• 304
    islam çupi'nin deli saçması yazılarından birinde geçen meşhur ifade. prezentabl bir kalemşör olan bu abimizin malum yazıyı ölümünden birkaç ay önce kaleme almış olması sebebiyle, vefat ettiği zaman düzenlenen merasimlerde dillendirilmiş sonradan meşhur olmuştur. zaten o tarihlerde ezeli rakibi dört sene üst üste şampiyon olmuş, üzerine uefa kupası ve süper kupayı kazanmış bir camianın kendini başka türlü avutması mümkün olamazdı. hevesi kursağında kalan spor kulübü geleneği oluşup kökleştikçe, kupasız geçen yıllar kupalı yılları katlamaya başladıkça, hezimetler arşa doğru yükseldikçe daha da bir sarılmıştur malum camia bu repliğe...

    dün ölüm yıl dönümü idi bu abimizin. ölünün arkasından ağır konuşuyorsun diyorlar böyle yazıların ardından ya o yüzden çok konuşmayacağım, sözü bu abimize bırakacağım...

    --- alıntı ---

    iki g.saraylı kardeşin dramı...

    futbol federasyonu üç yıl önce ihale ile teleon'a verdiği türkiye liglerinin naklen yayın hakkını aradan bu kadar süre geçmesine rağmen‚ şamatasız bir rotaya oturtamadı.

    gün geçmiyor ki‚ bir taksit gecikmesi olmasın veya mukavele gereği olarak öteki kanallara vermesi gereken görüntü özetlerinde mahkemeye düşecek şekilde ihtilaflar belirmesin.

    üç yıl önce futbol federasyonunun açtığı ihalede birinci lig yayın haklarını teleon‚ o zaman rekor denecek bir fiyatla kazanmış herkesin kıskançlığını çekmekle kalmamış‚ bu işin altından nasıl doğrulacağını dosta düşmana merak ettirmiştir.

    aradan iki ay geçmeden umulan dekoder sayısının çok altında kalan teleon‚ ihale gereği yerine getirmesi gereken yasal yollardan ayrılarak öncelikle diğer kanallara vereceğini taahhüt ettiği özet görüntüleri durdurmuştur.

    rtük'e yapılan şikayetler‚ futbol federasyonuna intikal ettirilen sözlü ve yazılı yakınmalar‚ diğer mahkemelerin bu konuda verdiği olumlu kararlara rağmen‚ teleon inadını ve kanunsuzluğunu sürdürmüştür.

    teleon ile diğer tv kanalları arasında yayından başlayan ve etrafı iyice geren anlaşmazlık‚ ihale ile beliren taksitlerin ödenmemesi ile kulüplerin bütçelerine kadar sıçramış ve yayın ihalesinin tekrar yapılması noktasına getirmiştir işi.

    iki galatasaraylı evlat cem ve hakan uzan üç yıl önce bu ihaleye girerken fenerbahçeli babaları kemal uzan'a bu futbol ticaretinin her şeyini sormuşlar‚ konuyu her bakımdan didiklemişler‚ ölçüp biçmişler‚ ama serginin para edecek malını bulamamışlardır.

    bu mal fenerbahçe idi.

    galatasaray uefa kupasını‚ galatasaray arkasından süper kupayı kazanabilir.

    sarı - kırmızılı ekip türkiye ligini üst üste dört kez müzesine götürerek güç bir yerli rekor kırabilir.

    beşiktaş ve trabzonspor bir takım yararlı futbol değişiklikleri yapabilir.

    öteki lig takımları ne yaşar‚ ne yaşamaz. asansördür türkiye'de‚ biri iner biri çıkar.

    türkiye'de‚ fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur.

    esnafın yüzü güler‚ parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz.

    tiyatrolar‚ sinemalar‚ sazlar‚ barlar meyhaneler fuldur.

    stadlar türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir.

    fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür‚ i. . .ler diye uğurlanmasına rağmen.

    fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa‚ türkiye yoktur‚ futbol yoktur‚ bolluk yoktur‚ insanlar yoktur‚ canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp‚ mezarlık olur.

    fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü‚ ne kupa büyüklüğüdür.
    onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte‚ adı konamaz.

    futbol federasyonu teleon'un hiçbir vecibeyi yerine getirmeyişini kulüpler birliğine danışacağına yürürlükteki mukaveleyi geçersiz saymalı ve yeni bir ihale tarihi ve yeri ilan etmelidir.

    çünkü fenerbahçe cumhuriyeti‚ galatasaraylı cem ve hakan uzan'ın üstüne lanetlerin en sunturlusunu atmıştır.

    --- alıntı ---

    sen dünya çapında dolandırıcılıklar yap, yaptığın dünya vurgunculuk literatürüne girsin, imf düzinelerce ekip gönderip incelemeye alsın, dünya devi kuruluşlara milyar dolar milyar dolar kazık at batır... sırtını dayayıp zenginleştiğin devlet iradesi el değiştirip sana düşman olunca ipliğini pazara çıkarsın. pılıyı pırtıyı toplayıp kaçarken bulaştığın her şey kaderiyle baş başa kalsın. sırf paranı aklamak için yayın ihalesini bedelinin üstünde paralar ve mantıksız taahütlerle al. dükkan açmadığın için dekoder satama, zaten hayal olan paraları ödeyemeyip ihaleyi kaybet...

    ama ruh hastasının biri çıkıp desin ki bunlar hep fenerbahçe ligi 30 puan geride bitirdiği için oldu. fenerbahçe cumhuriyeti galatasaraylı iki kardeşin üzerine lanetlerin en sunturlusunu atmış da o yüzden olmuş...

    ondan sonra da vay efendim ölünün arkasından öyle konuşulur mu...
  • 310
    fenerbahçelilerin adeta taptığı sözün öznesi. bunun "adını koyamayan" rahmetli gazeteci islam çupi, zamanında fenerbahçe'nin kurtuluşu için bakın hangi reçeteyi çözüm olarak sunmuştu (aralık '99):

    --- alıntı ---

    beşiktaş ve fenerbahçe önümüzdeki yıl şampiyonluk borusu çalmak istiyorlarsa önce fatih terim'in galatasaray'dan ayrılmasını beklemek zorundalar. ya fatih terim, avrupa'da bir takıma transfer olacak, fenerbahçe ve beşiktaş bu yerli beladan kurtulacak veya galatasaray'ın başına fatih terim ile çalışmayı istemeyen bir yönetimin gelmesini bekleyecek...

    --- alıntı ---

    o ihtişamlı fenerbahçe büyüklüğü bu kadar küçüktür işte. o babalana babalana dillerine doladıkları adı konamayan büyüklük fatih terim'in, galatasaray'ın oyuncak gibi oynadığı bir paçozluktan ibaret.
  • 345
    iyice beynimi bulandıran büyüklük. anca para harcama büyüklüğü olur herhalde. başka da bir şey olmaz.

    kupa deyince "kupayla ölçülmez" diyorlar ama nasıl olacak peki? yıllardır 1 tane kupa kazanamayan büyük takım mı olur? juventus barcelona real gibi takımlar neden büyük mesela?

    her gelen oyuncu fb çok büyük fb şöyle büyük, biraz da şurama büyüklük falan.

    yıllardır taraftarı aynı şekilde nasıl beklentiye sokup sokup yemliyorlar onu da anlamıyorum. yemledikleri kitleyi kandırmak gereğinden fazla basit herhalde.*
  • 374
    --- alıntı ---

    fenerbahçe diğer büyük kulüpler arasında her siyasal değişikliğe uyum gösteren bir kimlik kazandı
    1907 den bu yana fenerbahçe nin yaşamı çok serüvenli, çok olaylı. politikanın sporu, özellikle de futbolu nasıl kendisine araç olarak kullandığının en çarpıcı örneği türkiye de fenerbahçe.
    (s. 18-19)

    --- alıntı ---

    devam edelim.

    --- alıntı ---

    1917 yılında talat paşa sadrazam olunca hulusi bey nafia nazırlığına atanmış, aynı yıl fenerbahçe nin başkanlığına seçilmişti. ittihatçıların futbola verdikleri önem fenerbahçe ye atadıkları nafia nazırı hulusi bey ile birlikte türkiye de "futbol siyasal iktidar ilişkisinin" ilk örneğini oluşturuyordu. fenerbahçe böyle bir birlikteliğin tadını asla unutmayacak ve bugüne kadar geçirdiği evrelere damgasını vuran beraberlik başlamış olacaktı. nitekim, 1914-1915 yılları arasında başkanlık yapan hulusi bey 1915 yılında fenerbahçe başkanlığını kabine arkadaşı maarif nazırı nazım beye devredecekti. iktidar neredeyse fenerbahçe oradaydı.
    (s. 38-39)

    --- alıntı ---

    dr. nazım ittihat ve terakki nin ileri gelenlerinden. 1926 yılında izmir suikasti davasında suçlu bulunarak idam edildi.

    bitti mi? hayır.

    --- alıntı ---

    zeki rıza futbolunun son yıllarında takım kaptanlığını ve penaltı atışlarını büyük fikret e bırakacaktı. kurtuluş savaşı sırasında askere gitmeyip takımdaki yerini sürekli koruyacaktı. o yıllar da askere gitmeyenler için uygulanan "kaçak muamelesi" zeki için geçerli değildi. çünkü zeki işgal kuvvetlerini yenen takımda oynamıştı. ancak askere gitmediği için de "kaçak" tı. onun bu yasal durumunu düzeltmek amacıyla millet meclisinden özel af çıkacak ve normal tüm yurttaşlık haklarını elde edecekti. çok daha ilerde, 1950'li yıllarda popülerliği hala süren zeki rıza'ya demokrat parti el atacak ve kendisini rize'den milletvekili seçtirecekti.
    (s. 52)

    --- alıntı ---

    rize nin bize karşı hırsı tesadüf müdür şuan? genlerinde var.

    neyse son olarak devam edelim biz.

    --- alıntı ---

    aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa, o semtte üye sayısı fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder.
    bu karar fenerbahçeliği ile ünlü maliye vekili (sonra başvekil) şükrü saraçoğlu'ndan, daha sonra on altı yıl aralıksız başkanlığını sürdüreceği fenerbahçe'ye önemli bir armağandı. tek maddelik karar sadece fenerbahçe için yürürlüğe girmişti.
    bu olay aslında şuraya çıkmaktadır. o zamanlar kadıköy de faaliyet gösteren iki kulüp vardı. biri fenerbahçe diğeri ittihat spor. açıktı ki fenerbahçe'nin üye sayısı ittihat spor'a göre çok daha fazlaydı. demek ki faaliyetlerini sürdürecek olan fenerbahçe idi. ittihat spor sahası önce emlak idaresi nin yönetimine bağlandı. 1929 yılında fenerbahçe milli emlak idaresinden önce sahayı kiraladı. hemen birden olmaz, adım adım ilerlemek gerekiyordu. kiraladıktan sonra da adını değiştirerek ittihat spor sahası, fenerbahçe stadı oldu. tam bir türk lirası'na.
    (s. 49-50-51)

    --- alıntı ---

    bu alıntılar 1989 yılında çıkan fenerbahçe cumhuriyeti adlı kitaptan. ben ordan okumadım. benim kaynağım galatasaray niçin en büyük adlı kitap. tavsiye ederim bu arada güzel kitap.

    neyse istersem bu alıntıları sayfalarca uzatabilirim. bu adamlar buna alışmış kanlarında var. şimdi bana o yüzden şampiyonluk sayısı aldatmacası, şike affı, ırkçılık örtbas edilmesi, transfer şaibeleri çok enteresan ve olmayacak bir şey gibi gelmiyor.

    aslında bize bu büyülük başka büyüklük diye işlenmek istenen durum bir camianın su gibi girdiği kalıbın şeklini almasından kaynaklıdır. bunun önüne bu ülke konjektüründe geçmek imkansıza yakın durmaktadır.
    bizler de saf saf görüyon mu terim iyi sistem oturtamadı ya da yönetim nasıl buna cevap vermez diyelim. olayların perde arkasında ise seneryo yazılmış olay bitmiş.
    ne diyelim allah ın adaleti şaşmaz.
  • 312
    fenerbahçeli tatminidir.

    sonuçta ezeli rakibim dediğin galatasaray' dan hem ligde hem de totalde kupa olarak epey geridesin. futbol takımı olarak avrupa' da kayda değer herhangi bir başarın yok. en son 10 - 15 yıl önce şampiyonlar ligi müziği duymuşsun. son şampiyonluğunda doğan çocuklar bugün ilkokula başlayacak. yine en önemli rakibinden yıldız olarak geridesin. liste uzar gider lafın kısası en büyük rakibine ezim ezim ezilmişsin ve kendini tatmin edecek bir şey arıyorsun. hah işte tam olarak bu söz o sözdür.
  • 406
    artık öyle bir hal almıştır ki uluslararası seviyede kıskanılacak hale gelmiştir.
    "d.g. sivasspor ile oynadığımız ziraat türkiye kupası yarı final maçı öncesinde futbol takımımızı ağırlayan sembol ocakbaşı’na teşekkür ederiz."
    resmi twitter hesabından yemek yedikleri yerin reklamını yapmışlar.
    acaba bunları boş yere mi ciddiye alıp karşımıza alıyoruz.
  • 419
    trabzonspor'un hatta bursaspor'un bile lig şampiyonu olup bayrak astığı istanbul köprülerine 10 senedir bayrak asamayınca, her amatör branş şampiyonu da bayrak assın diye icat çıkarıp bu sebeple bayrak asabilmekle övünmektir.

    galatasaray'ın 10 sene önce kendi elinden aldığı euroleague women'i 10 sene sonra alınca aniden armanın üzerine yıldız konulsun işini uyduran büyüklük de denebilir.

    bu örnekler uzar gider de büyüklüğün tam olarak nerede olduğu konusu bir türlü açıklığa kavuşamaz.

    öyle bir büyüklüktür işte...
  • 283
    bir zamanlar birinin * "fenerbahce baya büyük bir takim, ne bileyim iste öyle böyle degil, büyük yani, öyle kupa ile falan ölcülmez, adi konmaz, cok büyük yani" minvalinde bir sey söylemesiyle bu sözü efsanelestirmeye calismislar.

    bildigin kahvehane muhabbetinden alinan bir konusmayi efsane söz olarak yutturmaya calisiyorlar ve ne kadar cringe oldugunu bile fark etmiyorlar.
  • 298
    öyle bir büyüklükmüş ki tarif edilemiyormuş. çalıştığım şirkette maalesef fenerbahçe taraftarı çok ne zaman ki bir derbiyi kazansalar hepsi sarı lacivert giyinip gelir. yine böyle bir gün fenerli bir abimiz fenerin büyüklüğünü şu örnekle anlatıyor.

    beşiktaşlıya sordum en büyük maçınız kiminle diye fenerbahçeyle dedi.

    galatasaraylıya sordum en büyük maçınız kiminle diye fenerbahceyle dedi.

    demekki en büyük takım fenerbahçe.

    cevabım çok basitti. senin mantığına göre fenerin en büyük maçı kimle dedim.

    -galatasarayla dedi.

    -demekki en büyük takım galatasaray dedim cevap vermeden devam etti.
  • 355
    potansiyel olarak çok büyük bir camiadır. tıpkı biz ya da beşiktaş gibi. neticede 100 yıllık çınarlar bunlar. ama ali koç gibi adamların peşinden gittiği sürece anadolu takımı seviyesinde devam ederler.

    sadece son dönemi düşünelim;
    - sürekli galatasaray’ın transferlerine talip oldular. “bunlara futbolcu aldırmazsam vasat olsam da şansım artar” gibi vizyonsuzlukta arşa ulaşan şark kurnazı bir tavır.
    - başta siyaset olmak üzere futbol dışında her konuda konuştular ya da yer aldılar
    - kural tanımaz tavırlarla hareket ettiler. başta tff olmak üzere bağlantılarıyla ne limit, ne kural tanıdılar. müthiş bir iticilikle yaptılar bunu. en son dün* localara kongre üyelerini doldurup galatasaray’a ve hocaya küfür edilmesine göz yumdular.

    işin en ilginç kısmı da bunların hepsini “büyüklük alameti” olarak görüyorlar. fakat büyüklük “her talip olduğumu alırım” değildir. esas büyüklük mustafa cengiz‘in dediği gibi “ben fb ve bjk’nin görüştüğü adama asla talip olmam” gibi bir tavırda olabilmektir. ya da tff’den her türlü kuralsızlığa göz yumdurmak değil, yıldırım demirören ve nihat özdemir’e rağmen vura kıra şampiyon olmaktır.
  • 358
    dün ölüm yıl dönümü olan islam çupi'nin sözleriyle yıllardır anlatmaya çalıştıkları şey. ne zaman başarısız olsalar bunu bulup çıkarıyorlar. *

    --- alıntı ---

    fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.

    --- alıntı ---

    abi siz gerizekalı mısınız. madem şampiyonlukla, kupayla olmuyor büyüklüğünüz neden dünyanın parasını harcayıp başarısızlıktan başarısızlığa koşuyorsunuz?

    mesut'u alsanız da büyüksünüz almasanız da.

    o kadar transfer yapmasanız da büyüksünüz. *

    yemin ederim yöneticisinden gazetecisine yorumcusuna bulmuşlar keriz bi kitle, boş laflarla kandırıyorlar, onların gururunu okşuyorlar.
  • 422
    fenerbahçe taraftarı habertürk'ün aziz yıldırım - ali koç yayını için 13-15-17 milyon euro, yani yaklaşık 600 milyon tl verdiğini ve bu sayede mou'nun ücretinin çıktığını öne sürüyor.

    bu arada habertürk'ten onlarca kat daha fazla reklam geliri olan ana akım kanallar maliyetlerden dolayı yaz dizisi yapamıyor bu sene. yaz boyunca yayınlanacak bir dizinin 13 bölümlük maliyeti 150 milyon tl civarında. yurtdışı satışlarıyla getirisi en az 4-5 katı. ama kanallar misliyle kazanacakları bu yatırımdan blie imtina ederken kendi başkanlarının gelir getirmeyecek kapışmasına 600 milyon tl vermiş. vay anasını.

    yayın çok izlendi diye kendilerini en büyük ilan etmişler bir de. çok izlenmesi normal, çünkü türkiye'nin en çok izlenen sinema filmi recep ivedik. türk insanı gülüp eğlenmek için dalga geçebilecekleri şaklabanları izlemeyi sever. ratinglerinin büyüklüklerini yansıttığını hiç sanmıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın