• 52
    muslera'yı galatasaray'a öneren ve aldıran taffarel'in kendisidir. taffarel böylelikle mondragon'un gidişiyle başlayan orkun usak, aykut erçetin, de sanctis, leo franco, ufuk ceylan ve zapata dönemlerini isimlendirmek için söylediğimiz galatasaray kalesinin fetret dönemini sonlandırmıştır. taffarel ve muslera ikisi de iyi kalecilerdir. ikisini birbiriyle kıyaslamanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum. çünkü iki kaleci de galatasaray'a hizmet vermiştir. umarım yıllar sonra muslera da taffarel gibi galatasaray'a kendisiyle versus açılacak bir kaleci önerir de yokluğunu aratmaz. he bu arada buradan anlıyoruz ki kaleci dediğin kesinlikle ve istisnasız latin amerikalı olacak.
  • 54
    karşılaştırırken oynadıkları takımların göz önünde buludurulmasının faydası olacağını düşünüyorum. taffarel oynadığı süre boyunca takımdaki futbolcular istikrar abidesiydi, bugün bile rüya 11 yaparken çoğu galatasaray taraftarı stopere popescu, bülent ikilisini yazıyor. muslera'nın oynadığı yıllarda ise takımımızda kalıcılık ve istikrarı çeşitli nedenlerden ötürü sağlayamadık. ayrıca taffarel galatasaray kariyerinin çoğunda tek hocanın idaresindeydi, muslera ise 6-7 hoca görmüştür.
    çevresel etkenleri bi kenara koyup salt kalecilik yeteneği bakımından karşılaştırırsak muslera'nın önde olduğunu düşünüyorum.
    kazanılan başarılar ve kupalar bakımından taffarel daha önde.şimdiye kadar dünya kupası kazanan kaç oyuncumuz oldu ki?
    en sevindiğim durum karşılaştırdığımız isimlerin galatasaray'ın büyüklüğünün göstergesi olması. böyle derde can kurban. :)
  • 55
    biri galatasaray'da 89 resmi maçta mücadele ederken, öteki 300'lere doğru yol açmış emin adımlarla gitmektedir.*

    uluslararası kariyeri başka şey, kulüp kariyeri bambaşka şey.

    muslera galatasaray tarihinin en iyi yabancı kalecisidir. aslında yerli yabancı ayrımı yapmadan diyeceğim bunu, ancak rahmetli berlin panteri turgay şeren aklıma geliyor.

    mesela aynı şeyi türk futbolunu kapsayacak şekilde genişleterek de söyleyebilirim, ama orada da toni schumacher diye bir şey var.

    buradan taffarel'i ve performansını küçümsediğim çıkarılmasın.
  • 57
    brezilyalı iyi kalecilerin ortk bir özelliği var. iyi yer tutmak.

    taffarel dönemini hatırlayanlar bilicektir; taffarel çok nadiren uçardı zira neredeyse her top kucağında erir giderdi. başka kalecilerin uzasa yakalayamacağı toplar sanki taffarel'in üstüne gidiyomuş gibi görünürdü. işte yer tutma buydu. bunun da kökeni öncelikle oyun zekası ve görüşü, sonra da brezilyalı olmak heralde. zira dida da öyleydi mesela. prime dönemlerinde kucağında biten çok atak görmüşüzdür. allison becker yine öyle, bir artısı var becker'in, aynı zamanda atletik de kaleci. o yüzden de dünyanın en iyi 2-3 isminden biri.

    muslera'nın da bu yer tutma meselesinde ilk geldiği yıllara göre büyük aşama kaydettiğini söyleyebiliriz.

    yer tutma önemli aga, kaleci dediğin çok uçmayacak. az uçacak, öz uçacak.

    muslera'nın taffarel'e göre en büyük artısı, her an oyunun içinde olması. taffarel çok etliye sütlüye karışmayı sevmezdi. memur gibi, işimi yapar çeker giderim derdi. muslera galatasaray'ı sahada her saniye yaşayan bir kaleci. bu adanmışlığın bir benzerini de mondragon'da görmüştük.
  • 60
    taffarel’in uefa finalinde henry’nin kafa vuruşunu fizik kurallarına aykırı şekilde çıkarıp kupayı yelken açması ile muslera’nın senelerdir henry kurtarışı minvalindeki kurtarışlarla bizi ipten alması arasında gidip geliyorum. bana göre bu iki kaleci gelmiş geçmiş en iyi galatasaray kalecisidir. onun haricinde hangisinin öne geçtiği tartışmalıdır.
  • 61
    galibi kesinlikle muslera'dir. boynuz kulağı geçmiştir. geçmeli de, sürekli ileri gitmek galatasaray vizyonunun bir ilkesi.

    ancak en epik sahne, hatta bana kalırsa tüm galatasaray tarihinin en epik anı daha önce de defalarca söylendiği gibi taffarel'in uefa finali uzatmalarında yaptıgı kurtarıştır.

    kale arkası görüntülerini izlediğinizde iş fiziksel olarak açıklanamayacak bir noktaya geliyor. düşünsenize kahn'ın bile mutlaka yiyeceği o golü henry atsaydı? şimdi iki avrupa kupamız olmayacaktı. tekrar tekrar teşekkürler taffarel.
  • 65
    muslera çok iyi kalecidir ancak taffarel ile kıyasında muslera'yı önde gören taffarel'i izlememiş demektir.
    taffarel o kadar doğru yer tutardı ki sanki tüm toplar adamın kucağına gelirdi.
    taffarel o kadar yüksek konsatrasyonla oynardı ki koca 90 dakikada beklenmedik bir anda beklenmedik şekilde çıkan tek bir şuta bile muazzam reaksiyon verirdi.
    ceza sahası hakimiyeti muazzamdı.
    topu oyuna sokuşu elit seviyedeydi.
    tek başına şampiyonluklar kazanmasına gerek olmadı hiç bir zaman çünkü oynadığı takımın kalitesi ligi her sene açık ara süpürecek seviyedeydi. ancak uefa finalinde yaptıklarıyla tek başına avrupa'da kupa kazandıracak seviyede olduğunu ispatlamıştır.
    muslera canımız ciğerimiz ama taffarel bambaşka bir adamdı. sadece yer tutuşu bile muslera'nın önünde olmasına yeter. kendisiyle muslera'nın kıyaslanması gereksiz yere muslera'nın değerini düşürür.
    elimizde muslera gibi bir adam var. tadını çıkarmaya bakalım.
  • 66
    taffarel'i izlemiş biri olarak galibi net olarak muslera'dır. taffarel tekniğiyle, topu oyuna sokuşuyla, libero kaleci vasfıyla o dönemin dominant oyun anlayışına uyum yakalamış bir isimdi. doğru pozisyon alışı önemli bir özelliğiydi. ancak oyunun savunma yönünü, sıradışı kurtarışları kıyaslayacaksak muslera'nın yanından geçemez. uefa finalinde büyük oynadı, maçın oyuncusu seçilmeyi hak etti. ancak bir sonraki yılın ön eleme turunda st. gallen maçlarına bakarsanız da iki maçta yaptığı akıl almaz hatalarla nerdeyse turu kendi elleriyle veriyordu.

    kaleyi savunma ölçeğinde bakacak olursak muslera'dan sonra mondragon gelir benim için.
  • 68
    sözlük tarihinde hatta türk futbol kamuoyu tarihinde ortaya atılan ve karar vermenin hakikaten zor olduğu ender versuslardan biri. ikisinin de fatih terim döneminde transfer edilmesi, ikisinin de tek avrupa macerasının italya ligi olması ve ikisinden önce de kaleciler anlamında karanlık bir dönem yaşamış olmamız dışında bir anda sayılabilecek bir ortak noktaları yoktur.

    taffarel 1996'da fatih hoca'nın göreve gelişiyle yoğrulmaya başlanan ve 2000'de süper kupa'ya kadar yürüyecek olan takıma sistematik şekilde yapılan yabancı takviyelerinin sonuncusuydu. 1996'da gheorghe hagi, 1997'de gheorghe popescu gibi o yıllarda bu topraklara yolunun düşmesi mucize sayılabilecek iki transferin ardından gelen aynı ayarda üçüncü hamleydi. 1998 dünya kupası'nda final oynadıktan sonra rotayı istanbul'a çevirmişti. üst üste 2 şampiyonluk kazanmış ve artık makineleşmeye doğru giden kadronun tek sancılı mevkisini kapatmak için transfer edilmiş, 3 yıl boyunca da bu işi layığıyla yapmıştır.

    muslera ise yeniden yapılanma sürecine girilen 2011 yaz transfer döneminde galatasaray'a katılmıştı. iskeletin tamamen değiştiği bir dönemde aşağı yukarı kendi klas ve kariyerine sahip pek çok isimle birlikte galatasaray forması giymeye başlamıştı. üçüncü fatih terim döneminde kurulan dominasyonda herkes gibi üstüne düşeni yaptı. 2014-2015 sezonundaki efsanevi şampiyonlukta artık başrollerden biri haline gelmişti. dördüncü fatih terim döneminde ise olmazsa olmaz seviyesine ulaşmıştı ki entry tarihi itibarı ile hala daha konumunu inatla koruyor. gelinen noktada muslera yoksa ya da kötüyse galatasaray'ın iyi gitme şansı yoktur.

    transfer edildikleri dönem itibarı ile taffarel yolu türkiye'ye düşmesi çok daha imkansız olan isimdi. tecrübesiyle hem taraftara hem de takıma güven veren hatta önderlik edebilen bir konumdaydı. özellikle türkiye ligi'nde rakip oyuncular için fotoğraf sırası beklenecek bir isimdi. fatih terim'in bekleri ileriye süren hücum oyununda adeta defans hattındaki bir oyuncu gibi rol alabiliyordu.

    muslera ise hem aynı dönemde takıma dahil olduğu diğer isimler, hem de kendisinden önce türkiye ligi'ne gelmeye başlamış kariyerli isimler sebebiyle taffarel'in yarattığı o etkiyi yaratamadı. ancak var olan kalecilik sezgilerinin üzerine gençliğinin verdiği atletizmi de ekleyerek çıtayı çok yükseğe çıkarttı. taffarel'in hazır bulduğu kadronun aksine takımın inişli-çıkışlı grafikleri arasında çok defalar fark yaratması gereken durumla karşılaşıp gereğini yaptı.

    muslera 10 yılı aşkın süredir galatasaray'da yer almasıyla taffarel'in önüne geçmeyi bırak, belki de galatasaray tarihindeki sayılı yabancı oyunculardan biri oldu. haliyle hem ortak hafıza hem de aidiyet duygusu fersah fersah öne geçti. her ne kadar istanbul'da yaşadığı sürece florya semtinde herkesin komşusu olan taffarel de mütevazi kişiliğiyle bu konuda fena olmasa da, muslera bu konuda da birkaç adım öne geçmiştir.
  • 69
    taffarel bir anomaliydi. kaleciden daha çok bir süpürücü oynar, ihtiyacımız olunca kaleci olurdu. kaleci/oyuncu gibi.
    kendisinin olmadığı maçlarda spikerlerin 'aman bülent, popescu, taffarel yok, kaleye çok oynamayın' diye hatırlatma yaptığını hatırlarım.

    muslera'nın ise bu konuda en büyük referansı geçen yıl. taylan berkan o top kayıplarını yaparken, muslera'nın onlara attığı paslar da felaketti.

    taffarel'in galatasaray kariyerinde 2 defa atladığını hatırlıyorum. birisi henry'nin kafası, diğeri de pascal nouma'nın inönüde attığı rezil gol. taffarel'i de biçtiği için adamın omzu çıkıp, acıdan yere atlamıştı. adam kırmızı kart yiyeceğine biz hem bir gol yemiş, hem de taffarel'den olmuştuk. bu da taffarel'in 2. anomalisiydi. öyle yer tutardı ki, az sonra bahsedeceğim muslera'nın artı özelliğine sahip olmamasına rağmen, gözlüklü pancar suratlı abimizin* avrupa maçlarındaki sesi hale kulağımda. 'taffarel, yine taffarel'.

    muslera'nın ise sahip olduğu anomaliye gelirsek, lastik gibi uzaması/refleksleri. çok ani toplara bile tepki verebiliyor muslera. bunu hem türkiye'de hem de avrupa maçlarında görmüşüzdür.

    ancak, böyle bir karşılaştırmanın açılması bile taffarel için büyük rezillik. aynı alex vs. hagi tarzı bir rezillik.

    direkt etkili olduğu, bilmeyenler için emiliano martinez'lik yaptığı 1 dünya kupası macerası, 1 dünya kupası finaline kadar giden macerası, 1 tane uefa kupası var. u20 dünya kupası var. 2 tane copa america'sı var. yani özetle, arsenalli futbolcularının topu dışarı atmasının bir sebebi var. o da taffarel'e karşı duyulan saygı/korku.

    o yüzden o zamanların taffarel'ini getir, şimdiki zamana koy, değil muslera, ederson'un antrenörü olmazdı. bu isimler onun yedeği olurdu. öyle bir fundamentali olduğu için zaten adam liverpool'da antrenör oldu.
  • 70
    prime döneminde premier lig yapabilecek durumdayken burada kalmayı tercih eden, bizimle birlikte 12. yılına giren ve bu süreçte 14 kupanın kazanılmasında çok büyük emeği bulunan muslera benim için öndedir. hatta taffarel'den bağımsız galatasaray tarihinin en iyi yabancı futbolcuları içinde ilk 2'ye koyulabilir, bence sadece hagi ile kıyaslanabilir.

    taffarel'in dönemine yetişemedim ancak bu kıyaslamaya da ben yetenek veya futbolculuk olarak bakmıyorum. ikisinin de birbirine göre artıları eksileri vardır futbolcu olarak. ben duyulan aidiyete, bizden biri olmalarına bakıyorum. taffarel futbolculuk döneminde sadece 3 senesini bizimle geçirdi. dediğim gibi muslera ise 12 senedir bizimle.

    muslera istanbul'a ayak bastığında orta okul çağında 12 yaşında bir çocuktum, şu an 24'e doğru yaklaşıyorum ve muslera hala ilk geldiği günkü heyecanla, istekle oynuyor, maçlar kazandırıyor.

    muslera artık bu kulübün efsanelerinden birisi olmuştur. heykeli dikilse neden dikildi diyecek bir taraftarımız olduğunu zannetmiyorum. bu sebeple bu kıyasın gereksiz bir kıyaslama olduğunu düşünüyorum. ayrıca şunu da eklemek lazım, muslera bu kadar uzun süre bizimle birlikte kalıp efsanemiz olduysa bunda taffarel'in de büyük emeği vardır. ama efsane olmak başka bir şey. taffarel kariyerinin sonunda gelip 3 sene bizimle kaldı, güzel başarılar da elde etti. dünya çapında tanınan en iyi kalecilerden biriydi, uefa kupasının kazanılmasında da çok büyük emeği var. uefa kupası tek başına muslera'nın önüne geçirmemeli, bu mantıkla o takımdaki herkesi o takımda olmayan isimlerin önüne yazmamız lazım.

    muslera bu takımın yaşayan efsanesidir. artık bizden biridir. umarım futbolu olabildiğince geç bırakır ve bıraktıktan sonra kulüp içinde teknik heyette veya profesyonel olarak bulunmaya devam eder. seviyoruz seni nando.
  • 71
    bu versus kişiden kişiye göre değişir. kişi kendini test ederek versusun kazananını rahatça bulabilir. test şu şekilde yapılır:

    bir kedi bulun. kediyi incitmeden ama görüntüden de taviz vermeden plonjon yaparak kucaklayın. tam bu esnada içinizden hangi replik geçiyorsa bunu hafızaya atın.

    bu replik;
    "bravo taffarel" şeklindeyse claudio taffarel
    "son anda muslera" şeklindeyse fernando muslera bu versusun kazananı olacaktır.

    kedi yerine köpek, top, insan yavrusu gibi tek seferde kucaklanacak bir test objesi de seçebilirsiniz. önemli olan içeride yankılanan sestir.

    şahsi olarak bu ses bende "bravo taffarel" şeklindedir.
  • 75
    taffarel'dir.

    gelmeden önce bütün dünya tarafından bilinen, kurtardığı penaltılarla ülkesine dünya kupası getiren bir kaleci ile, 24-25 yaşında lazio tarafından pek de düşünmeden elden çıkartılarak galatasaray'a gelen kaleci arasındaki fark bariz.

    muslera muhteşem bir kaleci, prime döneminde dünyada ilk 10'a kafadan yazılacak kaleciydi fakat yıllarca gerek yan top zaafları olsun gerek topa oyuna sokma konusunda berbat oluşu olsun her zaman defolu bir kaleci oldu. taffarel ise hem ayakları çok iyi olan hem kalede her daim her pozisyonda güven veren hem de lider bir kaleci.

    ayrıca kariyer olarak taffarel açık ara öndedir. muslera'nın 12 senede 6 şampiyonluk kazanması uçuk bir şey, %50 ile şampiyon olmak demek fakat taffarel oynadığı yanlış bilmiyorsam 4 senede 1 uefa 1 süper kupa 3 lig şampiyonluğu falan bambaşka bir galatasaray dönemi yaşadı. ayrıca dünya kupası sahibi bir kaleci. hem de öyle yedekte oturup kupa alan kadroya girenlerden değil, bizzat finalde kurtardığı penaltılarla kupayı alanlardan biri olarak kazanmış dünya kupası'nı.

    sonuç olarak muslera bir galatasaray efsanesidir. taffarel ise dünya futbolunda efsane kalecilerdendir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın