1-1 biten ilk devrenin ardından, franco’nun askerleri tarafından aileleri tehdit edilen, ikinci yarı 10 gol yiyerek
el clasico’yu 11-1 kaybeden kulüp.
benim barcelona sempatim 95-96 sezonunda başladı yanlış hatırlamıyorsam.
o zamanlar
hbb kanalı veriyordu galiba ispanya ligini.
gerçek ronaldo’nun dünya futboluna armağan edildiği sezondu.
barça formasıyla 49 maç 47 gol atmıştı.
gollerin çoğunu direk dibine vurarak atmıştır.
mesela popescu sevgimin sebebi de o sezondur.
o sezonu atletico madrid şampiyon tamamlamıştı.
sonrasında 99 yılında kappa ile sponsorluğu bitirip nike ile çalışmaya başladılar.
kendi paramı kazanmaya başladığımda orjinal nike ürünlerini ilk o zaman alabilmiştim.
sonrasında rijkaard ile başlayan ve pep’le gelen dominasyon başladı.
oynadıkları futbol bence tarihin en görkemli oyunlarından birisidir.
nasıl ki real madrid’in avrupa’nın en büyüğü olduğu gerçeği inkar edilemezse, o dönemki barcelona’nın da gerçeği değiştirelemez.
bu başarılı dönem sonunda
sandro rosell’in artık hırsızlık mı diyelim, yoksa aptallık mı bilmiyorum ama fiyaskosundan sonra baya bocaladı kulüp.
laporta’nın gelişiyle işler rayına girmeye başladı.
tabii 2010’lu yıllardaki o kadroyu kurmak imkansız.
bir kulübün aynı dönemde alt yapıdan messi, iniesta ve xavi’yi (yaşları aynı değil biliyorum) buluşturması imkansız:)
yine de önümüzdeki yıllarda güzel bir barça izleyeceğimiz kesin çünkü coubarsi, balde, pedri, gavi, yamal, roque gibi gençlere sahipler.
buradan güzel şeyler çıkacaktır.