• 512
    --- alıntı ---

    kadikoy’de binbir turlu cirkeflikler sahnelendi, fenerbahceli taraftarlar buyuk rezillikler sergiledi, hakemler satin alindi, galatasaray maci oncesi buna razi gelmeyen yardimci hakemin kafasi aziz yildirim’in talimatiyla ikinci adamlarina bilincli olarak yardirildi, yetmedi besiktas macinda penalti noktasi kendini futbolcu zanneden bir rezil tarafindan kazildi. besiktas birakin penalti atmayi, top oynayamadi. fenerbahce camiasi buna seyirci kaldi. binbir tane akla gelmeyecek terbiyesizlik sergilendi, sahaya bozuk paralar yetmedi taslar atildi, besiktasli taraftarlar tartaklandi, dovuldu, bu iki ezeli kulube buyuk oyunlar oynandi, ne hikmetse fenerbahce yandasi kamuoyu ve fenerbahceli oldugunu yuzlerce kez dile getiren mhk baskani oguz sarvan’li turk futbol federasyon'u tff bunlara hep seyirci kalmakla yetindi.

    yetmedi, hurriyet denilen ve bunyesinde ercan saatci ve meric tunca gibi fanatik fenerbahceli sahislarin guya kose yazarligi yaptiran yandas gazeteyi arkasina aldi, rakiplerinin aleyhinde haberler cikardi bikmadan, usanmadan.

    yetmedi, derbi oncesi galatasaray’i alisamiyen’de yenemiyecegini anlayan fenerbahce, galatasaray’in kalecisi leo franco’ya 600.000 euro rusvet teklif etti, bir tek reha muhtar bunu korkusuzca dile getirebildi. ne hikmetse leo franco mac tam galatasaray’in istedigi gibi giderken, 40 metreden amator kume kalecisinin yemiyecegi golu iceri aliverdi, sessiz sedasiz ceptekiyle ulkesine kacti.

    yetmedi, lig tv spikeri melih sendil fenerbahce ve diger lig maclarinda tarafsiz mac anlatmasi gerekirken, ne hikmetse ozellikle fenerbahce’nin maclarinda surekli tarafli anlatim sergileyip, binlerce izleyicinin tepkisini cekti ama lig tv’ye de bulasmisti bir kere aziz yildirim’in kirli elleri. bir tek hincal uluc bunlari dile getirebildi korkusuzca.

    yetmedi, kasimpasa teknik direktoru yilmaz vural’in macin en etkili oyuncularini macin bitimine dakikalar varken oyundan alarak 1-0 maglubiyete resmen canak tutmasi, hele mactan once daum’la birbirleri hakkinda dile getirdikleri inanilamayacak ovguler, samimi goruntuler bu macinda gercek yuzunu ortaya cikiriyordu. aziz yildirim yilmaz vural’a soz vermisti bir kere, yarin fener’in basina seni gecirebilirim diye.

    yetmedi, eskisehir macinda eskisehir kalecisinin yedigi onceden calisilmis goller, ve yillardir frikik atmayi beceremeyen alex’in calisilmis koseye frikik atmasi ve kalecinin cok rahat kurtarabilecek iken topu seyretmesi, artik herseyi cok bariz belli ediyordu. fenerbahce suphe duydugu maclardan tam puan alabilmek icin rakip takimlarin kalecileri satin aliyordu. bunu yine bir tek hincal uluc dile getirebildi ornekleriyle.

    yetmedi, bitime haftalar varken rakip takimin oyuncularina rusvet yagmaya basladi, kalecilerin satin alinmasi olaylarina baskalari eklenmeye baslandi, ankaragucu maci oncesi melih gokcek tarafindan oyuncularinin para karsinsinda satin alinmaya calisildigini basina duyarmasi yine dikkatleri fenerbahce'nin uzerine cekti. aziz yildirim ve kirli elleri oyunlarini oynamaya devam ediyor, ankaragucu kalecisinin haybeye yedigi 3 gol maca damgasini vuruyordu. ancak bu sefer bunlara sahit olan insanlar bunlara artik prim vermiyor, ak partili devlet bakani’nin sozleri herseyi anlatiyordu. “ fenerbahce’nin rakiplerinin yedikleri gollere artik anlam veremiyoruz. ”

    16 mayis 2010 tarihi geldiginde, artik hersey hazirdi, fenerbahce taraftari ve yonetimi o kadar eminlerdeki sampiyon olacaklarindan, mactan gunler once kadikoy’u, bagdat caddesini suslediler, hazirladilar, organizasyonlar ve hazirliklar yaptilar. fenerium magazalari ari gibi calisti, ozel formalar, t-shirtler hazirlatti, e tabi, 18. sampiyonluk ne de olsa cantada keklikti onlar icin, aziz yildirim gibi parasiyla herkesi satin alabilecegini sanan bir baskanlari vardi.

    ama unuttuklari birsey vardi, denizli faciasinin uzerinden sadece 3 yil gecmisti ve o zamanin teknik direktoru daum yine sahnedeydi, gerginligi yuzunden okunuyordu trabzon maci oncesi. hakli cikmadi degil endisesi. mac fenerbahce icin cok zor gecti, neden mi? cunku kalede satin alinamiyacak bir trabzon evladi vardi, adi onur’du. adi gibi onurlu kurtarislar yapti. mac berabere bitti, macin bitisiyle yanlis anonsla sampiyon olduklarini sanan binlerce fenerbahceli sahaya akin etti ama aci gercek birkac dakika icinde kendini belli etti. sampiyon bursaspor’du. denizli faciasi yerini kadikoy faciasina birakti, tarih tekkerrur etti, bana gore ise hak layikiyle yerini buldu.

    bir baska deyisle, tam anlamiyla ilahi adalet gerceklesmis oldu. 5 mayis 1996’da alisen baskanligindaki fenerbahce hakemleri satin almis, ligi karanlik oyunlarla birbirine katmis, o donemki ligte mafya donemini baslatmis, trabzon hakli olarak sampiyonluga giderken, cesitli ayak oyunlariyla trabzon’u avni aker’de 2-1 yenerek sampiyon olmus, bu haksizligi dile getiren fenerbahceli oyunculardan kaptan oguz cetin ve aykut kocaman'i takimdan kovmustu.

    aradan tam 14 yil gecmesine ragmen, birkere daha ilahi adaletin varligina binlerce futbolsever olarak sahit olduk. trabzon once fenerbahcenin 27 yildir hasret kaldigi kupayi urfa’daki kupa finalinde, daha sonrada ligin son macinda sampiyonlugu kadikoy’de kendi seyircisinin onunde elinden alarak intikamini en onurlu sekilde aliyordu, belkide 5 mayis gunu hayatlarina son veren trabzonlular, mezarlarinda ilk kez huzur buluyordu.

    mactan sonra yapilan rezillikler tum dunya basininda genis yanki uyandirdi. kadikoy’un ve bagdat caddesinin altina ustune getirilmesi, sukru saracoglu stadinin atese verilmesi, stad disindaki futbol ile alakasi olmayan binlerce insana zulum edilmesi, binlerce fenerbahce taraftarinin yaptigi taskinlar, rezillikler, stad gorevlilerin, fenerium yoneticilerin ezilme tehlikesi yasayarak olumle burun burun gelmesi, tartaklanmasi, dayak yemesi, yuzlerce ozel mulkun zarar gormesi, onlarca basin mensubunun tartaklanmasi, dayak yemesi ve daha niceleri…

    bu ay, yani icinde bulundugumuz mayis’in 28’inde, 2016 avrupa sampiyonasi secmelerini kazanmamizin bu olaylardan sonra hayal oldugunu birakin turkiye, tum dunya konusmaya basladi bir kere.

    ne zaman yenilgiyi hazmetmeyi ogreniceksiniz ey fenerbahce camiasi? denizli olaylarinda yuzlerce kisinin yaralanmasina, binlerce taraftarinizi ve diger takim taraftarlarinin bu sergilemis oldugunuz rezillikler ve bitmek bilmeyen hazimsizliginiz yuzunden futboldan sogumasina sebep oldunuz. siz hic akillanmayacak misiniz? ne zaman futbolu sadece spor olarak gorup, kaybettiginizde rakip takimi alkisliyacak, bu dursunuzla saygi kazanmayi ogreneceksiniz?

    farkinda degilsiniz ama sizden ve cumhuriyet diye adlandirdiginiz taraftar toplulugunuzdan, bu sebep verdiginiz olaylar ve 1995 yilindan gunumuze kadar uzanan tutumunuzdan dolayi birakin ligin geri kalan 17 takimi, tum turkiye nefret edıyor! nefret! evet sızden nefret edıyoruz!!!!!!

    artik aziz yildirim, ekibi ve fenerbahce spor kulubu en agir cezalari alarak kesinlikle bu olaylardan sonra ligten ihrac edilmelidir, cikardiklari ve sebep verdikleri olaylarla turkiye’nin gelecegi ile oynamislardir, devletin yargi organlarinin gorevlerini yerine getirmesi, turkiye’nin sporda sahipsiz olmadigini bir kere daha ispatlamasi artik boyunlarinin borcu olmustur.

    futbolda artik siddeti ve onun emsalı fenerbahce’yi ıs-te-mı-yo-ruz!

    --- alıntı ---
  • 522
    öncelikle linkimizi verelim.

    http://www.aksam.com.tr/...di_ve_bilancosu.html

    okumaya üşenen inciciler içinse şöyle bir özet geçelim. şimdi fenerbahçe kulübü şükrü saraçoğlu stadının yapımını bildiğim kadarıyla 2003-2004 gibi bitirdi. aziz yıldırım ın kendi söylediği rakamlara göre o 100 milyon dolar civarında para harcamışlar.

    şimdi bu stadın tapusu fenerbahçe kulübünde de değil. gençlik spor il müdürlüğünde. kısacası fenerbahçe kendi stadının tapusuna sahip değil, üst kullanım haklarına sahip. ama bu büyük bir mesele değil. ne galatasaray ne de beşiktaş kendi stadının tapusuna sahip. genelde 49 yıllığına kiralama usülü ile yapılıyor bu anlaşmalar.

    şimdi bunu kenarda tutalım. yaklaşık 7 yıl önce harcanmış 100 milyon doları.

    fenerbahçe'nin 2008 yılında açıkladığı mali tablolarda varlık olarak 79 milyon tl de duruyor. işin daha detayına çok da hakim değilim şu noktada deniz gökçe'nin yazısına göre konuşuyorum.

    kulüp 2008 yılındaki tablolarda zarar etmekte. olabilir.

    2009 yılındaki tablolara baktığınızda 79 milyon tl değerindeki stad dünyadaki küresel krize ve bütün gayrimenkullerin değer kaybettiği gerçeğine rağmen 158 milyon tl olarak gözüküyor. yani tam tamına %100 değerlenmiş fenerbahçe stadı.7 yıl önce yaptıkları yatırımı katma değer olarak bu sene sürüyorlar ortaya.

    şimdi buradaki asıl dalavere ise şu. sahip olmadığı stadı %100 değerlendirerek bütçedeki zararı kara çeviren bir yapı var ortada.

    benim soracağım asıl soru ise şu:

    siz hala stoch transferinin 5.5 milyon euro ya bittiğine inanıyor musunuz? bu adamların göz göre göre yalan söylediğini bilmiyor musunuz?
    şimdi 5.5 milyon üzerinden haldun üstünel'e laf atanlar bir siktirip gidin lütfen.

    edit: bu bütçeyi deloitte onaylamış. kesin kitabına uydurulmuş bir yolu vardır. önemli değil. 5.5 milyona alınan stoch meselesidir benim dikkat çekmeye çalıştığım.
  • 523
    çok büyük kulüp! olan fenerbahçe'nin teknik direktörü ile yaptığı sözleşme : (vatan gazetesinden alıntıdır)

    daum’un kirasından otomobil lastiğine, türkçe öğretmeninden telefon parasına her türlü masrafını f.bahçe ödedi.. ekibiyle birlikte 1 yıllık toplam gider 5 milyon euro.. sözleşmeye göre, daum’un parası 8 hafta gecikirse f.bahçe toplam 10 milyon euro’yu daum ve ekibine ödemekle yükümlü..

    teşbihte hata olmaz.. sevdiğim bir atasözü vardır: “öküzü bağırtan boynuzlarıdır..” f.bahçe ile bir türlü kurtulamadığı daum’un durumu da tam bu ifadeyi andırıyor.. daum’u f.bahçe ile ilgili konuşturan da elinde bulunan kapı gibi sözleşme.. daha iyi anlamanız için isterseniz sözleşmenin maddelerine göz atalım:

    madde 3 - sözleşmenin süresi:

    1 temmuz 2009’dan 31 mayıs 2012’ye kadar geçerlidir (sabit süreli sözleşme). taraflar işbu sözleşmenin esaslarını feshetme, değiştirme ve düzeltmeyi veya buradaki süreyi uzatmayı yazılı ortak kararları ile gerçekleştirebilirler..

    (yani: f.bahçe boşuna uğraşıyor.. sözleşmede herhangi bir opsiyon maddesi yok.. daum isterse 3 yıllık net parasını tıkır tıkır alır..)

    4 - teknik direktörün yetkileri:

    daum, tam gün esasına göre yeteneklerinin elverdiği ölçüde a takımdan sorumlu ve onu yönetme hakkına sahiptir.. yeni oyuncuların alınmasıyla ilgili ortak karar verme hakkına sahiptir.. bu görevleri yerine getirirken sadece kulüp başkanı’na bağlıdır.. gerektiğinde ve gerektiği ölçüde kulüp başkanı’na bilgi verecektir..

    (yani: aykut kocaman’ın koca sezonu niye eli kolu bağlı geçirdiği şu maddeden belli olmuyor mu? f.bahçe’de tek yetkili 2 yıl daha daum aslında..)

    6- kulübün yükümlülükleri:

    tüm ödeme ve ücretler, her türlü vergi ve kesintiler düşülmüş tutarlardır.. kulüp, vergileri daum adına vergi mercilerine ödeyecektir.. bu konuda herhangi bir eksiklik olursa, tüm zarar, masraf ve cezaları kulüp tazmin edecektir..

    a. daum’un taban maaşı yıllık 3.3 milyon euro’dur.. bu paranın 700 bin euro’su 3 yıl boyunca 1 temmuz’da, kalanı 10 ay boyunca 260’ar bin euro olarak her ayın 1’inde yatırılır.. eğer kulüp 8 haftadan fazla ödemeleri geciktirirse, teknik direktör sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olur.. böyle bir fesih durumunda teknik direktör bütün ödenmemiş ücretleri kıdem tazminatı olarak tahsil etme hakkına sahiptir..

    (yani: kımıldayacak boşluk yok..)

    diğer yükümlülükler:

    a. teknik direktörün seçtiği yüzme havuzlu ve klima dahil teknik teçhizata sahip tam döşeli bir ev sağlanacaktır.. kulüp ayda 10 bin euro tutarına kadar kira ve kira dışı tüm masraf harcamalarını karşılayacaktır. ev bulunana kadar teknik direktörün seçeceği bir otelde oluşacak tüm masrafları kulüp ödemekle yükümlüdür.. (yani: daum’un 120 bin euro’luk yıllık kirasını da f.bahçe ödedi..)

    b. kulüp bir a6, bir a8 model iki otomobil tahsis edip, tüm masraflarını üstlenecektir..

    c. kulüp, 4 kişi için her sezon gidiş-dönüş 6’şar business class uçak bileti sağlayacaktır..

    d. kulüp, stadın vıp bölümünde 8 bedelsiz kombine bilet sağlayacaktır..

    e. kulüp, teknik direktörün seçeceği 3 cep telefonu alıp, ayda 2 bin euro’ya kadar kullanım masraflarını karşılayacaktır..

    f. kulüp, daum ve ailesi için bir türkçe öğretmeni tutacaktır..

    h. kulüp, daum’un sözleşme masrafları için 80 bin euro ödeyecektir..

    i. hastalık durumunda kulüp bu ödemeleri en az 6 hafta daha yapacaktır..

    (yani: biletleri saymazsak yılda 224 bin euro masraf ödendi..)

    e) personel alımı:

    teknik ekibe ödenecek paralar:

    roland koch: aylık net 37 bin 500 euro maaş..

    ayhan tumani: yıllık net 78 bin euro..

    kaleci antrenörü: yıllık net 180 bin euro..

    doktor: yıllık 54 bin euro..

    fizyoterapist: yıllık 120 bin euro..

    bt uzmanı: yıllık 114 bin euro..

    tüm ekip primlerden faydalanır. ekibi daum seçer..

    (yani: daum’un ekibinin yıllık maliyeti toplam 996 bin euro.. onlar da kovulursa, 2 yıllık paraları olan 2 milyon euro’yu f.bahçe’den alabilirler..)

    uzlaşmazlık olursa:

    “taraflar arasında sorun çıkarsa, karar mercii fıfa olacaktır.. lozan’daki spor tahkim mahkemesi (cas), kesin ve bağlayıcı itiraz merciidir.. daum, kulübün yapması gereken mahkemeler için türkiye’de de dava açabilir.”

    (yani: şimdiden geçmiş olsun.. bu daum’u 10 milyon euro’yu gözden çıkarmadan göndermeden pek imkanı varmış gibi gözükmüyor..)

    sonuç: f.bahçe, bu sezon için daum ve ekibine net 5 milyon euro ödedi.. fazlası var, eksiği yok.. daum ve ekibi, kalan 2 yılın parasını, yani 10 milyon euro’yu çok rahat alabilir.. bu nedenle kuru gürültüye pabuç bırakmıyor.. ne diyelim, f.bahçe keşke sözleşmeye imza atıldığı gün de şu durumları düşünebilseydi!

    primler:

    lig şampiyonluğu:

    1 milyon euro net, tff kupası: 250 bin euro, avrupa ligi yarı finali 250 bin, final 400 bin, şampiyonluk 800 bin euro net.. şampiyonlar ligi: çeyrek final 400 bin, yarı final 500 bin, final 600 bin, şampiyonluk 1 milyon euro net..

    ayrıca kulübün futbolculara ödemeye karar verdiği primlerin tutarının yüzde 10’u teknik direktöre ödenir.. ve bu tutar, oyunculara ödenecek primden düşülemez..

    (yani: f.bahçe, geçen sezon futbolcularına toplam 5 milyon euro prim ödediyse (ki sadece g.saray maçının primi 2 milyon dolar idi.) ekstra 500 bin euro da daum’un hesabına yattı..)

    ya bir adam vardı kulüp başkanlığında efsaneydi, çağ atlatmıştı kulübü, böyle hani her olayda çıkıp konuşuyordu, garip bir tipti, çok biliriz çok büyüğüz derdi. neydi adı onun güntekin ? o mu yapmış bu sözleşmeyi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın