---
alinti ---
tarihte fenerliler
ilker şeyhler
bir harbi osmanlı
genelde tarihteki kronolojik sıralamayla gitmek istiyordum fakat görülen lüzum üzerine bir sıçrama yapmanın zararı olmayacağına karar verdim.
değerli bir vakanüvis olarak bana ısrarla sorulan sorulardan biri osmanlı’nın içindeki fenerbahçeli sultanlardır. bugün bu soruların bir kısmını aydınlatmak üzere bir giriş yapalım. osmanlı imparatorlarının içindeki en önemli fenerbahçeli, fatih sultan mehmet’tir arkadaşlar.
bizlere istanbul’un alınışıyla ilgili hep politik, ekonomik nedenler ve sonuçlar anlatılır. oysa işin olmasının en önemli nedeni fatih’in harbi fenerbahçeliliğidir, kimse bunu söylemez. siz doğrusunu benden dinleyin.
bizans’ın galatasaraylı tekfurları en az bugünkü yönetimleri kadar lanetti. sami yen’deki maçlara deplasman muhabbeti yapıp % 10 bilet kotası koyuyorlardı. oysa ki, fenerbahçe taraftarı stadı yarı yarıya dolduracak kadar gelebiliyordu. bu duruma kafası çok bozulan fatih sultan mehmet, rumeli yakasını da osmanlı topraklarına katıp sami yen’i deplasman olmaktan çıkarmak istedi ve istanbul’u fethetmek için ordularını yola çıkardı.
bizanslıların çok iyi direndiği ve kuşatmanın bu nedenle 54 gün sürdüğü söylenir. 54 gün sürdüğü doğrudur, fakat bizanslıların çok iyi direndiği yalandır. evet, iş uzamıştır, fakat bunun nedeni “boğaz’da şampiyonluk turu atacağız” diyerek gemileri karadan denize indirmeye çalışan bir grup işgüzar fenerbahçelidir.
istanbul’un alınması sonrası fatih, boğaz’a fenerbahçe bayrağı germek istemiştir. bir ucu babasının yaptırdığı anadolu hisarı’ndan başlayacaktı. fakat karşı kıyıda bayrağı gerebileceği bir yer yoktu. bunun üzerine rumeli hisarı’nı yaptırarak istanbul boğazı’na ilk bayrağı gerdi.
malazgirt savaşı
kronolojik sırayı bayağı bir kaybettik; fatih sultan mehmet’ten önce bir başka büyük fenerbahçeli, alpaslan’ı atladık. halbuki kendisinin fenerbahçe tarihinde çok önemli ve ayrı bir yeri vardır. tarihteki birçok olay tekerrürden ibarettir arkadaşlar. bugünküne benzer olarak, biz fenerbahçelilerin romenlerle arası tarihin hiçbir döneminde iyi olmamıştır.
selçuklu zamanında anadolu’yla ilgili bir haber yayıldı. sinop civarlarında diyojen denen bir lavuk, elinde fener’le “bir adam arıyorum” diyerekten dolanır dururmuş. bunu alpaslan şah duyunca bir anda köpürmüş; “vay deyyus, yakışır mı senin gibi zirzopun eline fener. onu alıp bi tarafına sokmaz mıyım ben?
adam arıyorsun demek, al sana adam” gibisinden kükremiş.
bunlarla kalmadı tabii. ordularıyla romen diyojen’in üzerine yürüdü. iki ordu malazgirt’te karşılaştı, alpaslan şah doksan dakikada aldı savaşı, romen diyojen de esir... fakat alicenap adamdı alpaslan, affetti romen diyojen’i. sonradan bunlar çok türediler, romen hagi, romen ilie, romen popescu vs.yine de ne zaman gelseler, ne zaman biz gitsek tepeleyip durduk bunları. dedik ya, tarih tekerrürden ibarettir.
musa
tarihteki büyük fenerbahçelilerden biri de musa’dır, fakat zannedildiği üzere mısır’da değil, khalkedon’da yaşamıştır.
galatasaraylı mısır firavunu bir gece rüyasında khalkedon’da o gün doğan bir çocuğun başına büyük dertler açacağını, hükümdarlığı için tehdit oluşturacağını görür. gördüğü rüyayı çevresindeki alimlere yorumlatır; “khalkedon’da bugün doğan bir çocuk başınıza büyük dertler açacak ve hükümdarlığınız için tehdit oluşturacak” derler. firavun çok tedirgin olmuştur, derhal khalkedon’a savaş açılmasını emreder, ordusu 20 senede ancak khalkedon’a varır.
musa bu tarihlerde genç bir delikanlıdır. khalkedon’lular tarafından çok sevilmekte, el üstünde tutulmaktadır. mısırlıların şehrinin üzerine geldiğini duyunca halkı bugünkü fenerbahçe stadı’nın olduğu yerde toplar. elinde fenerbahçe bayrağıyla önemli bir konuşma yapar ve halkı şehrin savunulması üzerine gaza getirir. musa önde, bütün khalkedon’lular arkasında yukarıya, altıyol’a doğru yürümeye başlarlar. bu sırada muzip bir velet, musa’nın elindeki bayrağı çeker ve musa’nın elinde sadece sopası kalır.
zalim firavun orduları beşiktaş iskelesi’nin önlerinden karaya çıkar ve şehri yağmalayarak ilerlemeye başlar, iki grup altıyol’da boğa heykelinin önünde karşılaşırlar. büyük bir direnç gösteren khalkedon’lular firavun ordusunu iskeleye kadar geri püskürtür. işte orada iskele önünde tarihte bize yine yanlış nakledilen mucize gerçekleşir; musa elindeki bayrak sopasını -ki bu kitaplarda asa diye anlatılır- yere vurur ve deniz ikiye ayrılır, çaresiz kaçmakta olan firavun ordusu açılan yarığın içine atlayıp kurtulmaya çalışır. musa elindeki sopayı tekrar yere vurduğunda yarık kapanır ve firavun ordusu denizin içinde yok olur. işte bugünlerdeki bir slogan bu mucize sonrası ilk kez telaffuz edilmiştir; “burası khalkedon, buradan çıkış yok.”
bugün israilli kardeşlerimizin fenerbahçeliliği tarihteki bu gerçekten kaynaklanmaktadır.
şanlı tarihimizi doğru bilmekte fayda var arkadaşlar...
---
alinti ---
*