spor ahlakı rakip takım taraftarına sövmek, rakip oyunculara ayaklarını kıracak şekilde müdahale edip kart bile almamak, taraftarlara taşaklarını göstermek olmalı ki kendisinde spor ahlakı olmasın.
kendisi son zamanlardaki en kaliteli oyuncularımzdan biriydi ve galatasaray tarihinde de çok güzel bir yere sahip oyunculardan biri oldu. gerektiği zaman konsantrasyon olamayan takımdaşlarını havaya soktu, tribünleri ateşledi, fıtık ameliyatı olup iki ay sonra yeşil sahalara döndü, gerektiği zaman federasyon başkanına haddini bildirdi, bizim hislerimizin sahadaki tercümanı oldu. ben kendisini her zaman çok güzel bir şekilde anacağım ve inanıyorumki kendisi de galatasaray'a samimi duygular besliyor, bunu sosyal medyada rahat bir şekilde görebiliyoruz, hâlâ bizi seviyor biz de onu seviyoruz.
galatasaray küçük bir kulüp değildir. ali sami yen'in türk olmayan takımları yenmek amacıyla kurduğu bir kulüptür ve her zaman galatasaray başarılı olmak zorundadır. bu başarı için derbi kazanacaksın, şampiyon olacaksın ve büyük maçlarda saz senin elinde olacak. bu sazı eline ancak melo gibi sneijder gibi oyuncular alabilir. hatırlayın, geçenki başakşehir kupa maçında
* veled-i muhterem
*'in josue'ye yaptıklarını hatırlayın. takım kaptanımız selçuk inan pozisyona müdahil bile olamadı ve de jong hakeme itiraz etti. buradan hakeme itiraz etmeyi övdüğümü düşünmeyin ama siz bir şekilde hakemi etki altına almalısınız ki aleyhinize haksız karar vermesin. peki bu durumda melo olsaydı böyle mi olurdu. şuan tek tek melo'nun ayarlarını yazmak isterdim ama şu an yapamıyorum.
ha siz biz böyle mutluyuz diyorsanız eyvallah. size selçuk gibi sabri gibi ahlaklı, galatasaray'ın çocuğu kişiler müstehak.