• 951
    sözlükte kendisi hakkında bu kadar fazla konuşulmasını doğru bulmadığım takım. sözlüğün adı "galatasaray sözlük" ey sevgili yazarlar, neden biz hala başkalarını bu kadar çok tartışıyoruz. biz kendi önümüze bakalım, bu seneki şampiyonluklarımıza konsantre olalım. özellikle müthiş transferler yaptığımız basketbolda ve ilk göz ağrımız futbolda şampiyonluğun yine en büyük adayı iken bu enerjimizi başka takımlar için harcamayalım.
  • 953
    tff'nin herhangi bir maçta şike kuşkusu bulunması durumunda 55. maddeye göre önce küme düşüreceği sonra da işlenen suçun büyüklüğüne göre gerek görülürse bank asya 1. lige de eksi puanla başlatabilelceği, her şeye rağmen bu ülkede galatasaray'ın tek rakibi.

    yaşanan olaylar çok üzücü ve bir o kadar da mide bulandırıcı olsa da, süper lige eksi puanla başlaması gibi bir durum söz konusu değildir.
  • 955
    duygusal olduğumdan, ezeli dostluk geyiği çevireceğimden değil, bildiğin bu halde olmasına türk futbolu adına üzüldüğüm kulüp. niye yahu niye? koskoca fenerbahçe'ye bunları kim reva gördü? adamakıllı bir fenerbahçe taraftarını çevirseniz yoldan, şikeyle alınan şampiyonluğu mu ister, ligde ilk 5'te olmamayı mı?

    yok ben sevinmiyorum olan bitene, birkaç gün geyiğini yaptık, konuştuk, kızdık, sinirlendik ama benim burnuma pis kokular da geliyor bir taraftan. bu dolapların döndüğünü kendi vicdanımla düşünüyorum ama daha fazlası, çıkar çatışmaları vs var gibi geliyor. tiksinme duygusu kaplıyor içimi.

    bu şike olaylarının hiç olmamış olmasını (yani hiç yapılmamasını, ortaya çıkmamasını değil) isterdim. varsın fenerbahçe şampiyon olsundu, seneye bilemedin diğer sene biz de olurduk. varsın kadıköy'de bizi yensinlerdi, şike değil de "büyü" geyiği çevirseydik yine. keşke ofsayttı değildi, yok penaltı verdi vermedi; yok psikolojik baskı vardı, taraftar küfretti, yok iyi oynayan kazanmadı atışmaları olsaydı yine sadece.

    biraz önce facebook'ta mahalle takımının şu entrysini paylaştım. (bkz: #714374) (not düşmek isterim ki, bu sözlükte okuyup okuyacağım en iyi 3 entry içindedir bu) fenerbahçe üzerinden konuşmadığım, konuşunca içten içe sinir olduğum, bu sebeple hep futbolu genel olarak konuşmayı tercih ettiğim can ciğer fenerbahçeli dostum sessizce "like" demiş. kendisi ile hiçbir zaman bu olayları tartışmayacağım, fikrini sormayacağım, zaten dalga geçmem söz konusu bile değil. ne kadar üzüldüğünü tahmin edebiliyorum şu an çünkü, ben de üzülüyorum işte o yüzden, onun gibi insanlar için. istanbul'da tek başına kira ödeyip, kendisi gibi fenerbahçeli kardeşinin okul harçlığını verip, yine de dişinden tırnağından arttırıp kendisi ve kardeşi için kombine aldığını bildiğim için.

    işte şu anda sadece ve sadece "üzülen" ve "öfkeli" fenerbahçe taraftarına bunları reva görenler cezalarını çeksinler, başka bir şey istemiyorum. zaten geride kalanlar yani yönetime "hep destek tam destek" mentalitesinde olanlar taraftar filan değil benim gözümde. tek tesellim de, aklı başında fenerbahçe taraftarı bu süreci daha vakur ve kolay atlatacaktır. her şeyin üzerini kapatıp, saldırı moduna geçip "diğer takımlar da yapıyor", "başkanımız kulübümüz için yaptı" diyenler ise üzülsünler zaten, zerre kadar acımıyorum.
  • 961
    kendisine en iyi ders spor toto süper lig 2011-2012 sezonunda sahada, aklı selim, yönetimi ve futbolcusu hür futbol kulüpleri tarafından verilecek, tarihine çok büyük bir leke sürülmüş futbol kulübü.

    bırakın ligde kalsınlar, bırakın şampiyonlar liginde oynasınlar. oynasınlar ki rahat rahat yüzlerine nasıl bir leke ile kaplandıklarını vurabilelim. oynasınlar ki türk telekom arenada açılacak pankartları canlı canlı görebilsinler, tezahüratları çıplak kulak ile duysunlar.
  • 962
    da vinci şifresi filminde ve kitabında sophie nevue, ösym şifrelerini bile kıran profesör robert langdon'a şöyle diyordu;
    "biz komiser bezu fache'a boğa deriz. bir kere saldırmaya başladı sonuç alana kadar durmaz."

    bezu cinayetin başından beri langdon'ı suçlu sanıyordu ve sürekli ona saldırdı. oysaki katil uşak yani piskopos'un uşağı sarı pipiydi. ama bezu çoktan langdon'ı katil ilan etmişti. hemen herkes feneri suçlu ilan etti ama bir yandan da mahkemenin ne sonuç vereceğine odaklandık. başta biz olmak üzere neredeyse bütün taraftar fache gibi fenere saldırdı. herkes malum sonucu istiyordu. bir an için fenerin yerine geçelim dedik, belki suçsuzdur dedik ama bakın neler keşfettim. önce galatasaray. malum galatasaray'ın 2005-2006 sezonu hariç lig başarıları tarih boyunca avrupa başarıları ile paralel gitmiştir. 1987'de şike yaptılar dediler. şampiyonlar ligi yarı finaline çıktık. 1993'te şike var dediler manchester united'ı eledik. 90'ların sonunda şike var dediler uefa kupası kazandık.

    şimdi fenerbahçe;

    2001'de avrupa'da sıfır çektiler ama şampiyon oldular. nasıl oldu bu iş?

    2009-2010 sezonu. fenerbahçe avrupa'nın sıradan bir takımına uefa kupası 2. turunda elenmiş, ligde 7 maç üst üste kazanamamış. kimse fenere ilk 3 için bile ihtimal vermiyor. aziz yıldırım çıkıp birilerine sataştı. sonuç: üst üste 7 galibiyet ve şampiyonluk kupasının ucunu tutmuş bir fener. nasıl oldu bu iş?

    2010-2011 sezonu. fener ön eleme maçlarında önce şampiyonlar liginden tırışka bir ligin takımına eleniyor, sonra uefa kupasından bizim fersah fersah altımızda dedikleri yunan ligi takımına eleniyor. sezon başlamadan avrupa macerası bitiyor. ligde sıçıp sıvamaya başlıyor. kupada maç fazlasıyla grup sonuncusu oluyor. ilk devre bitiyor kimse fenere ihtimal vermiyor, transfer yapılmıyor ama o fener 17'de 16 yapıyor.

    sizce tüm bu olanlar tesadüf mü, fenerin başarısı mı yoksa avrupa takımlarının şike yapmaması mı?

    2011-2012 sezonu için söyleyeceklerim ise yine şike yapacaklar. nasılsa ceza almıyorlar. abartarak devam edecekler şikeye. çünkü normal bir fenerbahçe gelecek sezon ilk 5'e giremez. daha yabancı transferi bile yapmadılar. futbolcular mutsuz. yabancılar gitmek istiyor. ilk siktiri başından beri fenerde kalmak isteyen yobo yaptı. yeni sezonda şike yapmadan boylarının ölçüsünü almaları an meselesidir.

    bu entryden çıkartılacak ders de şudur: aziz yıldırım olmasa, fener şike yapmasa, fener medya ve federasyon tarafından kollanmasa bu adamlar lig yarışının sonunda ilk 5'e bile giremez. türkiye kupasında final bile oynayamaz. bank asya'ya düşürseler çıkamaz. 2006'da son maç kaybetmeyiz diye denizli ile uğraşmadılar. 2009'da aragones ve guiza'ya güvendikleri için şikeye bulaşmadılar ve 4. oldular. 2010'da bu kadar para verdiğimiz yeter biraz da oyuncular maç kazansın dedikleri için 7 maç üst üste kazanamadılar. 2010'da trabzon'a para verilmez hem kendi evimizdeyiz kazanırız dedikleri için kaybettiler. 2010-2011 sezonunda bir kez de şikesiz türkiye kupası grubundan çıkalım dedikleri için çıkamadılar. as a result yani sonuç olarak parasız, şikesiz, azizsiz, medyasız bir fenerin bir antalyaspor'dan farkı yoktur.
  • 964
    bireysel olarak da kurumsal olarak da herkesin başına talihsiz olaylar gelebilir. önemli olan, o fevkalade günlerde takınacağınız tavır, sergileyeceğiniz duruştur. bu kulübün taraftarları hemen her olayda alıcam fıstığı, vurucam kırbacı muhabbeti yapardı. ne zaman devran değişti, onurlu bir savcı çıktı ve kulübün yıllardır herkesin malumu olan kirli çamaşırlarını pazara serdi, bu arkadaşlar mağdur edebiyatı yapmaya başladılar. daha sonra çıkar çetesi ahlaksızlıkla, tehdit ve şikeyle elde ettikleri unvanları -şimdilik- koruma aldı ve aynı güruh eski haline geri döndü.

    ya arkadaş, sizin içinizde şu ahlaksızlığa karşı duracak, kulübünü bu pisliğe soktuğu için ilgili kişilere hesap soracak bir tane bile adam yok mu? hiç mi düşünmüyorsun gittiğin deplasmanlarda işiteceğin tezahüratları? aslantepe'ye geldiğinde seni nasıl bir koreografi bekliyor hayal ediyor musun? federasyon başkanı açık açık mezkur kararı işin sosyal ve ekonomik boyunu düşünerek aldık derken bir anlamda mensubu olduğu kulübün suçluluğunu ikrar etmiş oldu; bununla beraber bu konformist/makyavelist güruh çıkarları için içlerinden çıkmış birinin itirafını dahi sahiplenmekten, bundan kendi kafalarında oluşturdukları saçma büyüklük kavramına bir referans aramaktan vazgeçmiyorlar.

    bir haftadır bakakaldığım şu resmi düşündükçe inanın şu ülkeden de çok sevdiğim güzel oyundan da tiksiniyorum. gemide'nin vicdan sahibi kaptanının sesiyle diyorum ki iğrençsiniz ibneler.
  • 966
    yılların emeklerinin meyvalarını yiyen takım.

    aziz baktı 96-2000 arası şampiyon olamayacak, yeşil sahalarda galatasarayı geçmek iyice zorlaştı, fenerasyon mhk basın üçlüsüne hakim oldu. yıllardır tehditle şantajla şikeyle her istediğini yaptı. şu anda bile herşey bu kadar açık ve netken kendisi tutuklanmışken, fenerin şampiyonluğu tescil ediliyor. hala tff başkanı takımım diyebiliyor ve hala basın bu skandalların hiçbirini görmeyip feneri kurtarmaya çalışıyor.

    gerçekten adamlar şike şike şampiyon oldu.
  • 969
    geçmişiyle de şimdisiyle de türkiye'yi kirlen muhtemelen geleceğiyle de kirletmeye devam edecek olan takım.

    ermeni takımlarının stadının üzerine konarak ele geçirilmiş bir stat arazisi, ermeni'lerin mallarının üzerine konarak ele geçirilmiş tesisler, şükrü saraçoğlu gibi ikinci el hitler sayılacak bir adamın adını taşıyan stat, türkiye'nin en büyük utancı olan varlık vergisi'nin ekmeğini yemeler, galatasaray yerine başka takım şampiyon olsun diye sahadan çekilmeler... şimdi de şike. daha ne kadar kirleteceksiniz bu ülkeyi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın