• 78
    harbi soyluyorum beni hic ama hic ilgilendirmeyen durum.

    beni daha cok ilgilendiren 22. şampiyonluk.

    tamam her ne kadar sevmesem de sonuc olarak bir sezon ben galatasaray fenerbahce derbisini yasayamazsam mutlu olmam, hani icim rahat etmez ama bir yandan da soyle bir durum var ' a d a l e t '

    trabzonsporu da sevmem ama saygi duyarim, sen birinin ekmegini calarsan o adalet sen kumeye dusurmezse bile o duyguyu verir. tekrar etmek te fayda var dusmezler, dusurmezler. ulkecek sikeyi atlamis bir sistem var, bir hukumet var, bir iktidar var, bir baskan bozuntusu var. adam koyunun takimini super lige, dogdugu buyudugu semtin takimini super lige, tuttugu takim super ligde, isin en komik tarafi da adamlar belediyenin takimini bilmem ne futbol kulubune ceviriyor partilerinin rengini verip cumhurbaskanligi ortulugu odeneginden dolayli yoldan para yatirip sampiyonluga oynayan bir takim yaratiyor birde utanmadan ya onu ben kurdum diyor ki kurmamis olabilir ama acik acik devletin 1 numarali adami olarak 1 takima acik secik destek veriyor sonra biz bu ulke de sporda olsun baska alanlar da olsun adalet bekliyoruz.

    arkadaslar fenerbahce dusmez, dusurulmez, adalet saglanmaz, adalet fakirden alip zengine vermekse ben boyle adaletin baslayan cumleleri iyi bilirim.

    edit: amacim siyaset yapmak degil ben haksizliga gelemeyen bir insanim.
  • 79
    bence gayet de olabilecek ama arka arkaya kasımpaşa, akhisar ve erzurum maçları oynayacağı bu fikstürden 4 puan rahat çıkartabileceği için gercekleşmeyecek komedi durumudur. lütfen “düşürülmez” kafasından çıkalım. düşürülmez olsa şu anda erzurum’la kapışıyor olmazdı. “seneye 20 takımla oynanacak” falan da denemez zira bu sefer tüm takımlar aynı çözümü talep ederler.
    kasımpaşa, akhisar ve erzurum kombosundan 4 puanla dönemezlerse o zaman heyecanlanmaya başlayalım. bal gibi de düşebilirler. yeter ki mustafa denizli biraz sıksın takımını ve fb’yi yensin.
  • 80
    şimdi hafizamizi tazelemekte fayda var. bu adamlar 2011 senesinde bir dizi skandala imza attı. voleybol takımının sponsoru ve yönetim kurulu uyeleri olan ve aynı zamanda da tff başkanlığı yapan bir zatı muhterem, ben o topa giremem diyerek istifa etti. sonrasında aynı skandala imza atan başka bir takımın başkanı federasyon başkanı oldu ve bir gece de ilgili maddeler toptan değiştirilip, üstüne bu skandala karışan tüm takımlara neredeyse ödül veriliyordu. bu sırada siyasi erk komple bu olayı örtbas etmek için yargı dahil bir çok kurumu baypas etti. sonuç olarak allah'ın adaleti de bu sene tecelli etmek üzere ama evet tam burada kocaman bir ama o zaman sahne alanlar halen sahnede. şimdi bu saydıklarıma rağmen dusecekler diye düşünen arkadaşlarım başka ülke de yaşıyor anlaşılan. burası türkiye, burada haklı olanın değil, güçlü olanın kazandığı bir sistem mevcut ve bu vatandaşlar hem siyasal hem de maddi olarak çok güçlüler. emin olun bir şekilde düşmeyecekler. ha benim umurumda değil. rezilliklerine yenisi eklenmiş olacak ve yıllarca yüzlerine vurup duracağız. ben takımımın şampiyon olmasına bakarım. gerisi zaten kokuşmuş sistem, alıştık yıllardır. üç kuruş menfaatleri için sistemin değişmesi adina mücadele etmeyenler utansın.
  • 81
    düşmese de sene sonuna kadar oralarda debelenecegi kesin. anadolu takımlarının bu ülkede iki varlık sebebi var. süper ligde var olup, oyuncularını büyük takımlara satmak ve süper ligin parasal degerinden nemalanmak. fenerbahçe'nin ligde kalmasını fenerden çok isterler. son dönemlere doğru düşme potasında olmayan anadolu kulüpleri fenerbahçe'nin puan alması için maçlarını çok fazla kasmaz. bunu yapmaları için de illa bir yerden para almaları ya da telkinde bulunulması da gerekmez. herkes çıkarına göre hareket eder. maddi ve manevi olarak düşmeleri bizim ya da bjk'nin işine gelebilir ama kayserisporun gelmez. kume düşmeleri için son 6 7 haftada oynayacağı rakiplerin hepsinin potada olması gerekir ki onda bile biz gidelim onlar kalsın diyecek yönetici çıkabilir.
  • 84
    kendileri gibi gol kısırı bir takım için, beni şaşırtmayacak durum. bir kaç futbolcusu gol makinesine dönüşmedikçe ya da ersun yanal dahiyane bir taktik dizilişe geçmedikçe, düşmeleri gayet olası gibi görünüyor.

    kötü bir takımlar ama şampiyon gibi oynamaya çalışıyorlar; sonuçta ne hücum yapabiliyorlar ne de kalelerini savunabiliyorlar. formsuzlar, fizik olarak kötüler. mental olarak daha da kötüler; düşme mücadelesi psikolojisinden bihaberler. küme düşme hattındaki takımlar, ikinci yarıya çıkışla başlar son maçlara doğru da özellikle evinde çılgın atar. fenerbahçe'de (2018-2019 sezonu ikinci yarısı) böyle bir kıpırdanma ya da kıpırdanmaya dair bir emare gören oldu mu hiç?
  • 86
    ligin bitmesine 12 hafta kaldı ve bu toplam 36 puan yapar. fenerbahçe'nin 15 ve üzeri puan alması ligde kalması için yeterli olacak. sezonun ilk devresini son sırada bitiren rizespor'un 2 galibiyetle 10. sıralara yükseldiğini gördüğümüz bu ligde , fenerbahçe'nin düşmesi gerçekten çok zor ihtimal. biz kadıköy deplesmanında galip gelirsek belki olacağına inanırım ama, bizim galip gelmemiz daha zor. :) bu sene o konuda beklentiye girmeyi hiç düşünmüyorum çünkü :)
  • 87
    önlerinde içeride oynayacakları 6 maç var; bunlardan en kötü 10 puan alacaklardır. deplasmanda da kasımpaşa, ankaragücü filan bunları yenerler, deplasmana da 6 maça bi minimum 8 puan yazsan kalan maçlarda en aşağı 18 puan alırlar gibi duruyor.

    yani 24+18 = 42 puan ile malesef ligde kalacaklardır, bundan ötesi hayal gibi.

    ayrıca dipteki ankaragücü ve erzurum toparlasa bile kasımpaşa, antalya, göztepe, bursa gibi tepetaklak giden takımlar var, düşmenin taliplisi çok.
  • 91
    22.hafta itibariyle 24 puanla 15/16. sırada yer alan futbol takımı. pazar günü alabilecekleri bir mağlubiyet ile 23 haftayu 24 puan ile kapayarak 1.05 puan x maç ortalaması ile devam edecek klüp olacaktır aynı zamanda.

    kalan 11 maçtan alacakları 11.60 puan ile 36 puan barajına güç bela ulaşacaklardır matematiğe göre. şampiyonluğua oynayan bir bünye için hayatta kalma mücadelesinde mental olarak zaafiyet göstermek gayet olası.

    2. yarının başlarındaki malatya maçında bifuma yeteneksizi 2-2 iken karşı karşıya kaçırmasa o maçı da fenerbahçe 2-3 kaybedecek ve 21 puanda kalacaktı. melekler korudu.

    şahsen ben düşme potasında son haftaya kadar kalmalarını isterim, ayrı bir keyfi var. ne kadar söz fenerbahçe olunca konuşulamayacak ünvanı yüksek tanıdığım varsa süngüsü aşağıda geziyor. futbol muhabbetinden kaçıyor özellikle. kimisi fenerbahçe ülker diyor, onu da 621 milyon euro borç ile senede 30 milyon euroluk kadronun son demleri diyerek bozuyorum.

    yıllarca - yaklaşık 20 sene - biz en iyiyiz en zenginiz mobbingleri yapan fenerli dostlarımızın inim inim inlemesini izlemek ne yalan söyleyeyim ufak tefek diet kaçamağı gibi tad veriyor.

    ekonomi ve yerel seçimler siyaset derken iktidar da bu yeteneksizlere fazla bulaşamıyor. ortalık zaten karışık diego modunda siyasiler, püskevit mehmet istediği kadar konuşsun tekirdağ'dan edirne'ye şırnağa kadar herkesin ortak bir dileği var;

    sarı lacivert renkleri ptt liginde şifresiz izlemek ^^

    hastanelere flaster alınmasın tasarruf modundayız denen bir dönemde yaşanması ise resmen kusursuz fırtınaya yakalanmış batan bir gemiyi ağır çekimde izleme keyfi veriyor.

    not: sağlığınıza dikkat edin hastaneler tam takır kuru bakır. özel sağlık sigortası da düşünmeye başlayın gücünüz varsa.

    yazım yanlışi renktaşımın uyarisiyla degistirilmistir. plaster degil flaster ^^
  • 94
    (u: asla ve kat'a yaşanması mümkün olmayan olaylar bütünüdür, bahsedilen kurumlar gerçek olsa da kişiler ve olaylar tamamen, %100, kesinlikle hayal ürünüdür)

    fenerbahçe'ye başkan olan veli kof, inanılmaz bir destekle koltuğuna oturduğunda, türkiye'nin en çok konuluşan adamlarından biridir. zaten doğduğu ilk günden bu yana öyle olmuştur fakat böylesini ilk kez tatmaktadır. zira ekonomik gücün getirdiği popülaritenin yanında ilk kez milyonların duygusal bağını hissetmiştir. bunun hazzını yaşamak apayrı bir olaydır onun için. "cebimde milyarlar, arkamda milyonlar, başarı garanti." diye düşünür.

    ilk etapta yaptığı her şey insanları mutlu eder. gerçi başında bulunduğu kitle 20 senedir o kadar yoğun derecede afyonlanmıştır ki, zehir vücudu kolay kolay çıkmayacak derecede işgal ettiği için beyin ve dolayısıyla düşünme yetisi yüksek oranda kayba uğradığından, çok parasının oluşu, renkli gözlü oluşu gibi ekstra herhangi bir gayret gerektirmeyen standartlar bile kitleyi çok mutlu etmektedir. hasılı hiçbir şey yapmadan da insanları mutlu edebilmektetedir. veli kof'un başarılı olmasını sadece kendi kulübünün taraftarları değildir ayrıca. ezeli rakiplerinin içindeki en iyi tabirle saf denilecek insanlar da onun başkan olmasından memnundur. zira onlara göre kof, türk futbolunu hatta türk sporunu değiştirecektir!

    bir hazırlık maçı oynanır; fenerbahçe, bir hollanda takımıyla, ilk yarıda 3-0'ı bulduğu maçta 3-3 berabere kalır. maç sonucu değil, ilk yarıdaki futbol esastır basının ve sevenlerinin gözünde. veli kof, camien domolli, cilip phocu ve ekibi ile gümbür gümbür gelmektedir. mavi gözlü dev, cumhurbaşkanı olacak adamdır.

    sezon yaklaştıkça ufak aksaklıklar yaşanır. şampiyonlar ligi ön elemesinde elenilir. fakat maç sonunda taraftar müthiş desteğini devam ettirir. veli kof da önlerine gelir ve sanki turu geçmişçesine selamlar onları.

    bu şartlar altında sezona başlanır. ilk maçında tamamen dolu tribünler önünde ceza sahası dışındaki pozisyona verilen penaltı ve atılan golün %100 belirleyici olduğu ortamda ilk galibiyet alınır. fakat haftalar ilerledikçe işler ciddileşmeye başlar. kof'un takımının defoları çok erken gün yüzüne çıkmıştır. taraftarlar yine kendisine yarı-ilah muamelesi yapmaya devam etse de elçilerine ateş püskürmektedir. 10. sıranın üzerini göremez hale gelen taraftarlar kelle istemeye başlar. ilk hedef phocu'dur. kof biraz dirense de "saracoğlu'nda beşiktaş'ı ezen" hocasını görevden alır. yardımcısıyla yola devam etme kararı alır.

    başında olduğu kulüp için hayattaki en önemli amacın olduğu haftaya gelinmiştir. ezeli rakiple oynanacak maç öncesinde ezeli rakip mutlak favoridir. maç olaylı bir şekilde 2-2 biter. kof'un takımı, yardımcı hocayla 2-0'dan 2-2'yi yakalamıştır. maç sonu bir oyuncusunun rakip oyuncusu tokatlaması, ortalığın karışması vs. kof'u ve bulunduğu camiayı zevkten dört köşe yapmaya yetmiştir. yardımcı antrenörle devam kararı alır. taraftarın aylardır takımın başında görmek istediği ersin kanal ismi, bir süre daha rafa kalkmıştır.

    hayat bu ya, yardımcı antrenör de bir süre sonra patates olur. kof için ilk kez kendi dediği değil de kendisine tapınanların dediğini yapma vakti gelmiştir. "hayatta çalışmam" dediği ersin kanal'ı takımın başına getirir. saltanatının pekişmesi ve çıkan çatlak seslerin dinmesi için çok kritik bir hamledir bu. "keşke daha önce çalışsaymışım. müthiş bir insan." gibi son derece samimi, son derece inandırıcı cümlelerle kanal'ı onurlandırarak takımını teslim eder.

    taraftarlar coşmuştur. ezeli rakibinin efsanesinin attığı ve rekorlar kıran tweetine nazire yapmak, o tweetin rekorlarını geçmek için örgütlenip gece nöbetleri tutacak, bot hesaplar satın alacak kadar sapıtmışlardır. daha doğrusu sapkınlık derecesinde mutludurlar. voltrana bakar mısınız? tanrı veli kof, elçisi büyük efsane ersin kanal ve domolli. domolli? neyse kanal varken o da istenilen verimde çalışacaktır.

    ersin kanal'la seri beraberlikler üzse de neticede kendi kurduğu kadro değildir, devre arasında gerekli takviyeler yapılacaktır. taraftar sabreder. kanal, son derece orijinal, özgünlükte çığır açacak bir video ile milyonların gönlüne su serper. transferler de bir bir patlamaya başlar. stopere ligin en kaliteli takımlarından birinde oynayan kıvırcık saçlı bir çocuk alınır. doğuştan fenerbahçelidir. allah'ım ne büyük olay! ardından asıl bombalar gelir. iki ezeli rakibinin vazgeçilmez oyuncuları, çok zor ve imkansız görünen bir sürecin ardından -çünkü kulüpleri kendilerini asla bırakmak istememekte ve astronomik transfer bedelleri talep etmektedir- takıma "bedava" kazandırılır. bir kaç takviyeyle daha sezonun ikinci yarısına başlanır.

    1 beraberliğin sonrasında 2 galibiyet gelir art arda. veli kof mutlu, taraftar çıldırmış, şampiyonluk istiyor! veli kof için sahne zamanı. insanın böylesi bir tabloda konuşası gelir haliyle. fakat tam havaya girmişken sıradaki rakip kendi sahasında çakmaz mı? bir de ardından içeride beraberlik... asıl sıkıntı bu değil, düşme hattında mücadele ettiği takımların birisi hariç hepsinin yükselen bir ivme yakalaması. ardından gelen fikstürün içinden çıkılamazlığı ise cabası!

    korkulan olur, takım o korkutucu fikstürden çıkamaz. kanal, fenerbahçe'yi küme düşüren hoca olmamak için istifa eder. "ersin'im, hep beraber kanal'ım!" dedikleri adam, adeti olduğu üzere topuklarını vura vura kaçmış, onları yüz üstü bırakmıştır. son 5 haftaya girilirken takım 16. ve 17. sıra arasında gidip gelmektedir. işin garibi hoca bile bulmak imkansız hale gelmiştir. kof, hayatında yaşamadığı sıkıntıları yaşamaktadır. artık tapınmalar bitmiş, oklar kendine dönmüştür. bir de işin ucunda, "fener'i küme düşüren başkan" sıfatına haiz olmak gibi tarihin en büyük kara lekelerinden birisi vardır.

    yıldırım gibi bir karar alır kof. "ne kadar ulan bir kümede kalma?" diyerek harekete geçer. küme düşme yolundaki rakiplerinden ikisinin başkanlarını acil koduyla toplantıya çağırır. birisi kesin düştüğü için onu çağırmaya gerek yoktur. ve 25 milyon euro ile dolu birer çanta uzatıp seneye yeniden süper lig'e dönme sözü ile toplantıyı bitirir. kalan 25'er milyon euro ise sezon sonunda istediği senaryo gerçekleşirse teslim edilecektir. her yerde ffp olacak değil ya, bu toplantıda ipler tamamen kendi elindedir. diğer kulüp başkanları ise mutludur. bugüne kadar defalarca düşüp çıkan takımın bir kez daha düşüp çıkması çok şey kaybettirmez onlara ama 50 milyon euro, bir taşra takımının başkanı için çok iyi bir paradır. üstelik seneye kadar koltuğunu koruyabilirse, yeniden çıkış garantisi de ceptedir. kazan-kazan-kazan durumu yani.

    kof, toplantıdan hemen sonra olmaz dural'ı toplantıya çağırır. olmaz dural 30 senedir sayıkladığı görev için bu kez gönülsüzdür. bunca düşürdüğü takımın üzerine bir de fenerbahçe'nin eklenmesini hiç istemez. gönülsüzce girer toplantıya. fakat çıktığında çok mutludur. kof'un, "5 hafta başımızda kalacaksın. düşmemen garanti. sen de fenerbahçe'yi kurtaran adam olarak tarihe geçeceksin." teklifini düşünmeden kabul eder ve eşofmanlarını dahi giymeden samandıra'nın çimlerine çıkar.

    kof, fener'i düşüren başkan olmaktan -pahalıya da patlasa- kurtulmuştur. fener'i düşürmemenin onlarca yolundan, en pratiğini ve en gizlisini seçerek "dahice" bir hamle yapmıştır.

    ve o esnada bir başlık açılır antu.com'da...
    "fetö'nün küme düşme oyununu bozduk, kof'un acemilik dönemi bitti, ustalık dönemi başlıyor!"
  • 96
    fenerbahçe'nin kaderinin yalnızca iki maçta belli olacağını, bugün evinde oynayacağı rize ve mayıs ayında deplasmanda oynayacağı kasımpaşa maçlarını kaybederse kesinlikle küme düşeceğini düşünüyorum. ayrıca fenerbahçe'nin küme düşme hattında olması konusunda şüphelendiğim ve neredeyse kimsenin konuşmamasına şaşırdığım bir durum var, eğer bazı olaylar beklediğim gibi gelişirse daha sonra yazacağım.
  • 97
    fikstür şansıyla gerçekleşmeyeceğini düşündüğüm olaydır. çok fazla takım var düşme hattında ve hemen hemen her hafta bunlardan 2'si veya 4'ü birbirleriyle oynuyor. fener kendi maçlarında puan kaybetse dahi diğer maçlarda hep fener'in lehine sonuçlar çıkıyor.
    söz konusu 2018-2019 sezonu için ele alalım;
    mesela 25. hafta için; kasımpaşa puan alıp rahatlasın diyoruz, rakibi göztepe. yani şimdi kasımpaşa bu maçı alsa göztepe dibi boyluyor bu sefer.
    24.haftada evinde göt zoruyla sivas'ı yenen bursa 1 galibiyet daha alsın diyoruz rakibi ankaragücü. hadi ankaragücü'nden puan aldılar diyelim. 26. hafta bizle oynayacaklar bu kez.
    24. haftada akhisar kazandı 2-3 galibiyet daha alsa hoş olur diyoruz haftaya trabzon deplasmanına gidiyorlar.
    erzurum ateş gibi oynuyor çat hoca değiştiriyor.

    valla inşallah 25.hafta sivas evinde malatya'ya kaybeder de bir anda düşme potasının tam ortasında bulur kendini. 26.hafta istanbul'da fener önüne çıkacaklar çünkü.
  • 98
    fenerbahçe son üç haftada aldığı 5 puanla rahatladı fakat geçici bir rahatlama. bütün takımlar birbiri ile oynuyor ama akhisar ve erzurum yüksek ihtimal sınıfında. bu iki takım fazla puan toplayamazsa 3. takımın 40 puan ya da üstü bir puanla ligden düşmesi olası bir durum. seri yakalayamazsa ligin son iki üç haftasına kadar kendini tam anlamı ile kurtarma şansı yok. düşerler mi dusmezler. ama iliklerine kadar hissederler. yıllardır gazete almayan ben, fener aldığı puanla ya da x takımın yenilmesi ile kümede kalmayı garantiledi haberini atan gazeteden 10 tane alıp, birini cerceveletip evimin duvarina asacagim, diğerlerini kargo yolu ile fenerli dostlara hediye edeceğim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın