekleşmiş" olan havuz verileri var ve burada ortaya çıkan oran %50 gibi 1000 yazı 1000 tura gelme olasılığı ile karşılaştırılamaz. bazı şutların xg'si 0.03 olur, bazılarının ise 0.38. bu iki beklentiyi nasıl kıyaslayabilirsin? yazı-tura atma mantığı ile kesinlikle aynı değildir.

    bahsettiği ve hayali olarak oynanan real madrid-atletico madrid maçına geçelim... 14 şut çeken real madrid 2.3 xg üretip de taraftarını heyecanlandıran bir tane bile pozisyona girememiş... inanılmaz. bunu söylemek için bir defa futbolu bilmemek gerekir. 2.3 xg'den gol çıkaramayan real madrid desin, anlarım. ama 2,3 xg'den "taraftarını heyecanlandıracak 1 tane bile pozisyon üretememek" tabirini anlayamam. zaten xg dediğimiz şeyin özü, taraftarı heyecanlandıracak pozisyondur. bir başka deyişle net gol beklentisi.

    bu güzel yazar arkadaşımız sonrasında xg'nin sadece teknik direktörler için önemli olduğunu iddia etmiş. teknik direktör için önemli olan kısmı, o pozisyonlara giren futbolcuların bitiricilik çalışması gerektiğini anlatır. belki de oyun şeklini değiştirip daha net pozisyonlara, gerekirse manchester city gibi topu kale ağzına getirecek kadar net pozisyonlara yönlendirir. ama senin benim gibi dışarıdaki adama da şunu izah eder: bu takımın hücum planı var! zira 2,3 xg üreten bir takımın atması gereken gol sayısı 2-3 civarındadır. ama hadi diyelim ki kendisi haklı. bu veri sadece teknik direktörler için önemli. o zaman neden burada bu verinin gereksizliği üzerine çok değerli zamanınızı harcayarak entry yazdınız üstadım? anlamsızdır diyip geçebilirdiniz.

    son olarak, bu konunun dillendirilmesinin fatih terim'i her daim savunma refleksine bağlamış güzide sözlüğümüzün değerli yazarı. burada ben bir tane bile körü körüne fatih terim savunan entry görmedim. bakın, sayıyla, rakamla neyle isterseniz bakın. körü körüne savunulduğu bir tane bile entry yok. benim de kullandığım "allah kerim fatih terim" gibi kalıplar, kendisinin başardıklarıyla alakalıdır. güncel gerçekleşen her şeyde kendisi eleştirilmiştir. ama burada fenerbahçe'nin transfer ettiği futbolculardan tutun da slavia prag'ın şampiyonlar liginde iyi performans göstermesi üzerinden bile eleştiriliyor. hatta bazen bu eleştirilerin boyutu o kadar ileri gidiyor ki entry'yi yazan arkadaş kendisi tekrar okusa belki de "yok canım o kadar da değil" diyip siler entry'yi. kimse kendisini körü körüne savunmuyor, oynatmaya çalıştığı futbolun vaat ettiği bir şey var. sahada -kalecisi hariç- 24 yaş ortalamalı oynayan pırıl pırıl çocukların vaat ettiği bir şey var ve bu vaadi de futbolcular kendi kendisine yaratmıyor takdir edersiniz ki.

    sonuç olarak, biz aslında iyi oynuyoruz. 3 haftada 13 net gol pozisyonu ile en çok pozisyon üreten takımız. isteyen istediği gibi gülmeye devam edebilir.

    şampiyon cimbom yazdıracağız!

    (bkz: #3238833)
  • 4
    nickini çok beğendiğim yazar. nicki hakkında herkes bilgi vermiş ben de devam edeyim. kendisi finwe'nin üç oğlundan biridir. elferin en gururlusudur. atıyla tek başına angband kapılarına kadar gelmiş ve melkor'a meydan okumuştur. ölmeden önce melkor'u 7 kere yaralamıştır ve her yaradan sonra melkorun beleriand'dan duyulacak kadar yüksek sesle bağırdığı söylenir. melkor'un ilk darbelerinden kaçabilmişse de etrafındaki topraklar yarıldığı için kaçacak yeri kalmamıştır. öldükten sonra melkor cesedini şartlara yem etmek istemişse de kartallar vücudunu alıp goldolin'e götürmüştür. gondolin istila edilene kadar da orda kalmıştır. ne kardeşi feanor kadar hırsına yenik düşen biri ne de diğer kardeşi finarfin kadar pasif biriydi. silmarillion'da kendisini öldüğü zaman baya bir üzülmüştüm. ilk sözlüğe kayıt olurken kendisinin nickini almayı denemişsem de alamadım o yüzden kendine biraz kırgınım.
  • 5
    (bkz: #2817857)

    organize ve profesyonel kötülük ile ilgili alnından öpülmelik bir entry girmiş ve 2 seneden beri galatasaray'a alenice yapılan kötülüklere karşı tahammül edebilme kuvvetimin dayanak noktasını da kısa ve öz şekilde açıklamış yazar.

    "tek çıkar yolumuz, ilahi adalet kalıyor. kötülüklere tahammül edebilme gücünü bu sayede bulabiliyoruz ancak, her şeyi ilahi adalete erteliyoruz. çünkü umudumuzu korumamız gerek..."
  • 15
    (bkz: #2983051)

    insanların karakter analizini yapmadan önce cehaletini gidermesini daha elzem görüyorum. yazısında bahsettiği şeylerin çoğu şey hayal mahsulü, sosyal medya denen çöplüğün uydurması. kebapçı seloya inanan iki iq'lu taraftarın takip ettiği sosyal medya hesaplarının ürünleri. siyasi görüşü ise kimsenin ilgilenmemesi gereken bir durum. sahip olduğu görüşten bir insanı yolda görse yolunu değiştiren bir insan olarak söylüyorum bunu. bir de fikri hür vicdanı hür diye bir şey tutturmuş bu sosyal medya taraftarı, her çöp görüşe bunu etiket ediyor. o fikir sizin fikriniz değil, vicdanınız da cehalet değil. çok yanlış anlamışsınız mevzuyu.

    bıkmadan usanmadan ps: arda turan berkay'ın karısına sarkmamıştır. berkay zaten bunu mahkeme tutanaklarında söylemiştir. berkay olayı tamamen kankası caner'in evliliğinin yıkılmasından doğan bir hınç almadır. bilal meşe olayında haklı, eylem olarak haksızdır. madem empati kuruyoruz, yaşadığınız ilişkiyi yalan yanlış gazete köşelerine taşıyan birini yolda gördüğünüzü hayal edip empati kurun. hastane, silah vs olayında ise ceza alması gerekirken ceza almamıştır. bu da ülkemizdeki adaletin sorunudur. madem bu olay bu kadar canını sıktı, savcılığa şikayet edersin. üstelik bunların hiçbirini galatasaray forması altında yapmamıştır. benim arda'ya tek kızgınlığım burak için bile olsa imparatorla ters düşmesidir. o durumda da imparator kendisini affettiğine göre bizlik bir durum kalmamıştır. bi salın adamı da topunu oynasın. benim tek eleştireceğim nokta performans düşüklüğüdür bu saatten sonra. ahmet ercanlar takipçilerinin uydurdukları mitolojik hikayeleri buraya taşımak ne bize ne de takıma bir fayda verir.
  • 9
    (bkz: #2820714)

    bu yazdığı entry ile bir algı operasyonu içine giren yazar. amaç diğer efsanelerimiz üzerinden, bir başka efsanemiz fatih terim'i itibarsızlaştırmak.

    (bkz: #2823506)

    bu yazdığı entry ile de algı operasyonuna karşı üretilen düşüncelerle dalga geçerek mevzuyu bayağılaştırmaya çalışan yazar.

    metin oktay düşmanlığı diye bir başlık neden yokmuş? sözlükte yazar olan kişilerin pek çoğu metin oktay vefat ettiğinde, daha doğmamıştı bile ve evet, ister inanılsın, ister inanılmasın taçsız kral zamanında sosyal medya yoktu. sosyal medyayı geçtim, doğru düzgün medya bile yoktu. eğer olsaydı terbiyesiz, kendini bilmez, kontrolünü yitirmiş zatlar palermo'ya transferi sonrası metin oktay'a sallayabilir, bunu gören gerçek galatasaray taraftarı da "metin oktay düşmanlığı" diye bir başlık açıp, bu kendini bilmezleri eleştirebilirdi. bunlar olabilirdi veya olmayabilirdi. olmayan ama olabilecek şeyler yüzünden kişi kendi istediği şekilde yorum yapıp algı kasmak isterse karşısında karşıt fikirler üretmekten çekinmeyen insanlar bulduğu zaman, kişinin işi dalga geçme boyutuna indirgeyerek bayağılaşması çok komik gözükür. geçmişi dönemin şartları göre değerlendirmenin önemini kişi kavramalıdır.

    entry bu şekilde gündüz kılıç, jupp derwall için de uzatılabilir ama gerek yok. entrye mevzu bahis olan şahıs hem attığı özel mesajda hem başlık altına girdiği entryde terbiyesizlik sınırlarında dolaşarak, seviyesini koruduğunu zannediyor. öyle sanmaya da devam etsin. ;)
App Store'dan indirin Google Play'den alın