• 86
    yabanci siniri denilen irkcilik ile bile durdurulamayacagini anladiklari galatasaray'i teknik direktorunun zayif noktasindan vurup, yonetimi ile sorun yasattiktan sonra galatasaray'in super lig'de dominasyon saglamasinin onune gecilmis olay.

    bu konuda kendisiyle cok ama cok farkli kutuplarda olsak da fatih terim'i anlayabiliyorum. dogma buyume adanali olan ve her daim milliyetciligiyle taninan birinin milli takimi reddedememesini anlayabilirim ama saygi duymam. cunku ben galatasarayliyim ve konu galatasaray ise kendi milli takimimin dahi zerre bir onemi yoktur. boyle dusunmeyen galatasaraylilara ise saygi duyarim ama anlayamam. her neyse...

    donemin baskani unal aysal da 4 maclik izin vererek bir bakima bu olayin onunu acarak, yilanin basini kucukken ezmeyerek baskanlik doneminin en buyuk ikinci hatasini yapti. birincisi ansizin yonetimindeki degerli isimleri degistirmekti. unal aysal oyle veya boyle bu kulubun baskaniydi ve fatih terim'e 4 maclik izni vermis ancak hemen ardindan fatih hocanin 3 yillik sozlesme imzaladigi iddiasinda bulunarak hocayi kovmustu. kovulma olayinin hoca galatasaray antremanindayken gerceklesmesi gibi bir saygisizligin hicbir izahi yok orasi ayri.

    aradan seneler gecmesine ragmen hala tam olarak bilinmeyen bir durum var. hoca gercekten baskanin izni olmadan 3 yillik imza atti mi yoksa baskan zaten arasi limoni olan hocayi bir sekilde yollamak icin kendisine iftira mi atti? bu sorunun cevabina gore kim hakli kim haksiz yorum yapilabilir. tabi bunu asalim keselim anlaminda soylemiyorum sonucta her ikisi de insan tabiki hata yapmis olabilirler. bana kalsa ben hocaya hem milli takim hem de galatasaray'i calistirmasi icin dusunmeden izin verirdim. ama sonucta kulubun baskani oyle dusunmus oyle uygun gormusse kimsenin de takmama gibi bir durumu olamaz.

    sonuc olarak galatasaray'a cok fazla zarar vermis bir surec olmustur, yine de bugun en yakin rakibimizden 3 sampiyonluk ondeysek ve avrupa kupasi sampiyonlugumuz bulunuyorsa bu olaylari kasimanin kimseye pek yarari olmaz diye dusunuyorum. oyle veya boyle hala lideriz ve onumuze bakmaliyiz.
  • 78
    galatasaray futbol takımının çöküşünün en önemli sebebidir. kardeşim bu takım emirates cup ve süper kupa finalinde daha derli toplu muydu? evet. ne oynadığı belli miydi? evet. başarılı mıydı? o da evet.

    eee? yok sneijder sorumluluk alamıyormuş da, yok drogba frikikleri kötü kullanıyormuş da kıl tüy. allahım sen sabır ver ya.
  • 9
    normal şartlarda belki olabilir ama özellikle galatasaray düşmanları ile dolu medyanın olduğu yerde hem kendisi hem de galatasaray zarar görecektir. fatih terim'i yıpratmak isteyenlerin iki katı şansı olacaktır.
    bakmayın siz "fatih terim milli takımın başına geçmeli yeeaaa" diyenlere... yarın birgün milli takım kötü sonuçlar alırsa (ki bu oyuncu kadrosuyla ve yapılan yanlış yatırımla muhtemeldir) ilk bunlar başlayacaktır fatih terim'in alacağı haftalık ücreti konuşmaya. hatta milli takım dünya kupasına katılamazsa -ki katılması mucizeye bağlı- sorumlusunu fatih terim olarak göstereceklerdir.
    fatih terim de kolay sinirlenen, hiddetlenen, umarsız biri olmadığı için zarar görecektir.

    yukarıda yazdıklarım için komplo teorisi diyenler olabilir ama ben son derece eminim düşüncelerimde... bu teklifin amacını da milli takımı başarıya götürmekten çok, galatasaray'ı başarısızlığa götürmek olarak algılıyorum. play-off ile yıkamadılar, saçma sapan hakem kararlarıyla yıkamadılar, hocaya ceza vererek yıkamadılar, 6+0+4'ü devreye soktular, baktılar hakan balta iyi oynamaya başlayıp galatasaray defansı rahat etti şimdi de bu planı soktular devreye... düşünün şenol güneş boşta, mustafa denizli boşta, yılmaz vural boşta, hatta beğenmesek de aykut kocaman boşta... ama şampiyonlar ligi şampiyonluğu için yoğun mesai harcayan fatih terim'in kapısı çalınıyor... fatih terim tanrı değil, hani dokununca sanki milli takım dünya kupasını alabilsin...

    lafın kısası bu teklifin benim gözümdeki tek amacı galatasaray'ı sıkıntıya sokmak.
  • 13
    ya amk böyle işin ben!!

    brave heart'ı izlemeyeniniz yoktur diye umuyorum.(u: izlemeyen adamlar varsa da hangi gezegenden merak ediyorum, olum sinema tarihinin başyapıtı lan, hiç izlemeyen adam bile 2011-2012 sezonundaki beşiktaş maçındaki koreografiden sonra izlemiştir.) izlemeyen varsa da şu özeti okusun, daha ne yapayım :(

    --- wikipedia ---
    m.s 1280 yılında, "uzunbacaklı" edward iskoçya'nın büyük bir bölümünü işgal eder ve işgal sırasında william wallace’ın babasıyla ağabeyini öldürür. amcası tarafından yurtdışında büyütülen wallace, yıllar sonra uzunbacaklı’nın zalim yönetiminin sürdüğü iskoçya’ya döner. çiftçilik yaparak sakin bir yaşam kurmak isteyen wallace beladan uzak durmaya çalışır. çocukluk aşkı murron’a tekrar aşık olan wallaca ona murron’ın çocukken verdiği ve yıllarca sakladığı “gül”ni gösterir. daha sonra kralın koyduğu primae noctis emri yüzünden gizlice evlenirler. fakat bir gün, kasabadaki ingiliz askerleri murron’a tecavüz etmeye çalışır. askerlere saldıran wallace, murron’ı kurtarır ve bir ata bindirerek kaçmasını sağlar. ancak murron yolda yakalanır. kasabanın şerifi, bütün kasaba halkının önünde murron’ın boğazını keser. gözü dönen wallace, kasabadaki diğer iskoçların da yardımıyla ingiliz garnizonunu yener ve o da şerifin boğazını keser.
    bölgedeki ingiliz lordunun karşılık vereceğini bilen wallace ve adamları, ingiliz askerlerinin üniformalarını giyerek bir ingiliz kalesine girer ve kaleyi tamamen yakarlar. wallace’ın kahramanlıklarından cesaret alan iskoç halkı da ingilizlere karşı ayaklanır.
    wallace’ın efsanesi dilden dile yayılır ve dağılmış olan iskoç klanları gönüllü olarak ona katılmak isterler. wallace ordusunun başına geçer ve stirling’te ingiliz ordusunu yener. bu büyük başarısı için, iskoç soyluları onu iskoçya’nın koruyucusu ilan ederler. daha sonra york’u işgal eden wallace burada uzunbacaklı’yı bekler. sıradaki büyük savaş için soylulardan yardım ister ve iskoç tahtının varisi bruce’dan yardım için söz alır. ancak falkirk savaşı’nda iskoç soyluları ona ihanet eder. uzunbacaklı’ya yenilen wallace saklanmak zorunda kalır.
    (gbkz: ingilizlerle gerilla taktiğiyle savaşmaya devam eden wallace, falkirk’te ona ihanet eden iki iskoç soylusunu öldürür. bu arada, daha önce ingiliz elçisi olarak wallace’la görüşen ve ona aşık olan prens edward’ın (uzunbacaklı’nın oğlu ve vârisi) eşi prenses isabelle, ona yardım eder. sonra bir geceyi birlikte geçirirler ve wallace’tan hamile kalır.)
    (gbkz: wallace’a ihanet ettiği için vicdan azabı duyan bruce, onu edinburg’a çağırtır. bu şekilde ingilizlere karşı başarılı olamayacağını düşünen wallace, soyluların yardımını alabileceği umuduyla bu daveti kabul eder. ancak edinburg’a geldiğinde, bruce’un babası ve diğer soylular tarafından kurulan tuzağa düşerek yakalanır.) babasına karşı büyük bir öfke duyan bruce, onun babalığını reddeder.
    wallace londra’da krala ihanet etmek suçundan mahkemeye çıkar. bunu reddeden wallace, uzunbacaklı’ya hiçbir zaman bağlılık yemini etmediğini söyler. bunun üzerine mahkeme, onun “acıyla arındırılmasına” karar verir. londra meydanında halkın önünde işkenceye maruz kalan wallace, son gücüyle “özgürlük!” (freeedoooom)diye haykırır. kafası kesilmeden önce, kalabalığa döner ve murron’ı ona gülümserken görür.

    --- alıntı ---

    şimdi koyu renkle belirttiğim yeri izleyenler hatırlar, william wallece tuazk olduğunu bile bile, en yakın arkadaşları hamish * ve stephen (u: "irlanda benim adam" diyen kaçık) onu uyarmasına rağmen iskoçya'nın tek umudunun robert the bruce'u yanına alıp soylular ile beraber savaşmasına ikna etmesi gerektiği olduğunu bildiğinden bu şansı kullanmak isteyecektir. sonra robert the bruce'un babası ve diğer soylu köpeklerin ingilizlerle anlaştığı ortaya çıkar ve william'ı yakalarlar ve sonrasını biliyorsunuz işte...

    fatih terim de şu anda aynen bu durumdadır. yapılanın tuzak olduğunun farkında ama iki ucu boklu değnek hesabı kabul etmese "vatan haini" diyecekler, sürekli üzerine oynanacak. kabul ederse, türk futbolunu içinde bulunduğu dip kuyudan kurtarabilir hem türk futbolu hem galatasaray başarılı olabilir. yeniden ayağa kalkarız...

    ama ben türk futbolu kurtulacak diye senin kellenin gitmesine de müsade edemem hoca, yemişim öyle freedom'u!!!
  • 16
    abdullah avcı'nın mt teknik direktörlüğünü bırakması sonucu gündeme gelen durum...

    x: abi öyle bir yerden vurmalıyız ki şunları, hem kötü görünmemeliyiz, hem de onları çöküşe sürüklemeliyiz.

    y: onların zayıf olan tarafı erdemlere sahip olmaları. kötü niyetimizi, onların ahlaklı kişiliklerine hitab edecek temiz bir kılıfa giydirmeyi başarabilirsek kazanırız.

    x: doğru diyorsun. ne yapsak o zaman?

    (kısa bir sessizlik)

    x ve y (aynı anda gülümseyerek): milli takım teknik direktörlüğü !

    y: bu sayede ne geri adım atabilirler -zira milli teklifi reddetmek onlara yakışmaz- ne de bu işin içine girerlerse yıpranmadan çıkabilirler. çok rahat iki elden yükleniriz.

    x: hatta bizim yüklenmemize bile gerek kalmaz. mental yorgunluk işimizi görür. hemen bu fikri uygulamaya koyalım. yarından tezi yok götürelim şu teklifi.

    (bu hikayede geçen x ve y kişileri tamamen hayal ürünü olup gerçeği yansıtmaktadır)
  • 51
    ortada hiçbir şey yokken hemen fatih terim'e sallayanların daha sonradan utanabileceği durum.

    sırf olasılıklar üzerinden fatih terim'e sallamak pek yakışık almıyor. hocanın içinde bulunduğu konjonktür bunları gerektirmiş olabilir.

    kendisini fatih terim olarak değil galatasaraylı fatih olarak tanımlayan insandan bahsediyoruz. buradaki tek sıkıntı artık belki de 2013-2014 sezonu şampiyonluğunun bu sezon gerçekleşmesi zorunluluğu oluşmuştur. normal şartlar altında bu sezon şampiyonluğu kaçırsaydık bile fatih terim'in kredisi yüksekti, kimse sesini çıkarmazdı ama şu durumda kaybedeceği şampiyonluğu direkt bu olaya bağlarlar ve hocanın fişini çekerler. başkan yapmasa biz taraftarlar olarak yaparız, daha şimdiden körü körüne başladı bile eleştiriler...

    belki de bu durum kendisi için ekstra motivasyon olur onu da bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki 20.şampiyonluğun bu sezon gelmesi çok daha elzem bir hal almıştır.

    2011-2012 sezonu şampiyonluğu fatih terim'in 3.döneminde, tamamı değişen bir takımla playoff saçmalığına rağmen gelmiştir. şikecilerin kendilerini savunmalarına mani olacak ve evlerinde kazanılacak bir şampiyonluğu hayal bile edemezdik ama diriliş için mutlaka şampiyon olunması gereken sezonda gelmiştir.

    2012-2013 sezonu şampiyonluğu herkesin kötü olduğu sezonda biraz iyi olanın kazanacağı şampiyonluktu. rüzgarı arkamıza almak için son derece önemliydi. devre arasında drogba ve sneijder transferleri ile kazanmamız farz olmuştu. 71 puan ve en yakın rakibe 10 puan fark ile kazanıldı.

    2013-2014 sezonu şampiyonluğunun mottosu 4.yıldz iken şu anda fatih terim'in milli takım ve galatasaray'ı çalıştırması ile oluşan mevcut durumda taraftarın güvenini tazelemek için mecbur olduğumuz şampiyonluk durumuna geldi.

    inşallah her şey istediğimiz gibi olur yoksa sene sonunda çanlar bizim için çalacak...
App Store'dan indirin Google Play'den alın