13
ya amk böyle işin ben!!
brave heart'ı izlemeyeniniz yoktur diye umuyorum.(u: izlemeyen adamlar varsa da hangi gezegenden merak ediyorum, olum sinema tarihinin başyapıtı lan, hiç izlemeyen adam bile 2011-2012 sezonundaki beşiktaş maçındaki koreografiden sonra izlemiştir.) izlemeyen varsa da şu özeti okusun, daha ne yapayım :(
--- wikipedia ---
m.s 1280 yılında, "uzunbacaklı" edward iskoçya'nın büyük bir bölümünü işgal eder ve işgal sırasında william wallace’ın babasıyla ağabeyini öldürür. amcası tarafından yurtdışında büyütülen wallace, yıllar sonra uzunbacaklı’nın zalim yönetiminin sürdüğü iskoçya’ya döner. çiftçilik yaparak sakin bir yaşam kurmak isteyen wallace beladan uzak durmaya çalışır. çocukluk aşkı murron’a tekrar aşık olan wallaca ona murron’ın çocukken verdiği ve yıllarca sakladığı “gül”ni gösterir. daha sonra kralın koyduğu primae noctis emri yüzünden gizlice evlenirler. fakat bir gün, kasabadaki ingiliz askerleri murron’a tecavüz etmeye çalışır. askerlere saldıran wallace, murron’ı kurtarır ve bir ata bindirerek kaçmasını sağlar. ancak murron yolda yakalanır. kasabanın şerifi, bütün kasaba halkının önünde murron’ın boğazını keser. gözü dönen wallace, kasabadaki diğer iskoçların da yardımıyla ingiliz garnizonunu yener ve o da şerifin boğazını keser.
bölgedeki ingiliz lordunun karşılık vereceğini bilen wallace ve adamları, ingiliz askerlerinin üniformalarını giyerek bir ingiliz kalesine girer ve kaleyi tamamen yakarlar. wallace’ın kahramanlıklarından cesaret alan iskoç halkı da ingilizlere karşı ayaklanır.
wallace’ın efsanesi dilden dile yayılır ve dağılmış olan iskoç klanları gönüllü olarak ona katılmak isterler. wallace ordusunun başına geçer ve stirling’te ingiliz ordusunu yener. bu büyük başarısı için, iskoç soyluları onu iskoçya’nın koruyucusu ilan ederler. daha sonra york’u işgal eden wallace burada uzunbacaklı’yı bekler. sıradaki büyük savaş için soylulardan yardım ister ve iskoç tahtının varisi bruce’dan yardım için söz alır. ancak falkirk savaşı’nda iskoç soyluları ona ihanet eder. uzunbacaklı’ya yenilen wallace saklanmak zorunda kalır.
(gbkz: ingilizlerle gerilla taktiğiyle savaşmaya devam eden wallace, falkirk’te ona ihanet eden iki iskoç soylusunu öldürür. bu arada, daha önce ingiliz elçisi olarak wallace’la görüşen ve ona aşık olan prens edward’ın (uzunbacaklı’nın oğlu ve vârisi) eşi prenses isabelle, ona yardım eder. sonra bir geceyi birlikte geçirirler ve wallace’tan hamile kalır.)
(gbkz: wallace’a ihanet ettiği için vicdan azabı duyan bruce, onu edinburg’a çağırtır. bu şekilde ingilizlere karşı başarılı olamayacağını düşünen wallace, soyluların yardımını alabileceği umuduyla bu daveti kabul eder. ancak edinburg’a geldiğinde, bruce’un babası ve diğer soylular tarafından kurulan tuzağa düşerek yakalanır.) babasına karşı büyük bir öfke duyan bruce, onun babalığını reddeder.
wallace londra’da krala ihanet etmek suçundan mahkemeye çıkar. bunu reddeden wallace, uzunbacaklı’ya hiçbir zaman bağlılık yemini etmediğini söyler. bunun üzerine mahkeme, onun “acıyla arındırılmasına” karar verir. londra meydanında halkın önünde işkenceye maruz kalan wallace, son gücüyle “özgürlük!” (freeedoooom)diye haykırır. kafası kesilmeden önce, kalabalığa döner ve murron’ı ona gülümserken görür.
--- alıntı ---
şimdi koyu renkle belirttiğim yeri izleyenler hatırlar, william wallece tuazk olduğunu bile bile, en yakın arkadaşları hamish * ve stephen (u: "irlanda benim adam" diyen kaçık) onu uyarmasına rağmen iskoçya'nın tek umudunun robert the bruce'u yanına alıp soylular ile beraber savaşmasına ikna etmesi gerektiği olduğunu bildiğinden bu şansı kullanmak isteyecektir. sonra robert the bruce'un babası ve diğer soylu köpeklerin ingilizlerle anlaştığı ortaya çıkar ve william'ı yakalarlar ve sonrasını biliyorsunuz işte...
fatih terim de şu anda aynen bu durumdadır. yapılanın tuzak olduğunun farkında ama iki ucu boklu değnek hesabı kabul etmese "vatan haini" diyecekler, sürekli üzerine oynanacak. kabul ederse, türk futbolunu içinde bulunduğu dip kuyudan kurtarabilir hem türk futbolu hem galatasaray başarılı olabilir. yeniden ayağa kalkarız...
ama ben türk futbolu kurtulacak diye senin kellenin gitmesine de müsade edemem hoca, yemişim öyle freedom'u!!!
brave heart'ı izlemeyeniniz yoktur diye umuyorum.(u: izlemeyen adamlar varsa da hangi gezegenden merak ediyorum, olum sinema tarihinin başyapıtı lan, hiç izlemeyen adam bile 2011-2012 sezonundaki beşiktaş maçındaki koreografiden sonra izlemiştir.) izlemeyen varsa da şu özeti okusun, daha ne yapayım :(
--- wikipedia ---
m.s 1280 yılında, "uzunbacaklı" edward iskoçya'nın büyük bir bölümünü işgal eder ve işgal sırasında william wallace’ın babasıyla ağabeyini öldürür. amcası tarafından yurtdışında büyütülen wallace, yıllar sonra uzunbacaklı’nın zalim yönetiminin sürdüğü iskoçya’ya döner. çiftçilik yaparak sakin bir yaşam kurmak isteyen wallace beladan uzak durmaya çalışır. çocukluk aşkı murron’a tekrar aşık olan wallaca ona murron’ın çocukken verdiği ve yıllarca sakladığı “gül”ni gösterir. daha sonra kralın koyduğu primae noctis emri yüzünden gizlice evlenirler. fakat bir gün, kasabadaki ingiliz askerleri murron’a tecavüz etmeye çalışır. askerlere saldıran wallace, murron’ı kurtarır ve bir ata bindirerek kaçmasını sağlar. ancak murron yolda yakalanır. kasabanın şerifi, bütün kasaba halkının önünde murron’ın boğazını keser. gözü dönen wallace, kasabadaki diğer iskoçların da yardımıyla ingiliz garnizonunu yener ve o da şerifin boğazını keser.
bölgedeki ingiliz lordunun karşılık vereceğini bilen wallace ve adamları, ingiliz askerlerinin üniformalarını giyerek bir ingiliz kalesine girer ve kaleyi tamamen yakarlar. wallace’ın kahramanlıklarından cesaret alan iskoç halkı da ingilizlere karşı ayaklanır.
wallace’ın efsanesi dilden dile yayılır ve dağılmış olan iskoç klanları gönüllü olarak ona katılmak isterler. wallace ordusunun başına geçer ve stirling’te ingiliz ordusunu yener. bu büyük başarısı için, iskoç soyluları onu iskoçya’nın koruyucusu ilan ederler. daha sonra york’u işgal eden wallace burada uzunbacaklı’yı bekler. sıradaki büyük savaş için soylulardan yardım ister ve iskoç tahtının varisi bruce’dan yardım için söz alır. ancak falkirk savaşı’nda iskoç soyluları ona ihanet eder. uzunbacaklı’ya yenilen wallace saklanmak zorunda kalır.
(gbkz: ingilizlerle gerilla taktiğiyle savaşmaya devam eden wallace, falkirk’te ona ihanet eden iki iskoç soylusunu öldürür. bu arada, daha önce ingiliz elçisi olarak wallace’la görüşen ve ona aşık olan prens edward’ın (uzunbacaklı’nın oğlu ve vârisi) eşi prenses isabelle, ona yardım eder. sonra bir geceyi birlikte geçirirler ve wallace’tan hamile kalır.)
(gbkz: wallace’a ihanet ettiği için vicdan azabı duyan bruce, onu edinburg’a çağırtır. bu şekilde ingilizlere karşı başarılı olamayacağını düşünen wallace, soyluların yardımını alabileceği umuduyla bu daveti kabul eder. ancak edinburg’a geldiğinde, bruce’un babası ve diğer soylular tarafından kurulan tuzağa düşerek yakalanır.) babasına karşı büyük bir öfke duyan bruce, onun babalığını reddeder.
wallace londra’da krala ihanet etmek suçundan mahkemeye çıkar. bunu reddeden wallace, uzunbacaklı’ya hiçbir zaman bağlılık yemini etmediğini söyler. bunun üzerine mahkeme, onun “acıyla arındırılmasına” karar verir. londra meydanında halkın önünde işkenceye maruz kalan wallace, son gücüyle “özgürlük!” (freeedoooom)diye haykırır. kafası kesilmeden önce, kalabalığa döner ve murron’ı ona gülümserken görür.
--- alıntı ---
şimdi koyu renkle belirttiğim yeri izleyenler hatırlar, william wallece tuazk olduğunu bile bile, en yakın arkadaşları hamish * ve stephen (u: "irlanda benim adam" diyen kaçık) onu uyarmasına rağmen iskoçya'nın tek umudunun robert the bruce'u yanına alıp soylular ile beraber savaşmasına ikna etmesi gerektiği olduğunu bildiğinden bu şansı kullanmak isteyecektir. sonra robert the bruce'un babası ve diğer soylu köpeklerin ingilizlerle anlaştığı ortaya çıkar ve william'ı yakalarlar ve sonrasını biliyorsunuz işte...
fatih terim de şu anda aynen bu durumdadır. yapılanın tuzak olduğunun farkında ama iki ucu boklu değnek hesabı kabul etmese "vatan haini" diyecekler, sürekli üzerine oynanacak. kabul ederse, türk futbolunu içinde bulunduğu dip kuyudan kurtarabilir hem türk futbolu hem galatasaray başarılı olabilir. yeniden ayağa kalkarız...
ama ben türk futbolu kurtulacak diye senin kellenin gitmesine de müsade edemem hoca, yemişim öyle freedom'u!!!